Forum Hafızoğlu

Tam Versiyon: Ağlamak nedir bilir misin?
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Ağlamak nedir bilir misin?
Bir hiç uğruna ağlamak derler
Ama zamanla anlarsın
Bir hiç uğruna ağlamak değildir

Ağlamak nedir bilir misin?
Sen nerden bilirsin ağlamayı
Bir sevgi uğruna ağlamayı
Sevdiği için ağlamayı

Sen hiç güldün mü?
Ben hiç gülmedim
Her zaman ağladım
Ne geçti elime peki
Giden gözyaşları
Kalan acı keder isyan

Ağlamak nedir bilir misin?



Ağlamak kolaydır
Sinirlendiğinde ağlarsın
Geçer daha sonra

Sevgiliye ağlamak peki
Geçer mi daha sonra
Sana göre geçer tabi ki
Sen hiç sevdin mi?
Sevdim deme boşuna
Sen sevgiden ne anlarsın
Sevgi nedir öğrenememişsin
Belki öğrendiğini zannediyorsun

Sen hiç sevdin mi?
Sevdiğinin uğruna ölecek kadar
Sen hiç sevdin mi?
Uğruna her şeyi yapacak kadar

Ne demişler
Sevene canım feda
Sevmeyene elveda!
Bir kaldırımlık hasretsin
Uçurumlar ürküten
Üretken ve bulasıcısın
Delisin
Deliligimsin
Unutulan papatyaların
Arasından çıktın geldin
Papatyalar kurudu
Sen gittin
Bende biraz sen kaldı
Umut koydum adını
Umudun yalnızlıga denk oldugunu
Ne bileyim
Simdi zaten karsı kaldırımdasın
Bir kaldırımlık hasretsin
Geceleri bir yastık
Boşver…
Üzerine daha bir tek kelime yazmadan birazdan buruşturup atacağını
bildiğin beyaz bir kağıt duruyordur önünde. Elinde ise çocukluktan kalma
bir alışkanlıkla
arkasını kemirdiğin kara bir kalem. Kara kapkara tıpkı içinde bulunduğun
oda
gibi...

Bıçak gibi bir gidişti
Arkanı döndüğünde
Sallanmadı sardunyalarımın yaprakları
Kesin ve net
Sadece bitti…

Bir ağırlık çöker üzerine bulunduğun yere sığamazsın. Görünürde hiçbir
neden
yoktur ortada. Boğazına sarılanın kim içini daraltanın ne olduğunu
bilemezsin.
Ama bildiklerin de vardır elbette; yalnızsındır için daralıyordur
yüreğin burkuluyor ve savunmasızsındır...

Bekledim
Bekleyişler içinde
Kayboluşumu seyrettim
Seni sevmek
Yeniden var olmaktı
Ben sensizlikte zamana yenildim…

Hiçbir sesin anlamı yoktur. Çalan telefonlara aldırmazsın. Konuşmak bir
eziyettir ve derdini anlatmanınsa hiç ama hiçbir anlamı yoktur. Bakışların
boştur. Kendine bile katlanacak durumda değilsindir. Hiçbir şeyin o anda
seni
mutlu edeceğine inanmıyorsundur...

Güneş
İnat etmiş bir kere
Doğmamak için
Doğmayacak işte…

İlahi bir güç hayatında değer verdiğin her kavramın içi boşaltılmıştır
sanki.
Yaşadığın kente de o kentte yaşayan dostlarının da yakınlarının da
yabancılaştığını düşünürsün. Hiçbir şey gözetmeden hiçbir şey beklemeden
açtığın hançerlenmiş yüreğinin kabuk tutmuş yarası da o yürekte duyduğun
sızı
da önemsizdir o an senin için...

Güneş bu elbette doğacak
Başka suların
Başka kuşların
Kanına karışacak
Sadece zamanını bekliyor…

Hayatımı tam da sorgulama zamanı diye düşünür bilmem kaçıncı kez ruhunla
giriştiğin savaşa hazırlanırsın önce. Ama anında vazgeçersin. Çünkü bir
daha böyle bir savaşa girecek ne gücün vardır ne de o savaşta arkanı
yaslayacağın
yüreğine ve beynine güvenin...

Dünya var oldukça sürecek
Bir MaSaLın kahramanlarıyız biz.
Birbirimizin farkındayız
Ve bu farkındalık
Can yakıyor...

