Forum Hafızoğlu
Agız ve Diş sağlığı - Yazdırılabilir Sürüm

+- Forum Hafızoğlu (https://www.hafizoglu.net/frm)
+-- Forum: Hayatın İçinden (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=93)
+--- Forum: Sağlık & Güzellik (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=87)
+---- Forum: Hastalıklar (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=233)
+---- Konu: Agız ve Diş sağlığı (/showthread.php?tid=6061)



Agız ve Diş sağlığı - Aysema Sultan - 01-06-2007

Kötü Ağız Kokusu (Halitosis)

Kötü ağız kokusu, çoğu zaman mahcubiyete, sosyo-psikolojik problemlere sebep olur; hatta evlilikleri bile etkileyebilir.

SEBEPLERİ:

Ağız boşluğunda yaşayan bakterilerin artıkları olan sülfürlü bileşikler kötü kokuya yol açar. Ölü ve ölmek üzere olan bakteriler sülfür bileşikleri açığa çıkarır.

Bakteri tabakaları ve yiyecek artıkları dilin arka tarafında birikir. Dilin yüzeyi oldukça pürüzlü bir yapıdadır ve bakterilerin yaşamasına elverişli bir özelliğe sahiptir. Büyük miktarda sülfür bileşikleri de bu alanlarda birikir.

Eğer diş yüzeyi temizlenmezse kısa sürede bakterilerin yaşamasına elverişli bir hal alır.

İleri derecede dişeti rahatsızlığına sahip olanlarda kişinin kendi başına temizleyebilmesi pek mümkün olmayan, ulaşılamayan alanlar vardır. derin dişeti cepleri gibi böyle alanlar da kötü kokuya sebep olur.

Şanslıyız ki ağız boşluğundan kaynaklanan kötü kokuların tedavisi kısa sürede sonuç vermektedir ve problem halledilebilmektedir.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ (Ağız boşluğu kaynaklılarda)

Tam bir ağız muayenesi yapılır. Koku testleri uygulanabilir ki bu testlerle uçucu sülfür gazları ve halitosis hastalığının boyutları tespit edilir.

İleri dişeti hastalıkları ve/ veya diş çürükleri tedavi edilmelidir.

Ağız enfeksiyonları yok edilmeli gömük, sorunlu dişler çekilmelidir.

İyi bir ağız hijyenine özen gösterilmeli. Dişlerin tüm yüzleri ve dil sırtı temiz tutulmalıdır. ağız enfeksiyonları tedavi edildikten sonra gargaralar ve diş macunları da yardımcı olabilir.

Kötü ağız kokusundan şikayet edenler bu konunun üzerine gitmelidir. çünkü basit bir müdahale ile bu probleminizden tamamen kurtulmanız mümkün olabilir. Eğer ağız ve dişlerinize yapılan müdahaleden sonra hala ağız kokusundan şikayetçi iseniz diğer sebepleri de araştırmak gerekecektir:

AĞIZ KOKUSUNUN DİĞER SEBEPLERİ:

Özellikle sinüs ve akciğer kaynaklı enfeksiyonlar

Şeker hastalığı (Diyabet) (aseton kokusu

Böbrek yetmezliği (balık kokusu gibi)

Karaciğer yetmezliği

Metabolizma bozuklukları (teşhisin zor olabildiği gelip giden kötü bir balık kokusu)

Açlık, diyet, oruçlu olmak (Sıvı gıda eksikliklerinde vücuttaki yağ ve protein çözünmeye başlar, bu metabolizmanın yan ürünleri kötü ağız kokusu olarak yansır)


RE: Agız ve Diş sağlığı - Aysema Sultan - 01-06-2007

Çocuk Ağız Ve Diş Sağlığı


Çocukların dişleri niye çürüyor?


Süt dişleri normal dişlere oranla daha çok organik madde içerirler, bu nedenle çürümeye daha yatkınlardır, daha kolay ve hızlı çürürler.

Çocuklar, çürüğün erken döneminde görülebilen soğuk sıcak hassasiyeti ve hafif ağrı gibi sinyalleri zamanında yorumlayamazlar. Olayı ancak dayanılamayacak kadar ağrı olmasında farkederler ki bu durumda çok geç kalınmış olabilir.

Çocuklar ağız bakımına yetişkinler kadar dikkat edemezler. Çocuğun el becerisi, merakı ve ebeveynin tutumu diş fırçalama alışkanlığını belirler.

Özellikle annlererin sıklıkla yaptığı bir hata da emzik ya da biberonu şeker, reçel vb. gibi gıdalara batırarak çocuklara vermeleri veya uyku aralarında şekerli süt, meyva suyu gibi gıdalara alıştırmalarıdır. Böylece beslenme düzensizliğinden dolayı dişler çürümeye yatkın hale gelir.

Çürük oluşumu engellenebilir mi?

