21-12-2007, 00:14
21-12-2007, 00:17
cansu koç gasgabah(azeri)
21-12-2007, 00:45
Ugur Arslan-Ben 19undaydım Öldüğümde
21-12-2007, 01:38
çelik tövbe
21-12-2007, 02:09
Ugur Isilak - Askin Cenazesi Var
Yikildi hayalim enkaza döndüm
Korktugum basima geldi bu aksam
Parlayan isiktim bir anda söndüm
Umutlar mazide kaldi bu aksam
Asiklar aglasin
Karalar baglasin
Ask öldü bu aksam
Nagmelerin
yerine bugün sala sesi var
Söyleyin asiklara askin cenazesi var
Yükledim sirtima derdi elemi
Kör oldu gözlerim görmez alemi
Gönül celsesinde kirdim kalemi
Sevdamin vadesi doldu bu aksam
Asiklar aglasin
Karalar baglasin
Ask öldü bu aksam
Nagmelerin
yerine bugün sala sesi var
Söyleyin asiklara askin cenazesi var
Yikildi hayalim enkaza döndüm
Korktugum basima geldi bu aksam
Parlayan isiktim bir anda söndüm
Umutlar mazide kaldi bu aksam
Asiklar aglasin
Karalar baglasin
Ask öldü bu aksam
Nagmelerin
yerine bugün sala sesi var
Söyleyin asiklara askin cenazesi var
Yükledim sirtima derdi elemi
Kör oldu gözlerim görmez alemi
Gönül celsesinde kirdim kalemi
Sevdamin vadesi doldu bu aksam
Asiklar aglasin
Karalar baglasin
Ask öldü bu aksam
Nagmelerin
yerine bugün sala sesi var
Söyleyin asiklara askin cenazesi var
21-12-2007, 02:13
yücel arzen yağmur
tükendim bir zalim yarin elinden
gençliğim baharım geldi geçiyor..
cama vuran her damlada ağlayan yağmur
anla beni o yar benden candan gidiyor..
yağmur geceden al beni
yağmur seline sal beni
harcadım gençliğimi
al götür nazlı yare beni
kimseler bakmıyor yüzüme benim
burda kalır kalır isem ne olur halim?
istersen bir damlan olurum senin
al götür beni de al götür yağmur...
yağmur geceden al beni
yağmur seline sal beni
harcadım gençliğimi
al götür nazlı yare beni..*
tükendim bir zalim yarin elinden
gençliğim baharım geldi geçiyor..
cama vuran her damlada ağlayan yağmur
anla beni o yar benden candan gidiyor..
yağmur geceden al beni
yağmur seline sal beni
harcadım gençliğimi
al götür nazlı yare beni
kimseler bakmıyor yüzüme benim
burda kalır kalır isem ne olur halim?
istersen bir damlan olurum senin
al götür beni de al götür yağmur...
