ayrılığa dair ne varsa - Yazdırılabilir Sürüm +- Forum Hafızoğlu (https://www.hafizoglu.net/frm) +-- Forum: HerteldeN (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=19) +--- Forum: Duygularımız (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=79) +--- Konu: ayrılığa dair ne varsa (/showthread.php?tid=8579) Sayfalar:
1
2
|
ayrılığa dair ne varsa - S_MecnuN - 11-11-2007 Acı bir hayat. Bir tek senin aşkın mı aşk? Sen misin sevda yanığı kaçak Ben seni sevdim seveli yandım Yandım,yandım sende söndüm Hayat bana bir dargın bir barışık Her günüm senle karma karışık Çakmak, çakmak gözlerinde ışık Senin sevdan bende, barut fişek Ulaşılmayı beklerken ayrılık İkimizin kaderi olsa gerek Bana ayrılık yazan felek Sensizliğini bana giydirecek Yapma be sevdam ağlama artık Bu kader senin değil benimdir Sana gelen bu ayrılık, firak Bende oluyor acı bir hayat RE: ayrılığa dair ne varsa - S_MecnuN - 11-11-2007 Yüreğim Yangın Yeri Okşarken kalbimi karbeyaz bulutlar, Duman renkli güvercinler konarken dudağına gökyüzümün, Afet-i başlattı birden gidişin. Org melekleri uçuştu Ellerime dokundu sevda remilli bir cinayet. Devlet arması koparılmış bir zafer tacı gibi, küle ve tuza bandın bu sevdayı. Gidişin gönlümdeki yanardağın patlamasıydı Ve bir bir eritmesiydi uvuzlarımı... Perdeler indi,tozlar uçuştu,gözyaşı yağmur oldu Yandım ateşlerle dondu toprağım Ve gördüm hasretinle çürüyen günlerimi... Sürüklendim sonra,tutarak bir atın yelesinden arasından geçtim insanların,bir gürültüyle duyan olmadı..... Dağlara çıktım sonra, en keskin şarkıları dillendirerek yorgun dudaklarımla, geçmişi seyrettim gözbebeklerimin içindeki suzişanla.. Parçaladım hücresini yaşamın, suyu havaya ekledim,ikisini toprağa. Toprağı dinledim yalınayak aştım koruları Ama yinede o mutad işaretini bulamadım,vaad ettiğin cennetin. Çırpınmayı bile unutmuş bir serçe gibi, Sakladım,sol mememin altındaki cevahir'de,kanatlarımı. Kadınlığın böyle karşıma dikeldikçe utandım, Savaşamadım içimdeki yangınla. Hayatla katlayamadım genç yaşımı, Yirmimde çarptı beni bu ayrılık firak-ı. Perdeler çekili,kapılar sürgülü,bahçe duvarları yıkık, Yazlar,baharlar yokuş aşağı yuvarlandı Deli bir poyraza döndü hayatım. Gidişin yanardağın patlamasıydı Ve bir bir karartmasıydı düşlerimi. Bizans surları,Osmanlı bedestenleri ve Hünkar camileriyle, Aziz İstanbul'da güneşe açık bir pencerem kalmadı. Pendik sırtlarında yorgun,telaşlı,eskimiş, solgun ve acılı bir 'ben'varım şimdi... Gittiğin bu yerde karanlık bir tomurcuk bıraktın senden arda... Şimdi gözyaşlarım avuçlarımda bir alev topu. Oku kadınım,OKU! ! ! Ayırma gözlerini kelimelerden ve istersen bir günlük doğan bir böcek gibi düşünme hiç yarını... Sadece oku ve hisset kelimelere işlediğim kalp yangınımı, sez sana olan bağlılığımı. Oku kadınım,OKU! ! ! Yüreğimin yangınını döktüm bu satırlara Alev alan kağıdı söndürmeye çalıştım gözyaşlarımla, Şimdi elinde,yarı yanık,yarı yaş bu şiirim Bin asırlık uzun bir gecenin eseridir..... Oku kadınım OKU! ! ! Ve artık geri dön. Çünkü; Gidişin yüreğimdeki yanardağın patlamasıydı... Ahmet Nuri Köse RE: ayrılığa dair ne varsa - S_MecnuN - 11-11-2007 Ayrılık Şiiri Her satırı Mendireğe dizili karabataklara benzeyen Bir mektup bırakarak balıkçı koyundan sisler icinde uzaklaşan kayık gibi bir sabah usulca ayrıldın koynumdan Bütün yolcularını Boğaz köprüsünün çaldıgı Araba vapurunun boş seferleri gibi yanlızca rüzgâr gezinir sensiz yüreğimde Durgun bir sudur aslında deniz ki çocukların acemi oltalarını denedikleri kuytu bir iskelenin tahtaları altına yazdıgım