Forum Hafızoğlu

Tam Versiyon: eŞiMLe aNLaŞaMıYoRuM!!!
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Eşlerin anlaşamamasının üç sebebi vardır: Mânevî sorunlar, maddî sorunlar ve çevrenin etkisi.

Allah insana öyle bir beyin vermiş ki, problemlerin bütününü çözebilir. Eşler arasında maddî durum sorun olmamalı. Durum ortada. Ne kazanıyorsak, onu yiyeceğiz. Bu dünyada pek çok fakir zevk içinde, huzurla yaşamıştır. Pek çok zengin de rahat bir nefes alamadan göçüp gitmiştir.

“Et getir, ekmek getir, baldan da haberin olsun.

Et yok, ekmek yok, halden de haberin olsun.”

Manevî sorunlar tesettür, ibadet veya cinsel hayat yönünden olabilir. Böyle problemleri yaşayanlar uzman kişilerin desteğini alabilir. Dindar ve ehil birine danışıp “Benim şu şu problemim var, ne yapabilirim, nasıl halledebilirim?” derse, Allah’ın izniyle o kişinin söylediği ona şifa olur. Amma dinlerse…

Evlilik, matematik hesabı gibi değildir. Şöyle davranırsak şöyle olur, böyle yaparsak böyle olur gibi teknik hesaplar evlilikte tutmaz. Kişi kendi çözümünü önce kendi bulmalıdır.

İnsan yaprak gibi olmamalı. Yaprak, esen rüzgâra tabidir. Evlendiğimde annem yanımdaydı. Şöyle düşündüm. Bu annemdir, bu da karımdır. Her ikisinin de hukukunu korumalıyım.

Evliliği kötü yere sürükleyen huylardan biri de laf taşımaktır. Laf taşımak cahillerin işidir. Düşüncesi kıt olanlar, ne yaptığını bilmeyenler, taşı nereye attığının farkında olmayanlar taşıdıkları lafla kafa kırarlar.

Kavga, ailede yaşanabilecek en kötü durumdur. Evlilikte sorunlar varsa, eşler her şeyi bırakıp oturup düşünmeli; “Ben neyim, ne yapmam gerekiyor?” sorularına cevap aramalıdırlar.

Genç bir hanım bana, “Eşimle anlaşamıyorum.” dedi. Al eşini karşına ve eşine, “Kocacığım, biz mesut olmak için evlendik. Fakat anlaşamıyoruz. Nasıl hareket etmemi istersin? Seni nasıl memnun edebilirim, onları söyle de yapayım. Mutluluğumuz için ben bir adım atmış olayım.” de, dedim. Kadın hemen itiraz etti: “Ben onun kölesi miyim? O benim istediğimi yapsın!” “Bu düşüncenden vazgeçebilir misin?” dedim. “Hayır!” dedi.

Yaşlandıkça insanların huyları kemikleşir. Değişmez, yeni bir şekle girmez. Ben böyleyim, diye inat eder. O inat, aileyi târumâr eder. Küçük anlaşmazlıklar ve gereksiz inatlar büyük dertlere sebep olur.

İki şoför yarışa çıkıyor ve ikisi de kaza yapıyor. Yollar yarışmak için değil, gideceğimiz yere ulaşmak içindir. Evlilik üstünlük gösterme meydanı değildir. “Nasıl mutlu olunur?” sorusuna cevap arama yeridir.

Rahat olmanın, huzurlu olmanın en iyi yöntemi, eşinin iyi taraflarını görmektir. Bu şekilde denge sağlanır. Eşinin huyları yüzünden kendini heba eden, uçurumdan yuvarlanan insanlar tanıyorum. Adamın huzuru yok ne yapsın! Şu kocaman dünyada bir yere sığamıyorlar. “Ben de sakin bir hayat istiyorum!” diye teselli isteyen insanlar gelirdi bana. “Sabret” derdim. Konfor yerinde. Gezmedikleri, görmedikleri yer kalmamış. Öyle bir noktaya gelmiş ki, mutluluğu başkalarıyla kuracağı ilişkilerde arayacak amma, insanlardan korkmuş.

Kadın kocasının, koca da karısının her istediğini yerine getiremez. Asıl anlaşmazlık bundan çıkıyor.

Gözlemlediğim kadarıyla evlilikte yapılan en büyük hata “anlayışsızlık”.



