27-07-2006, 02:30
Dört yaşında olduğunuzu ve birinin size şunu teklif ettiğini düşünün:
Eğer yapmakta olduğum görevi bitirmemi beklersen, iki lokum alabilirsin. Eğer o zamana kadar bekleyemezsen, hemen şimdi, ama sadece bir tane alabilirsin.
1960'larda psikolog Walter Mischel tarafından Stanford Üniversitesi kampüsündeki yuvada çoğunlukla Stanford öğretim üyelerinin, lisansüstü öğrencilerinin ve diğer çalışanların çocuklarıyla başlatılan çalışmada, dört yaşındakiler liseden mezun olana kadar izlenmişler.
Dört yaşındaki bazı çocuklar deneyi yapanın geri dönüş süresi olan, herhalde hiç geçmeyecek sandıkları on beş-yirmi dakika boyunca bekleyebilmişlerdi. Bu direnişlerini sürdürebilmek için, baştan çıkarıcı lokumlara gözleri takılmasın diye gözlerini kapayarak veya kollarının üzerine kapanarak, ya da kendi kendine konuşarak, şarkı söyleyerek, el ve ayaklarıyla oyunlar oynayarak ve hatta uyumaya çalışarak zaman geçirmişlerdi. Bu cesur yuva çocukları, ödül olarak iki lokum kazanmışlardı. Ancak daha sabırsız olanları, araştırmacının "işini" yapmak üzere odadan çıkmasının bir iki saniye ardından tek lokumu kapmıştı.
Bu dürtü anıyla nasıl baş edildiğine ilişkin teşhis gücü, on iki ile on dört yıl sonra izlenmeye devam edilen çocuklar ergenlik çağına ulaştıklarında ortaya çıkmış. Lokumu kapan yuva çocuklarıyla doyumu erteleyen arkadaşları arasında, çarpıcı duygusal ve sosyal farklılıklar görülmüş.
Dört yaşında baştan çıkmaya karşı koyanlar, ergenliğe ulaştıklarında sosyal açıdan daha yeterliydiler: Kişisel olarak etkiliydiler, kendini ortaya koyabiliyor, hayatta karşılaştıkları açmazlarla daha iyi mücadele ediyorlardı. Ayrıca bu çocuklar stresli durumlarda çözülmeye, donup kalmaya, çocuksulaşmaya ya da baskı altında aklı karışmaya, dağılmaya daha az eğilimli; mücadeleden kaçmayan ve zorluklar karşısında bile direnen; kendine karşı güvenli ve güvenilir; inisiyatif alan, projelerin üstüne atlayan gençler olmuşlardı. Ayrıca, on yıldan uzun bir süre sonra bile, hedeflerine ulaşmak için hala anlık doyumu erteleyebiliyorlardı.
Çocukların lokumu hemen kapan üçte birinin ise, bu niteliklerin daha azma sahip oldukları ve ortak özellik olarak psikolojik açıdan daha sorunlu bir görünüm sundukları görülüyordu. Ergenlik çağında, sosyal temastan kaçınmaya, inatçı ve kararsız davranmaya, açmazlar karşısında kolayca sinirlenmeye; kendilerini "kötü" ya da değersiz olarak görmeye; stres altında hareketsizleşmeye ve ya çocuksulaşmaya; insanlara güvenmemeye ve hep "yeteri kadar almadıklarından" yakınmaya; kıskançlık ve hasede kapılmaya; sinirlenince gereğinden fazla ve sert tepki vererek, tartışmalar, kavgalar başlatmaya daha yatkın gençler olmuşlardı. Ayrıca, onca yıl sonra bile hala doyumu erteleyemiyorlardı.
