05-12-2006, 06:33
525 bin Müslüman Türk Katletmişler
05/12/2006
Devlet Arşivleri Genel Müdürü Doç. Dr. Yusuf Sarınay, Osmanlı Devleti ve Ermenilerin 600 yılı aşkın bir süre birlikte yaşadıklarını belirterek, "Osmanlı Devleti döneminde Ermenilerin her şeyi kayıt altındaydı. Hangi devlet kayıt altına aldığı bir milleti katledebilir. Bütün tarihçiler olayın böyle olmadığını biliyor ama açıklamalarına izin verilmiyor" dedi.
Devlet Arşivleri Genel Müdürü Doç. Dr. Yusuf Sarınay, Türklerin Ermenilere soykırım yaptığı iddiaları arşiv belgeleriyle Hacettepe Üniversitesi'nde düzenlenen 'Ermeni Soykırımı İddiaları' konferansında çürüttü.
Dünya tarihinin 1915 yılına hapsedilmeye çalışıldığını kaydeden Sarınay, dünya kamuoyunda Osmanlı Devleti'nin 600 yıl beraber yaşadığı Ermenileri katletmiş gibi gösterilmeye çalışıldığını söyledi.
Bunun Kıbrıs olayında daha önce yaşandığını hatırlatan Sarınay, dünyada Kıbrıs sorununun 1974 yılında Türk işgaliyle başladığı yönündeki propagandaların başarılı olduğunu da dile getirdi. 1877-1878 yıllarında Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra Avrupalı ülkelerin desteğiyle Ermenilerin 1915 yılına kadar 40 ayrı isyan çıkardıklarının altını çizen Sarınay, Ermenilerin, balkanlarda uluslaşma sürecinde bağımsızlık kazanan Bulgaristan, Sırbistan gibi ülkelere özendiğini vurguladı.
Bu ülkelere özenen Ermenilerin bağımsız devlet kurabilecek bir vatan parçası ve bunun üzerinde nüfuzlarının olmadığını keşfettiklerini belirten Sarınay, "Taşnak ve Hınçak örgütlerini kuran Ermeniler, bağımsız devlet kurabilmek adına sistemli bir şekilde katliam yapmaya girişmişlerdir. Bu örgütlerin asıl amaçları bir taraftan öldürmek, öldüremedikleri insanları da göçe zorlayarak Ermenilerin çoğunlukta oldukları bir vatan yaratmak olmuştur" diye konuştu.
Ermenilerin bu olayları gerçekleştirebilmek için teröre başvurduklarını belirten Sarınay, Ermenilerin bu olayları gerçekleştirmelerindeki bir diğer amacın da büyük devletlerin dikkatini Osmanlı Devleti üzerine çekmek olduğunu anlattı.
Sarınay, Ermenilerin amacının bir taraftan vatan oluşturmak, bir taraftan da büyük devletlerin Osmanlı'ya müdahale etmesini sağlayarak bağımsız bir Ermenistan kurmak olduğunu kaydetti. 1. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti'nin 5 cephede savaştığını aktaran Sarınay, Osmanlı Devleti'nin böyle bir ortamda çatışmaları önlemek ve yol güvenliğini sağlamak adına bir takım tedbirler aldığını ve bu tedbirlerin hiçbirinde Ermenilerin zarar görmediğini dile getirdi.
"525 BİN MÜSLÜMAN TÜRK KATLEDİLDİ"
Devlet Arşivleri Genel Müdürü Yusuf Sarınay, arşivlerdeki haritalardan örnekler vererek, Ermenilerin projelerini gerçekleştirebilmek için Kafkasya'dan İskenderun hattına kadar olan bir bölgede katliamları yoğunlaştırdıklarını söyledi.
Arşivlerde yer alan belgelere göre, 525 bin civarında Müslüman Türk'ün katledildiğini belirten Sarınay, söz konusu olayları önlemek isteyen Osmanlı Devleti'nin Ermenilerin katliam günü ilan ettikleri 24 Nisan'da yayınladığı genelgeyle de terör örgütlerinin silahlarına el konulduğunu ve olaylara karışan kişilerin yargıya teslim edildiğini bildirdi.
