19-06-2015, 10:14
Bolluk ve bereket Kur’an ayı, hepimize sağlık ve huzur getirmesi dileklerimle sözlerime başlamak istiyorum. Kur’an bu ayda indirilmeye başlanmıştır, onun içinde bizler bu ayda Kur’an ı, anladığımız dilden bolca okuyarak, Allah ın uyarı, ikaz ve önerilerini mutlaka anlamaya çalışmalıyız. Birilerinin din adına, tuzağına düşmek, Allah ile aldatılmak istemiyorsak, Kur’an ile direk irtibatı, aramıza kimseyi sokmadan mutlaka önce kurmalıyız.
Allah orucu Kur’an da, bizden önceki toplumlara da emrettiğini söyler ve orucun BİZLERİN KORUNMASI ADINA emredildiği açıklamasını yapar. Her konuda olduğu gibi, oruç konusunda da gereken detayları Kur’an verir. Ama bizlere Kur’an ın din adına yeterli olmadığı öğretildiği içindir ki, emin olamayacağımız onca bilgiler ışığında inançlarımızı yaşamaktan çekinmeyiz. Ramazan ve O ayda tuttuğumuz oruç konusunda da, ne yazık ki Kur’an ı referans almadığımız için, yaptığımız çok büyük yanlışları göremiyoruz.
Kur’an oruç konusunda gereken bilgiyi verir ve ne zaman oruca başlamamız gerektiği konusuna herkesin anlayacağı, çok açık ve basit bir örnek vererek, Bakara 187. ayetinde derki;
(TAN YERİNİN BEYAZ İPLİĞİ, SİYAH İPLİĞİNDEN SİZCE SEÇİLİNCEYE KADAR YİYİN İÇİN; SONRA DA ORUCU GECE OLUNCAYA DEĞİN TAMAMLAYIN.)
Bu sözlerden şunu anlıyoruz. Kur’an tıpkı sabah namazını tarif ettiği gibi, fecir vaktinde yani gecenin karanlığı sona erdiği, günün aydınlığının yavaş yavaş başladığı o vakitten bahsediyor. Verdiği örnekle de tarifini netleştiriyor ve beyaz iplikle, siyah iplik fark edilmeye başlandığı zaman, yemeyi içmeyi kesin, akşam oluncaya kadar yemeyin, içmeyin açıklaması yapılıyor. Kur’an ı rehber alan için her şey çok açık. Kur’an ı yeterli görmeyip, emin olamayacağımız bilgilerle İslam ı yaşarsak, dini ellerimizle zorlaştırmış ve Allah ın yolundan uzaklaşmış oluruz.
Sizlere sormak isterim. Bizler oruca günümüzde, Allah ın Kur’an da bahsettiği zamanda mı başlıyoruz? Ne yazık ki hayır. Atatürk ün, gerçek İslam ile toplumun buluşmasını sağlamak adına Kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı, ne yazık ki amacından saptığı için, toplumu birçok konuda olduğu gibi, oruç konusunda da yanlış yönlendirmekte ve Kur’an ın emrettiği zamanda toplumu oruca başlatmak yerine, çok daha önceleri oruca başlatmaktadır.
Ramazandan iki gün önce, sabah ezanı bizim bölgemizde yaklaşık 04.35 de okunurken, Ramazan ın ilk günü sabah ezanı bir den bire geri alındı ve 03.37 de okundu. Hiç kimse yıllardır yapılan bu yanlışı, Diyanete sormuyor ve sorgulamıyor bile. İşte bizleri din adına böyle yönetiyorlar, sorgusuzca bizlerde itaat ediyoruz. Böyle olunca da yaptıklarımızın değerlendirmesini yapamıyoruz. Çünkü Kur’an ile gereken bağımızı kuramadık da ondan. Kur’an ile aramıza yanlış bilgilerle, yüksek duvarlar ördük, ama bunun farkında bile değiliz.