”Neyse ya boşver” dersin. “Boşver” irsin...
Kırarsın kalemi buruşturursun kağıdı koca bir yudum alırsın kadehindeki
zehirden yaslanırsın arkana ve gülümsersin...
Hüzün Karası Gözlerin
Yalnız gecelerimin derin sensizliklerinde
Hüzün karası gözlerinden
Sağanak yüklü
Kara bulutlar geçer...
Gök gürler
Şimşekler yıldırımlar
Derken kara bulutlar parçalanır
Sağanaklar boşanır
Daha küllenmemiş
Sevda yangınlarına
Hüzün karası gözlerinden
Yalnız gecelerimin derin sensizliklerinde...

Yalnız gecelerimin derin sensizliklerinde
Hüzün karası gözlerinden
Boşanan sağanaklarda
Gün ışığının yedi rengi
Süzülür iplik iplik
Gökkuşağından
Hasret kumaşı dokur
Ve o hasret kumaşından
Hicran elbisesi dikip
Giydirir bedenime
Hüzün karası gözlerin
Yalnız gecelerimin derin sensizliklerinde...
Selami Ateş

Geliverdin Bana Güllerle

Senin gözlerin güneş şafağı
Yüzün deniz dalgası köpük köpük
Ve yüreğin hüzün çiçeği

Geliverdin bana güllerle!

Fırtınalar estirdin içimde!
Karlı dağ doruklarına kaçıvererek
Bir düş kuruyoruz seninle
Birlikte
Ve farkında bilincinde
Bilerek bunu yapıyoruz.

Sonrası
Rüzgâra bırakarak
Sevdamızı
Onurun ve özgürlüğün dallarında
Yol almaların kararındayız.

Soldurmadan
Sendeki tek kırmızı gülü
Ve bendeki yeşil dallarla süslü
Kızıl gülleri!
Düşler kurdum... Gördün mü?
Gözlerim seni aradı karanlık gecede...
Sessiz sedasız...
Hani gelmeyeceksin ya
Belki hayalin beni yalnız bırakmaz diye!

Seni aradı gözlerim
Sessiz sedasız bir gecede!

Sen'li geçen günlerin anısına
Tek tek mum diktim yüreğimin her köşesine.
Onlar eridi...
Ben eridim...
Onlar söndü...
Ben soldum...
Ama sen gelmedin!!!

Gelmeyecektin...
Biliyordum...
Ben sadece düşler kuruyordum!

Seninle yazdığım her hayat senaryosunun sonu mutlu bitiyordu...
Masallardaki gibi...
Bir öpücük yetiyordu bulutlara değmeye...
Oysa gerçekte öyle miydi?
Hiçte değildi!

Senin beni hayatından muaf bıraktığını anladığımdan beri;
Kurduğum düşlerde
Yazdığım senaryolarda
Büyüsünü kaybetti...
Beni senden ettiğin gibi
Onlarıda büyüsünden ettin...
Peki onlardan ne istedin?

Omuzlarımda taşıdığım seninle olan hayallerim
Sana ağır mı geldi?
Ezildin mi altında kendi büyüklüğünün?
Hiç olamayacağın kadar masumsun ya benim düş ülkemde...
Korkuyosun değil mi bunu kabullenmeye?

Cesaretin yok senin böyle sevgilere...
Nerede bıraktın o yüreğini?
Hayatı hep korkusuzca yaşarken sen
Neden korkuyorsun bana gelmeye?
Sevsen seveceksin işte
Sevmeyişinin bu inadı ne?

Gözlerim seni aradı işte yine
Sessiz sedasız bi gecede...
Hani sen yine gelmeyeceksin ya
Ama ben aldım yine seni düşler ülkeme!

Bir mum daha yaktım...
Bir kez daha yandım...
Bir kez daha o mumla birlikte
Eridim...
Bittim...
Söndüm...
Sevgiliye ağlamak peki
Geçer mi daha sonra
Sana göre geçer tabi ki
Sen hiç sevdin mi?
Sevdim deme boşuna
Sen sevgiden ne anlarsın
Sevgi nedir öğrenememişsin
Belki öğrendiğini zannediyorsun



bende ağlamayı severim,ama genelde göz yaşalrımız fani dünya sıkıntıları için akıyorSmiley (29)ALLAH bizleri rızasına uygun yaşıyan kullarından eylesin....AMİNNNN