Sarınay, bu çerçevede İstanbul'da 235 Taşnak ve Hınçak örgütü liderlerinin tutuklandığını anlattı. Bunlardan 155'inin Çankırı'da zorunlu ikamete tabi tutulduğunu, 80 kadarının da Ayaş'ta hapsedildiğini söyleyen Sarınay, Ermenilerin 24 Nisan'ı sözde soykırım günü ilan etmelerinin nedenininse siyasi lider kadronun tutuklanarak etkisiz hale getirilmesi olduğunu kaydetti.
Sarınay, "Ermenilerin 'bütün siyasi iktidar kadrolarımızı tutukladınız, Beyazıt Meydanı'nda astınız' yönündeki iddiaları hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. Onların hiçbiri asılmadı. O dönemde tutuklanan Ermeniler'in hiçbirisi idam cezası bile almadı. Hatta bir kısmı serbest bırakıldı. Osmanlı Devleti tehcir yaptığı sırada bile Ermeniler Osmanlı Devleti'nde memur olarak çalışmaya devam etmiştir. 1917 yılındaki Salnamede bu açıkça görülmektedir. Yazılan bütün belgelerde de tehcirin düzenli bir şekilde yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ermenilerin can güvenliğinin hangi esaslar dahilinde sağlanacağı belirtilmiştir. Öldürecekleri adamı neden kayıt altına alsınlar. Osmanlı Devleti'nin bütün arşivlerine bakıldığı zaman tehcir kararının güvenlik nedeniyle alındığı ve bu tedbirin geçici olarak düşünüldüğünü görüyoruz" şeklinde konuştu.
Sarınay, Türklerin tarihin hiçbir döneminde ve hiçbir şekilde Ermenilere katliam yapmadığını belirterek, tarihçilerin de bunları bildiğini ancak ülkelerinin bunu açıklamasına izin vermediğini sözlerine ekledi.
05/12/2006
Devlet Arşivleri Genel Müdürü Doç. Dr. Yusuf Sarınay, Osmanlı Devleti ve Ermenilerin 600 yılı aşkın bir süre birlikte yaşadıklarını belirterek, "Osmanlı Devleti döneminde Ermenilerin her şeyi kayıt altındaydı. Hangi devlet kayıt altına aldığı bir milleti katledebilir. Bütün tarihçiler olayın böyle olmadığını biliyor ama açıklamalarına izin verilmiyor" dedi.
Devlet Arşivleri Genel Müdürü Doç. Dr. Yusuf Sarınay, Türklerin Ermenilere soykırım yaptığı iddiaları arşiv belgeleriyle Hacettepe Üniversitesi'nde düzenlenen 'Ermeni Soykırımı İddiaları' konferansında çürüttü.
Dünya tarihinin 1915 yılına hapsedilmeye çalışıldığını kaydeden Sarınay, dünya kamuoyunda Osmanlı Devleti'nin 600 yıl beraber yaşadığı Ermenileri katletmiş gibi gösterilmeye çalışıldığını söyledi.
Bunun Kıbrıs olayında daha önce yaşandığını hatırlatan Sarınay, dünyada Kıbrıs sorununun 1974 yılında Türk işgaliyle başladığı yönündeki propagandaların başarılı olduğunu da dile getirdi. 1877-1878 yıllarında Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra Avrupalı ülkelerin desteğiyle Ermenilerin 1915 yılına kadar 40 ayrı isyan çıkardıklarının altını çizen Sarınay, Ermenilerin, balkanlarda uluslaşma sürecinde bağımsızlık kazanan Bulgaristan, Sırbistan gibi ülkelere özendiğini vurguladı.