yağmur geceden al beni
yağmur seline sal beni
harcadım gençliğimi
al götür nazlı yare beni..*
21-12-2007, 02:23
Ibrahim Sadri - Bir oglun oldu (Anne)
Kan ter içinde gece
Kan ter içinde her yanım
Her yanım bu gece vurgun içinde
Kurşun yemişim, sürgün yemişim
Bu sana ilk gelişim
Vur emriyle düşmüşüm kapına
Düşmüşüm kucağına, bu yara sıcak ana
Yok elimde bir demet menekşe
Yok elimde sevdiğin gül şekeri
Yok işte sana bir şey
Bilmem ki ne demeli
Bir tek ağır yaralı özlemim
Ve birtek gözlerine sürdüğün gözlerim
Anne benim, aç kapıyı
Oğulcuğun, küçük tavşanın, körolmayasıcağın
Ölmeyesin, bitmeyesin
Yürekyarısı gitmeyesin dediğin
Anne benim, aç kapıyı
İşte geldim, işte bu sana ilk gelişim
Hep senin için gökyüzünde bir evimiz olsun isterdim
Hep senin için bulutları isterdim
Ellerimi açtırıp dua ettirirken
O küçük evimizde sokulurken göğsüne her gece
Hani her gece sorduğumda
Anne babam nerde
Nerde kuşların dilinden anlayan adam
Ve menekşelerle konuşan adam
Nerde anne
Ve sen bastırıp bağrının kızılca kıyametine acını
Gelecek oğul, sen uyu şimdi
Baban gelecek bir yağmur gibi yağmurla
Rahmete boğacak yoksulluğumuzu derken
Ben uyur, düşümde
Senin için bir ev görürdüm gökyüzünde
Sen, babam, ben ve melekler
Ve melekler anne
Anne melekler
Önce babam sonra onlar terkettiler gecelerimizi
Ben de çekip gittiğimde
Yani oğulcuğun yani yürek yarın
İçinden geçen şarkın gittiğinde
Sen nasıl yaşadın anne
Kan ter içinde gece
Kan ter içinde her yanım
Her yanım bu gece vurgun içinde
Kurşun yemişim, sürgün yemişim
Bu sana ilk gelişim
Vur emriyle düşmüşüm kapına
Düşmüşüm kucağına, bu yara sıcak ana
Vakit yok artık
İstersen kalayım böylece
Ama bir kere öpseydim elinden
Ama bir kere sürseydim gözlerimi gözlerine yeniden
Yok elimde bir demet menekşe
Yok elimde sevdiğin gül şekeri
Yok işte sana bir şey
Bilmem ki ne demeli
Bir tek ağır yaralı özlemim
Ve birtek gözlerine sürdüğün gözlerim
Anne benim, aç kapıyı
Oğulcuğun, küçük tavşanın, körolmayasıcağın
Ölmeyesin, bitmeyesin
Yürekyarısı gitmeyesin dediğin
Anne benim, aç kapıyı
İşte geldim, işte bu sana son gelişim
Üzülme, kapanıyor diye gözlerim
İşte gidiyorum vakit doldu
İşte kapanıyor gözlerim kapının önünde
Öğrettiğin gibi ellerimi kaldırıp gökyüzüne
Ve eğip başımı önüme dua ediyorum
Üzülme anne, vakit doldu
İşte şimdi bir oğlun oldu
Bir oğlun oldu anne
Kan ter içinde gece
Kan ter içinde heryanım
Kan ter içinde gece
Kan ter içinde her yanım
Her yanım bu gece vurgun içinde
Kurşun yemişim, sürgün yemişim
Bu sana ilk gelişim
Vur emriyle düşmüşüm kapına
Düşmüşüm kucağına, bu yara sıcak ana
Yok elimde bir demet menekşe
Yok elimde sevdiğin gül şekeri
Yok işte sana bir şey
Bilmem ki ne demeli
Bir tek ağır yaralı özlemim
Ve birtek gözlerine sürdüğün gözlerim
Anne benim, aç kapıyı
Oğulcuğun, küçük tavşanın, körolmayasıcağın
Ölmeyesin, bitmeyesin
Yürekyarısı gitmeyesin dediğin
Anne benim, aç kapıyı
İşte geldim, işte bu sana ilk gelişim
Hep senin için gökyüzünde bir evimiz olsun isterdim
Hep senin için bulutları isterdim
Ellerimi açtırıp dua ettirirken
O küçük evimizde sokulurken göğsüne her gece
Hani her gece sorduğumda
Anne babam nerde
Nerde kuşların dilinden anlayan adam
Ve menekşelerle konuşan adam
Nerde anne
Ve sen bastırıp bağrının kızılca kıyametine acını
Gelecek oğul, sen uyu şimdi
Baban gelecek bir yağmur gibi yağmurla
Rahmete boğacak yoksulluğumuzu derken
Ben uyur, düşümde
