Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Oruç insanı Cehennemden koruyan bir kalkandır. Tıpkı sizi savaşta ölümden koruyan kalkan gibi"
(Nesâi, Savm: 167)
---
Manevî tehlikelere, günahlara, kötülüklere karşı duracak en güçlü manevî silah oruçtur. Çünkü iftar saatine kadar oruç kalkanını kullanan, oruç siperinin arkasında duran insan, nefis ve şeytandan gelen günah oklarına karşı hazırlıklı bulunur, kalbini yaralamasına meydan vermez.
Çünkü günah insanın arzu ve isteklerine uymasından dolayı işlenir. Nefsanî duygular, açlık ve susuzluk gibi şeylerle kırılınca insan kendisine hakim olur, dolayısıyla günahlardan uzak durur.
Günahlardan uzak durunca da, âhirette onun neticesi olan Cehennem azabından korunmuş olur.
Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anhın rivayet ettiğine göre, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
"Oruç tutan bir kimse yalancılığı, yalan yere şahitliği ve cahilce davranışları bırakmaz, böyle günahları işlerse, yemesini içmesini terk etmesine Allah bir değer vermez."
(İbni Mâce, Sıyam: 21)
---
Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anhın rivayetine göre Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Öyle oruç tutanlar vardır ki, tuttukları oruçtan görecekleri fayda, aç ve susuz kalmaktır.
Gece kalkıp da öyle namaz kılanlar bulunur ki, uykusuz kalmaktan başka bir şey elde edemezler."
(İbni Mâce, Sıyam: 21)
---
Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anhın rivayetine göre Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
"Biriniz oruçlu bulunduğu gün çirkin söz söylemesin, cahilce davranışlarda bulunmasın. Şayet bir başkası kendisine sataşır veya dövüşmeye kalkarsa, 'Ben oruçluyum, ben oruçluyum' diyerek ondan uzak dursun."
(İbni Mâce, Sıyam: 21)
Abdullah ibni Abbas Radiyallâhu Anhümâ rivayet ediyor:
"Resûl-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem, hayır, iyilik, yardım yapma hususunda insanların en cömerdiydi. Ramazan ayında da Cebrail Aleyhisselâmla buluştuğu zaman çok daha cömert davranırdı.
Cebrail her Ramazan gecesi Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellemle bir araya gelir, tâ ayın sonuna kadar Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem ona Kur'ân'ı okur, dinletirdi.
Cebrâil'le buluştuğu günlerde Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem hayır-hasenat hususunda esen rüzgârdan daha cömert olurdu."
(Beyhakî, 4:305)
---
Ramazan Kur'ân ayıdır. Kur'ân'ın indiği mevsimdir. Ramazan, kudsiyetini Kur'ân'dan alır. "Ramazan ayı ki, onda Kur'ân indirildi" (Bakara Sûresi, 185) mealindeki âyet bu gerçeği ifade eder.
Ramazan, Allah kelâmının yeryüzüne inmeye başlamasının yıldönümüdür. Diğer vakitlere nazaran bu ayda Kur'ân'la daha çok meşgul olunur. Okunur, dinlenir, mânâsı tefekkür edilir. Kâinata, hâdiselere onun açtığı nurlu pencereden bakılır.
Enes ibni Mâlik Radiyallâhu Anh rivayet ediyor:
Resûl-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Veselleme "En faziletli sadaka ne zaman verilendir?" diye soruldu.
Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem, "Ramazan ayı içinde verilen sadakadır" buyurdu.
(Beyhakî, 4:305)
---
Ramazan bir yardımlaşma ayıdır. Bu ayda kalpler yumuşar, gönüller genişler, cömertlik hisleri canlanır. Varlıklı olanlar fakirlerin halini, ihtiyaçlarını, kendileri de aç kalınca daha iyi anlarlar. Oruç olmasaydı sadece kendi menfaatini düşünen bazı zenginler açlık ve fakirlik sıkıntısını bilmez, dolayısıyla ihtiyaç sahibi kimselerin yardıma ve şefkate muhtaç olduklarını akıllarına getiremezlerdi