Çürüğü tamamen engelleyebilecek bir aşı yada ilaç henüz geliştirilemedi. Ancak, çürük sayısını azaltmaya yönelik bazı malzemeler günümüzde kullanılmaktadır, bunlardan birisi; "fissür örtücü" dediğmiz malzemedir. Diş çürükleri genellikle azı ve küçükazı dişlerinin, çiğneyici yüzlerinde bulunan "fissür" adı verilen oluklarda başlar. Bahsettiğimiz malzemeyle olukların üzeri kapatılıp, o bölgeye mikrop, yemek artığı vs. nin sızması engellenerek çürük başlaması önlenir. Bu işlem, 6 yaşından itibaren çıkan kalıcı azı ve küçükazı dişlerine de uygulanabilir.

Çürüğü engellemenin başka bir yolu da dişlerin çürüğe karşı direncini artırmaktır. Dişlere yüzeysel florür uygulanması suretiyle bu direnç kazandırılır.

Süt dişlerinin önemi nedir?

Süt dişlerinin birinci görevi çocuğun düzgün beslenmesini sağlamaktır. Ayrıca konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerinin varlığına bağlıdır. Bunların yanında yandaki gibi bir görüntü hiç kimsenin çocuğunda görmek istemeyeceği ciddi estetik sorunlara yol açmaktadır.

Süt dişleri kapladıkları alanı kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı diş için korumakta ve kalıcı diş sürerken ona rehberlik yapmaktadırlar.

Süt dişi erken çekildiği zaman bu doğal yer tutuculuk fonksiyonu da ortadan kalkmaktadır.

Süt dişlerindeki çürükler tedavi edilmeli mi?

Tedavi edilmeyen süt dişi çürükleri, ağrı, kötü koku, çiğneme zorluğu, beslenme bozukluğu ve çirkin görüntüye yolaçar. Bu dönemdeki tedavi edilmeyen diş bozuklukları, ileride diş çarpıklığı, çene gelişiminde bozukluk ve genel sağlık problemlerine (romatizmadan kalp rahatsızlıklarına kadar) sebep olabilecektir. Dolayısıyla süt dişlerindeki çürükler, "nasıl olsa yerine yenileri gelecek" yanılgısına düşmeden tedavi edilmelidir.

Süt dişlerindeki çürükler ; ağrı ile çocuğun çok küçük yaşlarda tanışmasına ve gelecekte bazı fobileri olmasına neden olabilir . Ayrıca bu çürükler süt dişlerinin çok erken kaybına neden olabilir.

Çocuklarda diş yaralanmaları

Çocuklarda dişlerin zarar gördüğü kazalarda zaman kaybetmeden müdahalede bulunulmalıdır. Doğru tanı konması çok önemlidir. Bunun için hekiminiz size, kazanın ne zaman ve nerede olduğunu, darbenin ne taraftan geldiğini, kaza sonrası baygınlık, kusma, hafıza kaybı vb. olup olmadığını soracaktır. Verilen bilgiler doğrultusunda en doğru tedavi uygulanabilecektir.

Çocuklardaki diş yaralanmaları, bazan kalıcı dişin tamamıyla yuvasından ayrılmasına sebep olabilir. Bu durumda çıkan diş ile birlikte acilen dişhekiminize gitmelisiniz. Bu esnada diş, bir bardak sütün içinde, eğer süt mevcut değilse, temiz bir su içinde muhafaza edilmelidir.

Bebeklerde ağız bakımı

Bebeklerin, en azından ilk dört ay anne sütü ile beslenmeleri ağız çevresindeki yumuşak doku ve kas fonksiyonlarının normal gelişimini sağlayacaktır. Anne sütünün yetersiz olduğu durumlarda fizyolojik başlıklı (damaklı, kesik uçlu) biberon kullanımı gerekir.

Bebekler 1 yaşından itibaren bardak ve kaşıkla beslenmeye alıştırılmalıdır.

Biberonla beslenme en fazla 2 yaşına kadar devam edebilir. Parmak emme, yalancı emzik kullanma gibi alışkanlıklara 2 – 2,5 yaşına kadar izin verilebilir. Eğer parmak emme alışkanlığı mevcutsa, bunun sebebi araştırılarak 3 – 6 yaş arasında bu alışkanlık mutlaka giderilmelidir.

Solunum problemleri, çene gelişmesi üzerine olumsuz etki eder. Burundan değil de, sadece ağızdan soluma durumu mevcutsa (bu durum uykuda daha iyi anlaşılır) muhakkak kulak burun boğaz uzmanına danışılmalıdır.

Çocuklarda diş fırçalama ne zaman başlamalıdır?

Bebek 6-8 aylıkken, (yani ilk dişler ağızda göründüğünde) temizleme işlemi başlamalıdır. Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce dişleri (en azından çiğneme yüzeylerini) temiz bir tülbent ya da gazlı bezi ıslatarak silmek, temizlemek yerinde olur.

Diş fırçası kullanımına ise çocuğun arka dişlerinin çıkmasından sonra (ortalama 2,5 - 3 yaşında ) başlanması uygundur.

