İKİNCİSİ:II. DÜNYA SAVAŞINDA YAHUDİNİN ROLÜ

 

Hem birinci hem de ikinci dünya savaşının çıkmasına yahudiler sebep oldular.

 

Yahudiler birinci dünya savaşında, İngilizleri Almanlara karşı özellikle işgal altında ki Almanya’nın bölüşülmesinden sonra çok büyük bir hayır getireceği imajı verdirerek savaşa sürüklediler. İngiltere de buna kandı 1914-1918 yılları arasında savaşa girdi.

 

Yahudi zenginleri, milyonlarca İngiliz, Amerikan ve Fransızın kanları üzerine kurulu korkunç derece de kazançlar elde ettiler.

 

Yukarıda bu anlattıklarımızı bizzat yahudilerin kendi ağızlarında aktaralım.

Romanyalı yahudi Marcos Rafac şöyle diyor:

“Bütün savaşlarınızın arkasında biz yahudiler varız. Birinci dünya savaşı, yeryüzünde (mutlak) hakimiyetimizi gerçekleştirmek için çıkartılmıştır.[1] 

 

Yahudi Evskal Lifi şöyle diyor:

“Komünizmin ve kapitalizmin temelini atanlar bizim yandaşlarımızdır. Bizim seçilmiş halk olduğumuzun yeryüzünün tek ihlaslı insanlarını bizim olduğumuzun ve Mesih’in bizden çıkacağından kıvanç duyduğumuzun hikayesini uydurduk. Oysaki biz günümüzde bozguncu, tahripkar ve yıkıcı bir topluluktan başka bir şey değiliz. Sizi cenneti ve mutluluğa götüreceğinden kıvanç duyduğumuzun hikayesini uydurduk. Oysaki biz günümüzde bozguncu, tahripkar ve yıkıcı bir topluluktan başka bir şey değiliz. Sizi cenneti ve mutluluğa götüreceğimize söz vermiştik. Halbuki biz sizi devamlı olarak cehenneme sürüklemekteyiz”.

 

Henry Ford şöyle diyor:[2]

“Ben, muhakkak savaşları karşı karşıya gelen iki taraftan sadece birisinin kazanacağından eminim. Bu kazanan tarafta daima yahudilerdir. İlk önce, iki ülkeyi birbirlerine karşı kışkırtıcı politikayla soğuk savaşı başlatıyorlar ve sıcak savaştan önce de silah ve mühimmat ticareti yapıp bundan iyiden iyiye zengin oluyorlar. Bizzat savaş esnasında ise savaşan iki tarafa verdikleri borçlarla zengin oluyorlar. Savaştan sonra ise, ülkenin mevcut bütün servet kaynaklarını elleri altına alıyorlar.”

 

15 Ocak 1929 tarihli La Vielle France dergisinde şöyle bir haber geçti:

İşte burada bütün halklara karşı yahudinin bir plan ve hilesi söz konusudur. Yahudiler her zaman iki önemli silaha sahiptirler. Birincisi mal, ikincisiyse gerçekleştirdiği devrimler vasıtasıyla elde ettiği servet.

 

Yahudiler, bütün Avrupa’yı kapsayan bu kanlı savaşa İngiltere’yi sokmakla yetinmeyip A.B.D’yi de bunun içine sürüklediler ve Almanya’ya karşı olan bu savaşa A.B.D’yi sokmakta hiçbir zorlukla karşılaşmadılar. Çünkü öteden beri takınmış olduğu tavır ve Avrupa’daki[3] savaşın Amerika halkı üzerindeki olabilecek muhtemel dezavantajlarını güya uzaklaştırmak gibi sözleri ağzında geveleyen başkan Wilson’un etrafı yahudi menfaatine uygun biçimde devlet siyasetini yönlendiren yahudi müsteşarlarıyla doluydu. Bunlardan bazıları şunlardır.

 

Bernard Baruh  (Başkanlık iktisadi müsteşarı)

Henry Morganto(Başkanlık Mali Müşaviri )

Colonel Mendel (Başkanlık Siyasi Müşaviri)

Volter Limen (Uluslar arası Kanun Müşaviri)

Levis Bernardis(Yüksek Mahkeme Azası ve Başkanlık Adli Müşaviri)

FelixFrank Forter(Siyasi Müşavirlerin En büyüğü)

Yahudiler sadece A.B.D’yi savaşa sokmakla yetinmediler, üstelik savaşın bitmesini tayin ettikleri vakitten önce bitmesine ve bu esnada herhangi bir barışın yapılmasına engel oldular.

Ünlü Fransız tarihçi “Hanoto” şöyle dedi.

