Forum Hafızoğlu
Bir prinç tanesi deyip geçmeyelim.Uygulayalım - Yazdırılabilir Sürüm

+- Forum Hafızoğlu (https://www.hafizoglu.net/frm)
+-- Forum: Hafızoğlu Forum Genel (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=1)
+--- Forum: Serbest Kürsü (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=5)
+--- Konu: Bir prinç tanesi deyip geçmeyelim.Uygulayalım (/showthread.php?tid=9851)



Bir prinç tanesi deyip geçmeyelim.Uygulayalım - Toprak - 25-01-2008

beş yaşında idim
> >>Babaannem rahmetli,pirinç ayıklıyordu. Bir tane yere
> >> düştü.Babaannem eğildi,aramaya
> >> başladı. Sağa bakıyor, sola bakıyor, bulmaya
> >> çalışıyor. Çocukluk iste,'aman babaanne dedim. Bir
> >> pirinç tanesi için bu kadar caba harcamaya,yorulmaya
> >> değer mi?' Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı,
> >> öfkeyle doğruldu. 'Sen oturduğun yerden ahkâm
> >> kesiyorsun, ' dedi. 'Hiç pirinç üretilirken gördün
> >> mü?
> >> İnsanlar ne kadar zorluk çekiyorlar. Bir pirinç
> >> tanesinde kaç insanin göz nuru, alın teri, emeği,
> >> çilesi var biliyor musun?'
> >> Utancımdan kıpkırmızı olmuştum.
> >>
> >>*Aradan yıllar geçti. Hukuk Fakültesinde öğrenciyim.
> >> Alain'in proposlarini okuyorum. Birden irkildim.
> >> Babaannemi hatırladım. Alain, bir insan yerde bir
> >> iğne görüp de eğilip almazsa,bütün uygarlığa karşı
> >> ihanet etmiş olur diyordu. İlave ediyordu. Bir
> >> iğnenin
> >> üretiminde binlerce insanin alın teri, göz nuru, el
> >> emeği vardır diyordu.
> >>
> >>*On dokuz yıl evveldi.**
> >> Stockholm'e gitmiştim. Bir otele indim. Geceydi.
> >> Sabahleyin, traş olmak için lavaboya
> >> gittiğimde, aynanın yanında ilginç bir not gördüm.
> >> Lütfen diyordu, traştan sonra jiletinizi çöpe
> >> atmayın.
> >> Yanda bir kutu var,oraya bırakın. Bir tek jiletle
> >> dahi olsa, İsveç çelik sanayisine yardımcı
> >> olun.Doğrusu hayretler içinde kaldım. Çocukluğumdan
> >> beri çelik eşya
> >> denince akla İsveç çeliği gelir. Birçok eşya
> >> üzerinde'
> >> İsveç çeliğinden yapılmıştır' diye yazardı. İste o
> >> ülke, kullanılmış bir tek ufacık jiletin bile çöpe
> >> gitmesini istemiyor, ona sahip çıkıyor,gelen
> >> turistlere rica yollu uyarıda bulunuyordu. *
> >>
> >>*İsviçre'de zaman zaman, belli periyotlarda,
> >> radyolar,
> >> televizyonlar, bir haberi duyurur.
> >> Şu tarihte, su saatte, adamlarımız gelecek. Siz
> >> lütfen
> >> hazırlığınızı yapın.**
> >> Okumadığınız,ilgilenmediğ iniz, kullanmadığınız ne
> >> kadar kitap,dergi, gazete varsa, kâğıt, ambalaj,kutu
> >> varsa, velev ki, bir ilaç prospektüsü dahi olsa,
> >> kapının önüne koyun.
> >> İsviçre'nin kalkınmasına yardımcı olun. Fazla ağaç
> >> ziyanına engel olun. *
> >>
> >>*Japonlar son derece sade, basit,yalın mütevazı
> >> yasayan insanlardır. Evlerini mobilya ile eşya ile
> >> dolduranlar Japonlara göre ruhen tekamül edememiş ,
> >> hayatın manasını anlayamamış , zavallı kimselerdir.
> >> Böyleleri ile, zavallı, evini mezat salonuna
> >> çevirmiş
> >> diye eğlenirler.
> >> Bir insanin gösteriş için eşyanın esiri olması ne
> >> kadar acıdır. Vaktiyle Japon ekonomisi bir
> >> darboğazdan geçiyor. İç borçlar,dış borçlar
> >> gırtlağı
> >> aşıyor. Zamanın başbakanı meclisi
> >> toplar. Kürsüye çıkar. Durumu olanca açıklığı ve
> >> tehlikeleri ile anlatır ve su andan itibaren der,
> >> Tanrı şahidim olsun ki, Japonların iç ve dış
> >> borçları
> >> son kuruşuna kadar ödenmeden, pirinçten başka bir
> >> şey
> >> yemeyeceğim. Su üstümdeki elbiseden başka elbise
> >> giymeyeceğim. Dediklerini yapar, en üstten en alta
> >> bir
> >> israftan kaçınma kampanyası açılır. Japonya bütün
> >> borçlarını öder. Bu durumun toplumun bütün
> >> kesimlerini, tek istisna olmadan kapsadığını
> >> söylemeye
> >> gerek yok. Geçenlerde Japon imparatorunun sarayını
> >> gördüm. Yarabbim, ne kadar sade, ne kadar mütevazı,
> >> ne
> >> kadar gösterişten uzak...
> >>
> >>*Gerekmediği halde elektriği yakmakla, Suyu
> >> kapamadan bos yere akıtmakta, Gece çamurlu
> >> ayakkabılarımızı temizlemeden yatmakla, Yemek
> >> yediğimiz kapları yıkamadan bırakmakla biz de
> >>zalimler sınıfına geçmiyor muyuz?
> >>
> >>*Hayat çok ince, akil almaz incelikte ipliklerle
> >> örülmüştür. Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki,
> >> İlkokul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç unutmadım.
> >>
> >>Bir mıh bir nalı kurtarır. Bir nal bir atı,bir at
> >> bir
> >> komutanı, bir komutan bir orduyu,
> >>
> >>bir ordu bir ülkeyi kurtarır diyordu..
> >>
> >>Maddi durumumuz ne olursa olsun, ister zengin
> >> olalım,
> >> ister fakir, hepimiz çok dikkatli olmak
> >> zorundayız. Bunda parayı da, maddiyatı da aşan
> >>büyük
> >> bir edep ve incelik vardır.
;SAYGILAR..