Okul öncesi çocuklarda diş fırçalama için bir teknik uygulatmak çok zordur. Bu yaşlarda önemli olan, çocuğa diş fırçalama alışkanlığı kazandırmaktır. Çocuklar diş fırçalarken çoğu zaman dişlerin görünen ya da kolay ulaşılan yüzlerini fırçalar. Oysa çürüklerin önlenmesi için dişlerin ara yüzleri ve çiğneyici yüzeylerini çok daha iyi temizlemek gerekir. Bu nedenle fırçalamadan sonra Anne-Babanın kontrolü iyi olur.

Çocuklar için nasıl bir diş fırçası seçilmeli?

Çocuğun ağız büyüklüğüne uygun, yumuşak ve naylon kıllardan üretilmiş diş fırçaları kullanılmalıdır. Sert fırçalar dişleri aşındıracağı için kullanımı uygun değildir. Eskimiş bir süpürgeyle süpürme işlemi nasıl yapılamazsa, eski bir fırçayla da dişler fırçalanamaz. Fırça kılları aşınır aşınmaz (Ortalama 6 ay) mutlaka değiştirilmelidir.

Çocuğuma dişlerini günde kaç kez fırçalatmalıyım?

Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce, sadece üçer dakikalık etkili bir fırçalama işlemi yeterlidir. Her iyi alışkanlık gibi diş fırçalama alışkanlığı da çocukluk döneminde kazanılacaktır.

Çocuklarda bazı ağız ve diş problemleri :

1) Diş Gıcırdatma:

Nedenleri

Stress, agresif, takıntı veya sıkılgan kişilik yapıları, anne-babası diş gıcırdatan çocuklar bu alışkanlığa daha eğilimlidir.

Belirtileri

Dişlerde aşınma, uyurken çıkartılan gıcırdatma sesleri, yüz kaslarında ağrı, çene ekleminde problemler, baş ağrısı, dişlerde sallanma ve hassasiyet.

Tedavisi

Öncelikle psikolojik açıdan diş gıcırdatmaya yol açan faktörler ortadan kaldırılmaya çalışılır.

Bu başarılamaz, hastaya takıp çıkartılabilien bir gece plağı yapılır.

2) Parmak Emme:

Nedenleri:

Parmak emme küçük yaşlarda sık görülen bir alışkanlıktır. Genellikle dört yaşına kadar kendiliğinden ortadan kalkar. Alışkanlığın sürekli dişlerin çıktığı yaşlarda da sürmesi, bu dişlerde ve damakta yapısal bozukluklara yol açar. Bu bozuklukların nedeni parmağın ön dişlere ve damağa uyguladığı başınçtır. Ortaya çıkan bozukluğun derecesi emmenin süresine, sıklığına, şiddetine ve emme sırasında parmağın pozisyonuna bağlıdır.

Tedavisi:

Parmak emmeyi önlemenin en etkili yolu parmak emmeye eğilim gösteren çocuğu emziğe alıştırmaktır. Emziğin hem verdiği zarar daha azdır, hemde daha kolay bırakılabilir.

Tedavinin zamanlaması çok önemlidir. Çocuğun kendisi bu alışkanlıktan kurtulmayı istemedikçe, tedavinin başarıya ulaşması imkansızdır.

Çocuğun çevre baskısına uğramaması ve alay edilmemesi için okul çağından önce bırakması psikolojik yönden çok faydalıdır.

Çocuk baskı altına alınmadan cesaretlendirilerek, ödüllendirilerek pozitif yönlendirilmelidir.

Eğer her şeye rağmen 6 yaşına kadar alışkanlık kırılamamışsa diş hekimine başvurularak profesyonel yardım alınması gereklidir.

3) Emzik

Bebekler için emmek rahatlamanın ve güven içinde hissetmenin en doğal yoludur.

Eğer bebek parmak emme eğilimi gösteriyorsa, derhal emziğe yönlendirilmelidir. Emzik parmak emmeye göre hem daha az zararlıdır; hem de sonraki yaşlarda daha kolay bırakılabilir.

Emzik günün büyük bir bölümünde değil, sadece gerekli olduğunda verilmelidir.

Yapısal bozukluklara yol açmamak için, mümkün olduğu doğal meme yapısındaki emzikler seçilmelidir.

Emziklerin yapısının sağlamlığı her gün kontrol edilmelidir.

Emziğin büyüklüğü ağzın yapısına uygun olmalıdır.

4) Biberon çürüğü

Bebeğimin dişleri sürer sürmez çürüdü. Nedeni ne olabilir?

Bebeklerde bazan dişlerin üzerinde sürer sürmez kahverengi lekeler oluştuğu ya da bu dişlerin kırılıp döküldüğü gözlenir. Aslında bu lekeler diş çürükleridir ve dişler de çürük nedeniyle kırılır. Bu kadar erken bir dönemde çürük oluşmasının nedeni de biberon çürüğü adı verilen çürüklerdir. Bebek beslenmesinde en önemli besin olan anne sütü ya da inek sütü doğal olarak şeker içerir. Gece yatmadan önce yada uyku sırasında bebek anne sütü ya da biberon emerse süt ağızda birikerek mikropların dişleri çürütmesi için elverişli bir ortam oluşturur. Bu nedenle özellikle gece beslenmesi sonrası dişlerin temizliğine özen gösterilmelidir.

