Forum Hafızoğlu

Tam Versiyon: Alimlerin Mürşide ihtiyacı
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
ALİMLERİN MÜRŞİDE İHTİYACI



SORU:

Şeri hükümler göre kendilerine uyulan mürşidlerin,kutup ve gavs derecesine vasil olsalar dahi,dört fıkhi mezhepten birini benimseyip,ona göre yaşaması farz-ı ayn olduğu gibi,ictihac derecesine ulaşmış olan imamlar ile sair alimlerin de bir şeyh ve mürşide muhtaç bulunmalarının sebebi nedir?

CEVAP:

Alimlerde söz,davraniş ve bilgilerinin kendilerine hal olması,kalblerindeki bazı değişikliklerin sukunet bulması,ilmel-yakin bildiklerini aynel yakin görebilmelerini sağlamak için ehil bir mürşide muhtaçtırlar.

Nitekim;Hz Ömer el-Faruk radiyAllahu anh enes ibn-i malik radiyAllahü anh2in huzurunda diz çöküp mütevazi bir edaiçinde oturdu ve:
-Ya enes siz yıllarca resulullah sAllahü aleyhi ve sellemin hizmetinde bulundunuz.Binaenaleyhi Onun huzur-ı saadetlerinde ömrünüzü geçirdiniz.Bu sebeble siz,münafıkların hallerini,kalblerinde nifak bulunup bulunmadığını çok rahat kestirebilirsiniz.benim kalbimdede nifak alemeti var mıdır?bakınızdiye rica ettiği zaman ,hazreti enes hüngür hüngür ağlamaya başladı.Hazret-i Ömer Hazret-i Enesin bu ağıt ve göz yaşlarını kalbinde nifak izleri taşidiğini hamdederek,onu bastırırcasına daha şiddetli ağlamaya başladında Hazret-i Enes:
-Ya Ömer!Lütfen susunuz ve sakin olunuz.Faruk olan siz bile nifak belesindan bu kadar korkmaktasınız.Bu yüce hassasiyetinize bakıyorum ve ve ben kendi başima yanıp ağlıyorum cevabını verdi.Bunun üzerine Hazret-i Ömer:
-Ya Enes! Nifak ve imtihandan ancak münafıklar emin olur.Allahın mekr ve imtihanından emin olma! buyurdu.Burada söylenen nifaktan maksatın şirk değil riya İle ilgili olduğu unutulmamalıdır.
İmam Kuşeyri meşhur Risale'sinde şöyle buyurmaktadır.:
Tarikat şeyhi durumunda bulunan sufiler,nakli,akli ve zahiri ilimleri ilmel yakin bilmekte,aynel yakin görme derecesine yükselmiş kimselerdir.Öyle ki,insanlar gaybi olan bir şey,onlar için apaçık ve gözleri önünde seyredebilir.Diğer insanlar taklid ve istdlal,onlarsa tahkik ve vuslat ehlidir.
Leyla,bizler senin güzeliğinde aydınlanmakta,insanlar ise karanlıkta kalmakta dır denilmiştir.Fahreddin-i Razi kiddise sirrehudan bu konuya ışık tutmak üzere şöyle bir rivayet anlatılmaktadır.

Bağdata gitmek üzere yola çıkmak isteyen Razi,şehrin girişine yakalştığı vakit,ihtiyar bir kadın dışında bütün yöre halkın kendisini karşilamak üzere beklediğini görür.kadını hayret verici bu haraketi Raziye haber verilince ,onun bu davranişı merakını celbetmiş ve ziyarte etmek maksadı ile yanına gitmiş,karşilamaya çıkmamasının sebebini sormuştu.Bunun üzerine kadın:
-sana tazim ve hürmet göstererek debdebe ile karşilamanın sebebi nedir? Ne özelliğin var ki böyle davranmak gerekiyor şeklinde cevap verdi.Razi ise:
-Ben Allahın varlığı ve birliğini binlercedelil ile isbata mukdedir bi ilim admıyım.O yüzden olsa gerek deyince yaşli kadın ibret verici ve düşündürücü şu cevabı lutfetti:
-Allah u Azimüşşan'ın bşir şüphe ve tereddütümüz yoktur.Dolasıyla Onu isbat için bir delil ve dayanak aramak ihtiyacı hissetimiyoruz.Zira biz Cenab-ı Hakkın tevhid denizinin dalgaları arasında garkolmuş,müşahe ve vuslat ehliyiz.siz ise taklid ve istidlal ehlisiniz

