26-12-2007, 23:51
[/i][/b]
Yalnız bir gecenin yine yalnız sabahı ,güneş doğuyor
Zaman ona, hem de yalnızlık ve çaresizlik örüyor boşver..
Kendine zaten bu yakışıyor o yalnız adam, yalnızları oynuyor.
Kimseyi tanımıyor kimseler de onu….
Doğrusu abartmıyor büyütmüyor. Ama o büyütmese de yalnızlığı yalnızlık çürütüyor onu,
O gerçekten yalnız,hem de kelimenin tam anlamıyla
Çünkü kendiyle barışık değil !
Ama aldanmıyor buna. Çoğunun başkası ile iletişimi varsa da, kendisi ile kopuk değil mi?
Eğer bu bağ kopuksa herkes yalnızdır.
Yalnızlık için “zor” deniyor hayat içinse “şakası yok”
İkisi arasında çok benzerlik var aslında. Hayatın şakası yoksa yalnızlığında öyle değil mi?
Herkes kendine en çok yalnızlık rolünü yakıştırıyor.
Dünya bunca kalabalıklaşmasına karşın yalnızlık büyüyor.
Belki de dünya küçülüyor ama yalnızlık büyüyor.
Yükselen tek değer oluyor yalnızlık. Sonra da tek tek çürütüyor fertlerini.
Reyhan rengidir yalnızlık önce korkusu ile büyüler, sonra da korkusuyla!
Her yalnızlık bir öykü yazdırır.
Ama her yalnızlığın da bir öyküsü vardır.!
Ne ana, ne baba, ne eş,ne çocuk !
Yalnızlık üzerine notlar düşürülür.
Yalnızlık büyürken, insan küçülüyor.
Yahut yalnızlık çözdürüyor, zira çürüyen çözülür, büyüyen de öldürür.
Büyüyen de bu yalnızlığı sığdırabilir mi not defterine?
Ama sığdırmaya çalışıyor işte.
Bu gece yalnızlığın koyu karanlığını yaşadım.
Belki de son can sıkıntısının verdiği bir yalnızlık bu!
Neyse ki, adını bulmuşum,
Yahut kendime bir günah keçisi yapmışım.
Sen ne dersen o!
Ya hep kaçmışım ya da ona sığınmışım.
Rahatsız olsam da, ona toz konduramamışım, belki de bütün derlerin adına tarif edemediklerime yalnızlık demişim.
Yazsam onu tanırsın aslında!
Yazabilsem çözüm de bulabiliriz.
İkisi de değil!
Ben şimdi duyulmayan yalnızlıkta kendimi arıyorum.
Buluyorum da bazen,
Bulduğum yerde de ben ve biz yalnızız işte,
Yalnızlıksa BİZ..
“Yalnızlık büyütüyor ama, yalnızlık sonra çürütür de çürütür.
YALNIZLIK İŞTE BUDUR……
[/color]
Yalnız bir gecenin yine yalnız sabahı ,güneş doğuyor
Zaman ona, hem de yalnızlık ve çaresizlik örüyor boşver..
Kendine zaten bu yakışıyor o yalnız adam, yalnızları oynuyor.
Kimseyi tanımıyor kimseler de onu….
Doğrusu abartmıyor büyütmüyor. Ama o büyütmese de yalnızlığı yalnızlık çürütüyor onu,
O gerçekten yalnız,hem de kelimenin tam anlamıyla
Çünkü kendiyle barışık değil !
Ama aldanmıyor buna. Çoğunun başkası ile iletişimi varsa da, kendisi ile kopuk değil mi?
Eğer bu bağ kopuksa herkes yalnızdır.
Yalnızlık için “zor” deniyor hayat içinse “şakası yok”
İkisi arasında çok benzerlik var aslında. Hayatın şakası yoksa yalnızlığında öyle değil mi?
Herkes kendine en çok yalnızlık rolünü yakıştırıyor.
Dünya bunca kalabalıklaşmasına karşın yalnızlık büyüyor.
Belki de dünya küçülüyor ama yalnızlık büyüyor.
Yükselen tek değer oluyor yalnızlık. Sonra da tek tek çürütüyor fertlerini.
Reyhan rengidir yalnızlık önce korkusu ile büyüler, sonra da korkusuyla!
Her yalnızlık bir öykü yazdırır.
Ama her yalnızlığın da bir öyküsü vardır.!
Ne ana, ne baba, ne eş,ne çocuk !
Yalnızlık üzerine notlar düşürülür.
Yalnızlık büyürken, insan küçülüyor.
Yahut yalnızlık çözdürüyor, zira çürüyen çözülür, büyüyen de öldürür.
Büyüyen de bu yalnızlığı sığdırabilir mi not defterine?
Ama sığdırmaya çalışıyor işte.
Bu gece yalnızlığın koyu karanlığını yaşadım.
Belki de son can sıkıntısının verdiği bir yalnızlık bu!
Neyse ki, adını bulmuşum,
Yahut kendime bir günah keçisi yapmışım.
Sen ne dersen o!
Ya hep kaçmışım ya da ona sığınmışım.
Rahatsız olsam da, ona toz konduramamışım, belki de bütün derlerin adına tarif edemediklerime yalnızlık demişim.
Yazsam onu tanırsın aslında!
Yazabilsem çözüm de bulabiliriz.
İkisi de değil!
Ben şimdi duyulmayan yalnızlıkta kendimi arıyorum.
Buluyorum da bazen,
Bulduğum yerde de ben ve biz yalnızız işte,
Yalnızlıksa BİZ..
“Yalnızlık büyütüyor ama, yalnızlık sonra çürütür de çürütür.
YALNIZLIK İŞTE BUDUR……
[/color]