RAMAZAN AYI ve FAZİLETLERİ - Yazdırılabilir Sürüm +- Forum Hafızoğlu (https://www.hafizoglu.net/frm) +-- Forum: Dini Konular (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=129) +--- Forum: Genel İslami Konular (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=130) +---- Forum: Oruç::- (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=227) +---- Konu: RAMAZAN AYI ve FAZİLETLERİ (/showthread.php?tid=10545) |
RAMAZAN AYI ve FAZİLETLERİ - Toprak - 31-08-2008 Bakara, 183 - "Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizin üzerinize de oruç farz kılındı. Ola ki sakınıp korunursunuz " Bakara, 184 - "Sayılı günlerdir. Sizden kim o günlerde hasta veya yolcu olur da oruç tutmazsa, başka günlerde kaza eder. Oruç tutmaya takati yetmeyenlere ise, her gün için bir yoksulu doyuracak kadar fidye vermek gerekir. Kim kendi isteğiyle fazladan hayır yaparsa, bu, kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır." Bakara, 185 - "O sayılı günler, Ramazan ayıdır ki, insanlara doğru yolu gösteren, hidayeti ve hakkı batıldan ayırmayı açıklayan Kur'an, bu ayda indirildi. Sizden kim o aya erişirse, onu oruçla geçirsin. Kim hasta veya yolculukta olur da oruç tutamazsa, başka günlerde kaza eder. ALLAH size kolaylık diler, size zorluk dilemez. Ki böylece sayıyı tamamlayasınız, sizi doğru yola ilettiği için ALLAH'ı yüceltesiniz ve şükredesiniz." Bakara, 186 - "Eğer kullarım Beni senden sorarlarsa, şüphesiz ki Ben, çok yakınım. Bana dua ettiğinde, dua edenin duasını kabul ederim. O halde Benim emrime uysunlar ve Bana iman etsinler ki doğru yola gidebilsinler." Bakara, 187- "Oruç tuttuğunuz günlerin gecelerinde hanımlarınıza yaklaşmanız size helal kılındı. Onlar sizin elbisenizdir. Siz de onların elbisesisiniz ALLAH sizin nefislerinize zulmettiğinizi bildi. Bunun üzerine tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Şimdi artık onlara yaklaşın. ALLAH'ın size farz kıldığını talep edin. Fecirde beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yeyin, için. Sonra orucunuzu geceye kadar devam ettirin. Mescidlerde itikâfta iken de hanımlarınıza yaklaşmayın. Bunlar, ALLAH'ın koyduğu sınırlardır. Bunlara yaklaşmayın. ALLAH insanlara ayetlerini işte böyle açıklar ki, O'ndan korksunlar." 3082 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor : "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki : "Ademoğlunun her ameli katlanır. (Zira Cenab-ı Hakk'ın bu husustaki sünneti şudur : ) Hayır ameller en az on misliyle yazılır, bu yediyüz misline kadar çıkar. Allah Teâla Hazretleri (bir hadis-i kudside) şöyle buyurmuştur: "Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükâfaatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terketti." "Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku (halüf), Allah indinde misk kokusundan daha hoştur.'' 3083 - Bir rivayette de şöyle buyrulmuştur: "Oruç perdedir. Biriniz birgün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!'' desin (ve ona bulaşmasın).'' Buhari, Savm 2, 9, Libas 78 ; Müslim, Sıyâm 164 (1151) ; Muvatta, Sıyâm 58, (1, 310) ; Ebu Dâvud, Savm 25 (2363); Tirmizi, Savm 55, (764); Nesâi, Sıyâm 41, (2, 160-161); İbnu Mâce, Sıyam 1, (1638), Edeb 58, (3823). 