Forum Hafızoğlu

Tam Versiyon: FERHAT İLE ŞİRİN (klasik aşk hikayeleri)
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
FERHAT İLE ŞİRİN

Eski bir aşk masalının iki kahramanı. Türk ve İran edebiyatında çok işlenen bir konu. Ferhat ile Şirin birbirlerini çılgınca severler.

Şirin soylu bir genç kız, Ferhat halktan bir delikanlı olduğu için, birbirlerine kavuşup mutluluğa ulaşamazlar.

Şirin'in yakınları Ferhat'a akla gelmedik zorluklar çıkartırlar. Demir yapılı bir dağı delmesi gerektiği şartı da güçlükler arasındadır.

Ferhat, zekası, teknik bilgisi, bilek gücü, aşktan aldığı kuvvetle dağı deler. Şirin'e kavuşmak üzereyken, bu defa düşmanları sevgilisinin öldüğünü haber verirler.

Ferhat, bu acı haber karşısında; ünlü külüngünü başına indirerek intihar eder. Durumu öğrenen Şirin de sevgilisinin acısına tahammül edemeyerek ölür.

Halk edebiyatımızda Ferhat, divan edebiyatımızda Hüsrev olarak geçen bu masal kahramanının deldiği dağın adı "Bisutun Dağları"dır...



Hani Seni SeviyoRum DeRken TitRemek VaRdIRya.......Hani GözLeRine ßakInCa AğLamak VaRdIRya......... Hani ßiRkez ELin ELime DeğinCe , KaLßimin KaLßin İçin AttIğInI Hissetmek VaRdIRya........İ$te ßuduR ßenim İçin A$K ....
KEREM İLE ASLI

Anonim halk hikayesi. XII. Yüzyılda teşekkül ettiği yorumlanan,

Kerem ile Aslı hikayesi anonim halk hikayelerimizin karakteristik özelliklerini taşır.

Hikaye kahramanı Aşık Kerem, Aslı isimli bir Ermeni kızına aşık olur.

Onu kendisinden kaçıranların ardından arkadaşı Sofu ile saz çalarak, türkü söyleyerek diyar diyar dolaşır.

Büyük bir aşkın, uğrunda ne ölçüde fedakarlık yapılacak bir kuvvet olduğunu işaret eder.

Zorlu macerasının sonunda, Haleb'de Aslı'ya kavuşan Kerem tam onunla evlenecekken bir keşiş büyüsüne kurban gider. Bir büyü ile tutuşup yanar, kül olur.

Bu külün kıvılcımı ile saçlarından tutuşarak, aynı akıbete uğrayan Aslı ile ancak cennette buluşurlar...



Aslı Derki:
Yine düştüm ateşine yanarım
Yandım Kerem beni rüsvay eyleme
Beni aşkın ateşine salan var
Yandım kerem beni rüsvay eyleme
Kerem Derki:
Akıtayım gözlerimin yaşını
Gurbet ele saldın garip başımı
Anan çekti otuz iki dişimi
Benim çektiğim yar senin elinden...
LEYLA İLE MECNUN

Konusu bir Arap efsanesinden alınmıştır. "Beni Amir kabilesinden Kays ile Leyla daha okulda iken birbirlerini severler.

Leyla'nın annesi bunu duyunca kızını okuldan alır. Sevgilisini göremez olan Kays yollara düşer. Mecnun diye anılmaya başlar.

Kays'ın babası, Leyla'yı ailesinden isterse de vermezler. Kays çölde vahşi hayvanlar ve kuşlarla arkadaş olur.

Kızı İbni Selam adlı birine verirler. Leyla kendisini bir perinin sevdiğini, eğer evlenirlerse peri tarafından öldürüleceklerini söyleyerek adamı kandırır, onu kendinden uzak tutar.

Mecnun'un inkisariyle İbni Selam ölür. Mecnun bütün maddi varlıklarla ilgisini kesmiş, manevi bir aşkla kendinden geçmiş halde yaşamaktadır. Çölde karşısına çıkan Leyla'yı tanımaz.

Leyla'nın kendi içinde olduğunu, onunla manevi alemde birleştiğini, başka bir Leyla ile buluşmaya takati olmadığını bildirir. Leyla, döner bir müddet sonra kederinden ölür.

Mecnun bunu öğrenince Leyla'nın mezarına koşar, ölmek ister, isteği tanrı tarafından kabul olunarak orada düşüp ruhunu teslim eder."
TAHİR İLE ZÜHRE

Bir padişahın kızı olan Zühre ile bir vezirin oğlu olan Tahir'in aşk serüvenini anlatan Türk halk öyküsü.
Yalnızca Türk boyları arasında değil, Ermeni, Gürcü ve Arnavut toplulukları arasında da sevilmiş ve temel yapısında fazla değişiklik olmadan,

Tahir Mirza, Zühre- Tahir, Zohra- Tahar gibi adlar almıştır. Öykü kısaca şöyledir: Zühre'nin babası kızını Tahir'e vermek istemez, annesi de onların birleşmelerini engeller.

Tahir sürgüne gönderilir. Tam Zühre'nin başkasıyla evlendirileceği sırada geri döner ama öldürülür.

