EĞER - Yazdırılabilir Sürüm +- Forum Hafızoğlu (https://www.hafizoglu.net/frm) +-- Forum: HerteldeN (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=19) +--- Forum: Duygularımız (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=79) +--- Konu: EĞER (/showthread.php?tid=3496) Sayfalar:
1
2
|
Cvp: EĞER - S_MecnuN - 13-11-2006 Canini alan azrail, bi tek seyi düsünemedi sen canimsin Simdi hergün senim, sabahim aksamim bir bekliyorum. Hani evlendigimiz gün annem 'bi yastikta kocayin' demisti ya. O yastiga beni terkettiginden beri hic dokunmadin kokun gider diye, bugün ilk kez aldim elime cünkü kokunu yakindan duymaya az kaldi. Yanina gelmeyi düslüyorum, denedim önce gelmeyi yanina ama allahin verdigi cani alamadim güzelim kendimden Simdi zamanim geldi, gözlerim kapanmaya, seninle acilmaya, vucudum soguk seninle isinmaya, kalbim duruk, seninle carpmaya basliyacagi gün geldi. Kavusmamizin günlerini hatta saniyelerini sayiyorum.Sana yasadim simdiye kadar ve sana ölüyorum. Ikimiz beraber mutluluk bizim. Sana geliyorum....................... Cvp: EĞER - S_MecnuN - 13-11-2006 Uzaklıklar dedik hep... nerede bir sebep gerektiyse aşk'' a dair, hep uzaklık dedik adına... gül'' ü kokladık, gül rengi yollar aştık... Bir gül'' ün kokusu kendine ne kadar uzak ve yakışıksa, bizde o kadar uzağız işte sevgili... o kadar uzak ama yakın... iki ayrı kanat ama aynı gövdede... aynı bedende... Biliyor musun sevgili, denizi görsem sanki sen aylar sonra ilk kez göreceksin de, sanki aylık turkuaz hasretlerin bir an da dinecek de, içimdeki ben, bir ben değilmişim bir de senmişsin gibi sevinecek oluyor... o kadar hazırım ki içimi yeşil kabuğumun dışına taşırmaya... sorsan bilmezler, bilirsin... O kadar sever oldum ki bakarken resmine... sanırsın gözlerim, gözlerin... ve sen kendine baktıkça, kendine bakıp utandıkça ben daha bir seviyorum içimdeki sen'i... İçimdeki sen'lik içimdeki beni bastırıyor... İçim öyle gıdıklanıyor ki... senin adına seni sevmek...bilinmeyen, hiç bilinmeyen bir dinin hiç bilinmeyen baş rahipleri gibi kıdemli, hiç var olmayan bir şairin hiç yazmadığı şiiri kadar zanaatkâr... Öyle karışığım ki, öyle kendimde ama kendimde olduğum kadar bende değilim ki... öyle sarhoş ama öyle ayığım ki, öyle uzak ama öyle yakınım ki... tıpkı, tutsam elini içinin sonsuzluğunda öbür ucuna dokunmaya çabalar gibi... sende ama uzunca bir el.... Sende ama uzunca bir el... Gülerken bir başka oluyorum artık biliyor musun? Sanırım sen güldüğün vakit gülüyorum artık ben... sonrası malum.... güldüğünü bilmenin verdiği haz, bir de huzur içimde, taa derinlerde, göze çarpınca da gamzelerimde... Biliyor musun? Cebimdeki son taşı Attım gönlünün kuyusuna Dileğim Yeşil bir tutam yosun Mavi sularında... Aşk adına, cennet'i turkuaz'a bulamak adına... sen ve ben adına... uzak ama yakınlık adına... Söylesene, sadece ikimizin varolduğu bir cennette ne kadar uzak olabiliriz ki birbirimize? Yolu yordamı birse aşkın ve aşığın, hangi uzaklık manidir ki düşlenebilirliğine kavuşmanın, sarılıp ağlaşmanın, öpüşüp, koklaşmanın...? Öylesine uzadı ki saçlarım ellerin değdi değeli... Olmuşluğuna adaklar adadığın aşk benim... Beni... Beni... Beni... Sen bilirsin sevgili... "sen"... söylesene... bana ben'i anlatsana biraz... sendeki beni seviyorum ben... gözlerinin önündeki ben'i seviyorum... karşına geçtiğim vakit yalnız seni değil ben'i de görüyorum ben... Öyle ya, gözlerin....... gözlerim........ Yüzündeki ak gülücük benim... gözlerinde ki ak ışıltı benim... Durma, kullan sende ki beni senden yana. Bendeki beni benden yana kullan, hani ki nihayetidir sana benliğimin benden yana kullanılışı.. değil mi ki amacımız "cennet" ise, eylemlerimiz, tüm eylemlerimiz "cennet" adına? Öylesine yakınım ki sana... amacım "cennet" iken öylesine yakınım ki sana.... tıpkı dünya ve kıyamet gibi... tıpkı hayat ve insan gibi... göze gelirliğine değil de, anlamında dize gelir gibi... Öyle ki anlamaz yollar dilimi, öyle ki anlamaz dağlar halimi... Öyle yollar var ki içimde, öyle virajlar, öyle asfaltlar var ki içimde... hepsini öyle dize getiriyorsun ki gözlerindeki parlaklıkla, kucaklayışındaki sıcaklıkla, dokunuşundaki aşikar tavrınla, patikalar uzanıyor kalbime kalbinden yana -ıssız ve sakin, güvenli ve seçkin... O kadar seviyorum ki beni sende yaşatışını..şimdi fark ettim; öğlen oldu, daha bir sigara bile içmedim...şimdi ağrıdı başım, şimdi titriyor elim... Dudağımdaki ak duman sen'sin... Her nefeste içime dolan sensin... derin derin soluduğum, usul usul üfleyip yoğrulduğum sensin... "Unutkanlıklarımda, farkında olmadığım ertelenişlerimde" sen varken, ne kadar uzağım ki sana Cvp: EĞER - S_MecnuN - 13-11-2006 KAR YAĞIYOR Lambayı yakma, bırak, sarı bir insan başı düşmesin pencereden kara. Kar yağıyor karanlıklara. Kar yağıyor ve ben hatırlıyorum. Kar... Üflenen bir mum gibi söndü koskocaman ışıklar... Ve şehir kör bir insan gibi kaldı altında yağan karın. Lambayı yakma, bırak! Kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların dilsiz olduklarını anlıyorum. Kar yağıyor ve ben hatırlıyorum. NAZIM HİKMET Cvp: EĞER - S_MecnuN - 13-11-2006 Çok özledim gözlerini, Sen dönmesen de olur, gözlerini getir bana.. bakışlarını.. Her bakışın büyülü, her dalışın sonsuz Sanki sana değil gözlerine aşığım ben.. Bazen gözlerini gördüğümde Hatalarına inanmak istemiyorum Seni masum yapan işte o iki parlak yıldız.. Benim pusulamsın Sana bakıyorsam eğer, Kaybolmam imkansız.. Cvp: EĞER - S_MecnuN - 13-11-2006 Zamanlar Güneş ekilip, yıldız biçilen zamanlardı. Hatırlıyorum... Ya önce sen vardın yürek olarak içimde Ya da aşk vardı önce Gelip içimde kestiğin Hatırlamıyorum... Ben imkansıza dudak bükerdim Sense halime gülerdin... Olsun! O günlerde ben Biraz mutlu biraz umutlu Biraz içliydim Doğrusu en çok da Kelebeklerin kanadına işlediğin Aşkından dertliydim... Ama o zamanlar Güneş ekilip yıldız biçilen Zamanlardı Aşk dediğin belki de Geceye veda etmeyen bir ay’dı... Türküler saklardın derinlerinde Sazından kaçak... Bilmezdin. Ben görürdüm duyardım da Sen bir kez olsun söylemezdin Korkularını zaten Kimselere vermezdin... Ve böylece Sen yağmura Yağmur benim gözlerime hasret Yaşardık... Heyhat! Hep ama hep O imkansıza takıldın da sen Ve belki de bu yüzden Aşk gelip bizi sarsınca yüreklerimizden: Ben ağlardım gözlerim gülerdi... Sen gülerdin gözlerin susardı... Şimdi ben O zamanların renklerini unuttum. Belki mavi, belki sarı, belki aktı... Hatırladığım tek şey Güneşle yıldız arkadaştı... Bilenler bilirdi Çok sevmiştik biz Çok! Ben gönlümden Sen dilinden... Ben unutsam da şimdi Sen hatırlarsın. Sesinde ufacık bir hüzün olsa Ya da acıtan bir özlem gözlerinde Bembeyaz gecelerinde gelirdim sana bu şehrin... Gelirdim... Gönlümden... Ve sen “Hoş geldin" derdin Dilinden.... Kocaman bir çocuktum o zamanlar Belli! Dil nedir, gönül ne? Anlamını bildiğim Şüpheli! Şimdi söyle bana! Kaldıysa geriye ne kaldı? Tek tarafı hesaplı bir sevda Niyeti bozuk bir dava Bir de Sadece dağlara caka satan bir sema... Ama ben bunların hepsini sevdim. Şaşacak bir şey yok! Dedim ya... Ben Güneş ekilip yıldız biçilen zamanlardan geldim... Sonraları Belki de hiç gülmedim Ve sen Kelebeklerin ömrünün üç gün olduğunu Hiç bilmedin! |