26-03-2007, 07:55
{EDITOR=<DIV><P class=MsoNormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><SPAN style="FONT-FAMILY: 'Comic Sans MS'"><FONT size=3>Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyunun birine düşmüş. <br>Niye düşer, nasıl düşer sormayın. Eşek bu. Düşmüş işte.<br>Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı belki, üzerine de toprak dökülmüştü.<br>Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, toprakta biten otları yemek isteyen eşeğin ağırlığını çekemedi ve güm. <br>Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde. Ayıptır söylemesi, anırdı yani.<br>Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet kötü.<br>Zavallı eşeği kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor. Üstelik yaralanmış. <br>Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırdı.<br>Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kaldı.<br>Sonunda karar verildi ki kurtarmak için çalışmaya değmez. <br>Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek.<br>Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar.<br>Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe döktü.<br>Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükseldi . <br>Ve sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu. Köylüler ağzı açık bakakaldı.<br><br>Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır. Ne bazeni, çoğu zaman.<br><br>Toz toprakla örtmeye çalışanlar çok olur.<br><br>Bunlarla başetmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır. <br><br>Kör kuyuda olsak bile...</FONT><br><br><br></SPAN></P></DIV>EDITOR}