Forum Hafızoğlu

Tam Versiyon: ALLAH derim başka hiç bir şey demem.
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Sahip olduklarınızın sizin olduğunu düşünüyorsanız muhtaçsınız demektir.
Varlık içinde yokluğu görmemişseniz,yoksulsunuz demektir.
Cesaret,Allah'tan korkmaktır; korkmuyorsanız korkaksınız demektir.
Kelimeler kalbinde hikmetler taşır, hikmeti görmüyorsanız cahilsiniz demektir.
İnfak etmek, azametle bilinir;vermeye güç yetirirken veremiyorsanız âcizsiniz demektir.
Ama bir ömrün kavşağında durup geçmişe set çekebiliyorsanız cesursunuz demektir.
Sebeplerin ardındaki sebebi, her şeyin üstündeki müsebbibi arıyorsanız ârifsiniz demektir.
Vazgeçilmez olan için kendinizden bile vazgeçtiğinizde hazırsınız demektir.
Ve bir gün her şeyiniz hiçbir şey olduğunda,gemileri yakmak için imkansızı düşlerken...
ALLAH SİZE YETER...
Doğumla ölüm arasında, gecenin karanlığında,bir şafak aydınlığında,dört mevsim yedi iklimde...
ALLAH BİZE YETER ...
İhtiyacı yaratan, hiçbir şeye muhtaç olmayan, lütfeden
ALLAH BİZE YETER...
Kimsesiz kaldığımızda, mutluluğumuz alındığında ellerimizden,yalnız bırakıldığımızda, suçlandığımızda, kınandığımızda; bir seccadenin şefkatinde dualar kalbimize deyip geçerken, dil ile ikrar edilen kalp ile tasdik olunduğunda...
ALLAH BİZE YETER...
Kalbimiz ağrıdığında, dilimiz dolandığında,omuzlarımızın üzerinizdeki yükün altında ezilirken; sevilmediğimizde,anılmadığımızda ...
Yorulduğumuz zaman, direnmekten vazgeçmeyi düşündüğümüzde,hata ettiğimizde günahın pişmanlığıyla tükenirken...
Velhasıl yandığımız zaman zulmetin alevinde,ateşi serin ve selametli kılan ALLAH BİZE YETER...



Duanın gücünü anlayıp yalnız O'ndan istediğimizde, O'na güvendiğimizde, O'ndan başka hiçbir şeyimiz kalmadığında...
ALLAH BİZE YETER...
O, ne güzel bir vekil,ne güzel bir dost,ne güzel bir yardımcıdır.
"Ey Rabbimiz, Bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır..."


Hani bir büyük sıkıntı anında kırılır ya, yüreğinizdeki bütün aynalar:Kırılırda hani, kırık aynalarda oynaşır ya hayalleriniz. Ümitleriniz tökezler de hani, tereddütlere düşersiniz ya kimi zaman:Çırpınırsınız…



Hani çırpınırken uzanacak bir dost eli ararsınız, fakat bulamazsınız bir türlü; ve kala kalırsınız ya hani dertlerinizle baş başa, kimsesiz, dostsuz…Ozaman bilin ki Allah kimsesizlerin kimsesidir… Bilin ki Allah dosttur: “Dost istersiniz Allah yeter!”


Hani en soluksuz deminizde hayallerinizin kıyısına çömelip başınız ellerinizin arasında sevginize ağıt yakarsınız ya…



Hani çözümsüzlüğe çaresizliğe tıkanır da uçan kuştan teselli arar hale gelirsiniz ya bazen…



Hani yıllarınızı verdiğiniz yerde soluksuz kalıp yıllara kurban olursunuz da bir türlü anlaşılamamanın hicranına düşersiniz ya…


Hani kuşlar şen çığlıklarla uçup geçerken üstünüzden bir Zümrüd-ü Anka olup onlarla birlikte uçmak istersiniz ya: Uçmak değil, kendinizden kaçmak…


Hani kendi garipliğinizden, yalnızlığınızdan kaçmak istedikçe yalnızlığınıza, garipliğinize saplanırsınız ya boylu boyunca…



YALNIZ DEĞİLSİNİZ:Herkesin ve her şeyin bittiği anlarda da Allah var!