Fransa 1914  yılında (daha savaşın başlangıcındayken) barışa hazır olmasına rağmen Morca şirketi Fransız generallerini barış anlaşmasını ve ateşkesi reddetmeye ikna etti. Çünkü onlar savaş esnasında korkunç derecede kazanç elde etmişlerdi. Morcan şirketi, ticari hayatları boyunca kazandıklarının daha fazlasını sadece savaşın iki senesinde kazanmışlardı.Aynı şekilde 1917-1918 tarihleri arasında sadece iki senede çoğunluğu yahudi olmak üzere 21 bin kişi bu savaştan ötürü milyoner oldular.

 

Yahudiler aynı şekilde Osmanlı’nın yenilgi almadan savaştan çıkmasına engel olmakta başarılı oldular. Siyonist hareket idaresinde Hertzler’in halefi olan Hayım Vayzmın[4]   Osmanlının İngiltere ve müttefiklerinin Osmanlıya karşı tam bir zafer elde etmeden savaştan çıkarılmasına engel olduğunu itiraf etti.

 

Durumu kısaca şöyle özetleyebiliriz. A.B.D’nin o zamanki Türkiye büyük elçisi Morcanto, Osmanlı’nın savaştan çıkarılması gerektiği konusunda Wilson’u ikna ederek Osmanlıyla İngiltere müttefikleri arasında (onlardan habersiz)bir barış anlaşması imzalatmayı başardı. O zamanlar Amerika savaşın dışındaydı.Wilson bu fikri benimseyerek Morcanto’yu malla destekleyip onu bu projesinin uygulanması için resmi bir heyetin başı olarak tarafsız ülke olan İsviçre’ye  gönderdi.

 

İngiliz ve yahudiler bu tehlikeli barış projesini öğrenince, çılgına döndüler ve her türlü imkanlarla ona karşı koymaya, engel olmaya karar verdiler.  Çünkü hezimete uğramadan Osmanlı devletinin savaştan çıkması “Hasta Adam Osmanlı”nın bölünmesinde İngilizlere ve Filistin konusunda da yahudilere zarar verebilirdi. İşte bu yüzden İngiltere hükümeti Hayam Vayzman’ı İsviçre’ye ulaşmadan  ve barış projesinin son rötuşlarını yapmadan önce Morcanto’yla görüşmesi için Cebeli Tarık’a gönderdi. Vayzman, Morcantoy’la buluştu ve kısa görüştü. Bu yahudi, meslektaşına siyonist yahudi emellerinin Osmanlı’nın yenilgisine ve Arap ülkelerinin parçalanmasındaki başarıya bağlı olduğunu ve Osmanlı devleti yenilgiye uğrayıp İngilizler tam bir şekilde yardım etmedikçe kendilerinin (yahudilerin)bir vatanının kurulmasında hiçbir ümitlerinin kalamayacağını anlattı ve Morcanto’yu projesinden vazgeçirmeyi başardı. Morcanto bundan sonra İsviçre yerine Portekiz’e giderek başkan Wilson’a verdiği sözden caydı ve savaşın bitimine kadar orada kaldı.

 

Böylece A.B.D yahudilerin tesiri altında I. Dünya savaşına girerek Avrupa’daki müttefiklerine savaşa girişinde (7 Nisan 1917)bitimine kadar (11 Kasım 1918) tam 9.5 milyon dolar nakit para olarak ve 22 milyar 625 milyon dolar askeri silah ve mühimmat harcaması yaptı.Savaşın bütün masrafları 208.000 milyon doları, zararları ise 151.000 milyon doları aştı.

 

İnsanlara verdiği zarar ise şöyledir:

6.295.512 tane ağır yaralı

14.002.039 tane hafif yaralı

5.983.600 savaş esiri  ve kayıp.

10.000.000 İspanya’dan gelen sıtma mikrobundan dolayı ölenler.

Toplam:46.279.922

 

Yeryüzü bu savaştan milyonlarca can kaybetti ve çok masraflı olan bu savaşta hiçbir şey kazanılmadı. Zarar ve ziyansız kazanan sadece bir taraf vardı ki oda hiç şüphesiz dünya yahudileridir.

 

Birinci Dünya Savaşında Almanya’nın yenilgisinden sonra (yapılan) barış konferansında Alman heyetinin çoğunluğunu yahudiler teşkil ettiği gibi Almanya’da asıl söz sahibi olanların çoğu yine onlar olmuştur. Almanya maliye bakanı Schfer ve dışişleri bakanı Vehaz yahudiydi. Rusya’nın bütün bakanları yahudiydi ve Bavyera’nın hükümdarı yine yahudiydi. Macaristan’da hükmü elinde tutan ve asıl ismi Kohen Bilakin olan kişi yine yahudiydi.

