Forum Hafızoğlu

Tam Versiyon: İşte hayat hikayem...
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
İşte hayat hikayem...

Bir ilkbahar sabahıydı.
Güneş, pırıl pırıl altın ışıklarını
yer yüzüne yolluyordu.
Bu ışınları gören kozalardan
o sabah beyaz bir kelebek çıktı.
Çok büyük ve tül gibi ince
bembeyaz kanatları vardı.
Birden kendini bir bahçenin
çiçekleri arasında buldu.
Önce keşif uçuşuna çıkıp
bahçeyi dolaştı.
Sonra dinlenmek için
kırmızı bir güle kondu.
Dinlenirken, kanatlarını
dikleştirip birleştirmisti.
Etrafına baktı.
Doyasıya yeşilliğe daldı
saatlerce seyretti...
Dinlenmişti.
Şimdi dolaşma vaktiydi,
yaşamalıydı, önünde uzun zamanı vardı.
Ağaçlara uçtu. Çiçeklere kondu.
Mutluydu, özgürdü.
Herkes ona bakıp "ne güzel" diyordu.
Akşama kadar çiçekten çiçeğe,
daldan dala uçup durdu.
Güneş batarken
bir garip his kapladı içini,
artık öğrenmişti.
Sadece bir günlük olan ömrü bitmişti.
Son bir kez etrafına baktı.
Batan güneşe daldı.
Ve bi daha hiiiiç uyanmadı...
[Resim: Montmartre_kelebek-resimleri10.jpg]
uff valla içim ürperdi kelebegin ömrü işte harika bir paylasım sağol hocam
sende sagol kardeş...
malum kelebekler sonusuza ve ışıga uçar ve bir günlük ömrü vardı.anlayabilene dünyalık düşünenlere.RABBİMİZİN NİGMETLERİNİ DÜŞÜNME NOKTASINDA Kelebegin yaşamı en güzel örnekdir .