Biberon çürüğünden korunmak için ne yapmak gerekir?

Bebeklerde meydana gelen çürüklerin tedavisi çok güç olduğundan, koruyucu önlemlerin erken dönemde alınması gerekir.

Bunlar nelerdir?

Bebeğinizin gece ağzında biberonla uyuma alışkanlığını önleyin.

Beslendikten sonra uyutmaya çalışın.

Biberondaki süte şeker, bal pekmez gibi tatlandırıcılar ilave etmeyin.

Bebek beslendikten sonra mutlaka su içirin.

İlk dişlerin sürmeye başlamasıyla gece ve sabah beslenmeleri sonrası temiz, ıslak bir tülbent ile dişlerini silerek temizleyin.

Biberon çürüğünün önemi nedir?

Biberon çürüğü görülen dişler tedavi edilmezse ağrı yapar ve iltihaplanır. İltihaplı ya da ağrıyan dişler bebeğin huzursuzlanmasına ve beslenme düzeninin bozulmasına neden olur. İltihap alttan gelecek kalıcı dişler de etkileyip şekillerinin bozuk olmasına yol açar. Bu dişler çekilmek zorunda kalırsa çocukta konuşma problemleri ortaya çıkabilir.

Biberon emmediği halde bebeğimin dişleri çürüdü neden olabilir?

Biberonun yanı sıra emziklerin ağlayan bebekleri susturmak amacıyla bal, pekmez, reçel gibi tatlandırıcılara batırılarak verilmesi de biberon çürüklerinin başka bir nedenidir. Bunun yanı sıra, dişler sürdükten sonra oyalanmak amacıyla bebeğin eline verilen karbohidratlı-şekerli gıdalar da diş çürüklerine neden olur. Çocuğu bu tür gıdaların yerine elma, havuç gibi besin değeri yüksek; diş temizliğine yardımcı gıdalara yönlendirmek gerekir.

Çocuklarda hangi diş macunu ne kadar kullanılmalıdır?

Bebeklik döneminde ve üç yaşına kadar çocuklarda diş macunu kullanımı önerilmez. Diş macunu kullanımına üç yaşından sonra başlanmalıdır.Ancak reklamlarda gördüğünüz gibi 3-5 cm. değil, bir leblebi kadar macun fırçalama için yeterli olacaktır.

Diş macunu kullanımına başlandığı dönemde, florürlü diş macunlarından herhangi biri tercih edilebilir. Önemli olan çocuğun seçilen macunun tadını sevip istek duymasıdır.

Fırçalama işleminde macundan çok, etkili bir fırçalama işleminin önemli olduğunu unutmamak gerekir.

Çocuk dişlerinde acil durumlar

Diş Ağrısı:

Ağrıyan dişin çevresini temizleyin. Ilık tuzlu su ile gargara yaptırın ve eğer varsa sıkışmış yiyecek artıklarını diş ipi ile uzaklaştırın. Asla dişin üzerine aspirin ya da benzeri ilaçlar koymayın. Çocuğunuza daha önce de denemiş olduğunuz bir ağrı kesici verin ve en kısa sürede bir diş hekimine götürün.

Isırılmış Dudak, Dil, Dudak Yada Yanak:

Yaralı bölgeye buz koyun. Eğer kanama varsa, temiz bir gazlı bez ile hafifçe basınç uygulayın. Kanama 15 dakika içinde durmazsa diş hekiminize başvurun.

Diş Tümüyle Çıkmışsa:

Dişi bulun. Köküne mümkün olduğunca dokunmadan alın. Diş hekimine gidene kadar dişi saklamak için en ideal ortam süttür. Temiz bir kapta sütün içinde koruyarak en kısa sürede diş hekiminize gidin.

Süt Veya Sürekli Dişlere Travma:

Hiç zaman kaybetmeden diş hekiminiz ile temasa geçin. Travmalardan sonra her kaybedilen saat oluşan hasarı büyütmektedir.

Diş Hekiminize ulaşana Kadar:


RE: Agız ve Diş sağlığı - Aysema Sultan - 01-06-2007

Parmak Emme


Parmak emme,normal çocuklarda herhangi bir pisko-patolojik etken olmaksızın 3-4 yaşlarına kadar görülen bir olgudur.Bebeklerin çoğu başparmaklarını ya da diğer parmaklarını emerler.Zararsız bir davranış olan parmak emmeye hemen bebeklerin tümünde rastlanmasının en önde gelen nedeni,yeni doğan bebeklerin parmak emmeyi daha anne rahminde,(uterus) öğrenmiş bulunmaları ve doğuştan sahip oldukları en güçlü reflekslerden birinin emme refleksi olmasıdır.Nitekim ender olarak yeni doğan bazı bebeklerin parmak ya da bileklerinde görülen kabarcıklar bunun bir sonucu olmaktır.

