![]() |
İnternet Aşkı - Yazdırılabilir Sürüm +- Forum Hafızoğlu (https://www.hafizoglu.net/frm) +-- Forum: HerteldeN (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=19) +--- Forum: Duygularımız (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=79) +--- Konu: İnternet Aşkı (/showthread.php?tid=3273) |
İnternet Aşkı - S_MecnuN - 07-11-2006 İnternet Aşkı insan kendini ne zaman yükseklerde hisseder?ne zaman içindeki mutlulukla o yükseklerden aşağılara bırakır kendini?ne zaman yaşanası günlerin sahiplerini arar bir yerlerde? çocuk ağlıyordu,eşi ise mutfakta onu bekliyordu...iki eli vardı ama uzun değildi..hamarattı genç kızken her oğlan annesi onu almak için yarışmışlardı birbirileriyle.ilk önce çocuğunu emzirdi en tatlısından şevkat sundu ona,sevgisini gösterdi.ama eşi:nerdesin dilara?çabuk kahvaltımı hazırla,işe geç kalıyorum,diyerek sesini salmıştı.sanki evde değil pazarda karpuz satıyordu.dilara derinden bir iç çekti,sabırla çabucak kahvaltıyı hazırladı..eliyle dolabı açtı,malzemeleri masanın üzerine koydu.bir çatal derken işlem tamamdı..eşi kahvaltısını yapardı artık..gerçi onunda eli kolu vardı ama o erkekti,erkek.çalışıyordu evinin ihtiyaçlarını o karşılıyordu hep.dilaranın parasını da alırdı harcar diye..ama onun aldığı paraları ne yaptığını da bilen yoktu.. o gün izinliydi dilara.eşi gider gitmez bayiden aldığı bir günlük internet bağlantı şifresini kurdu bilgisayarına.kendini unutma zamanı gelmişti.çocuk da uyumuştu oh ne güzeldi.sigarası ve içindeki volkan bir olup başladılar odayı mutluluğun sisiyle doldurmaya. ''Selamun Aleykum'',''nasılsın canım'' cümlesi ilk geldiğinde gözlerinin ufuklarında şimşekler çaktı dilaranın.zamanı durduramadığı anlar geldi aklına.duvaklı bir şekilde gelin arabasından indiğinde bu eve girmek istemediğini anımsadı.içimizde doğru olduğunu zannettiğimiz nice kararlarımız vardır pişmanlık duyduğumuz,nice kendimizi aldatışlarımız vardır inatlara karşı yapmış olduğumuz.dilara da öyle yapmıştı.güzeldi,çok güzel ve çirkin olmak başa belaydı bu zamanda.güzel olsan konuşanın çok olurdu,çirkin olsan bol bol reklamın yapılırdı kadınlar meclisinde?dilara bulunduğu ortamdan kurtulmak için evlenmişti.sonradan anladı öfkeyle kalkanın zararla oturduğunu.evlenirken melek olanın evin içinde hep gözünün trende olduğunu. kah bir deniz kenarında yakamoz seyrettiler kah duygularını çarpıştırıp uzaktan uzağa gözgöze geldiler.leyla ile mecnunun ayrılıklarından konuştular.çelebisi oldular aşkın, cisimsiz.sevmek buymuş dedi dilara,kavuşamamakmış dedi.acısıyla kahrolmakmış sevgilinin..yokluklarda mutluluk yaratabilmekmiş yaşmak, diye düşündü.görüp de dokunamadığı,kendisi kadar tanıyamadığı bir insanı sevmişti.ama bu nasıl olmuştu o da farkında değildi. aldatmanın en kötüsü tensel değil,duygusaldır aslında.dilara hiç bir zaman aklından birincisini geçirmedi ama ikincisini çoktan yapmıştı bile.ne yapsındı?bir merhaba,bu gün neler yaptın demek yoktu eşinde.işten gelir yemek hazırmı diye sorardı ilk.onun çayı gelsindi sonra.meyvelerini yesindi televizyon seyrederken. kumandanın tek sahibi oydu.dilarayı bırakın çocuklarının bile başını okşamazdı sevgiyle.hadi dışarı çıkalım yemeği dışarda yiyelim hep beraber,sinemaya gidelim,hafta sonu şunu yapalım demezdi.dilara şevkati bulduğu yuvaya konmak istedi o kadar,gerisi yalandı.ama çocuklarını düşünüyordu.onlara hiç belli etmiyordu babalarına duyduğu nefreti,içindeki saklı sevgiliyi.tek belli ettiği şey nete giremediğinde içinden onlara taşmasını engelleyemediği stresiydi. aynı yastıkda iki duygu yanyana geliyordu her akşam.birisi deniz kenarında birisi ırmak kenarında seyerediyordu yıldızların kaymasını.göz göze gelmeden sahte bir özlemle oturuluyordu müsafirlerin karşısında.her sabah yeni yeni konuşmalarla doğuyordu güneş.oysa insanız bizler.kendimize saygı duyulmadığında neden saygısızlıkla cevap veririzki muhatabımıza?neden cesaretimizi elimize alıp kendimize saygı duyulmasını isteyemeyiz ki?neden sevmediğimiz bir insanın onurunu zedeleyerek onu sırtından bıçaklarız ki?neden her yolun ayrımı varken iki yolu aynı evin kapısında birleştirmede inat ederizki?neden bize ulaşmak isteyenlere yollarımızı kapatırız ki?neden ikilemlerimizi bir yana bırakıp sevdiklerimizle yanyana yaşamak için çabalayamayız?içimizde,bilinçaltımızda sakladığımız hisleri neden nette dile getiririz?bulduğunu kaybetmekten korkmak mı yoksa bulunduğu yerden memnun olup lafın gelişi sevmek mi? bence şok güzel bir konuya değinilmiş. sizinle paylaşmak istedim. günümüzde tensel aldatmadan daha çok gerçekleşen sanal aldatma olayları. ve biz insanların düşünmesini gerektiren bir konu bence bu. ve benim görüşüm ; beden unutur ama ruh asla |