Forum Hafızoğlu

Tam Versiyon: Rahmet sağanağına tutulma vakti
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
“Biz O(Kur'ân)’nu Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen nereden bileceksin? Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Rûh o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler. O gece, tanyeri ağarıncaya kadar süren bir selâmettir.” (Kadir Sûresi)

Allah-û Âlem bu gece Kadir Gecesi. Gecelerin en şereflisi, en bereketlisi, kısacası; “bin aydan daha hayırlısı”. Bu gecenin kadrini iyi idrak edebilmek için 14 asır öncesinin Mekke sokaklarından yürüyerek, Hira Nûr Dağı’na tırmanmak gerekir belkide. Hatem’ül Enbiya’dan bize kalan ve hiç eskimeyen taptaze hatıralarla...

Tarih: Miladî 27 Ramazan 610. Gün: Pazartesi. Yer: Şehirlerin anası Mekke sokakları. Zemzemi yerküreye, Sahibinin yetimini Hira’daki şûleye firar ettiren sokaklar! Sapkınlıkların güzellikleri örttüğü, karanlıkların aydınlığa galebe çaldığı sokaklar!.. Ve bu kalabalık sokaklar içinde, tahammülü tükenen sadece O.

Tek çare var; firar etmek. Nereye? Şirkten tevhide, kölelikten özgürlüğe, karanlıktan aydınlığa, en dipten en zirveye. Yani, her dem sahibini tesbih eden Nûr Dağı’nın zirvesi Hira’ya.

Hira ve kutlu misafiri başbaşa. Bekliyorlar... Fakat umutsuz değil. Bekliyorlar... Fakat kendilerinden haberdar olandan habersiz değil. Issız ve sessiz, saf ve berrak bir gecenin eşiğinde beklerken yine... Ansızın gözyaşı rahmete, suskunluk cûş-u hurûşa dönüşüyor.

Hira’nın kutlu misafirine, müjdelerin en güzeliyle bir misafir geliyordu; vahiy meleği Cebrail(Aleyna Ve Aleykum Selam.). Ve ardından; “Ey Muhammed! Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı kan pıhtısından yarattı. Oku! İnsana bilmediğini öğreten, kalemle yazmayı öğreten Rabbin en büyük kerem sahibidir.”(1) nidâsıyla sesleniyordu.

Hira’da uhrevî nidâlar birbiri arkasına yankılanıyor, her yankılanışta Mekke ve yeryüzü sokakları aydınlığa kavuşuyordu. Hazan yaprakları gibi dökülen ruhlar, “İlk Vahiy” ve “Son Peygamber” muştusuyla derin uykudan uyanıyordu.

Ümitsizlik ümide, acımasızlık merhamete, şirk BİR’e iltica ediyordu. Müşrik ve putperestlerin sapkınlıklarıyla karanlığa gömülen yeryüzü, “bin aydan daha hayırlı bir gece”de Hatem’ül Enbiya ve sonsuzluk rehberi Kur’an-ı Azimüşşan’la birlikte tekrar dalga dalga aydınlığa kavuşuyordu.

İşte o nûrlu gece bu gece. “Kur’an Medeniyeti”nin dünyaya doğduğu gece. Furkan’la beraber “Rûh”(2) ve meleklerin semalardan süzülerek yeryüzünü kuşattığı gece. Nebevi dönemin tecelli edişiyle, vahiy meleği Cebrail’in nefessiz ruhlara sonsuzluk nefesi üflediği gecedir bu gece. Hiç eskimeyen ve solundukça tazalenen; tıpkı bu gecenin hediyesi Furkan gibi.

Bu gece; vahdetin, sevginin, merhametin, zulme tahammülsüzlüğün, diri diri toprağa gömülen kız çocuklarının yeniden hayat bulma gecesi.

Bu gece; insan olmanın bilincine varıldığı günün miladı, sonu olmayan bir hayata atılan adımların başlangıç gecesi.

Bu gece; “Bana dua edin duanıza karşılık vereyim”(3) buyruğunun karşılık bulacağı yakarışın zirvesi, “azâb-ı ilâhiden kurtuluş”un şifresi.

Bu gece; salih ameller işleyen ömrü kısaların, ömrü uzunlara galebe çalacağı “Bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi”.

Bu gece fırsat gecesi!

Gecelerin en şanlı ve şereflisi bizi bekliyor. Hesap gününün Sahibi, misakımızı yenilememiz için bizi bekliyor. Sevgililer sevgilisi Hatem’ül Enbiya, biatımızı tazelememiz için bizi bekliyor. Melekler ve Rûh, semayı kaplamış selama selamla mukabele için bizi bekliyor. Reyyan Kapısı, sonuna kadar aralanmış bizi bekliyor...

Bu fırsat gecesini Hira’da “itikâf”a çekilmiş gibi yaşayalım. Ellerimizi ve kalbimizi açıp; yalvaralım, yakaralım, sonsuzluk girdabında kaybolalım. Seher vaktinde gizli gizli günahlarımıza ağlayalım. Tan yeri ağarıncaya kadar rahmet sağanağı altında ıslanalım. Bu gecenin hediyesi Kur’an-ı Azimüşşan ve Hatem’ül Enbiya’yı kendimize kurtuluş vesilesi kılalım.

Ve ellerimizi tekrar tekrar açıp: “Allah’ım! Şüphesiz Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle” duası eşliğinde bu geceyi ve dahi bütün geceleri Kadir Gecesi belleyerek bekleyelim. Rahmetin sağanağa dönüştüğü fecir vaktini beklercesine.

DİPNOTLAR:

1) Alak Sûresi: 1-5, 2) Müfessirlerin çoğuna göre “Rûh” Hz. Cebrail’dir. (Celâleyn) Yahut bu, “Rûh” isimli bir melektir ki, melekler onu ancak bu gecede görürler. (Nesefî (Medârik), IV, 398), 3) Mü’min Sûresi: 60


ALLAH razı olsun arkadaşım