3084 - Yine Ebu Hüreyıe (radıyallahu anh) anlatıyor : "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar.'' Tirmizi, Cihâd 3, (1624). RE: RAMAZAN AYI ve FAZİLETLERİ - Toprak - 31-08-2008 Ramazan Orucu Hakkında Genel * Oruç , ikinci fecirden güneşin batışına kadar insanın kendisini ALLAH'ın bir emri olduğundan ötürü ve sonuçta ALLAH'ın rızasını kazanma amacıyla, yemek içmek ve cinsel ilişkiden alıkoyması demektir. * Oruç kelimesinin anlamı ( Arapçası "siyam" ve " sav" dır. ) nefsi tutmak ve engelemektir. * Ramazan orucu , Hz. Muhammed'in (s.a.v) Medine'ye hicretinden bir buçuk sene sonra , Şaban ayının onuncu günü farz kılınmıştır. * Orucun farz oluşu Kur'an , ( Oruç size farz kılındı... ( Bakara , 183 ) Hz. Muhammed'in sünneti , İslam alimleri ve ümmetin fikir ile ( icma ) kesindir. Oruca Niyet * Oruca kalben ( bilinç olarak ) niyet etmek yeterlidir. * Oruç için sahura kalkılmış olması da otomatik olarak bir niyettir. * Niyetin dil ile de yapılması sünnettir. * Niyetin vakti , güneşin batışından kaba kuşluğa (öğle namazına yarım saat kala ) kadardır. Bundan sonra niyetlendirilemez. * Ramazan orucu için bir önceki günün iftarından itibaren niyet edilebilir. * Ramazan'da her günün orucu için ayrıca niyet edilmesi gerekir. Örneğin , Ramazan ayının başında " Niyet ettim bütün Ramazan'ı oruçlu geçirmeye " tarzında bir niyet geçerli değildir. * Oruçlu bir kişi orucunu bozmaya niyet etse ve fakat bu niyetini gerçekleştiremese , sadece bozma niyetiyle orucu bozulmuş olmaz. Yiyip içmesi şarttır. * Ramazan gününün sabah saatlerinde bayılan bir kişi öğle namazı vaktinden önce kendisine gelip, oruca niyet ederse bu niyet geçerlidir. * Orucun geçerli olabilmesi için niyetin çok net ve kesin bir biçimde " ALLAH rızası " olması gereklidir. Rejim , sağlıklı olmak , zayıflamak gibi düşüncelerde tutulan orucun İslami olarak bir geçerliliği ve değeri yoktur. * Bir kişi , Ramazan ayında ve Ramazan olduğu bildiği halde kararsız kalsa ve oruca da yiyip içmeye de niyet etmemiş bulunsa , tercih edilen görüşe göre , bu kişi bu kişi oruçlu sayılmaz. * Bir kişi , geceden oruç için niyet etmiş ve sonra da fecrin doğuşundan önce bu niyetinden vazgeçmiş olsa , oruçlu sayılmaz.Orucun Vakti * Orucun vakti , ikinci fecirden başlayarak güneşin batışına kadar devam eden süredir. * Fecrin doğuşunda şüpheye düşen kişi yiyip içmeyi bırakmalıdır. Fakat yiyip içerse orucu yine de geçerlidir. Daha sonra fecrin doğduğunu kesin olarak bilirse o orucu kaza etmesi gerekir. * Güneşin batışını kesin olarak bilmeyen kişi iftar edemez. Şüphe ile hareket ederek iftarını açarsa o orucu kaza etmesi gerekir. Güneşin batışından önce orucunu açtığı kesin olarak anlaşılırsa ayrıca kefaret de ( 60 gün aralıksız ) gerekir. Oruç Kimlere Farzdır? * Müslüman ve buluğ çağına girmiş olan herkes. * Sağlığı yerinde olanlar. * Yolculuk halinde ( 90 km ve daha uzun mesafeler ) bulunmayanlar. * Hayız ve nifas halinde bulunmayan hanımlar. Orucu Bozan Şeyler * Yiyip - İçmek orucu bozar. * Cinsel ilişki orucu bozar. * Çiğnenmemiş ve tatlı bir sakızı çiğnemek orucu bozar. * Unutma sonucu yiyip - içmekte olan bir kişiye, oruçlu olduğu hatırlatılmasına rağmen , o, aldırmayarak yiyip - içmeye devam ederse orucu bozulur. * Hata ve dikkatsizlik sonucu yiyip - içmek orucu bozar. Abdest alırken , dikkat etmeyip , boğazından su kaçırmak gibi. Dikkatsizlik sonucu kar - yağmur tanesi yutmak gibi. * Bir ağız içi kanaması sonucu ortaya çıkmış olan kan , yutulduğu takdirde tükrüğe eşit ya da daha fazla miktarda ise orucu bozar. Çektirilen diş için de aynı şey geçerlidir. * Ağızdan içeri giren gözyaşı ve ter bir - iki damladan fazla ve sakınılabilecek miktarda ise orucu bozar. * Ağza alınan renkli bir şeyden ( iplik gibi ) ötürü tükrüğün rengi değişmiş ise bu tükrük yutulduğu takdirde oruç bozulur. * Susam ya da buğday tanesi gibi bir gıda maddesi çok küçük olmasına rağmen orucu bozar. * Mideden gelen isteğe bağlı kusuntu en az ağız