Ramazan ayında da Allah şöyle diyor:
"Akşama kadar bekle sonsuz sayıda lokumu kap. Ya da bekleme şimdi ye, en fazla doyuncaya kadar yersin"
Bir de neymiş, çocukları da oruç tutmaya alıştırmak lazım
Eğer yapmakta olduğum görevi bitirmemi beklersen, iki lokum alabilirsin. Eğer o zamana kadar bekleyemezsen, hemen şimdi, ama sadece bir tane alabilirsin.
1960'larda psikolog Walter Mischel tarafından Stanford Üniversitesi kampüsündeki yuvada çoğunlukla Stanford öğretim üyelerinin, lisansüstü öğrencilerinin ve diğer çalışanların çocuklarıyla başlatılan çalışmada, dört yaşındakiler liseden mezun olana kadar izlenmişler.
Dört yaşındaki bazı çocuklar deneyi yapanın geri dönüş süresi olan, herhalde hiç geçmeyecek sandıkları on beş-yirmi dakika boyunca bekleyebilmişlerdi. Bu direnişlerini sürdürebilmek için, baştan çıkarıcı lokumlara gözleri takılmasın diye gözlerini kapayarak veya kollarının üzerine kapanarak, ya da kendi kendine konuşarak, şarkı söyleyerek, el ve ayaklarıyla oyunlar oynayarak ve hatta uyumaya çalışarak zaman geçirmişlerdi. Bu cesur yuva çocukları, ödül olarak iki lokum kazanmışlardı. Ancak daha sabırsız olanları, araştırmacının "işini" yapmak üzere odadan çıkmasının bir iki saniye ardından tek lokumu kapmıştı.
Bu dürtü anıyla nasıl baş edildiğine ilişkin teşhis gücü, on iki ile on dört yıl sonra izlenmeye devam edilen çocuklar ergenlik çağına ulaştıklarında ortaya çıkmış. Lokumu kapan yuva çocuklarıyla doyumu erteleyen arkadaşları arasında, çarpıcı duygusal ve sosyal farklılıklar görülmüş.
Dört yaşında baştan çıkmaya karşı koyanlar, ergenliğe ulaştıklarında sosyal açıdan daha yeterliydiler: Kişisel olarak etkiliydiler, kendini ortaya koyabiliyor, hayatta karşılaştıkları açmazlarla daha iyi mücadele ediyorlardı. Ayrıca bu çocuklar stresli durumlarda çözülmeye, donup kalmaya, çocuksulaşmaya ya da baskı altında aklı karışmaya, dağılmaya daha az eğilimli; mücadeleden kaçmayan ve zorluklar karşısında bile direnen; kendine karşı güvenli ve güvenilir; inisiyatif alan, projelerin üstüne atlayan gençler olmuşlardı. Ayrıca, on yıldan uzun bir süre sonra bile, hedeflerine ulaşmak için hala anlık doyumu erteleyebiliyorlardı.
Çocukların lokumu hemen kapan üçte birinin ise, bu niteliklerin daha azma sahip oldukları ve ortak özellik olarak psikolojik açıdan daha sorunlu bir görünüm sundukları görülüyordu. Ergenlik çağında, sosyal temastan kaçınmaya, inatçı ve kararsız davranmaya, açmazlar karşısında kolayca sinirlenmeye; kendilerini "kötü" ya da değersiz olarak görmeye; stres altında hareketsizleşmeye ve ya çocuksulaşmaya; insanlara güvenmemeye ve hep "yeteri kadar almadıklarından" yakınmaya; kıskançlık ve hasede kapılmaya; sinirlenince gereğinden fazla ve sert tepki vererek, tartışmalar, kavgalar başlatmaya daha yatkın gençler olmuşlardı. Ayrıca, onca yıl sonra bile hala doyumu erteleyemiyorlardı.
Ramazan ayında da Allah şöyle diyor:
"Akşama kadar bekle sonsuz sayıda lokumu kap. Ya da bekleme şimdi ye, en fazla doyuncaya kadar yersin"
Bir de neymiş, çocukları da oruç tutmaya alıştırmak lazım