23-12-2007, 18:40
قاَلَ اللهeُ تَعَالَى فِي كِتَابِهِ الْكَرِيمِ :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ، بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
﴿فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ﴾[1]صَدَقَ الله ُالْعَظِيمُ.
وَ قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى الله ُعَلَيْهِ وَ سَلَّمَ فِي حَدِيثٍ :
,... لاَ طاَعَةَ فِي مَعْصِيَةِ اللهِ-[2]صَدَقَ رَسُولُ اللهِ فِيمَا قَالَ.
Allah’a hamd olsun ki; bir kurban bayramını daha bizlere nasip etti. Ve böylesi mübarek bir Cuma bayramı ile de çifte bayram yaşıyoruz.
Müslümanların bayramı her zaman mübarektir. Yeter ki, bu bayramları kutlayacakların kendileri mübarek olsun. İmanlı olan her insanın, nefes alıp verdiği her anı mübarektir. İbadetlerimiz mübarek, insanlığımız mübarek, insanlarımız mübarektir...
Bayramlarımız; senenin birkaç gününe sığacak kadar, dar kavramlı değildir. Zira; inançlı, ibadetli ve takva ehli her insanın, inancını taşıdığı ve yaşadığı her günü bayramdır. Bir Mü’min; namazı, ibadeti, hayatı ve ölümüyle, Allah’a kulluk ettiği her günde bayram yaşamaktadır.
Ancak ne var ki, İslâm’dan tam olarak nasibini alamayanlar, Müslümanlar için önemli olan her günün arefesinde, çeşitli safsatalar çıkartıp Müslümanların birliğine, beraberliğine, inanç ve mutluluğuna gölge düşürmek için uğraşmaktadırlar.
Hac’ca gidenlerimize; “Arap’lara döviz yedirmeye gidiyorlar” derler. Çıplaklar kampına gidenleri ise alkışlarlar.
Zekât verenlerimize; “Bunlar paralarını başkalarına yediriyorlar” derler. Fakat, gece kulüplerinde dansözlerin göğüslerine tomar tomar para yapıştıranları ise takdir ederler.
Oruç tutanlarımıza çeşitli laflar atanlar, bu sefer, paralarıyla aç kalmak için diyet doktorlarına reçete yazdırırlar.
İnsanlara yardım anlayışından uzak olan bu tür insanlar, bu sefer; tavuk kesin, horoz kesin diye zihin bulandırmaya çalışırlar.
Müslümanların kurban derilerine göz dikenler, insanların derilerine göz diken batık ve vurguncu sermayeleri beslerler.
Doğruyuz deyip; yalan söyleyenler, Hukuktan yanayız deyip; Hukuku çiğneyenler ve adâleti mülke kurban edenler, Islah edici, barışçıyız deyip; fitne ve fesat çıkaranlar... işte bunlar, Tarihin her devrinde küfrün sahte kahramanlığını yapmışlardır.
İbrahim’in kurbanına karşı gelenler, Nemrutların saflarında yer almış, tarihe karşı gelenler ise, zamanın düşmanı olmuşlardır.
Kıymetli din kardeşlerim!
Babamız Hz. Adem’in düşmanı olan şeytan; günümüzde de, Adem’in izinde giden her Müslümana düşmanlık edecektir. Peygamberimizin karşısına dikilen; Ebu Cehil ve Ebu Leheb’in zürriyeti, günümüzde de Muhammed ümmetinin karşısına dikilecektir. Ve bu kaçınılmaz bir gerçektir.
Bu sebeple, inancımızı yaşama ve ibadetlerimizi yerine getirme hususunda; kim hangi güçle karşımıza çıkarsa çıksın, biz doğruyu doğrulayıcı olan Kur’an ve sünnetten alacak, iman ve ibadetlerimize gölge düşürmeyeceğiz.
Kim neyi isterse istesin, bizler Allah ve peygamberinin isteğini yapmakla yükümlüyüz. Kimin hoşuna gitmezse gitmesin, biz, Allah’ın hoşuna gideni yapmak zorundayız.
“Halıka (yaratana) isyanda mahlûka (yaratılmışa) itaat yoktur.” [3] ilkesine bağlı kalmalıyız.
…………………
Kurban, Allah’a kurban olmasını bilenlerindir. Kestiğimiz kurbanlar gerektiğinde, canımızı ve malımızı Allah yolunda kurban edebileceğimizin bir nişanı olmalıdır.
Tembelliğimizi; ibadetlere, birbirimize düşmanlığı; dostluğa, cimriliği; mertliğe, küfrü; İslâma, azgın nefislerimizi; Allah’a kurban etmeliyiz.
…………………..
Kıldığınız namazlar, yaptığınız ibadetler ve gönüllerinizdeki imanlarla, her gününüzün bayram olduğunu biliyorum.
Nemrut’un oduncularına rağmen İbrahim’e gül taşıyanların, Ebu Cehil’lerin inadına rağmen peygamberi tebessümde bulunanların, nefs ve şeytanlara rağmen Allah’a kulluk edenlerin, her günü bayramdır ve bayramları da mübarektir.
Mübarek olan bayramlarımız, yaşadığımız her günde, tekrar tekrar mübarek olsun. Gözünüz ve gönlünüz bayram sevinciyle dolsun.
---------------------
[1]Kevser Suresi: 2
[2] Kütüb-i Site : 12/269
[3]Kütüb-i Site : 12/269