Forum Hafızoğlu

Tam Versiyon: RADYO FREKANS (RF) SİLAHLARI
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
RADYO FREKANS (RF) SİLAHLARI

Siber silahlar veya RF silahları:
1- Yüksek güçlü mikrodalga (HPM) silahlar
2- Aşırı geniş band (UWB) silahlar
3- RF patlayıcı (RFM) silahlar

Amerika’nın elektroniği çok ileri gitmiş ve elektriği en yüksek
düzeyde kullanan bir ülke olarak siber terörden en büyük zararı
alabileceği bilinmektedir. Rusya RF silahları geliştirdi, çünkü
onlar batı teknolojisi ile savaşamayacaklarını anladılar. Karşı atak
olarak RF silahlarının elektronik cihazlar üzerinde etkili olacağını
biliyorlar.

Rusya ve Çin bu konuda ileridedir ve pek çok diğer ülkeler de
ilerlemektedir. Daha da korkuncu, kullanılmış radar sistemleri satın
alınarak bunlar düşük güçlü ama etkili RF silahlar haline
getirilebilmektedir.

Yeni tür aşırı geniş bant silahlar (UWB)başka bir adla Transient
Elektromanyetik Aletler (TEDs)modern siber ve RF savaşçısının seçimi
olacaktır.

RF patlayıcı silahlar ise yüksek değerdeki patlayıcıların RF darbe
enerjisi üreterek düşmanı öldürürler.

ABD ve diğer bazı kalkınmış ülkelerin geliştirdiği “E Bomb” yani
elektromanyetik bomba aklın sınırlarını bile zorlayacak kadar büyük
felaketlere yol açabilecek. Her şey bir göz kırpma kadar kısa bir
zaman içinde olup bitecek,bütün makinalar bir daha çalışmamak üzere
susacak. Bu sırada insanlara fazla birşey olmayacak. Avustralyalı
yüksek teknolojili savaş uzmanı Carlo Kopp’a göre, bu korkunç silahı
1940’ların teknolojisi ile bile yapmak ve üstelik sadece 400 $’a
maletmek mümkün. O yüzden, siber terörizmin konuşulduğu bir dünyada
teröristlerin bu silaha ne kadar yakın olduğunu görmek de mümkün.
Yani 400 $’a malolan bir elektromanyetik bomba ile bir göz kırpması
süresinde uygarlığı tam 200 sene geri götürebilecek.

Elektromanyetik RF silahlarda hedefin yanında patlama gereği yoktur.
Çok iyi korunmuş stratejik yerlere (telefon santralleri, bilgisayar
merkezleri v.b.) telekomunikasyon ve elektrik hatları kullanılarak
da zarar verebilir. Bazı örnekler aşağıda verilmiştir.

1- Çanta büyüklüğünde 10 Giga Watt’lık (109 Watt= 1 Giga Watt)
yüksek güçlü mikrodalga (HPM) silahı 12 metrelik bir mesafe içindeki
bütün bilgisayar veya telefon santralı gibi elektronik cihazları
etkisiz hale getirebilir. Kamyona yerleştirilen modeller yüzlerce
metrelik mesafede etkili olabilirler. Roketlerle de kullanmak
mümkündür.
2- HPM kullanarak teröristler ideal suç işleyebilirler. HPM’ler
sessiz, iz bırakmaz ve uzaktan kumanda edilebilirler.
3- Nükleer silahların aksine bu silahların parçalarını
piyasadan kolayca bulabilirler ve yakalanma riski de yoktur.
4- Rusya silah marketinden yaklaşık 150.000 ABD $’ına
alınabilir. Çeçen savaşçıların Rusya’ya karşı gizli belgeleri
koruyan güvenlik sistemlerini tahrip ettiklerinde bu silahı
kullandıkları tahmin ediliyor.

RF silahların avantajları:

1- Ucuz olmaları,2-Her hava koşulunda kullanılmaları, 3-Çok
çabuk hazır olmaları, 4-4-4-Kolay hedefe kilitlenmeleri, 5-Birden
fazla hedefe atış yapabilmeleri, 6-Generatörde güç olduğu sürece
kullanılabilmeleri, 7-Lojistik destek kolaylığı, 8-Uygun ayarlamalar
yapıldığında insanlara zararsızdırlar, 9-Gizli operasyonlar için
ideal, çünkü iz bırakmazlar, 10-Sessiz olduklarından dolayı
farkedilmeleri imkansız.

