12-05-2007, 12:02
{EDITOR=<DIV><FONT size=4>Bizim Salavat Getirmemizle Cenab-ı Allah Peygamberimiz<br>Üzerine<br>Rahmeti ve Selamı İndirir mi?<br><br>Resul-ü Ekrem (sav) büyük hayırların, yümünlerin, bereketlerin<br>temelinde bir nüve gibidir. O size, doğru yolu gösteren, dosdoğru<br>çığırı açan, sırat-ı müstakîme delalet eden yanılmaz,<br>yanıltmaz bir rehber, bir müktedâ-yı küll'dür.<br><br>Bu nurlu yolda, insanları zulmetten nura çıkarmaya vesile olan O<br>Zât'a, bu nurlu yolda yürüyen herkesin sevabından bir hisse<br>verilecektir. "es-sebebu kel fail" sırrınca ümmetinin işlediği<br>hasenâtın bir misli Onun defterine kaydedilecektir.<br><br>Makam-ı Mahmut'un Sâhibi olan Resulü Ekrem'in (sav) vefatiyle<br>defteri kapanmayacak, yığın yığın hasenât, Sâlih amel devamlı<br>Onun defterine kaydolacak; makamı büyüdükçe büyüyecek, salahiyet<br>sınırları genişledikçe genişleyecek -ve İnşallah- her gün,<br>ümmetinden daha geniş kitlelere şefaat etme hakkını kazanacaktır.<br><br><br>Binaenaleyh, bu meseleye değişik iki zaviyede ele almak icap eder:<br><br>Birincisi, bizler Resul-ü Ekrem'e (sav) salâtü selâm okumakla,<br>ahd-ü peymanımızı yeniliyor ümmet olma isteği ile kendisine<br>müracaat ediyoruz. Yani "Seni andık, seni düşündük; Hakkın senin<br>kadrini yüceltmesi için dua ve dilekte bulunduk" diyor ve dehalet<br>ediyoruz. İşin bu yönüyle bizim dualarımız, "Makam-ı Mahmut'un"<br>Sâhibinin (sav) makamını yükseltmesi niyetiyle yapıldığından,<br>Onun (sav) şefaat dairesi genişlemiş oluyor. Böylece daha çok<br>kimseler o şefaat dairesinden istifade edebiliyorlar.<br><br>İkincisi, bir kişinin Peygamberimizin (sav) hakkında, Onun kadir ve<br>kıymetinin yükselmesi istikametinde yapacağı dua, kendisinin, Onun<br>himâyesi altına girmesine vesile olması içindir. Böylece, o kişi<br>hakkında şefaat dairesi vüs'at kazanmış oluyor. Binaenaleyh,<br>salâtü selâma Efendimizden (sav) daha çok ona biz muhtaç<br>bulunuyoruz. Müracaatımızla mevcudiyetini, büyüklüğünü<br>kabullenmiş ve küçüklüğümüzü, hiçliğimizi ilan etmiş<br>oluyoruz. Devletini büyük tanıyıp yardım için ona müracaat eden<br>kimse gibi, biz de, aczimiz ve fakrımızla beraber, şiddetli ve çok büyük<br>bir günün endişesiyle şimdiden sarsılmışlık içinde,<br>melce ve menca olarak Resul-ü Ekrem'e (sav) dehâlet ediyor, arz-ı<br>ihtiyaç ve arz-ı halde de bulunuyoruz.<br><br>Cenab-ı Hak Şefâat-ı Uzmâ Sahibi Muhammed'in (sav) şefaatına<br>bizi mazhar eylesin.<br><br>Bu işin beşaretini de arz edeyim. Deniliyor ki, her Peygamberin kendi<br>ümmetine verdiği bir şey vardır. Efendimiz (sav) buyurmuştur ki:<br>"Ben, ümmetime vereceğimi, Ahirete sakladım. O da şefaatımdır."</FONT><br><br><br><br></DIV>EDITOR}