17-09-2008, 14:16
fedakar analar ...... sevgiii
GERÇEK SEVGİ
Bebeğimi görebilir miyim" dedi yeni anne. kucağına yumuşak bir bohça
verildi. mutlu anne, bebeğinin minik yüzünü görmek için kundağı açtı ve
şaşkınlıktan adeta nutku tutuldu. anne ile bebeğini seyreden doktor
hızla
arkasını döndü ve camdan bakmaya başladı. bebeğin kulakları yoktu.
Muayenelerde, bebeğin duyma yetisinin etkilenmediği, sadece görünüşü
bozan
bir kulak yoksunluğu olduğu anlaşıldı. aradan yıllar geçti, çocuk büyüdü
ve okula başladı. bir gün okul dönüşü eve koşarak geldi ve kendisini
annesinin kollarına attı. hıçkırıyordu. bu onun yaşadığı ilk büyük hayal
kırıklığıydı, ağlayarak "büyük bir çocuk bana ucube dedi." küçük çocuk
bu
kadersizliğiyle büyüdü. arkadaşları tarafından seviliyordu ve oldukça da
başarılı bir öğrenciydi. sınıf başkanı bile olabilirdi, eğer insanların
arasına
karışmış olsaydı. annesi, her zaman ona "genç insanların arasına
karışmalısın" diyordu, ancak aynı zamanda yüreğinde derin bir acıma ve
şefkat hissediyordu. delikanlının babası, aile doktoru ile oğlunun
sorunu
hakkında görüştü. "hiçbir şey yapılamaz mı?" diye sordu. doktor "eğer
bir
çift kulak bulunabilirse, organ nakli yapılabilir" dedi. böylece genç
bir
adam için kulaklarını feda edecek birisi aranmaya başlandı. iki yıl
geçti bir gün babası "hastaneye gidiyorsun oğlum, annen ve ben, sana
kulaklarını verecek birini bulduk ancak unutma bu bir sır" dedi.
Operasyon çok başarılı geçti ve adeta yeni bir insan meydana getirildi.
yeni görünümüyle psikolojisi de düzelen genç, okulda ve sosyal hayatında
büyük başarılar elde etti. daha sonra evlendi ve diplomat oldu. yıllar
geçmişti, bir gün babasına gidip sordu: "bilmek zorundayım, bana bu
kadar
iyilik yapan kişi kim? ben o insan için
hiçbir şey yapamadım." "bir şey yapabileceğini sanmıyorum" dedi babası,
"fakat anlaşma kesin, şu anda öğrenemezsin, henüz değil." bu derin sır
yıllar boyunca gizlendi. ancak bir gün açığa çıkma zamanı geldi.
hayatının
en karanlık günlerinden birinde, annesinin cenazesi başında babasıyla
birlikte bekliyordu. babası yavaşça annesinin başına elini uzattı; kızıl
kahverengi saçlarını eliyle geriye doğru itti; annesinin kulakları
yoktu.
"annen hiçbir zaman saçını kestirmek zorunda kalmadığı için çok mutlu
oldu" diye fısıldadı babası "ve hiç kimse, annenin daha az güzel
olduğunu düşünmedi değil mi?"
Gerçek güzellik fiziksel görünüşe bağlı değildir, ancak kalptedir.
Gerçek mutluluk, gördüğün şeyde değil, asıl görünmeyen yerdedir.
Gerçek sevgi, yapıldığı bilinen şeyde değil, yapıldığı halde bilinmeyen şeydedir
GERÇEK SEVGİ
Bebeğimi görebilir miyim" dedi yeni anne. kucağına yumuşak bir bohça
verildi. mutlu anne, bebeğinin minik yüzünü görmek için kundağı açtı ve
şaşkınlıktan adeta nutku tutuldu. anne ile bebeğini seyreden doktor
hızla
arkasını döndü ve camdan bakmaya başladı. bebeğin kulakları yoktu.
Muayenelerde, bebeğin duyma yetisinin etkilenmediği, sadece görünüşü
bozan
bir kulak yoksunluğu olduğu anlaşıldı. aradan yıllar geçti, çocuk büyüdü
ve okula başladı. bir gün okul dönüşü eve koşarak geldi ve kendisini
annesinin kollarına attı. hıçkırıyordu. bu onun yaşadığı ilk büyük hayal
kırıklığıydı, ağlayarak "büyük bir çocuk bana ucube dedi." küçük çocuk
bu
kadersizliğiyle büyüdü. arkadaşları tarafından seviliyordu ve oldukça da
başarılı bir öğrenciydi. sınıf başkanı bile olabilirdi, eğer insanların
arasına
karışmış olsaydı. annesi, her zaman ona "genç insanların arasına
karışmalısın" diyordu, ancak aynı zamanda yüreğinde derin bir acıma ve
şefkat hissediyordu. delikanlının babası, aile doktoru ile oğlunun
sorunu
hakkında görüştü. "hiçbir şey yapılamaz mı?" diye sordu. doktor "eğer
bir
çift kulak bulunabilirse, organ nakli yapılabilir" dedi. böylece genç
bir
adam için kulaklarını feda edecek birisi aranmaya başlandı. iki yıl
geçti bir gün babası "hastaneye gidiyorsun oğlum, annen ve ben, sana
kulaklarını verecek birini bulduk ancak unutma bu bir sır" dedi.
Operasyon çok başarılı geçti ve adeta yeni bir insan meydana getirildi.
yeni görünümüyle psikolojisi de düzelen genç, okulda ve sosyal hayatında
büyük başarılar elde etti. daha sonra evlendi ve diplomat oldu. yıllar
geçmişti, bir gün babasına gidip sordu: "bilmek zorundayım, bana bu
kadar
iyilik yapan kişi kim? ben o insan için
hiçbir şey yapamadım." "bir şey yapabileceğini sanmıyorum" dedi babası,
"fakat anlaşma kesin, şu anda öğrenemezsin, henüz değil." bu derin sır
yıllar boyunca gizlendi. ancak bir gün açığa çıkma zamanı geldi.
hayatının
en karanlık günlerinden birinde, annesinin cenazesi başında babasıyla
birlikte bekliyordu. babası yavaşça annesinin başına elini uzattı; kızıl
kahverengi saçlarını eliyle geriye doğru itti; annesinin kulakları
yoktu.
"annen hiçbir zaman saçını kestirmek zorunda kalmadığı için çok mutlu
oldu" diye fısıldadı babası "ve hiç kimse, annenin daha az güzel
olduğunu düşünmedi değil mi?"
Gerçek güzellik fiziksel görünüşe bağlı değildir, ancak kalptedir.
Gerçek mutluluk, gördüğün şeyde değil, asıl görünmeyen yerdedir.
Gerçek sevgi, yapıldığı bilinen şeyde değil, yapıldığı halde bilinmeyen şeydedir