dolusu veya daha fazla ise , yutulduğu takdirde oruç bozulur. * Burna ve kulağa ilaç damlatmak orucu bozar. * Kendiliğinden gelen bir kusuntu ağız dolusu olup da isteyerek geri çevrilmiş ise bu , orucu bozar. Oruca Zarar Vermeyenler * Oruçlu bir kişinin su ile ıslatılmış bir misvakı kullanılmasında herhangi bir sakınca yoktur. * Oruçlunun Ramazan'da serinlemek ve ferahlamak amacıyla ve su yutmamaya özen göstermek şartıyla banyo yapmasında bir sakınca yoktur. * Oruçlunun gül,misk v.b.güzel kokulu bir şeyi koklamasında herhangi bir sakınca yoktur. * Ağzı çalkaladıktan ve tükürdükten sonra ağzın içinde kalan yaşlık oruca zarar vermez.Bunun tükürükle beraber yutulmasında bir sakınca yoktur. * Ağız içi kanama sonucu ortaya çıkan ve tükürükten az olan kan orucu bozmaz. * Gözyaşı ya da ter bir iki damla gibi az miktarda yutulmuşsa orucu bozmaz. * Havada dağılan bir duman,toz-toprak,öğütülen veya tokmakla dövülen bir şeyden kalkan toz orucu bozmaz. * Dişlerin arasında kalan yemek kırıntıları orucu bozmaz. Burada ölçü, bir nohut tanesi büyüklüğüdür.(Böyle bir kırıntı,ağızdan çıkarıldıktan sonra tekrar yutulursa orucu bozar.) * Mideden gelen kusuntu tekrar yutulmuş ise ağız dolusu olmadığı takdirde orucu bozmaz. * Kaza eseri kulağa kaçan su orucu bozmaz. * Normal bir deri dokusundan, doğal yollarla içeriye sızan sıvılar orucu bozmaz.( su,krem,güneş yağı v.b ) * Göze damlatılan sıvı ve ilaçlar orucu bozmaz. * Derideki bir yaraya konan ilaç, içeriye sızsa da orucu bozmaz. * Hastalık yada benzer bir nedenle ve elde olmaksızın gerçekleşen kusma (ne miktarda olursa olsun)oruca bir zarar vermez. * Enjeksiyon (iğne) yaptırmak orucu bozmaz. * Oruçlu bir kişiye, dışarıdan kan verilmesi onun orucunu bozmaz. Orucun Sünnetleri * Sahur yemeği yemek sünnettir. Bu yemeği gecenin sonuna kadar geçiktirmek de sünnettir. * Orucu akşam ezanı okunur okunmaz açmak sünnettir. * İftar sırasında aşağıdaki duanın yapılması sünnettir. " ALLAH'ım! Senin rızan için oruç tuttum. Sana inandım. Sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım. Ey bağışlaması bol olan Rabbim! Beni , ana - babamı ve müminleri hesap gününde bağışla! " * Orucu hurma ile o yoksa su ile açmak sünnettir. * Oruç sırasında faydasız veya günah oluşturacak her türlü sözden sakınmak sünnettir. * Oruca kalp ( bilinç ) niyetinin yanı sıra dil ile de niyet etmek sünnettir. Kaynaklar KÜTÜB-İ SİTTE RE: RAMAZAN AYI ve FAZİLETLERİ - Aysema Sultan - 01-09-2008 paylaşımın için teşekkürler ALLAH razı olsun RE: RAMAZAN AYI ve FAZİLETLERİ - Kayra - 01-09-2008 güzel bilğiler için saol esma Bakara, 183 - "Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizin üzerinize de oruç farz kılındı. Ola ki sakınıp korunursunuz " RE: RAMAZAN AYI ve FAZİLETLERİ - Toprak - 02-09-2008 Ubade ibni Samit Radiyallâhu Anh anlatıyor: Ramazan ayının başladığı bir günde Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: "İşte bereket ayı olan Ramazan geldi. Artık Allah’ın rahmeti sizi kuşatır. O ayda yeryüzüne bol bol rahmet iner. Günahlar affedilir, dualar kabul olunur. Allah sizin iyilik ve ibadette yarışmanıza bakar da, bununla meleklerine karşı iftihar eder. Öyleyse kulluğunuzla kendinizi Allah’a sevdirin. Bu ayda asıl şaki olan, Allah’ın rahmetinden nasibini alamayan kimsedir." (et-Tergib ve’t-Terhib, 2:99) İnsanı meleklerden ayıran en önemli özelliği nefis sahibi olmasıdır. İnsan yer, içer, evlenir; üzülür, öfkelenir, günah işler. Fakat oruçlu iken belli bir süre için yiyip içmesini terk eder, zevklerine sınır koyar. Nefsinin ihtiyaçlarına cevap vermez, her dediğini yapmaz.
