23-06-2006, 09:44
PAPATYA
Koskoca bir bahçede
Demetler içinde bir papatya..
Asik olmus, yanmis tutusmus
Ak sakalli bahçivana..
Bir ümit bekliyormus.
Yüzlerce çiçegin arasindan
Onunla, sadece onunla
Saatlerce ilgilenmesini..
Buz gibi suyunu
Sadece ona döksün istiyormus..
Sadece ona degsin makasi,
Sadece ona gülsün dudaklari..
Kiskaniyormus bahçivani,
Kirmizi güllerden,
Sari lalelerden,
Mor menekselerden..
Papatya, sadece bah çivan için açiyormus,
Bembeyaz yapraklarini..
Bir gün,
Aski öyle büyümüski..
Papatya yapraklarini tasiyamaz olmus..
Egilivermis boynu..
Topraga bakiyormus artik..
Bahçivanin sadece sesini duyuyormus
Ayaklarini görüyormus..
Bunada sükür diyormus..
Yetiyormus ona, bahçivanin varligini hissetmek..
Zaman akip gidiyormus..
Papatya bahçivanin yüzünü görmeyeli çok olmus..
Ne var sanki boynumu kaldirsa
Bi kerecik daha görsem yüzünü diyormus..
Yanip tutusuy ormus..
Ve iste bir gün..
Bahçivan papatyaya dogru yaklasmis..
Incecik bedenini ellerinin arasina almis..
Elindeki sopayi, köklerinin yanina, topraga sokmus
Bir iple papatyanin gövdesini baglayivermis sopaya..
Papatya o an daha çok sevmis bahçivani..
Hala göremiyormus onu,
Ama bedeni kurtulmus..
Uzun bir müddet sonra,
Bahçivan ugramaz olmus bahçeye..
Gelen giden yokmus..
Kahrindan ölecekmis papatya..
Ama iste bir sabah...
Hortumdan akan suyun sesiyle u yanmis..
Derin bir oh çekmis..
Çilgincasina sevdigi bahçivan geri gelmis..
Birden, kendisine dogru gelen iki ayak görmüs..
Bu onun delicesine sevdigi bahçivan degilmis..
Baska birisiymis..
Adamin elinde bir de makas varmis..
Papatyanin kafasini kaldirmis yukariya dogru..
Ne güzel açmissin sen öyle demis..
Bu gencecik, yakisikli bir delikanliymis..
Gözleri gök mavisi, saçlari günes sarisiymis..
Ama gövden seni tasimiyor demis..
Elindeki makasi papatyanin boynun a dogru uzatmis..
Ve bir hamlede basini gövdesinden ayirmis..
Papatya yere düserken hatirlamis sevdigini..
O ak saçli, ak sakalli, yaslimi yasli bahçivani hatirlamis..
Birde o gencecik, yakisikli delikanliyi düsünmüs..
Ve o an anlamis, neden o yasli bahçivani sevdigini..
O her seye ragmen, papatyaya emek vermis..
Ona hiç bir zaman güzel oldugunu söylememis,
Ama onu aslinda hep sevmis..
Papatya anlamis artik..
Sevgi, emek istermis...
Yere düstügünde son bir kez düs ünmüs sevdigini..
Tesekkür etmis ona içinden..
Son yapragida kurudugunda,
Biliyormus artik..
Gerçek sevginin, söylemeden, yasamadan,ve asla kavusmadan varolabilecegini...
Koskoca bir bahçede
Demetler içinde bir papatya..
Asik olmus, yanmis tutusmus
Ak sakalli bahçivana..
Bir ümit bekliyormus.
Yüzlerce çiçegin arasindan
Onunla, sadece onunla
Saatlerce ilgilenmesini..
Buz gibi suyunu
Sadece ona döksün istiyormus..
Sadece ona degsin makasi,
Sadece ona gülsün dudaklari..
Kiskaniyormus bahçivani,
Kirmizi güllerden,
Sari lalelerden,
Mor menekselerden..
Papatya, sadece bah çivan için açiyormus,
Bembeyaz yapraklarini..
Bir gün,
Aski öyle büyümüski..
Papatya yapraklarini tasiyamaz olmus..
Egilivermis boynu..
Topraga bakiyormus artik..
Bahçivanin sadece sesini duyuyormus
Ayaklarini görüyormus..
Bunada sükür diyormus..
Yetiyormus ona, bahçivanin varligini hissetmek..
Zaman akip gidiyormus..
Papatya bahçivanin yüzünü görmeyeli çok olmus..
Ne var sanki boynumu kaldirsa
Bi kerecik daha görsem yüzünü diyormus..
Yanip tutusuy ormus..
Ve iste bir gün..
Bahçivan papatyaya dogru yaklasmis..
Incecik bedenini ellerinin arasina almis..
Elindeki sopayi, köklerinin yanina, topraga sokmus
Bir iple papatyanin gövdesini baglayivermis sopaya..
Papatya o an daha çok sevmis bahçivani..
Hala göremiyormus onu,
Ama bedeni kurtulmus..
Uzun bir müddet sonra,
Bahçivan ugramaz olmus bahçeye..
Gelen giden yokmus..
Kahrindan ölecekmis papatya..
Ama iste bir sabah...
Hortumdan akan suyun sesiyle u yanmis..
Derin bir oh çekmis..
Çilgincasina sevdigi bahçivan geri gelmis..
Birden, kendisine dogru gelen iki ayak görmüs..
Bu onun delicesine sevdigi bahçivan degilmis..
Baska birisiymis..
Adamin elinde bir de makas varmis..
Papatyanin kafasini kaldirmis yukariya dogru..
Ne güzel açmissin sen öyle demis..
Bu gencecik, yakisikli bir delikanliymis..
Gözleri gök mavisi, saçlari günes sarisiymis..
Ama gövden seni tasimiyor demis..
Elindeki makasi papatyanin boynun a dogru uzatmis..
Ve bir hamlede basini gövdesinden ayirmis..
Papatya yere düserken hatirlamis sevdigini..
O ak saçli, ak sakalli, yaslimi yasli bahçivani hatirlamis..
Birde o gencecik, yakisikli delikanliyi düsünmüs..
Ve o an anlamis, neden o yasli bahçivani sevdigini..
O her seye ragmen, papatyaya emek vermis..
Ona hiç bir zaman güzel oldugunu söylememis,
Ama onu aslinda hep sevmis..
Papatya anlamis artik..
Sevgi, emek istermis...
Yere düstügünde son bir kez düs ünmüs sevdigini..
Tesekkür etmis ona içinden..
Son yapragida kurudugunda,
Biliyormus artik..
Gerçek sevginin, söylemeden, yasamadan,ve asla kavusmadan varolabilecegini...