 

Birinci Dünya Savaşından sonra elde ettikleri sonuçlarla yetinmeyen yahudiler ikinci bir savaşın çıkması için planlar yapmaya ve eski adetleri üzere Almanya’ya karşı propaganda yoluyla bir bir savaş girişiminde bulunmaya başladılar. Sonra 1933 yılında Hitler’in başa geçmesinden beri yahudilere düşman olarak gösterilen Nazi ve Hitler’e karşı savaş ilan ettiler. Yahudiler korkunç derecede etkin mali potansiyellerinden ve Amerika ve Avrupa’da bulunan gazetelere tam egemenliklerinden dolayı “Nazi”yi Amerika ve Avrupa’yı tehdit eden yırtıcı, vahşi bir kuruluş olarak göstermede başarılı oldular. A.B.D Fransa ve İngiltere hükümetleri üzerindeki tam nüfuzlarını kullanarak başlangıçta Almanya’ya karşı ekonomik bir savaş ilan edip askeri açıdan imha etmeye bir hazırlık olması yönünde Almanya’yı boğma amacıyla Batı Avrupa’nın ve A.B.D’nin onlara karşı ambargo koymasını sağladılar. Hitler hükümetin başına geçer geçmez yahudi gazeteler Hitler’e saldırmaya başladı Aynı şekilde gazetelerinde II. Dünya savaşının kendi çıkarlarını ve temel ilkelerini savunma açısından biran önce ilan edilmesi gerektiğini vurguladılar. Savaş kıvılcımını tutuşturmak için Almanya’yla Polonya arasında Danzic boğazı[5]  hakkında çıkan anlaşmazlığı bahane ederek Polonya’yı müdafaa etme kisvesi altında Almanya’ya karşı Fransız ve İngilizleri savaşa girmelerinin gerekli olduğuna ikna ettiler.

 

Yahudi uşağı İngiliz bakanları savaşa girme sebeplerini şöyle açıkladılar:

1-Biz Polonya’nın özgürlüğü için savaşıyoruz.

2-Biz barış için savaşıyoruz.

3-Güvenliğimizi tehlikeye düşürecek bir meydan okumayla karşı karşıyayız.

4-Biz halkın kendi hayatını yaşama hakkını savunuyoruz.

5-Biz devletler arsında kanun ve nizamın yerine silahın kullanılmasına karşı savaşıyoruz.

6- Biz,uluslararası anlaşma ve sözleşmelerin bozulmasına karşı savaşıyoruz.

7- Biz, insanları eşit yaratan ilahi adalet uğrunda savaşan atalarımız için savaşıyoruz.

İşte bunlar ve yalanlar zincirinin halkalarıdır.

 

Muhakkak ki İngiliz bakan, komutan ve gazetecileri uğrunda savaştıklarını iddia ettikleri hiçbir şeyi gerçekleştiremedi.İngilizlerin güvenliklerini tehdit eden meydan okumaların(ardı arkası) kesilmedi. Zayıf halka istediği hüküm çeşidini seçme fırsatı verilmedi... Silah kullanılması son bulmadı. Sözleşme ve anlaşmalara bağlı kalınmadı. Kısacası insan hakları uğrunda hiçbir şey gerçekleştirilmedi.

 

Bütün bunlardan sonra tek kazanan taraf yahudiler oldu.

1939 yılında İngiltere’nin çeşitli bakanlıklarında görev alanların çoğunluğu kendilerinden ve yardakçılarından olunca yahudiler nasıl Hitler ve Almanya’dan intikam almak için II.Dünya Savaşını çıkartmakta başarılı olmasınlar ki?

 

Savaşı önleme perdesi altında ancak 1938 yılına kadar savaşı geciktiren İngiliz Başbakan Fınıfıl Cambırlain yahudi tehditlerine boyun eğerek 1939 yılında savaşa ilan etmek zorunda kaldı. Yahudiler onu istedikleri gibi savaşı idare etmeye yetersiz bulduklarından onun yerine büyük yardakçısı siyonist ruhlu büyük masonluğun torunu bilhassa birçok Arap kralının samimi dostu olan Winston Churchil’i[6] tayin ettiler.

 

Maliye bakanı olan Sir John Siman yarı yahudiydi.Savunma bakanı olan Hor Belisa ise tamamen yahudi kökenliydi. Sasonun ortağı ve yüksek mahkeme yargıcı Sir Samuel de yahudiydi. İngiltere Dış İşleri Bakanı Lord Halifax’ın torunu yahudi Richard’ın kızıyla evliydi.

Savunma bakanı vekili Bofıntıon Bakanlık müsteşarı Sir Salmon ,eğitim bakanı Clary Dı Lavar yahudiydi.Çalışma bakanı Huwary Nist ise masondu.

 

Daha sonra dışişleri bakanlığı makamına Lord Halıfax’ın yerine Antony Aden geçti. Antony zengin yahudi dostlarının ortağı ve yarı yahudiydi.Onun başkanlığında savunma bakanlığına birçok yahudi iştirak etti. İşte onlar:Lord Hankey, Lord Wilton, Siral Şiba Ledinskır, Mr. Emly (Hindistan bakanı) Dif Cooperve LordRedinge katıldılar.