Fahreddin-i Razi kadının marifet ve irfan dolu bu cevabını gönülden tastik etti.

Sufi ne meşayih huzurunda mezhep imamları bile her zaman saygı ve hürmet hissi duymuşlar,onları kendi nefisleri üzerine tercih etmişlerdir.Eğer meşayihde cezp edici böyle meziyet bulunmasaydı,durumun tam tecelli etmesi gerekirdi.Kaldı ki İmamı Şafinin ümmi şeyh Şeyban-i Raiye gösterdiği saygı gözlerimizin önlerindedir.Bütün celal ,azamet ve büyüklüğüne rağmen Hazret-i Ömer el-Faruk radiyAllahu anh,Enes b. Malik radiyAllahu anhın önünde mütevazi bir şekilde diz çökerek oturu ve şöyle derdi:
- -Ya enes siz yıllarca resulullah sAllahü aleyhi ve sellemin hizmetinde bulundun.Muhakka ki Allah ve Celle ve Ala münafıkların durumunu ve iç görüntülerini size öğretmiştir.Nitekim Cenab-ı hakk.Kalblerinde hastalı olanlar ,yoksa Allahın kendilerine besleleri kinlerini ortaya çıkarmayacağını mı sandılar Hem Hazret-i Peygambee hemde müminlere kin besleyen münafıklar kafirlere yardım ediyor ,buma karşilikiman ve cihad gibi ilahi hoşnutluğa sebeb olacak davranışlara yönelmiyorlardı.Bu yüzden görünürdeki amelleri boşa gitmişti.)Biz isteseydik onları sana gösterirdik de sen onları yüzlerinde tanırdın.andolsun ki,sen onarlı konuşma ve üslüblarından tanırsın.Allah bütün işlediklerini bilirBu ayetin nuzülündan sonra Hazret-i peygambere münafık gizli kalmadı.hepsini simalarından tanırıdı.Münafıların tanınan bir başka yönleride konuşmalarıydı.Çünkü onlar Rsulullah'ın huzurunda konuşurlarken Müslümanlar hakkında üstü kapalı ve incitici konuşmalar yaparlardı)Muhammed 29-30 buyurmuştur.
- Kalbime bak ey Enes ! İçerisind nifak alameti görebiliyormusun?deyince ;Hazret-i enes,halife Ömerin nifak karşisındaki bu hassasiyeti ve endişesinde hayretle kalıp ağlamaya başlayınca ,onun bu davranişinin kendi kalbindeki nifaktan kaynaklandığını hükmeden Haret-i Ömer daha şiddetli feeyat etmeye başladı .Bunun üzerine hazret-i Enes radiyAllahu anh:
- -ya Ömer Ağlama.Ben sizin nifaktan duyduğunuz korku ve endişenizin şiddetindenağlıyor sizin bile bundan emin olamamamnız yanıyorum deyince:Hazreti Ömer el Faruk radıyAllahu anh:
- -Ya Enes nifaktan ancak münafıklar emin olur.Allahın mekr ve imtihanından yalnızcahüsrana uğrayan münafıklar emniyette olurbuyurdu.Burada sözü edilen nifak şirk değil riya ile ilgili nifaktır.

Kaynak:Tasavvuf ve tarikartlarla ilgili fetvalar- "ömar Ziyauddin Dagistani -seha yayınları
__________________