Bu ülkelere özenen Ermenilerin bağımsız devlet kurabilecek bir vatan parçası ve bunun üzerinde nüfuzlarının olmadığını keşfettiklerini belirten Sarınay, "Taşnak ve Hınçak örgütlerini kuran Ermeniler, bağımsız devlet kurabilmek adına sistemli bir şekilde katliam yapmaya girişmişlerdir. Bu örgütlerin asıl amaçları bir taraftan öldürmek, öldüremedikleri insanları da göçe zorlayarak Ermenilerin çoğunlukta oldukları bir vatan yaratmak olmuştur" diye konuştu.
Ermenilerin bu olayları gerçekleştirebilmek için teröre başvurduklarını belirten Sarınay, Ermenilerin bu olayları gerçekleştirmelerindeki bir diğer amacın da büyük devletlerin dikkatini Osmanlı Devleti üzerine çekmek olduğunu anlattı.
Sarınay, Ermenilerin amacının bir taraftan vatan oluşturmak, bir taraftan da büyük devletlerin Osmanlı'ya müdahale etmesini sağlayarak bağımsız bir Ermenistan kurmak olduğunu kaydetti. 1. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti'nin 5 cephede savaştığını aktaran Sarınay, Osmanlı Devleti'nin böyle bir ortamda çatışmaları önlemek ve yol güvenliğini sağlamak adına bir takım tedbirler aldığını ve bu tedbirlerin hiçbirinde Ermenilerin zarar görmediğini dile getirdi.
"525 BİN MÜSLÜMAN TÜRK KATLEDİLDİ"
Devlet Arşivleri Genel Müdürü Yusuf Sarınay, arşivlerdeki haritalardan örnekler vererek, Ermenilerin projelerini gerçekleştirebilmek için Kafkasya'dan İskenderun hattına kadar olan bir bölgede katliamları yoğunlaştırdıklarını söyledi.
Arşivlerde yer alan belgelere göre, 525 bin civarında Müslüman Türk'ün katledildiğini belirten Sarınay, söz konusu olayları önlemek isteyen Osmanlı Devleti'nin Ermenilerin katliam günü ilan ettikleri 24 Nisan'da yayınladığı genelgeyle de terör örgütlerinin silahlarına el konulduğunu ve olaylara karışan kişilerin yargıya teslim edildiğini bildirdi.
Sarınay, bu çerçevede İstanbul'da 235 Taşnak ve Hınçak örgütü liderlerinin tutuklandığını anlattı. Bunlardan 155'inin Çankırı'da zorunlu ikamete tabi tutulduğunu, 80 kadarının da Ayaş'ta hapsedildiğini söyleyen Sarınay, Ermenilerin 24 Nisan'ı sözde soykırım günü ilan etmelerinin nedenininse siyasi lider kadronun tutuklanarak etkisiz hale getirilmesi olduğunu kaydetti.
Sarınay, "Ermenilerin 'bütün siyasi iktidar kadrolarımızı tutukladınız, Beyazıt Meydanı'nda astınız' yönündeki iddiaları hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. Onların hiçbiri asılmadı. O dönemde tutuklanan Ermeniler'in hiçbirisi idam cezası bile almadı. Hatta bir kısmı serbest bırakıldı. Osmanlı Devleti tehcir yaptığı sırada bile Ermeniler Osmanlı Devleti'nde memur olarak çalışmaya devam etmiştir. 1917 yılındaki Salnamede bu açıkça görülmektedir. Yazılan bütün belgelerde de tehcirin düzenli bir şekilde yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ermenilerin can güvenliğinin hangi esaslar dahilinde sağlanacağı belirtilmiştir. Öldürecekleri adamı neden kayıt altına alsınlar. Osmanlı Devleti'nin bütün arşivlerine bakıldığı zaman tehcir kararının güvenlik nedeniyle alındığı ve bu tedbirin geçici olarak düşünüldüğünü görüyoruz" şeklinde konuştu.
Sarınay, Türklerin tarihin hiçbir döneminde ve hiçbir şekilde Ermenilere katliam yapmadığını belirterek, tarihçilerin de bunları bildiğini ancak ülkelerinin bunu açıklamasına izin vermediğini sözlerine ekledi.