 

Okyanusun batı tarafında ise durum şu şekilde cereyan ediyordu.Yahudiler tağuti hakimiyetlerini A.B.D’de de sürdürdüler. Rooswelt hükümetini Almanya’yla savaşa girmeye mecbur bıraktılar. Yahudiler A.B.D’yi savaşa sokmakla bir zorlukla karşılaşmadılar..çünkü başkan Rooswelt’in bizzat kendisi yahudiydi Bu başkan vasıtasıyla A.B.D’de istedikleri gibi at koşturuyorlardı.

 

1939-1945 tarihleri arasındaki II.Dünya Savaşı Başkan Rooswelt’in yardım istediği önemli şahsiyetler şunlardır:

Bernard Baruh: Başkanın iktisat işleri konusunda danışmanı.

 

Henry Morganto: Başkanın maliye işlerinde danışmanı, daha sonra ise maliye bakanı oldu. 1000 milyon dolar servetinin varlığı bilinmektedir.

 

Samuel Roseman: Başkanın siyasi konulardaki danışmanı.

 

Volter Libman: Başkanın hüküm koyma konusunda danışmanı.

 

Felix Frank Viktor: Yüksek mahkeme üyesi ve beyaz sarayın en önemli müsteşarlarından.

 

Hobert Fays: Amerika dış işleri bakanlığında çok önemli görevi vardı.

 

Merdeha Ezkiyal: Amerika tarım işleri bakanlığında çok önemli görevi vardı.

 

Nason Margold: Amerika içişleri bakanlığında çok önemli görevi vardı.

 

Eziddr Lubin: Amerika çalışma bakanlığında önemli görevi vardı.

 

Norman Arnold ve HowardNason:Genel naib danışmanıydılar.

 

Villiam Bolih: Fransadaki A.B.D elçisi.

 

Lorenz Şetnaharat: A.B.D’nin Peru sefiri.

 

A.B.D’nin yahudilerden kaynaklanan zarar tablosu:

 

32 milyon dolar savaşın maliyeti.

104 milyar dolar müttefiklerine mühimmat yardımı.

A.B.D halkından 256.330 ölü, yüz binlerce yaralı ve kayıp.

 

Bu sadece A.B.D’nin zararın bilançosudur.

 

II.Dünya Savaşında genel hasar ise şöyledir:

32 milyon kişi harp sahasında öldü.

20 milyon kişi ise şehir üzerine yapılan uçak bombardımanıyla öldü.

26 milyon kişi hapishanelerde ve toplama kamplarında öldü.

30 milyon kişi bir uzvunu veya daha fazlasını kaybederek iş yapamaz duruma düştüler.

15 milyon çocuk ise babalarını, annelerini ve ailelerini kaybederek yetim kaldılar.

Bunca kayıpların acı ve gözyaşlarının sebebi ise A.B.D’de ki servetlerini artırmak isteyen aç gözlü yahudiler olmuştur


 


[1] Robert Edward Edmandson. I Testify Oregon 1953 P. 238

[2] Amerikalı bir milyoner dünya ekonomisinde ki etkin yahudi tehlikesini anladı ve “yahudiler yeryüzünün karşılaştığı en büyük problem” adlı kitabını yazdı.

[3] A.B.D ‘nin 28. cumhurbaşkanı. 1856’da doğdu.Milletler cemiyetini kurdu.Allah’ın uğrayarak felç oldu ve  1924TE öldü..

[4] Rus asıllı siyonist lider. 1874’te Motell şehrinde doğdu. Almanya’da kimya öğrenimini gördükten sonra İsviçre’de hocalık ve daha sonra Britanya deniz ürünleri fabrikaları müdürlüğünü yaptı. En son olarak da siyonizmin sayılı temsilcileri arasında yerini aldı. İsrail devleti kurulduktan sonra başbakanlık yaptı. Ayrıca “yahudi tarihinde yanlışlar ve doğrular” isimli kitabı mevcuttur. 1952’de ölmüştür.

[5] Danzig limanının yanında yer alan bir körfezdir. Versay anlaşmasından sonra Polonya’nın işgaline uğradı ve bu sebepten ötürü II. Dünya savaşı çıktı.

[6] İngiliz asıllı 1873’te doğdu.Sırasıyla  içişleri bakanlığı, harbiye bakanlığı ve uçak bakanlığı yaptı. Sonra işgal altındaki topraklardan sorumlu bakan oldu daha sonra maliye bakanı ve en sonunda  da başbakan oldu.I.Dünya savaşı hakkında 6 cilt, II.Dünya savaşı hakkında da 6 cilt ve İngiliz milletleri hakkında ise 4 ciltlik eseri vardır.