RFM’lerde patlamanın oluşturduğu ses hariç benzer avantajlar
mevcuttur.

8. BAZI ÖNLEMLER

Bu konuda temel korunma yöntemleri:

1-Bilgiyi 3 kategoride toplayan bir güvenlik modeli: kritik, önemli,
halka açık. Bunların kademelerine uygun yazılım/donanım güvenliği.
2-Güçlü şifre sistemi:
3-Donanımın ve kabloların fiziksel korunması
4-Şebekeler arası ve dışına uygun güvenlik yazılımı (firewall)
korumaları koymak
5-İyi bir güvenlik politikası kurmak ve çalışanları da bu yönde
eğitmek
6-Bağlantıları dosya operasyonlarını, başarılı başarısız erişimleri
gözetlemek. Pek çok saldırının içeriden geldiğini unutmamak.
7- Zararlı ve kötü niyetli faliyetleri, kötü amaçlı girişleri
engelleyen dedeksiyon sistemleri geliştimek.
8-Önemli bilgilerin sızmasını engelleyen kripto sistemlerinin
geliştirilmesi.
9-TEMPEST cihazları kullanmak
10-Arama ve internetten girişlerde sınırlama. Örnek: sisteme en
fazla 3 kere deneme ile girilmeli ve dışarıdan sisteme zarar
verebilecek programların transferini önlemek için kilitlenmek.
11- Personelin geçmişinin kontrolü.
12-Devamlı teknik bilgilendirme ve güvenlik konusunda devamlı uyanık
durmak, güncel tutulan bir antivirüs yazılımı kullanmak.

Stratejik olarak şu noktalara dikkat edilmelidir:

1-Savunma alt yapımız ne kadar saldırıya açık, ne tür hedefler
sadırıya açık ve zayıf? Saldırıya uğrayan unsurların ne kadari
telafi edilebilir ve nasil? Sistemlerimizin saldırıya açık yönlerini
nasıl azaltabiliriz?
2-Boşluklarla açık kapılar görülebilecek askeri sistemlerimize nasıl
destek çıkabiliriz ve telekom, güç, finans ve diğer kritik
sistemlerin güvenliğini bilgisayar sistemi zarar gördüğünde nasıl
bir yedek sistemle kuvvetlendiririz?
3-Özel sektörde ve devletteki bilgisayar güvenlik ve araç, politika
ve uygulamaları için daha yoğun AR-GE çalışması yapılabilir mi?
Sistemleri güvenli kılacak, bilgileri kolaylıkla bütün alanlarda
otomatik uygulayacak yöntemi geliştirmeliyiz.
4-Siber terör olaylari hakkındaki cevap vermek ve önlem planları
geliştirmek için söz sahibi kim olacak?
5-Dijital imza uygulamasi e-ticaret ötesinde yayılabilir mi?
6-Siber terörizmi destekleyen ülkelere karşı dünya çapında konsensus
düzenleyip bu ülkelere karşı nasil bir tavır alınabileceğine
(ambargo gibi) dair bir karar alınabilir mi?
7-Bu tehdidin ne kadari askeri, ne kadarı emniyetle ilgili, ne
kadarı da yerel önlemler çerçevesi içinde incelenebilir?
8-Hukuk kurumları; ilaç karteli, organize suçlar, uluslararası hukuk
tarzı çalışmalarının kaybolması, değiştirilmesi ve ele geçirilmesine
karşı ne tür bilgisayar güvenlik önlemler alıyorlar?

