16-04-2007, 11:50
{EDITOR=<DIV><P class=MsoNormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><SPAN style="FONT-SIZE: 14pt"><FONT face="Times New Roman">Evlerinize sağanak sağanak meleklerin inmesini ister misiniz? Sizler için sevinç çığlıklarıyla Arş’a uçup, “Ya Rab bu mü’min kullarını affet, çünkü senin Rızan için seni anıyorlar.” diye dua etmesini ister misiniz?<br><br>Sohbet, ortak bir dille dertleşmek ve aynı hayatı paylaşmaktır. Bu paylaşımda yürekler benzer duygu ve heyecanlarla, hep aynı meseleler etrafında çarpar. Böyle bir beraberlikte “Birimiz hepimizdir” görüşü hâkimdir ve tam bir vahdet-i ruhiye söz konusudur. Bu vahdet-i ruhiye ile insan, dertlerinin çaresini bulur, hüzünlerini ve sevinçlerini paylaşır, ilim ve irfanını artırır. Zikir, fikir, tefekkür güzel sohbetlerin önemli bir derinliğidir. İşte Ahmet ve arkadaşları bu meselenin şuurunda olarak haftada bir gün bir araya geliyorlar ve sohbet ediyor, Allah’ı tesbih ediyorlardı.<br><br><br><br>O gün yine sohbet akşamıydı. Ahmet, arkadaşlarıyla beraber sohbet ediyordu. O gün aralarına yeni gelen bir arkadaş daha vardı. Bu kişinin niyeti aslında sohbet dinlemek değildi. Sadece arkadaşının ısrarlı ricasını kıramamıştı. İçinden,<br><br><br><br>- Bu akşam burada takılayım. Hem karnımı da doyurmuş olurum. Bir daha da buraya uğramam zaten, diyordu.<br><br><br><br>Sohbet devam ederken, mana âleminden bir grup melek de o eve gelmişti. Bu meleklerin vazifesi, Allah’ın adının anıldığı, O’nun sevgisinin ve rızasının işlendiği meclisleri ziyaret edip oradaki kimseleri Allah’a bildirmekti. Melekler sohbeti dinledikten sonra göğe yükselip Allah’a şöyle dediler:<br><br><br><br>- Ya Rabbi! Ahmet kulun ve arkadaşlarının yanından geliyoruz. Onlar bu akşam Seni zikrettiler, verdiğin nimetlerden dolayı Sana şükrettiler, imanlarını artırdılar, Senin rızanı talep ettiler.<br><br><br><br>Bundan sonra Cenab-ı Hak ile melekler arasında şu diyalog yaşandı:<br><br><br><br>- Onlar beni görmüşler mi ki, beni bu şekilde övüyorlar?<br><br><br><br>- Hayır, Seni görmediler ya Rabbi!<br><br><br><br>- Ya beni görselerdi, ne yaparlardı?<br><br><br><br>- O zaman Sana daha çok ibadet ederler, Seni daha çok yüceltip anarlardı.<br><br><br><br>- Peki onlar, benden ne istiyorlar?<br><br><br><br>- Senden cennetini istiyorlar.<br><br><br><br>- Cenneti görmüşler mi?<br><br><br><br>- Hayır ya Rabbi, cenneti görmediler.<br><br><br><br>- Ya görselerdi, ne yaparlardı?<br><br><br><br>- Cenneti görselerdi, onu daha çok isterler ve cenneti kazanmak için daha fazla çalışırlardı.<br><br><br><br>- Onlar neden korkuyorlar?<br><br><br><br>- Cehenneme girmekten korkuyorlar.<br><br><br><br>- Cehennemi görmüşler mi?<br><br><br><br>- Hayır, ya Rabbi, görmediler.<br><br><br><br>- Ya cehennemi görselerdi, ne yaparlardı?<br><br><br><br>- O zaman ondan daha fazla korkarlar ve oraya girmemek için daha dikkatli yaşarlardı.<br><br><br><br>- Siz şahit olun, Ben bu kullarımın hepsini affettim. Onları cennetime kabul edeceğim. Onlar cehennem ateşinden uzak olacaklardır.<br><br><br><br>Bu sıra bir melek şunları söyledi:<br><br><br><br>- Ya Rabbi! Yalnız içlerinden birisinin niyeti Seni övmek değildi. O kimse, oraya sohbeti dinlemek için gelmedi. Niyeti başkaydı.<br><br><br><br>Bunun üzerine Cenab-ı Hak, şöyle buyurdu:<br><br><br><br>- Ben onu da affettim. Onlar öyle güzel bir topluluktur ki, onlarla beraber olanlar cehennemlik olmazlar. Onların yüzü suyu hürmetine o kişiyi de affettim. (Buhari, 6045; Müslim, 2689)<br><br><br><br><br><br><br><br>--------------------------------------------------------------------------------<br><br><br><br>HİKAYEDEN ÇIKARILACAK DERSLER<br><br><br><br>1. Hepimizin ekmek ve su kadar sohbete ihtiyacımız vardır. Bir araya gelip his teatisinde, duygu alışverişinde bulunmaya şiddetle muhtacız. Ahir zamanın dehşetli fitneleri, şeytanın profesyonelce hazırladığı oyun ve handikapları, nefsin irade tanımaz taşkınlıkları ve desiseleri arasında boğulan bizlerin, bir nefes almaya, manevi rahata, dertleşme ve halleşmeye ihtiyacı var. O yüzden sohbet meclislerine devam etmeliyiz. Şunu unutmayalım ki, Rabb’imiz bu meclisten, oraya gelenlerden razı olmakta ve onların yüzü suyu hürmetine böylesi kimselerin arasında bulunanları da affetmektedir.<br><br><br><br>2. Mana büyüklerinden Ebu’l-Leys Semerkandi şöyle der:<br><br><br><br>Bir kimse alim yanında oturup da ilimden bir şey elde edememiş olsa bile o kimseye yedi kazanç vardır. Eğer ilim öğrenirse onun fazileti de daha başkadır:<br><br><br><br>İlim öğrenmeye talip olan kimsenin nail olacağı fazilete nail olur.<br><br><br><br>Sohbet meclisinde bulunduğu müddetçe nefsini masiyetten hapsetmiş olur.<br><br><br><br>Rahmet-i İlahiye sohbet meclisine nazil olduğu için o da hissesini alır.<br><br><br><br>Sohbetten istifade etmek için evinden çıktığı vakitte üzerine Rahmet-i İlahiye nazil olur.<br><br><br><br>Orada dinlemesine de ibadet ü taat sevabı yazılır.<br><br><br><br>Eğer dinler de anlayamaz sonra da kalbinde bir ızdırap hasıl olursa, affa mazhar olur.<br><br><br><br></FONT></SPAN><B><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt; COLOR: black; FONT-FAMILY: Verdana">İnsanların ikramına nail olur ve kalbi ilme meyil ve muhabbet eder.</SPAN></B></P></DIV>EDITOR}