kişilerin resimlerini koyması yanlış ve bunu sonucunda yaşanan Platonik aşk( karşılıksız aşk) evlilik ömür boyu sürmelidir. güzel bir kadın ( yakışıklı bir erkek) diye evlilik olurmu, sen ce o evlilik ömür boyu sürer mi ?
esmameryem demiş ki:kişilerin resimlerini koyması yanlış ve bunu sonucunda yaşanan Platonik aşk( karşılıksız aşk) evlilik ömür boyu sürmelidir. güzel bir kadın ( yakışıklı bir erkek) diye evlilik olurmu, sen ce o evlilik ömür boyu sürer mi ?
ya ben resimleri çöpçatan sitelerini ve buna benzer sitelerden bahsetmiyorum onlar bana başlı başına çok saçma geliyo. olurya normal bi paylaşım sitesinde tanıştın. önce arkadaştın sonra anladınki senin fikirlerine uyan birisi tanışmanızı gerçek hayata taşıdın ve evlenmeye kadar verdin olamaz mı temeli internet diye böyle bişeye karşı çıkılırmı sadece internette tanıştık olmaz bir gerekçemidir.....
Konuş sevdiğim,göğsüne yaslanıp,yüreğinin sesini dinlemek istiyorum.Susma..ben sessizliği sevmem.Söyle içinde yatan tüm gizemi.Dudaklarından dökülsün en umutlu şarkılar.Ya da masallar anlat bana.Daha önce hiç dinlemediğim,dağların ardında kalmış gizli kahramanların öykülerini anlat.Saatlerce oturur,dinlerim ben.Sen yeter ki hiç susma..
Konuş sevdiğim,ellerine bakıp pamuk tarlalarını hatırlamak istiyorum.Beyazlığı yumuşaklığı ellerimde hissettir.Gözlerimi kapatıp uyanmayayım hiç.Herşey ellerin kadar duru olsun,bulutlar ellerine konsun,getirsinler seni bana.Yağmurlarla göç edelim.Konuştukça bulutlar çoğalsın ellerinde hiç susma..
Konuş sevdiğim,saçlarına dokunup rüzgarı yüzümde hissetmeliyim.Söylediğin şarkıları rüzgarlarla yolla,saatlerce dinlerim.Saçların parmaklarımın arasından kayarken yıldızları tutmak ve her bir yıldızdan seni dileyip milyonlarca seni bir kerede sarmak istiyorum.Rüzgarlar şarkılarını bana getirecek hiç susma..
Konuş sevdiğim,sil gözlerindeki buğuyu.Gözyaşlarını bana ver.Sen ağlamayı sevmezsin.Ağlarsan yağmurlar yağmaz.Gözlerine bakmalıyım.Yaprak yeşili hışırdayan,deniz mavisi dalgalanan,kömür karası kokan gözlerin ağlamasın,hiç susma..
Konuş sevdiğim,susma n’olur.Ben sende yaşamak istiyorum.Sende hayat bulmak varken beni yalnız bırakma.Ben yalnızlığı hiç sevmem,sensizliği sevmediğim gibi.Zaman seninleyken akıp gitsin.Yüreğine eşlik ederken saniyeleri bile yaşamalıyım.Yüreğinle yol almak istiyorum.Seni sevmek büyülü bir duygu.Seni severken büyülü bir değnek dokunuyor yüreğime,sen yeter ki hiç susma…
hayır tabiki sadece internette tanışıldı diye bir gerekçe olmaz
önce arkadaş olduğun, fikirlerini beyendiğin sana uyan, gerçek hayatta tanıştığın ve evlenmeyi düşündügün kiş böyle düşünüyosa bence artık evlenmeyi düşün me sen o kişiyi iyi tanıyamamışın en azında evlenecek kadar
Bir sonbahar akşamıydı.Gönül’ün gözlerinde hafif bulutlar,gökyüzünde ise agır,kara bulutlar dolaşıyordu.Gönül ve gökyüzü sanki anlaşmışlardı.Onun gözlerinden her bir damla gözyaşı damladıgında gökyüzü de ona eşlik ediyordu.Usul usul yagmur damlaları damlıyor adeta gökyüzü aglıyor,feryat figan ediyordu.
Gönül’ün gönül gözü artık kapanmıştı.Hissetme hissi de yok olmuştu.Bomboş,kaygan ve karanlık sokakta kimseye aldırmadan yürüyordu.Ne kendisine çarpan kişilere kızıyor ne de kendisine acayip bir şekilde bakanlara herhangi bir şey diyordu.Ah!eskiden olsa böyle mi davranırdı?Nezaketsizlige asla tahammül edemezdi.Sokak ortasında aşkını güldürmek için kılıktan kılıga girer,ters ters bakanlara da “Ne bakıyorsunuz?” derdi.Ama şimdi bu Gönül o Gönül degildi.O yalnızdı.Yanındaki tek yoldaşı,kırık,parçalanmış kalbiydi.