Bu arada yalan, gıybet gibi günaha sokan işlerden de kendini çeker. Gereksiz hareketlerden uzak durmaya çalışır. İşte insan bu haliyle meleklere benzer. Çünkü melekler de yiyip içmezler, evlenmezler, günah işlemezler. Çünkü nefis taşımıyorlar. Oysa insan nefis taşıdığı halde nefsine hakim oluyor, onun her isteğine uymuyor. Öyle ki manevî hali itibariyle melekleri bile geçebilecek vaziyete bürünüyor. Cenab-ı Hak, arzularını dizginleyen mü’min kullarıyla meleklere karşı iftihar ediyor, onları meleklere örnek gösteriyor. Oruç tutan insanın kendi katındaki derecesini ifade ediyor. Mü’min de bu iltifata karşı, kendisini Allah’a sevdirmeye, Ona olan kulluk görevinde ciddi olmaya, yaratılışı doğrultusunda yaşamaya çalışmalıdır. RE: RAMAZAN AYI ve FAZİLETLERİ - Toprak - 03-09-2008 Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anh, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellemin şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
"Ramazan ayının ilk gecesi girince şeytanlar ve cinlerin azgınları zincire vurularak bağlanır. Cehennemin kapıları kapatılır, hiçbir kapısı açılmaz. Cennet kapıları ise sonuna kadar açılır, hiçbirisi kapalı tutulmaz. Her Müslümanın kalbinde hissettiği bir ses yükselir: Ey iyiliklere istekli olanlar, hayra yönelin! Ey kötülüğe arzu duyanlar, kendinizi tutun! Allah’ın bu gece Cehennemden kurtardığı pek çok kimseler olacaktır. Bu hal Ramazan’ın bütün gecelerinde tekrarlanır." (Buhari, Savm: 5; Bed’ü’l-Halk: 11; Müslim, Sıyâm: 2; Nesâi, Sıyam: 5) --- Ebu Said el-Hudrî Radiyallâhu Anhın rivayetine göre, Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki, Ramazan ayı ümmetimin ayıdır. İçlerinden hastalananlar olur, onu ziyaret ederler. Bir Müslüman yalan söylemeden ve gıybet yapmadan oruç tutar, iftarını helal rızıkla yapar, farzları gözetip karanlıkta yatsı ve sabah namazına (camilere) giderse, yılanın derisini değiştirip çıkardığı gibi günahlarından kurtulup çıkar." (et-Tergîb ve’t-Terhîb, 2:442) --- Ebu Said el-Hudri Radiyallâhu Anhtan rivayetle Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: "Kim Ramazan ayında oruç tutar, Allah’ın emirlerine uyup yasaklarından sakınarak orucun hakkını verirse, korunması gerekenlerden de korunursa önceki günahlarından arınmış olur." (Beyhaki, 4:304) RE: RAMAZAN AYI ve FAZİLETLERİ - Toprak - 04-09-2008 Muaz ibni Cebel Radiyallâhu Anh anlatıyor:
Bir seferde Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellemle beraberdik. Yolda giderken, "Ya Resulallah, bana öyle iyi bir işten haber verin ki, beni Cennete soksun ve Cehennemden uzak tutsun" dedim. Şöyle cevap verdi: "Sen büyük bir şey sordun. Böyleyken yine bu dediğin şeyi Allah kime nasip ederse ona kolay gelir. Allah’a ibadet edip, ona bir şeyi ortak koşma, erkân ve âdâbına uyarak namazı dosdoğru kıl, zekâtı ver, Ramazan orucunu tut; Beytullahı ziyaret et (haccet)." Bundan sonra da, "Ya Muaz, hayır kapılarını sana göstereyim mi?" buyurdu. "Evet, ya Resulallah." Dediler ki: "Oruç bir kalkandır, fenalığa karşı bir siperdir. Su ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da günahları söndürür. Gecenin yarısında namaz kılmak salih kulların alametidir." (Tirmizî, İman: 8) --- Başka bir hadiste de Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem, "Oruç insanı Cehennemden koruyan bir kalkandır. Tıpkı sizi savaşta ölümden koruyan kalkan gibi" buyurmuştur. (Nesâi, Savm: 167) RE: RAMAZAN AYI ve FAZİLETLERİ - Toprak - 05-09-2008 Emsali olmayan bir ibadet ... Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anhın rivayetine göre, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: "Âdemoğlunun işlemiş olduğu her iyilik ve ibadet, sevap bakımından on katından yedi yüz katına, Allah’ın dilediği sayıya kadar artar. Allah buyuruyor ki: 'Ancak oruçlu böyle değildir. Çünkü oruç sırf Benim rızam için tutulmuştur, Bana aittir. O zevkleri ve yemesini Benim için bırakır.' Oruçlu için iki sevinç vardır: Birinci sevinci iftar vaktindeki sevincidir. Diğeri de, Rabbine kavuşup mükâfatını aldığı zamanki sevincidir. Allah’a yemin ederim ki, oruç tutanın ağzının kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur." (İbni Mâce, Sıyam: 1) Oruç ibadetinde gösteriş, riya yoktur. İnsan gerçekten oruçlu olduğunu sadece Yaratıcısına, kendisini besleyip büyütene, türlü türlü nimetlerle ihtiyacını giderene gösterir, arz eder. Kimsenin görmediği bir yerde orucunu bozabilecekken bozmaması, Allah için tuttuğunun en güzel ifadesidir.
İşte bunun için Cenab-ı Hak, "Oruç, Benim rızam için tutulmuştur. Bana aittir, mükâfatını da Ben vereceğim" buyuruyor. Her iyiliğin ve ibadetin karşılığında verilecek sevap, âyet ve hadislerle bildirilirken, orucun sevabı için bir had-hudut konmamış, belli bir sayı ve miktar belirtilmemiştir. Demek ki, ihlâsla yapılan ibadetlerin zevki, manevî karşılığı, uhrevî mükâfatı sonsuz olacaktır. RE: RAMAZAN AYI ve FAZİLETLERİ - Toprak - 06-09-2008
Sevabı sonsuz, kârlı bir ticaret ...
Ebu Ümame Radiyallâhu Anh anlatıyor: Dedim ki: "Ya Resulallah, bana hayırlı bir amel tavsiye eder misiniz?" Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem, "Oruç tut, çünkü oruca denk bir ibadet yoktur" buyurdu. Tekrar sordum: "Bana güzel bir iş yapmamı tavsiye eder misiniz?" "Oruç tutmaya bak. Çünkü Allah yanında onun kadar sevaplı bir ibadet yoktur" buyurdular. (Nesâi, Sıyam: 43) --- Ali ibni Ebi Talib Radiyallâhu Anhın rivayetine göre, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: "Oruç, içinin çektiği yiyecek ve içeceklerden kimi alıkoyarsa, Cenab-ı Hak ona Cennet meyvelerinden yedirir ve sularından içirir." (Kenzü’l-Ummal, 3:329) RE: RAMAZAN AYI ve FAZİLETLERİ - Toprak - 12-09-2008
Oruç sağlık sigortasıdır ...)
Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anhın rivayetine göre Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: "Oruç tutunuz, sağlıklı olursunuz." (et-Tergib ve’t-Terhib, 2:83) --- Hz. Ali Radiyallâhu Anhın rivayetine göre bu konuda Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır: "Allah Tebâreke ve Teâlâ, İsrailoğulları peygamberlerinden bir peygambere şöyle vahyetti: Kavmine bildir, hangi kul, bir gün oruç tutarsa, ben onun cismine sağlık ve âfiyet veririm, mükâfatını da büyütürüm." (Kenzü’l-Ummâl, 8:447) --- Midenin ve diğer sindirim organlarının dinlenmeye, istirahata ihtiyaçları vardır. Bu sayede vücut fazladan biriken yağları eritir, zindeleşir. Bu dinlenme sırasında kalp, zikir ve duadan gelen gıdaları rahatça alır. Bu duygular sırf o mide fabrikası için yaratılmadıklarını anlayarak, gerçek vazifelerine koşarlar. "Kalp ve ruh, akıl, sır gibi letâifin (lâtifelerin) o mübarek ayda oruç vasıtasıyla çok terakkiyat (yücelişleri) ve tefeyyüzleri (aldığı feyizler) vardır. Midenin ağlamasına rağmen, onlar masumâne gülüyorlar." |