Ramazandan önce bile sabah ezanının okunduğu vakit, sabah namazının kılınacağı fecir vakti zamanı olmadığı halde, Ramazanda daha da erken sabah ezanını okuyarak, hem sabah namazını yanlış zamanda kıldırıp, hem de orucun başlama vaktine, en az bir saatten fazla zaman olmasına rağmen, toplumu erken oruca başlatmaktadırlar. Bunun hesabını nasıl Allah a verirler, onu bilemiyorum.
Normal günlerde, sabah namazını camiye kılmaya gidenler bilir, ezan erken okunduğu için, sabah namazının farzı hemen kılınmaz. Sünneti kılınır ve Kur’an okunur. Daha sonra karanlık geçip, fecir vakti yaklaşınca, yani gün karanlıktan aydınlığa dönmeye başlayınca sabah namazının farzı kılınır. Oruca başlama zamanımız içinde Kur’an aynı tarifi yapar, günün yavaş yavaş aydınlanması, yani beyaz iplikle siyak ipliğin fark edilmeye başlanması örneğini verir.
Diyanet İşleri Başkanlığı, ne yazık ki Kur’an ın bunca açık ayetlerinin üstünü örterek, görmezden gelerek, kendi nefislerinde toplumu din adına yanlış yönlendirmektedirler. Din Kur’an ın emirlerine göre yaşanır, lütfen bu gerçeği göz ardı etmeyelim. Allah ın kolaylaştırdığı dini ellerimizle, nefislerimizde zorlaştırmayalım.
ALLAH NASİP EDERDE ORUÇLARIMIZI TUTARKEN, GECENİN ZİFİRİ KARANLIĞINDA OKUNAN EZANIN, ORUCUMUZA BAŞLAMA VAKTİ OLMADIĞINI BİLELİM VE TELAŞ ETMEYELİM. Oruca başlama vaktimiz Kur’an da apaçık belirtilmiştir. O vakte kadar yiyelim içelim ve vakti geldiğinde namazımızı kılıp, orucumuza başlayalım.
Dilerim Ramazan ayı ülkemize sağlık, mutluluk ve huzur getirsin. Toplum olarak ağız tadımızla bir Ramazan ayını geçirmeyi, Rabbimiz bizlere nasip etsin inşallah.
Haluk GÜMÜŞTABAK
Saygılarımla
http://hakyolkuran.com/index.php
Allah orucu Kur’an da, bizden önceki toplumlara da emrettiğini söyler ve orucun BİZLERİN KORUNMASI ADINA emredildiği açıklamasını yapar. Her konuda olduğu gibi, oruç konusunda da gereken detayları Kur’an verir. Ama bizlere Kur’an ın din adına yeterli olmadığı öğretildiği içindir ki, emin olamayacağımız onca bilgiler ışığında inançlarımızı yaşamaktan çekinmeyiz. Ramazan ve O ayda tuttuğumuz oruç konusunda da, ne yazık ki Kur’an ı referans almadığımız için, yaptığımız çok büyük yanlışları göremiyoruz.
Kur’an oruç konusunda gereken bilgiyi verir ve ne zaman oruca başlamamız gerektiği konusuna herkesin anlayacağı, çok açık ve basit bir örnek vererek, Bakara 187. ayetinde derki;
(TAN YERİNİN BEYAZ İPLİĞİ, SİYAH İPLİĞİNDEN SİZCE SEÇİLİNCEYE KADAR YİYİN İÇİN; SONRA DA ORUCU GECE OLUNCAYA DEĞİN TAMAMLAYIN.)
Bu sözlerden şunu anlıyoruz. Kur’an tıpkı sabah namazını tarif ettiği gibi, fecir vaktinde yani gecenin karanlığı sona erdiği, günün aydınlığının yavaş yavaş başladığı o vakitten bahsediyor. Verdiği örnekle de tarifini netleştiriyor ve beyaz iplikle, siyah iplik fark edilmeye başlandığı zaman, yemeyi içmeyi kesin, akşam oluncaya kadar yemeyin, içmeyin açıklaması yapılıyor. Kur’an ı rehber alan için her şey çok açık. Kur’an ı yeterli görmeyip, emin olamayacağımız bilgilerle İslam ı yaşarsak, dini ellerimizle zorlaştırmış ve Allah ın yolundan uzaklaşmış oluruz.