Senin için bir ev görürdüm gökyüzünde
Sen, babam, ben ve melekler
Ve melekler anne
Anne melekler
Önce babam sonra onlar terkettiler gecelerimizi
Ben de çekip gittiğimde
Yani oğulcuğun yani yürek yarın
İçinden geçen şarkın gittiğinde
Sen nasıl yaşadın anne
Kan ter içinde gece
Kan ter içinde her yanım
Her yanım bu gece vurgun içinde
Kurşun yemişim, sürgün yemişim
Bu sana ilk gelişim
Vur emriyle düşmüşüm kapına
Düşmüşüm kucağına, bu yara sıcak ana
Vakit yok artık
İstersen kalayım böylece
Ama bir kere öpseydim elinden
Ama bir kere sürseydim gözlerimi gözlerine yeniden
Yok elimde bir demet menekşe
Yok elimde sevdiğin gül şekeri
Yok işte sana bir şey
Bilmem ki ne demeli
Bir tek ağır yaralı özlemim
Ve birtek gözlerine sürdüğün gözlerim
Anne benim, aç kapıyı
Oğulcuğun, küçük tavşanın, körolmayasıcağın
Ölmeyesin, bitmeyesin
Yürekyarısı gitmeyesin dediğin
Anne benim, aç kapıyı
İşte geldim, işte bu sana son gelişim
Üzülme, kapanıyor diye gözlerim
İşte gidiyorum vakit doldu
İşte kapanıyor gözlerim kapının önünde
Öğrettiğin gibi ellerimi kaldırıp gökyüzüne
Ve eğip başımı önüme dua ediyorum
Üzülme anne, vakit doldu
İşte şimdi bir oğlun oldu
Bir oğlun oldu anne
Kan ter içinde gece
Kan ter içinde heryanım
21-12-2007, 02:34
şevval sam-- böylemi esecekti (böylemi esecekti son günümde bu rüzgar)
Böyle mi esecekti son günümde bu rüzgar(2)
Bütün kuşlar vefasız mevsim artık sonbahar(2
Unutmuş ellerimi eşim dostum sevgilim
Kalbim acılarla hep bölünmüş dilim dilim
Bütün kuşlar vefasız mevsim artık sonbahar
Böyle mi esecekti son günümde bu rüzgar(2)
Bütün kuşlar vefasız mevsim artık sonbahar(2
Unutmuş ellerimi eşim dostum sevgilim
Kalbim acılarla hep bölünmüş dilim dilim
Bütün kuşlar vefasız mevsim artık sonbahar
21-12-2007, 02:36
Yenı Bır Sayfada Sana Bakmak
Herşey yapılabilir
Bir beyaz kağıtla
Uçak,örneğin uçurtma,mesela
Altına konabilir
Bir ayağı ötekilerden kısaolduğu için
Sallanan bir masanın
Veya şiir yazılabilir
Süresi ötekilerden kısa
Bir ömür üzerine.
Bir beyaz kağıda
Her şey yazılabilir
Senin dışında
Güzelliğine benzetme bulmak zor
Sen en iyisi sana benzemye çalışan
Her şeyden
Bir gülden, bir ilk, bir sonbahardan sor
Belki tabiattadır çaresi
Senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
Ve benim
Bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
Anlarım bitkiden filan
Ama anlatamam
Toprağın güneşle konuşmasını
Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla.
Sen bana ışık ver yeter
Bende filiz çok
Köklerim içimde gizli
Gelen giden,açan soran,bere budak yok
Bir şiir istersin,
"içinde benzetmeler olan"
Kusura bakma sevgilim
Heybemde sana benzeyecek kadar
Güzel bir şey yok.
Uzun bir yoldan gelen
Tedariksiz katıksız bir yolcuyum
Yaralı yarasız sevdalardan geçtim
Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
Her şeyi anlattım
Olan, olmayan,acıtan, sancıtan
Bilsem ki sana varmak içindi
Bütün mola sancıları
Bütün stabilize arkadaşlıklar
Daha hızlı koşardım
Severadım gelirdim
Gözlerinin mercam maviliğine
Sana bakmak
Suya bakmaktır
Sana bakmak
Bir mucizeyi anlamaktır
Sana sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
Aşk sorgusunda şahanem
Yalnız kelepçeler sanıktır
Ne yazsam olmuyor
Çünkü bilenler hatırlar
Hem yapılmış,hem yapma çiçek satanlar
Bahçıvan değil tüccarlardır
Sen öyle göz
Sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
Sen teninde cennet kayganlığı iken
Sana şiir yazmak ahmaklıktır.