Annelerin büyük bir çoğunluğu parmak emmenin açlıktan kaynaklandığını düşünürler.Oysa bu emme %50'den %87'lere varan yüksek bir oranda beslenmeye bağlı olmayan yaygın bir davranış niteliğinde görülür.1 yaş çocuklarının hemen yarısı parmaklarını emerler.9 ayda itibaren uykuyla parmak emme arasında yakın bir ilişkinin olduğu, uykusu gelen bebeğin parmağını ağzına götürdüğü görülür. Çocuğu parmak emmeden vazgeçirmek üzere yapılan çabalar, 3 yaşına kadar çocuk tarafından dirençle karşılanır. Bazı bebekler yeni dişlerinin çıkması ,bazıları da zorlukla karşılaştıklarında utanma ve sıkılma belirtisi olarak parmaklarını emerler. Genellikle 18. ay dolaylarında sıklaşan parmak emmenin 4 yaşına doğru kaybolması beklenir. Araştırmalar en geç 5-6 yaşlarında sona erdiği takdirde parmak emmenin zararının olmadığını,ancak süregelmesi halinde dişlerde deformasyona neden olabileceğini kanıtlamıştır. Alt ıslatmada olduğu gibi, sürekli parmak emme alışkanlığı da psikolojik sorun ve gerginliklerin bir sonucu olarak gelişebilir.

Ebebeynler parmağını emen çocukların çene kemikleri ve dişleri üzerinde ki etkilerini düşünerek endişeye kapılabilir. Parmak emmenin alt ve üst dişleri geri ittiği doğrudur. Parmak emmenin dişleri ne kadar etkilediği parmak emme süresine ve en önemlisi parmağın ağızda ki duruşuna bağlıdır. Süt dişlerinde oluşan bu değişiklik 6 yaşından sonra çıkan asıl dişleri etkilemediği işaret etmektedir.

Parmak ve emzik emme

Emme fonksiyonu yeni doğmuş çocuklarda çok kuvvetlidir.Ancak parmak emme ve dil emme alışkanlıkları ilk 1.5 sene normal olmakla birlikte 2 yaşın sonunda kaybolur.Ancak parmak emme, emzik emme alışkanlığı devam edecek olursa henüz gelişmekte olan kas ve kemik yapıları üzerine basınç uygulayarak dişlerin yer değiştirmesine yol açar. Bu durumda üst ön dişler öne alt ön dişler ise geriye doğru eğilir ve alt ve üst ön dişler arasında açıklık meydana gelir.Alışkanlık bırakılırsa bu açıklık kapanır ancak 3.5 yaşından sonra kalıcılık artar.Parmak emme alışkanlığı gece uyurken de deva ederse daha etkili olur ve bunun sonucunda üst çenede darlık (V şeklinde bir çene kavsi) meydana gelir.

Parmak emme alışkanlığı karşısında anne babanın yapacağı en sağlıklı yaklaşım nedir?

Olayı telaşa kapılmadan sabırla karşılamak ve sürekli ilgilenmekten kaçınarak, çocuğa bu alışkanlığın bebekçe bir davranış olduğunu, başkalarını gözüne hoş görünmeyeceğini basit bir dille anlatmaktır. Aile içinde sürekli aynı alışkanlığı konu edilerek dikkatleri çocuk üzerine çekmek, bu nedenle telaşa ve gerginliği girmek ve çözüm amacıyla çocuğu sürekli eleştirmek yanlış anne baba davranışları arasında sayılır. Okul yaşında parmağını emme çocuk, öğretmenin uyarısı, anne babasının eleştirisi, hatta arkadaşlarını alaylarını karşın bu alışkanlığını sürdürür. Bu durumda çocuğa yapılan olumlu tavsiye ve açıklamalarla psikolojik açıdan uyumunun sağlanması, sorunu ortadan kalkmasına neden olabilir. Burada önemli olan, bir gerileme (regression) belirtisi sayılan bu alışkanlığı oluşturan etkenlerin ana baba tarafından keşfedilerek ortadan kaldırılması. Örneğin,yeni bir kardeşin doğumu,çocukta bu tür bir alışkanlığın başlamasına neden olabilir.Cıvıldayan, emekleyen, parmak emip tırnak yemeye başlayan çocuk ,bu tür bebekleşme hareketleriyle kaybettiği ilgiyi kazanma savaşımına girer. Daha önce de belirttiğimiz gibi, kardeşin doğumundan önce çocuğun hazırlanması, kardeşin varlığına karşın çocuğun statüsünün devam edeceği ve onun yerinin ayrı olduğu konusunda çocuğun ikna edilmesi, kardeşin yardıma muhtaç bir yakını olması nedeniyle elbirliğiyle ona bakma gereğine çocuğun inandırılması ondaki gerginliği azaltır. Böylelikle bu gerginlikten kaynaklanan alışkanlıklar da zamanla kaybolur. Alt ıslatma benzerliği nedeniyle parmak emme de yaşla azalır.Bu konuda da yine özellikle ilk çocukluk döneminde tedaviden kaçınılmalıdır.Okul öncesi dönemindeki parmak emme ya da alt ıslatma durumunda gereksiz telaş yerine, olayın temelinde anne babanın da etkisi bulunduğu düşünülerek uzmanlarca sabırlı ve sürekli bazı eğitimsel önlemler uygulanmalıdır.

