O ağacın gövdesine senin adını kazımıştım ya?
İşte, ondan sonra her yerde görür oldum, adını.
Bütün ağaçların yapraklarında, bütün çiçeklerin dudaklarında adın yazılı.
Caddelerde, kaldırımlarda, parklarda, bu kentin bütün sokaklarında adın yazılı.
Gurbet treninin sesinde, rüzgarın ılık nefesinde, uçakların kanadında, kuşların renkli göğüslerinde adın yazılı.
Gördüğüm her güzelin gözlerinde, duyduğum her şarkının sözlerinde, mevsimlerin yazında, baharında, kışında, güzlerinde adın yazılı...
Dağların yamaçlarında, tepelerin uçlarında, ormanların içlerinde adın yazılı.
Başımı nereye çevirsem, gözlerim nereye baksa, senin adını görmekteyim.
Babil'in asma bahçelerinde, İskenderiye Feneri'nde, Çin Seddi'nin duvarlarında, Özgürlük Anıtı'nın meşalesinde, dünyanın bütün harikalarının tepesinde adın yazılı.
Çünkü sen bütün harikalardan daha harikasın, sevda çiçeğim...
Elimde olsa, dünyanın yaşayan ve ölmüş bütün prenseslerini gönül sarayımda toplar, senin hizmetine verir, sana köle yapardım.
''Gündüzüm seninle, gecem seninle...''
Ne kadar kaçsan, ne kadar uzakta olsan benden kurtulamazsın.
Günün, ayın, yılın her anında seninle yaşamayı sürdüreceğim.
Bazan bu tatlı rüyadan uyanıyorum. Çevreme göz atıyor, seni bulamıyorum. Hüzünler toplu saldırı başlatıyorlar, o zaman...
''Şimdi çok uzaklardasın, gönül hicranla doldu,
Hiç ayrılamam derken, kavuşmak hayal oldu...'' diyorum.
Sonra da yeniden aramaya başlıyorum, seni.
Seni suçlayamam.
Vefasızmış, diyemem.
Sensiz de yaşayamam, inan...
Yorulmadan, usanmadan seni seviyorum.
Adının yazılı olduğu dünyam yetmiyor, bana artık.
Seni arıyorum.
Söyle.
Neredesin sen..?
İşte, ondan sonra her yerde görür oldum, adını.
Bütün ağaçların yapraklarında, bütün çiçeklerin dudaklarında adın yazılı.
Caddelerde, kaldırımlarda, parklarda, bu kentin bütün sokaklarında adın yazılı.
Gurbet treninin sesinde, rüzgarın ılık nefesinde, uçakların kanadında, kuşların renkli göğüslerinde adın yazılı.
Gördüğüm her güzelin gözlerinde, duyduğum her şarkının sözlerinde, mevsimlerin yazında, baharında, kışında, güzlerinde adın yazılı...
Dağların yamaçlarında, tepelerin uçlarında, ormanların içlerinde adın yazılı.
Başımı nereye çevirsem, gözlerim nereye baksa, senin adını görmekteyim.
Babil'in asma bahçelerinde, İskenderiye Feneri'nde, Çin Seddi'nin duvarlarında, Özgürlük Anıtı'nın meşalesinde, dünyanın bütün harikalarının tepesinde adın yazılı.
Çünkü sen bütün harikalardan daha harikasın, sevda çiçeğim...
Elimde olsa, dünyanın yaşayan ve ölmüş bütün prenseslerini gönül sarayımda toplar, senin hizmetine verir, sana köle yapardım.
''Gündüzüm seninle, gecem seninle...''
Ne kadar kaçsan, ne kadar uzakta olsan benden kurtulamazsın.
Günün, ayın, yılın her anında seninle yaşamayı sürdüreceğim.
Bazan bu tatlı rüyadan uyanıyorum. Çevreme göz atıyor, seni bulamıyorum. Hüzünler toplu saldırı başlatıyorlar, o zaman...
''Şimdi çok uzaklardasın, gönül hicranla doldu,
Hiç ayrılamam derken, kavuşmak hayal oldu...'' diyorum.
Sonra da yeniden aramaya başlıyorum, seni.
Seni suçlayamam.
Vefasızmış, diyemem.
Sensiz de yaşayamam, inan...
Yorulmadan, usanmadan seni seviyorum.
Adının yazılı olduğu dünyam yetmiyor, bana artık.
Seni arıyorum.
Söyle.
Neredesin sen..?
her kum tanesi bir özlemse ben seni dünyalar kadar özledim...
.