Hz. Adem'i Hz. Havva'mı baştan çıkarttı? - Yazdırılabilir Sürüm +- Forum Hafızoğlu (https://www.hafizoglu.net/frm) +-- Forum: Dini Konular (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=129) +--- Forum: Genel İslami Konular (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=130) +--- Konu: Hz. Adem'i Hz. Havva'mı baştan çıkarttı? (/showthread.php?tid=6200) |
Hz. Adem'i Hz. Havva'mı baştan çıkarttı? - Kayranalan - 13-06-2007 İslam, daha önceki din adamlarının kadına yapıştırdıkları lanetlik durumunu tamamen bertaraf etti. Adem peygamberin cennetten çıkarılmasına neden olan suçu yalnız kadına yüklemedi. Her ikisini de sorumlu gösterdi. İslamda kadın kötülüklerin ve şeytani iğvaların kaynağı olarak görülmez. İslam'da Hz. adem'i kadının baştan çıkarttığına inanılmaz. İslam bu bâtıl düşünceleri tamamen yıkmıştır. İslam'da Hristiyanlıkta kabul edildiği gibi ne ilk günah ne de insanın yaradılışında günah işleme temayülü diye bilinen asli günah iddialarına yer yoktur. Cenab-ı Hak buyuruyor: "Derken şeytan onların ayağını oradan kaydırdı. İçinde bulundukları cennetten çıkardı." (Bakara Suresi : 36) "Kur'an-ı Kerim adem ve Havva'dan bahsederken derki. "Şeytan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı." (Araf suresi : 20) Kur'an tevbeleri hakkında da şöyle der: "Her ikisi, Rabbimiz! Kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamaet etmezsen biz kaybedenlerden oluruz, dediler"(Araf suresi :24) Hatta Kur'an bazı ayetlerinde olayın sorumluluğunu Hz.Adem'e yükler : "Ama şeytan Adem'e vesvese verip : "Ey Adem! sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?" Adem Rabbine baş kaldırdı ve yolunu şaşırdı" (Taha Suresi : 120 -121) Kur'an, yasaklanmış ağaçtan tatma suçunu Havva anamıza yükleyen, kadınları hor ve hakir gören cahili anlayışı kökünden nehyeder. Cennet yeryüzünde miydi? [SIZE=14][FONT=Times New Roman]" Biz: Ey Âdem! Sen ve eşin beraberce cennete yerleşin..." (Bakara Suresi 35) Cennet yeryüzünde şeklinde zannedenler olmuşlardır. "Filistin'de yahut Fâris ile Kirmân arasında bir cennet idi. İnişi de oradan Hindistan'a nakliydi." denilmiştir. Bu şöyle bir anlayışla söylenmiştir: Çünkü Âdem'in yaratılışı yeryüzünde olduğunda ittifak vardır. Kıssada semaya yükselmesi zikredilmemiştir. Olsa idi öncelikle hatırlatılırdı. Bir de ebedi cennet olsaydı, çıkılmaz ve şeytan oraya giremezdi. Ancak bu tahmin, göründüğü kadar makul ve tabii değildir. Âdem'in yeryüzüne inişi, yeryüzünde ortaya çıkması, akıl ve nakle daha uygundur. Ebedi cennet de devamlı oturmak için girmekle, misafir olarak girmek arasında da fark vardır. "Cennet", ahirette müminlerin varacağı sevap evidir ki, şimdi mevcut, fakat dünyada görüşten gizlenmiştir. Ve "Cennet" denilince Kur'ân dilinde bilinen budur. Âdem'in cennette oturması hali, ahiret âleminin meydana gelişine benzer bir ilk oluştur. Ve bu durum bize göre bir makul âlemdir. Yeryüzü ile onun arasında mekanla ilgili bir uzaklık tasavvuruna da lüzum yoktur. O da aynı feza içindedir. Bunda akla yaklaştırmak için söylenebilecek olan söz: Âdem'in ruhunun bütün kemal kuvvetlerini haiz olarak, maddeye, önceki unsurlara ilk ilgisi, diğer deyişle beşerin aslı olan ilk Âdem'le ilgili hücreciğin esîrî bir şekilde oluşumu ve ondan eşinin ayrılmasıdır. Muhyiddin-i Arabî'nin bir deyişine göre, ruhun tabiata ilk verilişidir. Cennette Hangi Dil Konuşulacak? Cennet dili Arapça'dır. Değildir diyenlere deriz ki: Resululullah (s.a.v) buyuruyor: [SIZE=14]Üç hasletten dolayı Arabı seviniz: Çünkü ben Arabım, Kur'ân-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur. Cennet ehlinin konuştukları dil Arapçadır. (2) Bu hadis-i şerifi destekleyen ayet-i kerimeler: Apaçık Arapça bir dille. (3) Onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. (4) Allah Resülü, İki Cihan Serverinin (s.av) konuştuğu dil Arapça olacak da Cennet dili Arapça dan başka bir dil mi olacak. Hz.Adem (Aleyna Ve Aleykum Selam) yeryüzüne indirilmeden Arapça konuşacak da, Cennet dili mi Arapça olmayacak? Hz.Aişe r.a. buyuruyor: Cennet ehli Muhammed aleyhisselamın diliyle konuşacaklar. (5) (Allahulalem) Kaynak: 1) Elmalı Tefsiri Bakara Suresi 35.ayet 2) Feyzu'l Kadir, İmam Münavi, İbni abbas'tan rivayet edilmiştir. 3) Şuara Suresi, 195 4) İbrahim Suresi, 4 5) Mevahib-ül Ledünniye, İmam Kastalani |