9. ÇEVREMİZİ KUŞATAN ELEKTROMANYETİK KİRLENMESİ

Çevremizde ,yerin magnetik alanı,atmosferdeki elektrik alan ve
güneş - yer etkileşiminden oluşan doğal alanlar her zaman
mevcuttur.Dolasıyla insanlar elektromangnetik alanlara karşı
alışıktır.İnsan yapısı alanlar ise modern yaşamın vazgeçilmez
ürunlerinin oluşturduğu bir gerçektir.
Elli yıl öncesine kadar elektrik ve mağnetik alanların atmosferde
oluşan seviyesi hayli düşük değerde idi.Endüstrileşme ile birlikte
Elektromanyetik (EM)enerjisinin kullanımının yaygınlaşması E.M.
alanlarının her frekansında insan,hayvan ve bitkileri etkileyen
çevresel bir artış meydana gelmiştir.E:M alanlarının kullanımının
gelecekte daha da artış göstereceği dikkate alınırsa konunum önemi
ortaya çıkar.Elektromanyetik çevre kirlenmesi artan radyo,TV
kanalları,cep telefonları vb.elektrik enerjisini kullanan bütün
cihazların yaydığı iyonize etmiyen radyasyondur.Elektromagnetik
alanlar (EMA) insan organizmasında büyük ölçüde karışıklığa sebep
olabilirler.İnsan muazzam bir elektronik sistemdir.Bedeni
fonksiyonların hepsi 1-250 mikrovolt arası çok küçük gerilimli
elektrik uyarıları ile devam eder.EMA’nın dışarıdan bu hassas
sisteme tesir etmesi durumunda,doğal sistemler zarar görebilir.
EMA’a maruziyetin araştırılması başta mesleki çalışanları
olmak üzere genel halk sağlığı açısından büyük önem taşır.EMA
çevremizi kuşatmakta olup kaynakların gittikçe artan bir biçimde
kullanılması maruziyet miktarının potansiyel seviyesinde bir artışa
neden olmaktadır.EMA’ların biyolojik sistemler üzerinde nörolojik
nöroendoknirolojik hematolojik kardiovaskülar etkiler oluşturduğu ve
bağışıklık sistemi ve hücre çoğalmasını etkilediği bilinmektedir.
EMA’nın iki tür biyolojik etkisi vardır.Birincisi kısım
zamnda hissedilen etkiler diyebileceğimiz baş ağrıları göz yanmaları
yorgunluk halsizlik ve baş dönmeleri gibi şikayetlerdirAyrıca gece
uykusuzlukları(EMA melatonini azaltarak uyku ritmini
bozabiliyor),gündüz uykulu dolaşım ,küskünlük ve sürekli rahatsızlık
nedeniyle topluma katılmamak gibi neticeler iyonize etmiyen
radyasyonun davranışlarımızı etkilediği literatürde rapor
edilmiştir.Diğer bir etki ise moleküller ve kimyasal bağlara hücre
yapısına vucut koruma sistemine yaptığı ve uzun sürede ortaya
çıkabilen etkilerdir.
EMA’nın kansere yol açıcı bir faktör olduğu henüz kesin
olarak %100 ispat edilmemiştir.Fakat yapınıyor da diyemeyiz.Zira
bunu kesinleşmesi için insanlar üzerinde,uzun süreli epidemikdel ve
deneysel çalışmalar yapılması gereklidir.Bugün ise sadece hayvanlar
üzerinde yapılan çalışmalardan yorumlar yapılmaktadır.Örneğin cep
telefonları için yapılan deneylerde farelerin bütün vücutlarının
maruz kalması insanlarının ise sadece başlarının maruz
kalması,aralarında bir ilişki kurulmasını
zorlaştırmaktadır.Etkilerin oluşması EMA’nın frekansına şiddetine
uzaklığına insanın vücut ölçülerine vücudun elektriksel
özelliklerine ve en önemlisi etki süresine bağlıdır.
Elektromagnetik enerjinin kullanımında iki noktanın göz
önünde tutulması gerekir.Birincisi kişilerin gerek evlerinde gerekse
ofislerinde kullandıkları cihazlar ile ilgili alabileceği
tedbirler,ikincisi ise toplumun ortak yapacağı girişimler ve
özelliklerde çevrenin elektromagnetik kirlenmesine karşı
tedbirler.Risksiz bir ortamda yaşamadığımız kabul etmemiz
gerekmektedir.Kullandığımız teknolojik ürünlerin çoğunu faydaları
zaralarından daha çok olduğu için kullanmaya devam ediyoruz.Buna en
iyi örnek olarak otomobil gösterilebilir.Her sene pek çok ölüm ve
yaralanmaya yol açan otomobillerin kullanmından vazgeçemediğimiz
gibi riskleri olduğunu bile bile cep telefonlarını da kullanmaya
devam edeceğiz.Burada önemli olan rıskin en aza indirilmesi
suretiyle elektrik enerjisinden optimun yararlanılması ve gereksiz
manızıvetin önlenmesidir.
Artan sayıdaki elektrikli cihazlar,TV ve Radyo
istasyonları ve herkesin elinde bulunan cep telefon cihazlarının
yaydığı alanların toplamı şehirlerde oluşturduğu alan
seviyeleri,ulusal ve uluslararası standartların üzerine çıktığında
aynen hava kirliliği sorununda olduğu gibi bir Elektromanyetik
kirlenme’ye neden olmakta ve insanlar ve cihazlar üzerinde zararlı
etkiler göstermektedir.Elektrik enerjisiyle çalışan bütün cihazlarda
yaydıkları alanlardan ötürü diğer elektronik cihazlarda etkileşime
(interferans)sebep olurlar.Bu etkileşim aşırı olduğu zaman cihazlar
bazı fonksiyonlarını yapamazlar.İnsanlarda ise biyolojik etkiler
neden olur.İnterferansın önlenmesi için cihazların ekranlanması
gerekmektedir.

