Meşhur velilerden Habib-i Acemi zamanında, benzeri görülmemiş şöyle
bir hadise yaşanmıştır:
Horasanlı bir adam, evini onbin dirheme satarak, ailesiyle Basra'ya
geldi. Oradan hacca gidecekti. Habib-i Acemi'yi buldu ve ondan şöyle bir
istekte bulundu:
- Ben eşimle hacca gidiyorum. Şu onbin dirhem parayı al da, Basra'da
benim için uygun bir ev alıver.
Horasanlı ve eşi Mekke'ye doğru yola koyuldu. O günlerde ise Basra'da
müthiş bir kıtlık ve açlık başgösterdi. Habib-i Acemi hazretleri ise
elindeki emanet parayla gıda maddeleri alıp, sahibinin hayrına muhtaçlara
dağıtmak zorunda kaldı. Adamın rızası olmazsa, parasını geri verecekti.
Horasanlı, hac dönüşünde kendisine ev alınıp alınmadığını sordu.
Habib-i Acemi dedi ki:
- Rabb'imden sana Cennet'te bahçeli bir ev alıverdim.
Adam bu durumu eşine haber verdi. Kadın buna memnun oldu, fakat evin
tapusunu da istedi. Horasanlı bu isteği iletince Habib-i Acemi ona şöyle bir
senet yazıp eline verdi:
- Bismillah... Bu senent, Habib'in Horasanlı için Rabb'inden aldığı
evin tapusudur. Allahu Teala bu evi Horasanlı'ya verecek ve Habib'i de
borcundan kurtaracaktır...
Bu senedi aldıktan sonra adamcağız ancak kırk gün daha yaşadı. Ölmek
üzereyken, bu tapu senedinin kefenine konulmasını vasiyet etti. Öyle de
yaptılar. Bir zaman sonra da kabirinin üzerinde, bir levhaya parlak bir
yazıyla yazılmış şöyle bir yazı buldular:
"Habib Ebu Muhammed'in falan Horasanlı için onbin dirheme aldığı evin
beratıdır. Rabb'i, Habib'in istediği evi Horasanlı'ya verdi ve Habib'i de
borcundan kurtardı."
Habib Hazretleri bu yazıyı alıp okuyunca, levhayı öperek ve ağlayarak
dostlarının yanına koştu:
- Bu Rabb'imin bana olan beratıdır.
diye sevincini ifade etti.
bir hadise yaşanmıştır:
Horasanlı bir adam, evini onbin dirheme satarak, ailesiyle Basra'ya
geldi. Oradan hacca gidecekti. Habib-i Acemi'yi buldu ve ondan şöyle bir
istekte bulundu:
- Ben eşimle hacca gidiyorum. Şu onbin dirhem parayı al da, Basra'da
benim için uygun bir ev alıver.
Horasanlı ve eşi Mekke'ye doğru yola koyuldu. O günlerde ise Basra'da
müthiş bir kıtlık ve açlık başgösterdi. Habib-i Acemi hazretleri ise
elindeki emanet parayla gıda maddeleri alıp, sahibinin hayrına muhtaçlara
dağıtmak zorunda kaldı. Adamın rızası olmazsa, parasını geri verecekti.
Horasanlı, hac dönüşünde kendisine ev alınıp alınmadığını sordu.
Habib-i Acemi dedi ki:
- Rabb'imden sana Cennet'te bahçeli bir ev alıverdim.
Adam bu durumu eşine haber verdi. Kadın buna memnun oldu, fakat evin
tapusunu da istedi. Horasanlı bu isteği iletince Habib-i Acemi ona şöyle bir
senet yazıp eline verdi:
- Bismillah... Bu senent, Habib'in Horasanlı için Rabb'inden aldığı
evin tapusudur. Allahu Teala bu evi Horasanlı'ya verecek ve Habib'i de
borcundan kurtaracaktır...
Bu senedi aldıktan sonra adamcağız ancak kırk gün daha yaşadı. Ölmek
üzereyken, bu tapu senedinin kefenine konulmasını vasiyet etti. Öyle de
yaptılar. Bir zaman sonra da kabirinin üzerinde, bir levhaya parlak bir
yazıyla yazılmış şöyle bir yazı buldular:
"Habib Ebu Muhammed'in falan Horasanlı için onbin dirheme aldığı evin
beratıdır. Rabb'i, Habib'in istediği evi Horasanlı'ya verdi ve Habib'i de
borcundan kurtardı."
Habib Hazretleri bu yazıyı alıp okuyunca, levhayı öperek ve ağlayarak
dostlarının yanına koştu:
- Bu Rabb'imin bana olan beratıdır.
diye sevincini ifade etti.
.