16-12-2006, 00:01
Allah katında tek din İslam'dır
Değerli okurlarımız sizlere mübarek Ramazan ayında “Dinler iftarda buluştu” başlığıyla haberlerde çıkan olayla ilgili bir şeyler yazıp, bu derdimizi sizlerle paylaşmak istedim. Evvela konumuza şu ayeti kerime ile başlayalım; “Allah katında (makbul olan) din İslam’dır” (Ali İmran 19) diğer bir ayeti kerimede “Kim İslam’dan başka bir din talep ederse (ararsa) o artık ondan asla kabul olunmayacaktır” (Ali İmran 85) buyruluyor. Değerli okurlarımız şimdi sizlerle yukarıda bahsettiğim haberi aktarmak istiyorum…
Dinler iftarda buluştu
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın verdiği iftar yemeği, Türkiye'deki tüm dinlerin temsilcilerini aynı masada buluşturdu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nun ev sahipliğinde gerçekleştirilen iftara Devlet Bakanı Mehmet Aydın, İstanbul Valisi Muammer Güler ve İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın yanı sıra Fener Rum Patriği Bartholomeos, Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva, İstanbul İl Müftüsü Mustafa Çağrıcı, Süryani Ortodoks Cemaati Ruhani Lideri Yusuf Çetin ve Türkiye Katolik Süryanileri Korepiskoposu Yusuf Sağ'ın da aralarında olduğu pek çok dinin temsilcileri katıldı…
Evet değerli okurlarımız ben sizlere ajanslarda geçen haberin metnini aynen aktardım. Malumunuz tüm dünyada Müslümanlar üzerine oyunlar oynanmaktadır. Bu oyunlar kimi zaman “Nükleer tehdit” adı altında, kimi zaman “İrtica tehdidi” adı altında bir takım olayları bahane ederek Müslümanları ezmek isteyen kafir güruhu saldırıya geçip tüm dünya üzerinde oluk oluk kardeşlerimizin kanını akıtıyor ve akıtmaya devam edecekte. Mevlam bu olaylardan ders alıp bizleri oyuna gelmeyen ve başımıza bela gelmeden uyanan kullarından eylesin. Dediğimiz gibi herkese, her keseye göre oyunlar düzenleniyor. Bizlerin üzerinde oynanan oyunların bilmem farkında mıyız? Sizlere bir olayı aktarmak ve üzerimizde nasıl oyunlar oynandığını hatırlatmak istiyorum.
Osmanlı Devletinin son anlarında Yunanlılar Maraş’ta çarşaf giyen bir bacımızın peçesine el uzatıyorlar ve peçesine alıp, başını açmaya çalışıyorlar. Bu olayı gören Sütçü İmam; “Siz nasıl olurda benim namuslu bacımın peçesine o necis ellerinizi uzatırsınız” diyerek harekete geçip o melun Yunanlı askerleri öldürüyor. Bu olay ufak bir kıvılcım gibi gözükse de, öyle bir alev oluyor ki, kafirlerin kuşatması altında olan bu güzel vatanımızın tamamına yayılıyor ve dedelerimiz vatanını, namusunu korumak için mücadeleye başlıyorlar. Bu mücadeleye “Kurtuluş Savaşı” adını veriyorlar. Osmanlının en zayıf döneminde bile ecdadımız iman gücüyle ve Kur’ana sımsıkı sarılarak göstermiş oldukları üstün gayret ve mücadeleyle tüm yurdumuz kafirlerden temizleniyor ve güzel vatanımız kafirlerin çizmesi altında ezilmekten kurtuluyor.
Bu savaştan sonra toplanan Hıristiyan komutanlardan biri (İngiliz generali olabilir) cebinden bir kitap (Kur’an) çıkararak “Biz bunları böyle topla tüfekle yenemeyiz. Onları bu kitaptan uzaklaştırmadıkça onları yenmemiz mümkün değil” diyerek görüşünü bildiriyor. Bu toplantıdan sonra artık bizlerin üzerinde topla, tüfekle değil de manevi savaş ilan edip manevi tahribat vermeye başlıyorlar. Hepimiz bugün geldiğimiz durumu gayet iyi biliyoruz. Yavrularımız, kızlarımız, gençlerimiz ne halde, kimleri seviyor, kimlere özeniyor, kimlerin peşinden gidiyor. Sizlerden ricam başımızı ellerimizin arasına alıp bir düşünelim. Neydik? Ne olduk? Ne olucağız?
Evet! Son zamanlarda üzerimizde oynanan oyunlardan biri ve en büyüğü de “Dinler arası diyalog” adı altında “batıl” olan dinlerini, “hak” dinmiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Hoşgörü adı altında bizleri uyutup, genç neslimize kendilerini hoş gösterip, gençlerimizin teveccühünü kendilerine yönlendirmeye çalışıyorlar.
Bizim yetkililerimizde onlara öyle bir hoşgörü ile davranıyorlar ki, bu hoşgörüyü kendi Müslüman kardeşimize göstermiyorlar. Bizim onlara göstermiş olduğumuz hoşgörünün binde birini onlar bizlere göstermiyorlar.
1.) Hepinizce malumdur geçen ay Papa’nın yapmış olduğu açıklamaları hep beraber gördük ve dinledik. Sen kimsin ki, bir de kalkmış Alemlerin Efendisi, peygamberimiz hz. Muhammed (s.a.v) hakkında bir şeyler söylemeye çalışıyorsun. Peygamberimizi ağzına alıp küstahça konuşuyorsun.
2.) Danimarka’daki karikatür krizini hepimiz biliyoruz. Onlar bizim en kutsal varlığımız olan Peygamberimizle, kitabımız Kur’an ile alay edecekler, bizden de hoşgörü bekleyecekler. Yok öyle yağma. Siz evvela kendi haddinizi bilin. Sayın yetkililerimizde bir iftar düzenleyip onları baş köşeye oturtarak onlara son derece kibar davransınlar. Sizin böyle insanlarla aynı masaya oturmamanız lazım. Hangi hoşgörüden bahsediyorlar! Kimi kandırdıklarını zannediyorlar! Hoşgörü sadece ve sadece kendi din kardeşimize gösterilir. Kafir hem küfrünü yapacak, hem de Müslümanlardan hoşgörü bekleyecek.
Uyan artık ey Müslüman! Hepimiz çobanız, çoban! Ehlini etme kurban! Bak ne diyor hazreti Kur’an! Sende var ise iman ile izân! Biraz olsun artık uyan.
“Yahudiler ve Hıristiyanlar! Siz onların dinine tabii olmadıkça asla sizden razı olmazlar.” (Bakara 120)
Yusuf ÖZKAN