Parmak emmenin giderilmesi için alınacak önlemler

Anne ve babaya parmak emmenin ilk dönemlerde zararsız bir faaliyet olduğu açıkça anlatılmalıdır. Parmak emmenin biraz önce değindiğimiz gibi diş deformasyonlarına sebep olmadığı, bir hastalık mahiyetinde olmadığı açıkça anlatılmalıdır. Çünkü buna inanan anne, baba ve aile büyükleri ömür boyu sürecek bu kötü alışkanlıktan çocuklarını vazgeçirmek için çok şiddetli tedbirlere başvururlar. Hatta çocukların parmaklarına acı biberler sürenler, dayak atanlar, ellerini kollarını arkadan bağlayanlar,eline parmaklarına iğne batırıp onlar unutamayacakları acı verecek cezalar uygularlar. Bu tenkitler, azarlamalar, dayak atmalar, parmağa acı sürmeler çocukta olumsuzluğun yükselmesine neden olabilir. Anne babayı rahatsız etmek için bir davranış olarak kalmasını pekiştirebilir.(D. Çağlar-1981)

Parmak emme kendi başına çocuklukta ve sonradan uyumu etkileyen bir alışkanlık değildir. Özel bir düzeltici tedbir olmayı da gerektirmez. Ancak parmak emmeye başlayan veya bunu alışkanlık haline getirmiş çocuklara bu alışkanlıkları terk etmeleri için uygun olmayan tedbirlerin, cezaların uygulanması sonucu bir çok uyum ve duyusal problemlerin ortaya çıkmasının nedeni olabilir. Basit bir alışkanlığı terk ettirmek için uygulanan metodlar durumla ilgisi olmayan yeni ve kronik bazı uyum bozukluklarına sebep olabilir. (D. Çağlar-1981)

Küçük yaşlarda çocuklar uygun şekilde beslenmelidir. Gıda ve anne sütünün kalitesi yanında çocuğun gıda verilirken tutumuna özel bir yer ve önem vermek gerekir. Çocuk gerek anne memesinden ve gerekse biberonla beslenirken annenin göğsüne onun sıcaklığını duyacak şekilde yaklaştırılmalıdır. Bir taraftan çocuğa gıdası veya meme verilirken diğer taraftan anne çocuğa gözlerinden sıcak sevgi akıtmalıdır. Çocuğun gevşek tutulması,hırpalanarak, azarlanarak gıda verilmesi büyük bir anlam taşımaz, haysiyet sahibi bir gence al zıkkımlan diye yiyecek vermenin yaptığı etkiyi yapar.(D. Çağlar-1981) . Uygar insanların köpekleri beslerken yaptığı içtenliği insan yavrusundan esirgerler. Uygun şekilde beslenme bu problemin ortaya çıkmasında en büyük engel teşkil eder.(D. Çağlar-1981)

Belki çocuk parmak emme veya lastik meme emmeden özel bir haz duyabilir. Bu hiçbir zaman zararlı bir alışkanlık değildir. Normal davranışlar ve ilişkiler yoluyla bu alışkanlık 1 yaşının sonunda terkedilebilir.(D. Çağlar-1981)

Eğer çocuk yürümeye başladıktan veya 1 yaşından sonrada bunu yapıyor yani parmağını emiyorsa bu çocuğun fazla yorgun, rahatsız, mutsuz, sıkıntılı, üzüntülü olduğunun belirtisidir. Çocuğun durumunun incelenmesi düzeltici tedbirlerin yalnız bir belirti olan parmak üzerinde değil bütün durumu düzeltmeye yöneltilmesi gerekir. Çünkü parmak emmenin asıl nedenleri ortadan kalkmadıkça çocuk parmak emmeye devam edecektir. (D. Çağlar-1981)

Çocuğa uygun dinlenme, geniş ve çeşitli faaliyet olanakları, oyun ortamları meşgul olmak için olanaklar sağlanmalıdır.

Anne babanın uygun olmayan davranışları düzeltilmelidir. Çocuklara bu alışkanlığından dolayı şiddet hareketleri uygulanmamalı ve çocuk batıl fikirlerle korkutulmamalıdır.

Mükafat vaadi, çocuğun bunu terk etme arzusunu ve gücünü harekete getirecek, çeşitli tedbirler çocuğu harekete getirerek çocuğun bunu bırakmasını sağlayabilir. Çocuk parmağını ağzına götürdüğü zaman uyarıcılık yapacak zararsız acı mayi sürülmesi ve geceleri hatta gerekiyorsa gündüz çocuğa eldiven takılması, alışkanlığı sona erdirmesi için iyi bir hatırlatıcı olabilir.