Öyle bir an gelir ki, koca kainatın içinde ufalıp zerreleştiğinizi idrak edersiniz. Bir yanınızda acziniz, bir yanınızda za’fınız, bir yanınızda fakrınız ve dolu dolu çaresizliğinizle baş başa kalırsınız…


İşte o an insanca iradenin çözüldüğü ve insanoğlunun kendinde vehmettiği gücün ayaklarına dolaştığı andır: O an gerçekten kulluk anıdır.


İradeniz çözülüp kendinizde vehmettiğiniz güçler ayağınıza dolandıkça derin aczinizle birlikte kulluğunuzu idrak edip Külli İrade Sahibine yönelin.



ŞİMDİ VAKİT DUA VAKTİDİR: “Duanız olmasaydı ne ehemmiyetiniz olurdu” buyuran Yaratıcı’ya iltica vakti…


Bütün kapıların kapandığını sandığınız anda dua kapısı ardına kadar açılır önünüzde, çarelerin bittiği yerde dua tek çare olarak karşınıza çıkar…



Çözümsüzlüğe tıkanıp uyuyamadığınız uzun gecelerden bir gece kalkın. Şebnemlerin sabah meltemiyle kucaklaştığı bu hasret vaktinde rahmetin ve şefkatin tecellisini yatakta bekleyin tembelliğinizi sürüyerek dirilin…


Uykusuz geçirdiğiniz koca bir elem gecesinde hangi problemi çözdüğünüzü düşünün. Kendinizi hırpalamanın dışında neye yaramış ki kuruntularınız, dertlenmenizle neyi halletmişsiniz?


Vah zavallı ben! Kendimde bir güç ve kudret vehmettikçe kudretim aczime çarpıp tuz-buz oluyor. Eğer idrak edebilseydim varlık sebebimi, gerçekten anlayabilseydim Rabbim gemisinde bir yolcu olduğumu, sırtımda dünya yüküyle kendime işkence eder miydim?



İstesek de, istemesek de dünya dönüyor, güneş doğuyor, yağmur yağıyor, rüzgar esiyor, çiçek açıyor… İstesek de, istemesek de yaşlanıyoruz.


Bir saniye öncesi kaybımız, bir saniye sonrası ise meçhulümüz: Elimizde sadece yaşadığımız “an” var. Ne kadar çaresisiz!


Öyleyse bırakalım her şeye hükmeden versin hakkımızda en hayırlı hükmü.


Atın sırtınızdan dünya elemini, durun Allah’ın huzuruna; sonra diz çökün önüne, boyun bükün. Hükme tabi olup elemlerden kurtulmak varken, kendimizi hüküm mevkiinde sayıp rezil olmak niye? Üstelik takatımız yükümüzü taşımaya etmiyor.



Bin hamal gibi vehimlerimi ömür boyu taşımaktan bıktım; Artık Yaradan’a tümden teslim olup “kullukta varlık” aramak istiyorum.


“Ya rab! Çaresi bulunan şeyde acze, bulunmayan şeyde ye’se düşürme bizi…” diye de dua ediyorum.
Bin hamal gibi vehimlerimi ömür boyu taşımaktan bıktım; Artık Yaradan’a tümden teslim olup “kullukta varlık” aramak istiyorum.

yazı icin Allah razı olsun kardeşim bana bu yazı bi yazarın dediklerini hatırlattı

hani Yaradan bize siz kul sunuz diye kuranda ithamda bulunuyorya bizim kullugumuza ihtiyacımı var ? tabiki yok peki bunu niye vurguluyor cünkü bize izzet vermek icin

kulsun sen özgürsün bi nevi her isteyin bende arayacagın ihtiyacın benim yani senin dedigin gb kardeşim kulluk ta varlık

tekrardan saol yazı icin

selametle ve muhabbetle...........
paylaşım içn Allah razı olsun canım arkadaşım .Smiley