22-12-2007, 16:43
Tövbe eden, günahından dolayı kendini kusurlu, suçlu görmemelidir. Günahının suçunu, kaderimi Allah böyle yazmış diyerek kadere ve Allah'a yüklemeye çalışmamalıdır. Adem Aleyhisselam, cennette yasaklanan meyveyi yiyince tövbe etti ve günahını nefsinden bildi. Allah da tövbesini kabul etti. Fakat şeytan kendi nefsini çok beğendiği için nefsinde bir suç görmedi. Suçunu kaderinin üzerine ve dolayısı ile Allah'a yüklemek istedi. Tövbesi kabul olunmadı, nefsini çok beğenmek, kusursuz görmek kibre ve ebedi lanete uğramasına sebeb oldu.
Tövbe eden, kendisini aciz bir kimse olduğunu kabul edipte Mürşit vasıtası ile Allah'a elini açıp tövbe etse kabul olur.
Bir defa tövbe edipte, tövbesinde duramayana artık tövbe kapısı kapanmış değildir. Tövbesinde durabilinceye kadar sayısız tövbeler yapmak hakkına sahiptir.
Hadis: "Istihfar eden kişi, birgünde yetmiş kere tövbe ederek tövbesini bozsa ve günah işlese o günah onun üzerine payidar (devamlı kalıcı) değildir." Hadis: 'Tövbe etmek istedikleri halde, tövbe edemeyenler helak oldular."
Hadis: "Hayatım elinde olan Allah'a yemin ederimki, siz günah işlememiş olsaydınız, Allah sizi giderir, yerinize günahkar bir kavmi getirirde onlar mağfiret (affolunmak) dilerler. Allah da onları mağfiret eder."
Bir gün Hazreti Ali (Kerramallahu Veche hu) nin huzuruna birisi gelip sordu:
Ya Ali, ben bir günah işledim, Ne yapayım?
-Tövbe et buyurdu.
Tövbe ettim, ama tövbemi bozdum.
Yine tövbe et buyurdu.
Ne zamana kadar tövbe edeyim?
Şeytan yenilinceye kadar buyurdular.
Süleyman Peygamber Aleyhisselamın Asaf adındaki bir veziri bir günah işledi, tövbe etti. Yine tövbe etti. Böylece tövbesinde duramadığı için 70 kere tövbe etti ve tövbesini bozdu.
En sonunda, gitti boynuna bir demir takdirdi. Süleyman Aleyhisselam' ın huzurunada demirli girerek çıkardı. Bir gün Cebrail Aleyhisselam geldi. Hak Teala Hazretlerinden Süleyman Aleyhisselama selam getirdi. Dedi ki:
- Hak Teala sana Selam eder, buyurur ki: Asaf kuluma boynundan o demiri çıkarmasını söylesin. Zira, Benim tövbe eden kullarıma karşı rahmetim çoktur, yine tövbe etsin, günahlarını affediyorum.
Demek ki insan tövbesinde durabilinceye kadar sayısız defa tövbe etmek hakkına sahiptir
Tövbe eden, kendisini aciz bir kimse olduğunu kabul edipte Mürşit vasıtası ile Allah'a elini açıp tövbe etse kabul olur.
Bir defa tövbe edipte, tövbesinde duramayana artık tövbe kapısı kapanmış değildir. Tövbesinde durabilinceye kadar sayısız tövbeler yapmak hakkına sahiptir.
Hadis: "Istihfar eden kişi, birgünde yetmiş kere tövbe ederek tövbesini bozsa ve günah işlese o günah onun üzerine payidar (devamlı kalıcı) değildir." Hadis: 'Tövbe etmek istedikleri halde, tövbe edemeyenler helak oldular."
Hadis: "Hayatım elinde olan Allah'a yemin ederimki, siz günah işlememiş olsaydınız, Allah sizi giderir, yerinize günahkar bir kavmi getirirde onlar mağfiret (affolunmak) dilerler. Allah da onları mağfiret eder."
Bir gün Hazreti Ali (Kerramallahu Veche hu) nin huzuruna birisi gelip sordu:
Ya Ali, ben bir günah işledim, Ne yapayım?
-Tövbe et buyurdu.
Tövbe ettim, ama tövbemi bozdum.
Yine tövbe et buyurdu.
Ne zamana kadar tövbe edeyim?
Şeytan yenilinceye kadar buyurdular.
Süleyman Peygamber Aleyhisselamın Asaf adındaki bir veziri bir günah işledi, tövbe etti. Yine tövbe etti. Böylece tövbesinde duramadığı için 70 kere tövbe etti ve tövbesini bozdu.
En sonunda, gitti boynuna bir demir takdirdi. Süleyman Aleyhisselam' ın huzurunada demirli girerek çıkardı. Bir gün Cebrail Aleyhisselam geldi. Hak Teala Hazretlerinden Süleyman Aleyhisselama selam getirdi. Dedi ki:
- Hak Teala sana Selam eder, buyurur ki: Asaf kuluma boynundan o demiri çıkarmasını söylesin. Zira, Benim tövbe eden kullarıma karşı rahmetim çoktur, yine tövbe etsin, günahlarını affediyorum.
Demek ki insan tövbesinde durabilinceye kadar sayısız defa tövbe etmek hakkına sahiptir