Hoş geldin Ramazan! - Yazdırılabilir Sürüm +- Forum Hafızoğlu (https://www.hafizoglu.net/frm) +-- Forum: Dini Konular (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=129) +--- Forum: Genel İslami Konular (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=130) +---- Forum: Oruç::- (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=227) +---- Konu: Hoş geldin Ramazan! (/showthread.php?tid=10535) |
Hoş geldin Ramazan! - GüLYapraK - 30-08-2008 Bir önceki Ramazan başlangıcı ile bu seneki Ramazan başlangıcı arasında kamerî takvime göre tam 354 gün var. Bir başka anlatımla geçen seneki Ramazan Bayramı ile bu seneki başlangıç arasında ise tam 324 gün. Bunun manası, aradan Ramazan'sız 324 gün geçmiş. Dile kolay, tamı tamına 324 gün. 324 tane 24 saat. Farkında mıyız geçen bu zamanın? Belki evet, belki hayır. Herkes kendine, nefsine, aklına, kalbine, vicdanına sorsun bu soruyu. Sanırım inancı, yaşayışı, muhakemesi ve duyarlılığı ölçüsünde her birinden ayrı ayrı cevaplar alacaktır. Demek ki "Farkında mıyız?" sorusunun cevabı, sübjektif. Aynı sorunun objektif bir başka cevabı var yalnız; farkında olsak da olmasak da, koskoca 324 gün geçmiş, gitmiş, bitmiş, mazi olmuş, tarih olmuş vesselam. Şimdi Ramazan'ı bir kez daha idrak ediyoruz. Biriydi, onuydu, Kadir Gecesi'ydi, iftardı, sahurdu, davetti, bayram alış-verişiydi derken bayramla buluşacağız yeniden. İşin özü, eğer Allah ömür verdiyse bir şekilde bu sayılı Ramazan günleri geçecek. Burada mühim olan bu günlerin geçmesi değil; bizim onları nasıl geçirecek olmamız. Bir başka tabirle nasıl değerlendireceğimiz! Ramazan'ın değerlendirilmesi insanın kalbinde, gönlünde, zihninde, vicdanında Ramazan'a vermiş olduğu değerle ilgilidir. Ayet ve hadislerde Ramazan'ın, orucun, teravihin fazileti ve bu ayda yapılan ibadet ve sair amellerin ahiretteki karşılığı ile alakalı anlatılan hakikatler insanın inanç dünyasında ne kadar yer ediyor; bu inanç insanı hangi ölçüde amele sürüklüyor; ölçü bu ve bunun gibi şeyler. Ramazan zâtında değerlidir zaten. Bunu kabulde problemimiz yok. Bu değeri ona zamanı yaratan Allah vermiştir. Amennâ. Fakat teker teker her bir insanın Ramazan'dan istifadesi ona verdiği değerle doğru orantılır. Değer vermezse ne olur? Kaybeden kendisi olur; Ramazan değil. O halde 'Nedir Ramazan?' sorusunun cevabını arayalım. Ramazan hem zarftır hem de mazruf. 29 veya 30 sayılı günü barındıran, Kadir Gecesi'ne dayelik yapan, Kur'an'ın nazil olmaya başladığı zamanı bünyesinde tutan, içinde yapılan amellere bire bin sevabın verildiği, Allah'ın beyanıyla bin aydan daha hayırlı olan, insanların en cömerdi Nebiler Serveri'nin (sas) esen yelden daha cömert olduğu, şeytanların zincire bağlandığı, oruçların, teravihlerin, nafile ibadetlerin, zekat ve sadakaların, fakir-fukaraya verilen iftar yemeklerinin, Kur'an tilavetlerinin, gönül sohbetlerinin yer aldığı vs. Hangisi zarf, hangisi mazruf? Ayırmak çok zor. Sözünü ettiğimiz özellikler ve ameller zarf ise Ramazan mazruf veya tersi. Bize bakan vechesiyle zarfı daha değerli ve kıymetli kılacak olan mazrufudur. Öyleyse Ramazan zarfının içine ne koyacağımıza karar verme zamanıdır? Namaz, oruç, zekat, sadaka yani itaat mı; yoksa gıybet, içki, kumar, yalan, rüşvet yani isyan mı? Unutmamak lazım, bu zarf her halükarda insanla birlikte ahirete gidecek; gidecek ve Rabb'in huzurunda okunmak üzere açılacak. Öyleyse aman ha dikkat! Ramazan'ı bekleyen insan olmak ne güzel. Onu kapıda karşılamak için sabırsızlanmak, maddî-manevî hazırlıklar yapmak, Kur'an tilavetinden misafir davetlerine kadar aylık programını Ramazan takvimine göre, iftara, sahura, teravihe göre ayarlamak; tek kelime ile takdire şâyân. Ama bundan daha güzeli, daha iyisi, daha takdire şâyân olanı Ramazan'ın beklediği, kavuşmak için sabırsızlandığı insanlardan olmak. Yanlış okumadınız; Ramazan daha önceki Ramazan'larda kendisi ile bütünleşen, buzun su kabında eridiği gibi eriyen insanlarla hasret gidermek için sabırsızlanır. 324 günü iple çeker. "Ramazanlaşan insanlar" denir böylelerine. Ben, biz, sen, siz onlardan mıyız? Bu sorunun cevabı herkesin kendinde. Eğer öyle değilsek, gama, tasaya, kedere gerek yok. Çünkü vakit geçmiş değil. Bu seneki Ramazan'da Ramazanlaşarak gelecek sene Ramazan'ı bekleyen değil, Ramazan'ın beklediği insanlar safında yerimizi alabiliriz. Ne güzel demişler; "Hayat kemâle bir seferden ibarettir." Kemâle ermek için işte önümüzde altın gibi bir fırsat; Ramazan. Hoş geldin ey Şehr-i Ramazan! AHMET KURUCAN RE: Hoş geldin Ramazan! - Toprak - 31-08-2008 Resulullah Aleyhissalâtü Vesselâm buyurdular ki: "İşte bereket ayı olan Ramazan geldi. Artık Allah'ın rahmeti sizi kuşatır. O ay, yeryüzüne bol bol rahmet iner. Günahlar affedilir. Dualar kabul olunur. Allah sizin iyilik ve ibadette yarışmanıza bakar da, bununla meleklerine karşı iftihar eder. Öyle ise kulluğunuzla kendinizi Allah'a sevdirin. Asıl bedbaht olan da, bu ayda Allah'ın rahmetinden nasibini alamayandır."(et-Tergib ve't-Terhîb, 2:99.) Tüm ümmeti Muhammed'in (Aleyhissalâtü Vesselâm) Allah'ın rahmetinden nasibini alanlardan olması dileğiyle ... RE: Hoş geldin Ramazan! - Sema - 01-09-2008 (31-08-2008, 13:07 )EsmaMeryeM demiş ki: Resulullah Aleyhissalâtü Vesselâm buyurdular ki: RE: Hoş geldin Ramazan! - Aysema Sultan - 01-09-2008 Tüm ümmeti Muhammed'in (Aleyhissalâtü Vesselâm) Allah'ın rahmetinden nasibini alanlardan olması dileğiyle AMİN cümlemizin |