12-09-2008, 21:35
Feridüddin Attar Aşknâme’de anlatıyor: Sultanın kızına bir gariban âşık olmuştu. Sultan bunu duyunca âşıkı huzura getirtip,
-Ya ülkemi terk eder gidersin, dedi, ya da kelleni vurdurtacağım, kararını hemen ver.
Zavallı adam, düşündü, taşındı ve gitmeye karar verdi. Sultan ise adamın cevabını duyunca cellatları çağırttı. Vezir dedi ki:
-Hünkarım, neden suçsuz birinin kellesini vurdurttunuz?
-Çünkü gerçek bir âşık değildi o, sahtekardı. Eğer gerçekten âşık olsaydı, başının kesilmesini seçerdi. Eğer başının kesilmesini seçseydi, tahtımdan kalkıp onu yerime oturtacaktım.
Hayatını sevgilisinden daha çok seven kişi aşk davasına kalkışmamalı. Bir an durup düşünelim; Sevgili’yi hayatımızdan daha çok sevebiliyor muyuz?!..
-Ya ülkemi terk eder gidersin, dedi, ya da kelleni vurdurtacağım, kararını hemen ver.
Zavallı adam, düşündü, taşındı ve gitmeye karar verdi. Sultan ise adamın cevabını duyunca cellatları çağırttı. Vezir dedi ki:
-Hünkarım, neden suçsuz birinin kellesini vurdurttunuz?
-Çünkü gerçek bir âşık değildi o, sahtekardı. Eğer gerçekten âşık olsaydı, başının kesilmesini seçerdi. Eğer başının kesilmesini seçseydi, tahtımdan kalkıp onu yerime oturtacaktım.
Hayatını sevgilisinden daha çok seven kişi aşk davasına kalkışmamalı. Bir an durup düşünelim; Sevgili’yi hayatımızdan daha çok sevebiliyor muyuz?!..