Çocuğa bilhassa kendi kendini kontrol etmek için, isterse bu alışkanlığı terk edeceği inancını kazandırmak, alışkanlığı yenmek için iyi bir hatırlatıcı olabilir.

Çocuk 4-5 yaşlarına geldiğinde parmağını emmeye devam ediyorsa kendisine telkinlerde bulunmak faydalı olabilir. Çocuğa bu yaptığının çocukça bir davranış olduğu başkalarının gözüne hoş görünmediği onun anlayabileceği bir dille anlatılır. Çocuklar bu yaşlarda genellikle büyük bir insan gibi olmaya, ebeveyni taklit etmeye özenir. Çoğu zaman onlar gibi davranır. Ebeveyn çocuğun bu durumunu çok iyi değerlendirmelidir. Kendilerinin parmak emmediklerini, çünkü bu durumun pek hoş olmadığını söylemeleri çoğu zaman etkili olabilir.(S. Gizer-1996)

Çocuğun erken memeden kesilmesinin karamsar, sadist geç memeden kesilmesininse güvenli ve iyimser bir kişilik geliştirdiği açıklanmıştır.(H. Yavuzer-1997)

Tırnak Yeme Alışkanlığı

Tırnak yeme alışkanlığına çoğunlukla 3-4 yaşlarından önce başlamaz. (Çok ender olarak 5 aylık gibi erken bir dönemde görülebilir). Çocukların %33 de tırnak yeme davranışı görülür. Bu oran erken ergenlik çağına kadar sürer. Ergenlik çağında tırnak yiyen çocukların sayısı %40-45’e yükselir. Yani ergenlik çağına doğru çocukların hemen hemen yarısı tırnak yeme davranışı gösterir. Bunun nedeni olarak gençlerin çevreden onay görmemeleri olarak değerlendirilir. Ayrıca tırnak yiyen çocukların ailelerinin çoğunda tırnak yiyenlere rastlanmaktadır. Bunun içinde tırnak yemenin bir taklit olduğu ve büyükleri taklit etmek suretiyle öğrenildiği ileri sürülmektedir. Ergenlik çağında sosyal onay görenlerin çoğu bu alışkanlığı terketmektedir.

Tırnak yemek bazen ayak parmaklarını ısırmakla ve ayak tırnaklarını el parmaklarıyla yakalama ile ilişkili görülmektedir. Ayak parmağı tırnağının yenilmesi ve ısırılması hemen hemen sadece kızlarda görülmektedir.

Tırnak yeme alışkanlığının sebepleri

Bu davranışın altında yatan sebepler parmak emmede olduğu gibi çoğunlukla psikolojik rahatsızlıklardır.

Alışkanlık daha çok baskı altına alınmış heyecanların ilgilendiği durumlarla olup, çocuk bunun arzu edilmeyen bir davranış ve alışkanlık olduğunu anlayınca kökleşmekte olduğu görülmektedir.

Tırnak yeme bir güvensizlik belirtisi olarak kabul edilir. Aile içinde aşırı baskılı ve otoriter bir eğitimin uygulanması, çocuğun sürekli azarlanarak eleştirilmesi, kıskançlık, yeterli ilgi ve sevgi görememe sıkıntı ve gerginlik başlıca nedenlerdir.

Anne babanın yaşantısı da önemli bir etkendir. Anne baba geçimsizlikleri anne babanın sık sık kavga etmesi ailedeki sorunlar çocuklarda tırnak yeme gibi davranışlara neden olur. Bunun yanı sıra anne babanın aşırı kaygılı olması çocuğu aşırı derecede koruyup kollaması ayrıca anne babanın çocuklar arasında ayrım yapması çocuklar arasında kıskançlığa yol açar. Bu da dolaylı şekilde kendini tırnak yeme olarak gösterir.

Tırnak yeme daha önce belirttiğimiz gibi taklit yoluyla da edinilebilen bir davranıştır. Ailede herhangi bir bireyin tırnak yeme davranışı göstermesi doğal olarak çocuğun ilgisini çekecektir. Ayrıca tırnak yeme davranışı olaylara bağlı olarak gelişebilmektedir. Çocuğu tedirgin eden herhangi bir olay veya çevrede onun için hoşnutsuzluk yaratacak herhangi bir durum bu davranışı göstermesine yol açar.

Tedavi ve alınabilecek önlemler

En etkili yöntem 3-4 yaşlarına kadar bu alışkanlığın anne baba tarafından görmezlikten gelinmesidir. Daha sonra bu alışkanlık devam ederse;

Çocuğun gerginlik ve uyumsuzluk nedenleri iyice araştırılmalı ve bunlar saptanarak çözüm getirilmeli

Çocuğu azarlamak, korkutmak, ceza vermek gibi zorlayıcı yöntemlerin uygulanması yararlı olmamaktadır. Hatta kimi zaman daha ağır duygusal problemlerin çıkmasına neden olabilir.

