Forum Hafızoğlu

Tam Versiyon: ŞÜKREDEN ZENGİN, SABREDEN FAKİR (31 Aralık 2012 Fazilet)
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.

ŞÜKREDEN ZENGİN, SABREDEN FAKİR

Sabreden fakir mi şükreden zengin mi hayırlıdır.

Bazıları ikisinin de fazilette eşit olduğunu söylemişlerdir.

Muhakkak insanlar kısım kısımdır.

Onlardan biri zengin olduğu halde dosdoğru hal üzere bulunandır. Eğer fakir olsaydı bu hal onu Allâhü Teâlâ’ya isyana götürürdü. Bu kimsenin zenginliği, kendisi için fakirliğinden daha hayırlıdır.

İkincisi, fakirlikde dosdoğru yolda iken, zenginlik hali bozarak onu isyana taşıyan kimse içinse fakirlik zenginlikten hayırlıdır.

Üçüncüsü, her ikisi de hayırlıdır. Fakirlik halinde rıza, sabır gibi vazîfeleri yerine getiren, zengin olduğunda da Allâh’ın bu nimetine şükrederek ihsanda bulunan ve malını din ve dünyası için faydalı olarak harcayan kimsedir.

Resûlullâh Efendimiz’in (s.a.v.) çoğu hâli Allâh onu Hayber, Fedek, avâlî köylerinin ve Benî Nadîr’in malı ile zengin kılıncaya kadar fakirlik üzere idi. Peygamberlere ve evliyâya gelen her gün bir öncekinden daha hayırlıdır. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) son zamanlarında ise zengin idi. Lâkin o zenginlik vaktinde de fakirlik zamanında olduğu gibi gayet cömert idi.

RESÛLULLÂH'IN MÜBAREK İSMİNİ ANMAK

Hz. Âdem, oğlu Şît aleyhisselâma şöyle tavsiye etti:

“Ey oğul! Sen benden sonra benim halîfemsin. Yerime geçtiğinde en sağlam tutamak (kulp) olan takvâya sarıl. Ne zaman Allâh’ın adını ansan yanında Muhammed (sallallâhü aleyhi ve sellem)in adını da an. Zira ben arşın ayaklarında ve göklerde gittiğim her yerde onun ismini yazılı buldum. Rabbim beni cennetine yerleştirdiğinde onun adı yazılı olmayan bir köşk yahut oda görmedim. Muhammed aleyhisselâmın ismi hûrilerin boynunda, cennet ağaçlarının, hatta Tûbâ ağacının yapraklarında, Sidre-i Müntehâda, perdelerin her yerinde ve meleklerin gözleri arasında yazılı idi.

Sen onun adını dâima an, zira melekler hep onu anarlar.”