EM kirlenme günümüzde EMA’ın teknolojide yaygın
kullanımından arzu edilmesine rağmen ortaya çıkan kaçınılmaz bir
olaydır.Burada ileri sürülen EM kirlenme hava su ve gürültü
kirliliklerinden üç bakımdan farklılık gösterir.Birincisi EM
kirlenmesinin duyularımızla hissedilmez oluşu (ışık hariç) diğeri de
bazı durumlarda terapatik etkiler oluşturulmasıdır.Üçüncüsü ise
etkilenmenin anlaşılamamış olmasıdır

10. BİLGİ ÇAĞINDA BEYİN YIKAMA VE KONTROLÜ

Casuslukta en eski yöntemdir. Bugünkü anlamda en önemli uygulayıcıyı
Hasan Sabah’dır. II.Dünya savaşında Japonya komutanı ve ekibi
uygulamıştır. CIA gibi örgütler uyguluyor. Mançurya kobayı filmi
beyin yıkama üzerine yapılmıştır. Kore savaşında çinliler yapmıştır.
Batıda ve ABD’daki bazı tarikatlar halen uyguluyor. Bu konuda
İngilizce ve Türkçe kaynaklarda bilgi vardır. Yukarıdaki uygulamalar
afyon, kokain benzeri maddelerle gerçekleşmiştir. Beynin tamamı
etkilendiğinden farkedilmesi kolaydır. İstekdışı bir olaydır.

MODERN UYGULAMA:

İnsan Allah’ın en ideal bir elektronik yapıtıdır. İnsanın beyni şu
an tamamen anlaşılmamış bir bilgisayara benzer. İnsanların istekleri
arzuları hissiyatı herşeyi beyinle alakalıdır. Örneğin mideniz
acıkınca beyne bir dalga gönderir. Beyin onu yorumlar ve açım
dersiniz. Gerekeni yapmaya başlarsınız. Ayağınıza birşey batsa yine
beyne sinyal gider. Beyin onu acı olarak yorumlar. Gülmek veya
ağlamak ile ilgili bilgi beyne geldiğinde beyin algılayıp gerekeni
yapar. Eğer beyinde bir problem varsa ağlamak yerine gülme ile cevap
verir. Veya renkleri yanlış tanıma ortaya çıkar. Beyinde milyonlarca
algılayıcılar var. Bunlar dışardan dalga gönderilerek yanlış
uyarılabilir veya görev yapmaları engellenebilir. İnsanların
beyinlerinin belirli yerlerinin kazalar sonunda hasar görmesiyle
karakter değiştirdikleri, tıp fakültelerinde ve toplumda bilinen bir
gerçektir. Günümüzde eskiden olduğu gibi kişilerin üzerinde beyin
kontrolü yapılmaktadır. Yeni bir uygulama olarak halk kitlelerinin
de beyin yıkama işlemleri uygulanmaktadır. Yeni yöntemde
elektromanyetik dalgalar (EM) kullanılmaktadır. Kitle
yönlendirilmesine en iyi örnekler reklamlardır. Reklam nedeniyle
ihtiyaç olmayan ürünler ihtiyaç haline dönüştürülüyor. Güç, artık
ülkelerden ziyade uluslararası firmalara, şirketlere geçmiştir
(Alvin Tofler) dünyayı “global vilage“ bir köye dönüştürme
uygulamaları herkesin bildiği gibi devam etmektedir. Bunun için
kitlelerin yönlendirilmesi dünya çapında değişik tarzlarda beyin
yıkamalar yapılmaktadır. Yazılı basın, radyo ve televizyonlar en
etkin silahlardır. Kişilerin kendi istekleri dışında farkına
varmadan gerçekleşir.