Kadın da erkek de, eşinde İslâmiyet’in esaslarını görmek ister. Evin reisi, İslâmiyet olmalıdır.
HeKiMoĞLu iSMaiL




eşler arasındaki uyum karşılıklı isteklerin farkındalığına varıldığı zaman çözüme kavuşur diye düşünüyorum...
kişiler bir birilerine kendilerini farklı da olsa ifade edebilirler...
Çözüm her zaman karşıdakini anlamadan vede dinlemeden geçiyor
evlılıkte saygı ve sevgi en önemlisi tabiki...
Unutmayalım ki, her şey gibi evlilik de, sevgi de, iletişim de, sabır ve emek ister.
Çerçeveyide Sünnetullah ve Adetullah üzerine kurmak lazım
aysema eline yüreğine sağlık arkadaşım çok faydali ve güzel bir paylaşım çok sağol mevla ne muradın varsa versin ne denir bilmem ki ya çok güzel gerçekten...
insanların birazdaha anlayışlı ve sinirlerine hakım olması lazım yok sa bu hayat böyle sürmez . yapıcı olmak lazım .... yıkıcılık la bir sey elde edilmez
EŞİNİZİ YETERİ KADAR DİNLEDİĞİNİZE İNANIYOR MUSUNUZ?

Çiftler arasında en az yaşanan, en az hissedilen duygu dinlenilmektir. Özellikle kadınları evlilikte ziyadesiyle öfkelendiren, erkeklerin dinlememesidir. Dinlemek ya da dinlenilmek sevgiyi, saygıyı, değeri ifade eder. Öğrenmek, anlaşılmak, yakınlaşmak için dinlemek ilişkiye değer katacaktır.

Her ne kadar aşkla, sevgiyle çiftler birbirine bağlı olsalar bile yetersiz dinleme bu bağı zaman içinde zedelemektedir.

Peki evlilik için bu kadar önemli olan dinleme dinamiği nasıl kazanılır?

- Dinlemek için önce konsantre olmak yani istekli olmak gerekir. Bunun için önce dinlemeyi bozucu unsurlar kontrol altına alınmalı. Eğer konsantre olamıyorsanız; dinlemeyi bir başka zamana erteleyebilirsiniz. Kötü bir dinleyici olmaktansa bu iş için uygun zaman dilimi ayırmak çok daha etik bir davranıştır.

- Eşinizi dinlerken elinizden geldiğince cümlesini bitirmesine fırsat verin. Zira çiftler herhangi bir problemle alakalı olarak birbirleriyle konuştuklarında, henüz birinin cümlesi bitmeden diğeri konuşmaya başlar. Bu eşlerin duygu ve düşüncesini hem ifade etmesine engel olur hem de karşı tarafı rencide eder. Ötekinin konuşmasının sonucunu beklemeden yorum yapmak yanlış çıkarımlara sebebiyet vereceğinden amaçlanan sonuca ulaşmak mümkün olmaz. Dinlemek sabrı en güzel gösteren ibredir. Sabırsa eşler arasındaki ilişkiye yapılan en güzel yatırım ve emektir.

- Eşinizi dinlerken onu doğru anlayıp anlamadığınıza dair sorular sorun. Eşinizin söylediklerini ona özetleyebilirsiniz. Ayrıca tam olarak ne demek istediğini anlamaya çalışın. Böyle davranmanın iletişimde iki büyük faydası vardır:
1- Tam bilgi aldığınızdan emin olursunuz.
2- Ona değer verdiğinizi ifade etmiş olursunuz.

- İletişimde en önemli unsurlardan biri eşiniz konuşurken o anki ihtiyacı nedir?
a) rahatlamak mı?
b) öfkesini çıkarmak mı?
c) ikna etmek mi?
d) anlaşılmak mı?

Bu şıklardan hangisine ihtiyacı olduğunu doğru anlamak gerekir. Zira eşinizin ihtiyacı bizden ne beklediğini gösteren ibre oluğundan, sonuca daha çabuk ulaşmanızı sağlar.

Yapılan araştırmalarda erkeklerin daha çok problemin çözümüne odaklandıklarını, kadınların ise sonuçtan çok anlaşılmaya değer verdikleri gözlenmiştir. Eşler, ilişkilerinde bu unsuru her zaman aklında tutmalıdır
evlenmeden bunları bılemezsın her ınsandan da her zaman ıstedıgın olmasını bekleyemezsın hrsey karsılılı