Çocukları korku kaygı yaratacak durumlardan uzak tutmak gerekir.

Küçük çocukların kaygı korku verici televizyon filmlerini izlemeleri, kavgalı olaylarda bulunmaları çocuğu heyecanlandıracağı için sakıncalıdır.

Tırnak yiyen çocuklara geceleri yatarken eski hafif eldivenleri giydirmek. Çocuk gece tırnaklarını yemek veya ısırmak istediğinde hatırlatıcı olması bakımından yararlı olabilir.

Parmak ve tırnağa acı fakat zararsız bir sıvı sürülebilir. Bu hem hatırlatıcı ve hem de tırnağını ağzına götürdüğü zaman acı ile birleştiğinde terk etmeye yardımcı olabilir.

Çocukların ilgisi başka yöne çekilebilir. Sinema, televizyon izlerken veya radyo dinlerken onun ağzını çiğneyecek bir şeyle meşgul etmek tırnak yemenin ve ısırmanın yerine gelecek bir etkinlik olabilir.

Çocukları ara sıra başarılarından dolayı ödüllendirme bazı durumlarda yarar sağlayabilir. Ancak bunun kısıtlı ve uygun şekilde kullanılması gerekir. Aksi takdirde çocuk yeni ödüller almak için bunu kullanabilir.

Tırnak derin kesilebilir. Çocuğun kendi tırnak bakımıyla uğraşması da yararlı olabilir. Bunun içinde çocuğa manikür ve pedikür malzemeleri alınabilir.

Son söz ve bir önlem olarak tırnak yemenin ve ısırmanın çok kötü bir alışkanlık olmadığı ve bunu isteyenlerin kolaylıkla terk edebilecekleri çocuklara anlatılmalıdır. Çocuk buna inandırıldığı zaman bu alışkanlıktan vazgeçmek için çaba gösterecektir. Çünkü dış etkenler çocuğun bu alışkanlıktan vazgeçmesine fazla etkili olmamakla bazı hallerde alışkanlığın kökleşmesine ve başkalarını kızdırmak ve huzursuz etmek için bir araç olarak kullanılmasına neden olmaktadır.<!-- google_ad_section_end -->


RE: Agız ve Diş sağlığı - Seda - 01-06-2007

ÇOK YARARLI BİLGİLER,SAGOLUN.ALLAH RAZI OLSUN.


RE: Agız ve Diş sağlığı - Toprak - 02-06-2007

Misvak Nasıl Kullanılmalı?

Misvak geçmiş bütün Peygamber Efendilerimizin de kullandığı çok önemli Sünnet-i seniyedir. Her abdest alışımızda, namazlardan önce, yemek yedikten sonra özellikle yatmadan önce ve uykudan kalkınca misvak kullanılmalı.

Misvağın uzunluğu bir karış, kalınlığı bir parmak kadar olmalı. Misvağı tutuş şeklimiz ise sağ elimizin baş ve küçük parmağımız misvağın altında diğer üç parmağımız üzerinde olacak şekilde olmalıdır.

Misvağı kullanırken fazla baskı yapmadan enine doğru kullanmalıdır.

Gerek yurt dışında ve gerekse yurt içindeki akademilerde yapılan araştırmalara göre hayvan kıllarından yapılan fırçalara oranla suni diş fırçalarının daha sağlıklı olduğu gerçeği ortaya konulmuştur.

Biliyorsunuz dinimize göre hayvan kıllarından yapılmış, özellikle domuz kılından yapılmış olanlarını kullanmak, haramdır. Bizler hangi fırçanın hangi hayvan kılından yapılmış olabileceğini seçemediğimize göre bir müslümanın bu konuda nekadar hassas olması gerektiğini sizin takdirlerinize bırakıyoruz.

Misvak bulamadığımız zaman suni diş fırçalarının yumuşak olanlarını tercih ediniz. Zira sert fırçaların dişlerimiz ve diş etlerini tahriş ettiği otoritelerce defalarca tekrarlanmaktadır. Macun kullanımı ise en fazla nohut büyüklüğünde olmalıdır. Çünkü diş macunları ileri derecede bazik olduğundan ağız içi dengeyi bozar.

Birçok arkadaşımızdan edindiğimiz bilgiye göre diş eti kanama ve rahatsızlıklarının misvak kullanmaya devam ettikleri sürece şifâ bulduklarını ifade ettiler.

Taşınması kolay, külfeti az, faydası ölümden başka her derde deva, macunu içinde Rabbimizin kullarına ikramı olan bu harika fırçayı kullanmayı, Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimizin sünnetini ihya etmeyi Rabbimiz hepimize sevdirsin.

“Misvak kullanmak hakkındaki tavsiyelerimi sizlere çok tekrarladım.” (Buhari)


“Selâm olsun O’nun beğenip, seçtiği kullarına...”

“Selâm olsun hidâyete tâbi olanlara...”


alıntırdır<!-- google_ad_section_end --><!-- / message --><!-- sig -->