Zühre de onun mezarına girerek ölür...




aLdanmakMış Seni sEvmek
SEvmekmiş Sana aLdanMak
SEni Özlemekmiş AldanıpTa Seni ÖzLemek Senden aYrılmakla özleyip kaLmak Mış Seni Doyasıya Sevmek Miş Sana aLdanmak..!
YUSUF İLE ZÜLEYHA

Mesnevinin Kahramanı Yusuf, kıskançlık yüzünden kardeşleri tarafından kuyuya atılır. Kardeşleri, kanlı gömleği babalarına göstererek Yusuf'un Kurt tarafından parçalandığını söyler.

Kuyunun yanından geçen bir kervan, Yusuf'u kurtararak kardeşlerine teslim eder. Kardeşleri ise ondan kurtulmak için Yusuf'u satarlar.Efendisin hanımı Zeliha, Yusuf'a Aşık olur.

Yusuf, bu aşkı doğru bulmadığı için Zelihanın aşkını geri çevirir. Bu olayın duyulması üzerine, Mısır Azizi, Yusufu zindana kapatır. Yusuf Zindaydayken Melik Reyyan'ın Bir rüyasını "Yedi yıl kıtlık olacağı " biçimde yorumlayarak zindandan kurtulur. Ve melikin hazine memuru olur.

Kıtlıkla birlikte, Yusufun Kardeşleri buğday taşımaya başlar. Yusuf, kardeşi bünyamin çuvalına kıymetli bir maşrafa koyar bir arama esnasında bu maşrafa çuvalda bulunduğu için bünyamin tutklanır

Bu olayı duyan, babaları Yusufun ölmediğine inanır Kardeşleri Yeniden gelince Yusuf gömleğini babasına gönderir.

Gömleğini gözlerine süren babasın kör gözleri açılır. Kardeşlerinin hepsi Mmısır'a gelerek ondan af dilerler. Yusufun Rüyasıda gerçekleşmiş olur.

Tanrı, Zelihaya yeniden Bir ömür verir. Zeliha bir Genç kız olurak Yusuf'la evlenir.
ARZU İLE KAMBER

Birbirlerini kardeş sanarak büyüyen iki gencin asklarini anlatan ve 17. yüzyilda ortaya çiktigi sanilan Türk halk öyküsü. Konusu söyledir:

Bir kervan, yolda eskiya baskinina ugrar. Baskindan yalniz küçük bir erkek çocugu sag olarak kurtulur.

Bir aile tarafindan evlatlik olarak alinan çocuga Kanber adi verilir. Bir süre sonra bu ailenin bir kiz çocugu olur, adini Arzu koyarlar.

Iki çocuk birbirlerini kardeş sanarak büyürler. Bir süre sonra aralarında ilgi veyakınlık başlar. Kardeş olmadiklarını ögrenince de evlenmek isterler.

Arzu"nun annesi bu evlilige karsi çıkar ve kızını zengin bir tüccarla evlendirir. Ama adam kisa bir süre sonra ölür.

Arzu ile kanber evlenmek için yeniden uığrasırlarsa da, anne engel olur. Asıklar bir rastlantı sonucu birbirlerini bulurlar.

Kavusmanin heyecaniyla ikisi de bayilir. Sürekli olarak kızını izleyen kötü yürekli anne onlari gene ayırmak ister.

Ama gençlerin çevresi su ile kaplandigindan yanlarina ulasamaz.

Az sonra iki sevgilinin gögüslerinden birer güvercin çikarak uçar ve böylece ikisi de orada can verirler...
ASUMAN ILE ZEYCAN

BiAyni elmadan yiyerek çocuk sahibi olan iki ana babanin biri kiz, biri erkek çocuklari arasindaki aski anlatan Türk halk öyküsü.

Erzincan beyi Kaleli Bey ile kahyasi Dervis Ahmet"in çocuklari olmamaktadir. Bey ve kahyasi, kilik degistirerek geziye çikarlar.

Bir yaylada karsilastiklari bir dervisin verdigi elmayi esleriyle birlikte yiyen babalar, çocuk sahibi olurlar. Beyin kizi, kahyanin oglu olmustur.

Dervis, kizin adini Zeycan, oglanin adini da Asuman koyar, onlarin birbirleriyle besik kertmesi nisanli olduklarini, büyüdükleri zaman evlendirilmelerini söyler.

Çocuklar büyüyünce birbirlerini severler, ancak Zeycan"in annesi, Kaleleli Bey"i etkileyerek iki gencin evlenmesini engeller.

Asuman ve Zeycan, düslerinde bade içerek asiklik gücü kazanmislar, saz çalarak deyisler söylemeye baslamislardir.

Asuman kilik degistirerek beyin huzuruna çikar ve ondan atismak için asik ister. Kaleli Bey, Asuman"in karsisina, asik olarak kendi kizini çikartir.

Bu atismada kaybeden, kazananin kölesi olacaktir. Iki sevgili arasindaki sazli sözlü mücadeleyi Asuman kazanir.

Ama Kaleli Bey, sözünde durmadigi gibi, Asuman"i da öldürtmek ister.

Sevgilisinin yardimiyla kaçip kurtulan Asuman, Basra"ya gider, bir kahvede asiklik yapmaya baslar.

Asiklikta gösterdigi basari, Basrali asiklarca kiskanildigi için bir kuyuya atilan Asuman"i, dügünde elinden bade içerek asik oldugu dervis kurtarir, Erzincan"a getirir.
nerede böyle aşklar bizde yaşadığımıza aşk diyoruz eskiler sevdiği için canını verirmiş biz gözyaşımızı zor veriyoruz Smiley (18)
seven seviyo arkadaşım böyle aşklar yok diye bişey yok bence...