aşk hakkında söylenen her söz
söyleyeni aşktan uzaklaştırır
belki de uzaklık yakın olmaktır .." (Murat Çelik)
-----------------------------------
Korkuyorum
Kendime bile söyleyemediğim acılar
Çemberinde yalnızlık var
Bütün suretleri sahibine sabitliyorum
Kelimeler ki ağrıyan yerlerimin ağır işçileri
Sahipsizliğimizde kendime yollar bırakıyorum
Belki hüzün
Belki aşk
Yağmurun titremesi gibi
Yalınızsan eğer bakışlarım sende kalsın
Ben ki şarap eskitirim gözyaşlarınızın aktığı yerde
Zaman hayli gençti ve hayli zaman geçti
Merdivenlerimizi kimler çıkıyor şimdi
Kimler iniyor o masmavi zamanların ıslak kuyusuna
Büyürken yanımıza aldığımız o düşler
Kimin hücresinde sarıyor yaralarımızı
Bu yanma,bu gece,bu kan kokusu ellerimizin
Bu gidip gelmelerimiz
Bu bizi bizden çıkarıp ‘aşk’ yapan
Anlıyorum seyrederken kalabalıkları
En çok yazarken eskiyor insan
Anlamak ölmektir
Ölmekse aşk’a gidiş
Murat Çelik (Aşkın Elif Hali)
-----------------------------------
.................
Ben durmuştum
durup öylece
ve sadece
kendime dağılmıştım
belki hüzün
belki aşk
yağmurun titremesi gibi
sanki ilk defa dokunulmuştum
durup dolaşmıştım kendimde
gece mavisini gece mavisiyle kandırırken
gözlerime vuran kalbine inanmıştım
inanmasam
kimliksiz bir bulutun kırık düşen yağmurundan sonra
göğsümde bir çocuk şenliğiyle uyanmazdım..
inanmasam
bıraktığım yol tekrar bana dönerken
naftalin kokulu bir sandıkla bekletilmezdim
inanmasam
lâl olmazdı bakışlarım...
(aşkın elif hali'nden)
--------------------------------
Aşkın Elif Hali’nde eliften habersiz Kendime ordular biçiminde lal olmuş haller içindeyim.
(aşkın elif hali'nden)
.