Bir tek söz kalır
Dişlerimin arasından
Ben sana gülüm derim
Gülün ömrü uzmaya başlar
Verdiğim bütün sözler
Sende kalsın isterim
Ben sana gülüm derim
Gül sana benzediği için ölümsüz
Yazdığım bütün şiirler
Sana başlayan bir kitap için önsöz.
Sana bakmak
Bir beyaz kağıda bakmaktır
Herşey olmaya hazır
Sana bakmak
Suya bakmaktır
Gördüğün suretten utanmak
Sana bakmak
Bütün rastlantıları reddedip
Bir mucizeyi anlamaktır
Sana bakmak
Allah'a inanmaktır..
YILMAZ ERDOĞAN
Mart 2000-bodrum
Herşey yapılabilir
Bir beyaz kağıtla
Uçak,örneğin uçurtma,mesela
Altına konabilir
Bir ayağı ötekilerden kısaolduğu için
Sallanan bir masanın
Veya şiir yazılabilir
Süresi ötekilerden kısa
Bir ömür üzerine.
Bir beyaz kağıda
Her şey yazılabilir
Senin dışında
Güzelliğine benzetme bulmak zor
Sen en iyisi sana benzemye çalışan
Her şeyden
Bir gülden, bir ilk, bir sonbahardan sor
Belki tabiattadır çaresi
Senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
Ve benim
Bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
Anlarım bitkiden filan
Ama anlatamam
Toprağın güneşle konuşmasını
Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla.
Sen bana ışık ver yeter
Bende filiz çok
Köklerim içimde gizli
Gelen giden,açan soran,bere budak yok
Bir şiir istersin,
"içinde benzetmeler olan"
Kusura bakma sevgilim
Heybemde sana benzeyecek kadar
Güzel bir şey yok.
Uzun bir yoldan gelen
Tedariksiz katıksız bir yolcuyum
Yaralı yarasız sevdalardan geçtim
Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
Her şeyi anlattım
Olan, olmayan,acıtan, sancıtan
Bilsem ki sana varmak içindi
Bütün mola sancıları
Bütün stabilize arkadaşlıklar
Daha hızlı koşardım
Severadım gelirdim
Gözlerinin mercam maviliğine
Sana bakmak
Suya bakmaktır
Sana bakmak
Bir mucizeyi anlamaktır
Sana sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
Aşk sorgusunda şahanem
Yalnız kelepçeler sanıktır
Ne yazsam olmuyor
Çünkü bilenler hatırlar
Hem yapılmış,hem yapma çiçek satanlar
Bahçıvan değil tüccarlardır
Sen öyle göz
Sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
Sen teninde cennet kayganlığı iken
Sana şiir yazmak ahmaklıktır.
Bir tek söz kalır
Dişlerimin arasından
Ben sana gülüm derim
Gülün ömrü uzmaya başlar
Verdiğim bütün sözler
Sende kalsın isterim
Ben sana gülüm derim
Gül sana benzediği için ölümsüz
Yazdığım bütün şiirler
Sana başlayan bir kitap için önsöz.
Sana bakmak
Bir beyaz kağıda bakmaktır
Herşey olmaya hazır
Sana bakmak
Suya bakmaktır
Gördüğün suretten utanmak
Sana bakmak
Bütün rastlantıları reddedip
Bir mucizeyi anlamaktır
Sana bakmak
Allah'a inanmaktır..
YILMAZ ERDOĞAN
Mart 2000-bodrum
21-12-2007, 17:24
ekrem düzgünoğlu - zara --- sabahın seherinde