Sizlere sormak isterim. Bizler oruca günümüzde, Allah ın Kur’an da bahsettiği zamanda mı başlıyoruz? Ne yazık ki hayır. Atatürk ün, gerçek İslam ile toplumun buluşmasını sağlamak adına Kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı, ne yazık ki amacından saptığı için, toplumu birçok konuda olduğu gibi, oruç konusunda da yanlış yönlendirmekte ve Kur’an ın emrettiği zamanda toplumu oruca başlatmak yerine, çok daha önceleri oruca başlatmaktadır.
Ramazandan iki gün önce, sabah ezanı bizim bölgemizde yaklaşık 04.35 de okunurken, Ramazan ın ilk günü sabah ezanı bir den bire geri alındı ve 03.37 de okundu. Hiç kimse yıllardır yapılan bu yanlışı, Diyanete sormuyor ve sorgulamıyor bile. İşte bizleri din adına böyle yönetiyorlar, sorgusuzca bizlerde itaat ediyoruz. Böyle olunca da yaptıklarımızın değerlendirmesini yapamıyoruz. Çünkü Kur’an ile gereken bağımızı kuramadık da ondan. Kur’an ile aramıza yanlış bilgilerle, yüksek duvarlar ördük, ama bunun farkında bile değiliz.
Ramazandan önce bile sabah ezanının okunduğu vakit, sabah namazının kılınacağı fecir vakti zamanı olmadığı halde, Ramazanda daha da erken sabah ezanını okuyarak, hem sabah namazını yanlış zamanda kıldırıp, hem de orucun başlama vaktine, en az bir saatten fazla zaman olmasına rağmen, toplumu erken oruca başlatmaktadırlar. Bunun hesabını nasıl Allah a verirler, onu bilemiyorum.
Normal günlerde, sabah namazını camiye kılmaya gidenler bilir, ezan erken okunduğu için, sabah namazının farzı hemen kılınmaz. Sünneti kılınır ve Kur’an okunur. Daha sonra karanlık geçip, fecir vakti yaklaşınca, yani gün karanlıktan aydınlığa dönmeye başlayınca sabah namazının farzı kılınır. Oruca başlama zamanımız içinde Kur’an aynı tarifi yapar, günün yavaş yavaş aydınlanması, yani beyaz iplikle siyak ipliğin fark edilmeye başlanması örneğini verir.
Diyanet İşleri Başkanlığı, ne yazık ki Kur’an ın bunca açık ayetlerinin üstünü örterek, görmezden gelerek, kendi nefislerinde toplumu din adına yanlış yönlendirmektedirler. Din Kur’an ın emirlerine göre yaşanır, lütfen bu gerçeği göz ardı etmeyelim. Allah ın kolaylaştırdığı dini ellerimizle, nefislerimizde zorlaştırmayalım.
ALLAH NASİP EDERDE ORUÇLARIMIZI TUTARKEN, GECENİN ZİFİRİ KARANLIĞINDA OKUNAN EZANIN, ORUCUMUZA BAŞLAMA VAKTİ OLMADIĞINI BİLELİM VE TELAŞ ETMEYELİM. Oruca başlama vaktimiz Kur’an da apaçık belirtilmiştir. O vakte kadar yiyelim içelim ve vakti geldiğinde namazımızı kılıp, orucumuza başlayalım.
Dilerim Ramazan ayı ülkemize sağlık, mutluluk ve huzur getirsin. Toplum olarak ağız tadımızla bir Ramazan ayını geçirmeyi, Rabbimiz bizlere nasip etsin inşallah.
Haluk GÜMÜŞTABAK
Saygılarımla
http://hakyolkuran.com/index.php