Forum Hafızoğlu

Tam Versiyon: Allah deseydi ki!!!
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Farz-ı muhal Allah deseydi ki Alın şu midenizi idare edin. Biz daha mideye giren ilk lokmada ne kadar asit salgılayacağımızı bilemez, ya da ölçüsüz asit göndererek mideyi parçalardık.

Peki, Ya alın kalbinizi idare edin deseydi? Kalbimizi elimizin arasına alıp dakikada 70 kez kan pompalamaya kalkışsak ne olurdu halimiz? Daha ilk idaremizde hayattan istifa etmek zorunda kalırdık.

Ya da Cenâb-ı Hak alın şu akciğerinizi ve böbreklerinizi siz idare edin, temizleyin ve süzün şu kanınızı deseydi? Evinde küçük bir odasını temizlemekten aciz insanoğlu kendi vücudundaki bu temizlik ve tasfiye işini asla yapamayacak, hayat çekilmez bir hal alacaktı?

Sahi siz hangi aza ve organınızı yönetmeye talipsiniz? Gelin hiç talip olmayın. En küçük bir hücreyi bile idare etmeye kalkışacak olsanız o küçücük hücrenin büyük dünyasında boğulur gidersiniz. Bir tek hücrenin harika işleyiş ve düzeninde aklınızı kaybedersiniz. İşte Allahın rahmetine bakın ki bütün vücudum ve vücudumun içindeki azaların yönetimini bana vermemiş ki böylece hayatı kolaylaştırmış.

Bakın Sözün Üstadı Sözlerinde ne kadar güzel bir söz söylemiş:

Yani, mülk umumen Onundur. Sen, hem Onun mülküsün, hem memlûküsün, hem mülkünde çalışıyorsun. Şu kelime, şöyle şifalı bir müjde veriyor ve diyor:

Ey insan! Sen kendini, kendine mâlik sayma. Çünkü sen kendini idare edemezsin. O yük ağırdır; kendi başına muhafaza edemezsin, belâlardan sakınıp levâzımatını yerine getiremezsin. Öyleyse, beyhude ıztıraba düşüp azap çekme. Mülk başkasınındır. O Mâlik hem Kadîrdir, hem Rahîmdir. Kudretine istinad et; rahmetini itham etme. Kederi bırak, keyfini çek. Zahmeti at, safâyı bul.

Hem der ki: Mânen sevdiğin ve alâkadar olduğun ve perişaniyetinden müteessir olduğun ve ıslâh edemediğin şu kâinat, bir Kadîr-i Rahîmin mülküdür. Mülkü sahibine teslim et. Ona bırak; cefâsını değil, safâsını çek. O hem Hakîmdir, hem Rahîmdir. Mülkünde istediği gibi tasarruf eder, çevirir. Dehşet aldığın zaman, İbrahim Hakkı gibi Mevlâ görelim neyler / Neylerse güzel eyler de, pencerelerden seyret, içlerine girme. (Mektûbât, s. 220)