ayrılık siirini okudukca dalgalanır... Sunay Akın RE: ayrılığa dair ne varsa - S_MecnuN - 11-11-2007 Ayrılık Hediyesi şimdi saat sensizliğin ertesi yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın avutulmuş çocuklar çoktan sustu bir ben kaldım tenhasında gecenin avutulmamış bir ben... şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim ki bu yaşlar utangaç boynunun kolyesi olsun bu da benden sana ayrılığın hediyesi olsun soytarılık etmeden güldürebilmek seni ekmek çalmadan doyurabilmek ve haksızlık etmeden doğan güneşe bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun.. şimdi iyi niyetlerimi bir bir yargılayıp asıyorum bu son olsun be..bu son olsun! bu da benim sana ayrılırken mazeretim olsun! şimdi saat yokluğunun belası sensiz gelen sabaha günaydın! işi-gücü olanlar çoktan gitti bir ben kaldım voltasında sensizliğin hiç uyumamış bir ben... şimdi dişlerimi sıkıp dudaklarıma kanamayı öğrettim ki bu kızıl damlalar körpe yanağında bir veda busesi olsun bu da benden sana heba edilmiş bir aşkın son nefesi olsun... kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni beyninin içindekileri anlayabilmek ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü bütün saatleri öylece durdurabilmek için çıldırasıya paraladım kendimi lanet olsun! artık sigarayı üç pakete çıkardım günde olsun be! ne olacaksa olsun! bu da benim sana ayrılırken şikayetim olsun yusuf hayaloğlu RE: ayrılığa dair ne varsa - S_MecnuN - 11-11-2007 Hangi Ayrılık? Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz? Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz? Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın? Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın? Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye? Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye? Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren? Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren. Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline? Hangi rüzgar şarkı söyler, o ay tanrıçası teninde? Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı? Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı? Hangi cama kafa atsam? Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam? Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam? Bende bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam. Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam. Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür? Hangi şekil öldürmez de, ömür boyu süründürür? Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine? Ödül mü koysam, ölü veya diri seni bulup getirene? Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan zonklasın? Hangi cam kesiği var ki, böyle musluk gibi içime damlasın? Hiç sanmam! ... Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz! . Feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz. Hangi mübarek dua, Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye? Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye? Olur mu be! . olur mu? Bu da benim gibi adama yapılır mı? Aşk dediğin mendil mi? Buruşturup bir kenara atılır mı? VEFA bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı? Hangi hırsız çaldı, seni yırtık cebimden? Hangi pense kopardı bizi birbirimizden? Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini? Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini? Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı? Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı? Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti? Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti? Dağ gibi adamı eze eze! ..... Hangi anası tipli parlak çömeze, Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze? Hangi yamyamlara yedirdin o masum rüyamızı? Hangi mahluklar çiğnedi el değmemiş sevdamızı? Hangi bıçak keser şimdi benim biriken hıncımı? Hangi mermi dağıtır insanlara olan inancımı? Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni? Ve! .. Hangi su bağışlatır? Hangi musalla temizler seni? Bu Nasıl Ayrılık? ... Yusuf Hayaloğlu RE: ayrılığa dair ne varsa - S_MecnuN - 11-11-2007 Ayrılık Şarkısı Gidince, gülün rengi sarardı gözlerimde Mutluluk dolu dünyam karardı gözlerimde Gözyaşların yağmurdu, ıslatırdı içimi O yemyeşil gözlerin bahardı gözlerimde Yıldız gibi parladı gönlümde gülüşlerin Duruşun güneşimdi, yanardı gözlerimde Dudaklarım ismini hecelerdi derinden Bakışlarım hep seni arardı gözlerimde Gidince, gülün rengi sarardı gözlerimde Mutluluk dolu dünyam karardı gözlerimde Nurullah Genç RE: ayrılığa dair ne varsa - S_MecnuN - 11-11-2007 Ayrılık Kapıyı Çalıyor Ayrılık kapıyı çalıyor açma Biraz daha düşün zamanımız var.. Ne günler yaşadık bak sayfa sayfa Seninle yazılmış romanımız var.. Gönül kapısından hemen uçma dur! Selamsız vedasız böyle kaçma dur! Bilinmez yerlere yelken açma dur! Seninle mutluluk limanımız var! ... Bir anda yokuşa çevirme düzü Dargınlık bir aşkın tadı ve tuzu Hatırla Tanrıya verdiğin sözü Ayrılmak yok diye yeminimiz var... Ahmet Selçuk İlkan RE: ayrılığa dair ne varsa - S_MecnuN - 11-11-2007 Ayrılık Çanları Ayrılık çanları çalsa ansızın Elveda sevgilim diyecek misin? Önünde diz çöksem, gitme kal desem Bakmadan ardına gidecek misin? Ayrı yönde akan ırmaklar gibi Dalından uçuşan yapraklar gibi Ümitsiz, çaresiz aşıklar gibi Kalbinden aşkımı silecek misin? Son ümidi yere serecek misin? Kendini boş yere teselli edip Sevdadır nasılsa geçici deyip Yaşlı gözlerini gizlice silip Bakıp da yüzüme gülecek misin? Ahmet Selçuk İlkan RE: ayrılığa dair ne varsa - S_MecnuN - 11-11-2007 Ne Zaman Ayrılık Saati Gelse Ne zaman ayrılık saati gelse En vazgeçilmez yerinde yaşamın Duysak ayak seslerini akşamın Ve sokaklardan el ayak çekilse Bir ürpertiyle duyarım o zaman Seni çağıran sesi uzaklardan Ne zaman ayrılık saati gelse Bir gariplik çöker içime birden .......... .......... Ümit Yaşar Oğuzcan RE: ayrılığa dair ne varsa - S_MecnuN - 11-11-2007 Ayrılık Derdinin Dermanı Nedir Uğrum sıra giden Boz Atlı Hızır Ayrılık derdinin dermanı nedir Şu iki aleme olmuşsun nazır Ayrılık derdinin dermanı nedir Sığanmıştır ağca kolda bilekler Hak katında kabul olsun dilekler Arş yüzünde secde kılan melekler Ayrılık derdinin dermanı nedir Küseyim de ben yarime küseyim Siyah zülfün mah yüzüne asayım Kerbela'da yatan İmam Hüseyin Ayrılık derdinin dermanı nedir Hani şu dünyanın toprağı taşı Akıttım gözümden kan ile yaşı Urum illerimin Hacı Bektaş'ı Ayrılık derdinin dermanı nedir Ak saya giyinmiş incedir beli Ben pirimi gördüm tatlıdır dili Tanrı'nın arslanı Hazret-i Ali Ayrılık derdinin dermanı nedir Gıcılar da dağlar başı gıcılar Çıkmaz oldu içerimden acılar Arafat Dağı'ndan gelen hacılar Ayrılık derdinin dermanı nedir Dünyayı sorarsan bir dipsiz anbar Ali'nin yoldaşı Zülfikar Kanber Kabe'yi yaptıran Halil Peygamber Ayrılık derdinin dermanı nedir Deryanın yüzünde dönen üç gemi Yiyelim içelim sürelim demi Geminin sahibi ol Hızır Nebi Ayrılık derdinin dermanı nedir Pir Sultan Abdal'ım içtim cür'adan Okudum ağını bilmem karadan Yeri göğü cüml'alemi Yaradan Ayrılık derdinin dermanı nedir Pir Sultan Abdal |