Gözleri kör,dili lal,bacakları tutmaz,kalbi hisetmez olmuştu.Yagmur hiç durmadan yagıyordu.Gönül de yagmura inat,aşka inat,sevdigine inat,hayata inat,çılgınca dönüyordu,dönüyordu,dönüyordu…
Gönül’ün şu an yaşamı pamuk ipligine baglıydı.Yaşadıkları,yaşayacaklarını düşündüremeyecek kadar agırdı.Artık yazları kışa,gül renkli o gülyüzü de ölüme dönmüştü.
Kim için,ne için tekrar hayata dönecekti?Onu yaşama baglayan en son pamuk ipligi de artık kopmuştu bile.Neydi Gönül’ü bu hale getiren?Hangi acı,hangi olay bu dev ruhlu kadını ruhsuz bir kadına dönüştürmüştü?
Dev ruhlu kadının yüregini verdigi “İşte aradıgım,işte bu benim dünüm,bu günüm,yarınım olacak adam.”dedigi kişi onun dev kadar büyük,kelebegin minicik kanadı kadar hassas ruhunu ezip geçmişti.Ne arkasında minik bir mektup,ne onu hatırlatacak bir eşya bırakmıştı.Ne de dudakları arasından dökülen,ayrılışının nedenini anlatan minik bir söz.O an karşısında olsa sevdigi,terk edilişine aldırmadan ,ellerini son kez tutacak,boynunu onun güvenilir zannettigi omzuna yaslayacaktı.Ama o yoktu ki.Ne elleri onun ellerine dokunabiliyor ne de gözlerini onun gözlerinde gezdirebiliyordu.Ona en çok dokunan da tek bir söz dahi söylemeden çekip gitmesiydi.Arkasından el sallasa,son bir kez yanagına minicik bir öpücük kondursa,hiç degilse cemalini son bir kez daha görse,kalbinin yerine sevdiginin cemalini kazıyan,kalbinde kendini degil de her an onu yaşayan,zavallı Gönül’ü bu kadar yıkmayacaktı.
“Gidiyorum Canım.Gidiyorum Hayatım…Ben sende sen de bende oldugun sürece ne yollar ne insanlar ayırabilir bizi.”demişti.Günün her anı konuşuyorlardı.Sevdiginin hep agzından geri dönüş kelimeleri dökülüyordu.Gönül’ün gönlüne de soguk sular serpiliyordu.İkisi de yaptıkları her şeyi birbirlerine anlatıyorlardı.Belki yan yanayken bile bu kadar çok anlatmıyorlardı yaşadıkları her şeyi.Sanki bu ayrılık onları birbirlerine daha çok baglamıştı.Ama iki kör aşık bir acı gerçegin farkında degillerdi.Zayıf sevgilerde gözden uzak olan gönülden de uzak oluyordu.Yaşamın akıp giden dalgası içinde ister istemez eriyordu,posaya dönüşüyordu AŞK.Yalnız her aşk öyle degildi işte.Gönlü, sevdiginin gönlüne sıkıca baglanan,onu sevdigi degil de kendi yaşamı görenler,yolları,ayrılıkları tattıkça daha sıkı baglanıyordu sevdigine.
Ne yazık ki Gönül’ü Gönül gibi sevmemişti o adam.Ama Gönül onu ondan öte sevmişti.Aylar birbirini kovaladı.Bir sonbahar akşamı oldu.Artık aramıyordu sevdigi.Telefon sustu,Gönül sustu,Gönül’ün asi ruhu susmadı.Sözler de sustu ama Gönül hala bekliyordu.Elinde sevdiginin resmi vardı.Gözlerini onun gözlerine dikti.Haftalarca bu şekilde konuştu onunla.Ama ümidini hala kesmiyordu.Her sabah telefonla arıyordu ancak sevdiginin sevgi dolu sesini duyamıyordu.Sözler sustuysa gözler de susmamıştı ya…
Bu minicik teselli Gönül’e sadece birkaç gün yetti.Dev ruhlu kadın acı gerçegi artık artık yavaş yavaş hissediyordu beyninde.
İki ayrı yaşam bir ayrımda karşılaşmıştı ve sırası gelen her şey sırayla susuyordu.Önce sözler,sonra da gözler sustu.Geriye kalan tek bir şey vardı o da Gönül’ün gözyaşlarıydı…
O da güneşin kızgınlıgından nasibini alarak,kurudu,yok oldu ve böylece son hatıra da silindi...
Sende hayat bulmak varken beni yalnız bırakma.Ben yalnızlığı hiç sevmem,sensizliği sevmediğim gibi güzel söz
"Gel" desen gelirdim
"Git" dedin ve gittin
Aşka...
Rüzgara...
Ayrılığa...
Zamana...
tşkrler canım okuduklarım çoook güzeldi kalanları sonra okuyacam artık
aylar sonra tekrar okuma fırsatı buldum bunları eklerken güzeldi ama bana bu kadar anlamlı gelmemişti özellikle bazıları bazı şeyleri yaşanınca anlam kazanıyormuş. keşke bu duyguyu hiç hissetmeseydim.......... keşke hiç bırakmasaydın....
mecnun ne yaptın sen böyle ne aşk bunlar böyle hüzünlü her gun okuyacagım bunları sağol arkadasım yalnız degılsın rabbım sabır versın