BEYİN YIKAMA İLE İLGİLİ YAPILAN BAZI ÇALIŞMALAR

Beynin belirli fonksiyonlarının etkilemesidir. Dolayısıyla fark
edilmesi zordur.
1. CIA’nin desteklediği Dr.Ewen Cameron izinsiz olarak
hastalarda hafızanın silinmesi ve yeni kimlik oluşturulması
konusunda çalışmıştır.
2. Dr.Rose Delgado’nun hayvan ve insanlar üzerinde yaptığı
deneyler sonucunda elektronik simulasyon ile kızgınlık, şevhet,
hırs, yorgunluk gibi, aşırı hisler oluşturulabileceğini
göstermiştir. Ayrıca kişilik değişikliklere neden olan bölgeyi de
bulmuştur. 1969’da yakında bilgisayarın beyinle iki yönlü radyo
iletişimi kuracağını ifade etmiştir.
3. 1974 yılında California, Stanford araştırma enstitüsünde
elektronik mühendisi ve sinir fizyologu Dr.Lawrence Pinneo “bir
kişinin aklını okuyabilecek bir bilgisayar sistemi geliştirdi”. Time
dergisinin temmuz,1974 sayısında akıl okuyan bilgisayar diye haber
olmuştur. Bu çalışma Pentagon tarafından desteklenmiştir. Dr.Pinneo
ayrıca bilgisayardan doğrudan beyne bilgi aktarılması için gerekli
teknoloji mevcuttur demiştir.
4. Rus bilimadamı Dr.Ross Adey’in geliştirdiği Lida isimli
makine insan ve hayvanların davranışlarını değiştiriyor, uyuşturuyor.
(psychotronıc araştırmalar) assocıated press (82/83) göre kuzey kore
benzer cihazı kore savaşında beyin yıkamak için kullanmıştır. Bu
cihaz ABD’de denenmiş ve patent almıştır.
5. 1980 yılında ileri seviyede araştırma projeler ajansı (ARPA)
senede 1 milyon ABD dolarını Illınoıs, Ucla, Stanford, MIT ve
Rochester üniversitelerinde insan beyninin yaydığı dalgaları anlamak
için harcamıştır. Hedef bir makina geliştirerek insanların ne
düşündüklerini beyin dalgaları sayesinde anlamak. Beyin dalgalarını
şu an 1 m civarında bir mesafeden rahatlıkla alınabiliyor. Nihayi
hedef uzaydaki uyduya yerleştirilmiş beyin okuyan makina ile dünyayı
taramak…Bu anlatılanlar bilgisayarlar için tamamen çözülmüştür. Yani
bilgisayarlarda yapılabilen bütün işlemler insan beyni içinde Kör
olan insanlara yerleştirilen mikrocip sayesinde görmeleri
sağlanıyor. 28 şubat hedeflenmektedir. Örnek uçak bilgisayarına
yerden girilerek pilota rağmen uçak yere indirilebilinir veya
istenilen herşey yapılır.
6. Avusturalyalı bilimadamları beyin anahtarı “mind switch”
dedikleri bir cihaz geliştirdiler. Cihaz insanların beyin
dalgalarının kullanarak elektrikle çalışan cihazları , tv, lamba,
müzikseti çalıştırmaya yarıyor. İnsanın gözlerini bir saniyeden
fazla zaman kapalı tuttuğunda oluşan alfa beyin dalgaları
kullanılıyor. Sistemin güvenirliği %90’nın üstünde.
Son Söz: Osmanlı İmparatorluğu ST farkında idiler fakat ST için
gerekli çalışmaları yapıp ST kulvarında yarışamadıklarından geri
kaldılar. Aynı hatayı bir BT için gerekli yatırımları
yapamadığımızdan geri kalmaya mahkumuz. Başarı dünyadaki teknolojide
oluşan yeni gelişmeleri anlayıp gerekeni derhal yapanındır. Aslında
yarış ABD hariç bütün dünya ülkeleri için 1995te eşit şartlarda
başladı. Dünya Ekonomi Forumu (World Economic Forum-WEF) geçenlerde
yayınladığı raporda Bilgi Çağına hazır olma endeksinde Türkiye 80
ülke arasında 50. sırada. Gelişmelerin tamamlanmasından sonra uyum
sağlayan kişiler, ülkeler hiçbir zaman başarılı olamazlar.