Forum Hafızoğlu

Tam Versiyon: gerçek dostluk...
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
"Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı. Fakat bir tanesi çok kurnaz, atılgan ve hareketli, diğeri ise çok saf , dürüst ve sessizdi. Bir gün kurnaz olan arkadaş , diğer arkadaşın yanına giderekişlerinin bozulduğunu söyler ve kendisinden para ister. Samimi dostu onu hıç kırmaz ve elindeki bütün parayı arkadaşına verir. Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltir. Bir süre sonra kurnaz olan yine arkadaşının yanına gider ve arkadaşının evlenmek üzere olduğu nişanlısını çok beğendiğini ve kendisine vermesini ister. Arkadaşı çok şaşırır, ne diyeceğini bilemez. Fakat aralarında o kadar kuvvetli bir sevgi vardır ki arkadaşına hayır diyemez, nişanlısını arkadaşına verir.

Zaman içinde Saf olanın işleri bozulur ve birden arkadaşı aklına gelir (ben ona sıkıştığında iyilik yapmıştım diyerek) arkadaşının iş yerine gider ve kendisine çalışması için iş vermesini ister. Arkadaşı ona iş vermez. Bizimki pişmanlık ve üzüntü içinde geri döner ama yinede arkadaşına kızamaz.

Bir gün sokakta dolaşırken yanına hasta ve yaşlı bir adam yaklaşır Fakir olduğu için ilaç alamadağını söyler. Bizimki yaşlı adamcağıza acır, istediği ilaçları alır ve adamcağıza verir. Kısa bir süre sonra yaşlı adamın öldügünü duyar. Yaşlı adam çok zengindir ve bütün mirasını kendisine bırakmıştır. Saf adam artık zengindir. Biraz da sevdiği dostuna olan kırgınlığıyla dostunun iş yerinin karşısında bir ev alır ve oraya yerleşir.

Bir gün evinin kapısını dilenci bir kadın çalar. Yaşlı kadın çok aç olduğunu, kendisine yemek vermesini ister. Bizim saf hıç düsünmeden kadını içeri alır karnını doyurur Kimsesi olmadığını öğrendiği kadına ; Kendisinin de yanlız olduğunu söyler ve bu evde birlikte yaşıyalım sen evin işlerini ve yemekleri yaparsın der, yaşlı kadın hıç düsünmeden kabul eder. Bir süre sonra yaşlı kadın bizimkine, kendine uygun bir kız bulup evlenmesini söyler, Bizimki böyle bir kızı nasıl bulacağını, kendisinin tanıdığı olmadığını söyler. Yaşlı kadın ona uygun bir kız tanıdığını ve kendisiyle görüstürebileceğini söyler. Görüşmeler sonucunda evlenmeye karar verilir ve dügün davetiyeleri başılır.

Bizimkişi kırgın olduğu halde çok samimi dostunu yinede unutamamıştır . Biraz da geldiği konumu görmesi açısından samimi arkadaşına dadavetiye gönderir . Dügün günü gelir çatar . Saf adam dügün salonunda bir şeyler söylemek isteğiyle mikrafonu alır ve başlar yaşadıklarını anlatmaya ; Eskiden çok sevdiğim bir dostum vardı . Bir gün işleri bozulunca benden börç para istedi elimdeki bütün parayı verdim. Evlenmek üzere olduğum nişanlımı çok beğendiğini söyleyerek benden istedi. Çok üzülerek onu da kendisine verdim . Çünkü biz gerçek dosttük önün üzülmesini istemedim. İşlerim bozulduğunda önün fabrikasına gittim ve çalışmak için kendisinden iş istedim. Bana iş vermedi. Çok üzüldüm, ama yinede arkadaşıma kızmıyorum Çünkü biz gerçek dosttuk.

Bu konuşma üzerine kurnaz olan arkadaşı daha fazla dayanamaz mikrafonu eline alır ve başlar konuşmaya; Benim de bir zamanlar çok sevdiğim bir dostum vardı. İşlerim bozulduğunda kendisinden para istedim, bütün parasını bana verdi. Sonra ondan nişanlısını istedim, üzülerek nişanlısını da verdi . Nişanlısını istememin nedeni o kadının arkadaşıma layık olmamasıydı.
(Hayat kadınıydı ) Kendisi çok saf olduğu için arkadaşımı o kadından bu şekilde kurtardım. İşleri bozulduğunda gelip benden iş istedi, Arkadaşımı kendi emrimde çalıştıramazdim, o yüzden iş vermedim. Günün birinde karşılaştığı yaşlı adam benim babamdi. Babam ölmek üzereydi, onu arkadaşımın yanına ben gönderdim ve mirasını ona ben bıraktirdim. Evine gelen dilenci kadın benim annemdi. Ona bakıp iyi yaşamasını sağlamak için gönderdim. Şu anda evlenmekte olduğu kişi de benim kız kardeşim. Onu arkadaşımla evlenmesine ben ikna ettim .
Değerli misafirler, İşte biz böyle dostuz "