TOPRAK ANA (CENGİZ AYTMATOV)
......Toprak Ana, Cengiz Aytmatov'un kendine has cansızları da konuşturmayı ustaca kullanarak savaşın insanlar üzerinde bıraktığı etkiyi gözler önüne serdiği duygu yoğunluklu bir eseridir. Aytmatov'un eserlerinde gördüğümüz gibi bu eseri de kendi milletinin sosyal, kültürel, ahlaki yönleriyle ve çektikleri sıkıntılar ve kahramanlık duygusuyla bezenmiştir.
Bu eserde Aytmatov Kırgız Türklerinin ikinci dünya savaşı sürecinde çektiği acıları ve sıkıntıları konu edinmiştir. Kitap bu savaşta kocasını ve üç oğlunu da kaybeden bir ana (Tolgunay) ile Toprak Ana'ın diyalogu şeklinde kaleme alınmıştır. Hikâyesinde hiç savaş sahnesine yer vermemekle birlikte okuyucuya geride yetim kalan çocukların, evlatsız ve eşsiz kalan anaların ve genç yaşta sevdiğini kaybeden gelinlerin bulunduğu bir sahne tasviri yapar. Asıl konuyu savaşa gidenler değil kalanlar oluşturur. Geride kalanların çektiği sıkıntıları duygu yoğunluğuna bezeyerek sunar ve savaşın toplumsal ve bireysel açıdan yıkıcılığını vurgular. Savaşın yıkıcılığını göstermek için ölü insanlarla dolu bir cephe tasviri yapılsaydı herhalde bu kadar etkileyici olamazdı. Şüphesiz Aytmatov geride kalıp bir yığın sıkıntıyla boğuşmak zorunda kalan masum insanların duygularını gözler önüne sererek bu etkileyiciliğe ulaşmıştır. Savaşın yıkıcılığını anlatmasına rağmen Hemingway'ın "Çanlar Kimin İçin Çalıyor" eserinde aynı coşkuyu yakalayamayışın temel sebebi de budur zaten.
.........Bir devlet için savaş kaybı insan ve ekonomik kayıp olmak üzere rakamlarla ifade edilir. Tarih içinse savaş kaybı el değiştiren toprak ve ekonomik kayıp olarak yine rakamlarla ifade edilebilir belki ama çok sevdiği eşini kaybedip genç yaşta dul kalan Aliman'ın kaybı nasıl ifade edilebilir? Bunu hangi duygu ifade edebilir? Aytmatov savaşın toplum ve birey açısından anlamına değinir ve adeta savaşla acıyı özdeşleştirir. Savaş acıdır, açlıktır, sevdiklerinin kaybıdır, kolhozdan askere giden birçok yiğitten sadece birinin dönmesidir, ölüm haberi gelmesine rağmen gözü yoldan ayıramamaktır. Bu savaşın iki tarafa da acıdan başka kazandıracağı bir şey olmadığını haykırır.
...........Ve kendine has cansızları da konuşturma sanatını kullandığı eserimizde konuşturmak için seçtiği Toprak Ana'nın konuya uygunluğuna değinmek istiyorum. Geçimini, ekmeğini topraktan sağlayan bir millet, toprakla hasbıhal olmuş bir insan kitlesi. Ve tüm ihtiyaçlarını karşılayan ve acılarına, çektikleri sıkıntılara tanık olan, onlarla birlikte üzülen, acı çeken Toprak Ana. Savaşı, insanları, emeği, gelecek beklentilerini ve acıyı anlatmak için seçilmiş ve bu unsurlar içinde çok anlamlı bir bağlantı kuran mükemmel bir seçimdir. Eserde aynı zamanda Toprak Ana'nın insanlara söylemek istedikleri Tolgunay aracılığıyla dile getirilmektedir.
.........İkinci dünya savaşı sürecinde bir milletin çektiği sıkıntıları ve savaşın toplum ve insan üzerinde bıraktığı etkiyi anlatan duygu yoğunluklu akıcı ve gerçekçi bir eser.
......Toprak Ana, Cengiz Aytmatov'un kendine has cansızları da konuşturmayı ustaca kullanarak savaşın insanlar üzerinde bıraktığı etkiyi gözler önüne serdiği duygu yoğunluklu bir eseridir. Aytmatov'un eserlerinde gördüğümüz gibi bu eseri de kendi milletinin sosyal, kültürel, ahlaki yönleriyle ve çektikleri sıkıntılar ve kahramanlık duygusuyla bezenmiştir.
Bu eserde Aytmatov Kırgız Türklerinin ikinci dünya savaşı sürecinde çektiği acıları ve sıkıntıları konu edinmiştir. Kitap bu savaşta kocasını ve üç oğlunu da kaybeden bir ana (Tolgunay) ile Toprak Ana'ın diyalogu şeklinde kaleme alınmıştır. Hikâyesinde hiç savaş sahnesine yer vermemekle birlikte okuyucuya geride yetim kalan çocukların, evlatsız ve eşsiz kalan anaların ve genç yaşta sevdiğini kaybeden gelinlerin bulunduğu bir sahne tasviri yapar. Asıl konuyu savaşa gidenler değil kalanlar oluşturur. Geride kalanların çektiği sıkıntıları duygu yoğunluğuna bezeyerek sunar ve savaşın toplumsal ve bireysel açıdan yıkıcılığını vurgular. Savaşın yıkıcılığını göstermek için ölü insanlarla dolu bir cephe tasviri yapılsaydı herhalde bu kadar etkileyici olamazdı. Şüphesiz Aytmatov geride kalıp bir yığın sıkıntıyla boğuşmak zorunda kalan masum insanların duygularını gözler önüne sererek bu etkileyiciliğe ulaşmıştır. Savaşın yıkıcılığını anlatmasına rağmen Hemingway'ın "Çanlar Kimin İçin Çalıyor" eserinde aynı coşkuyu yakalayamayışın temel sebebi de budur zaten.
.........Bir devlet için savaş kaybı insan ve ekonomik kayıp olmak üzere rakamlarla ifade edilir. Tarih içinse savaş kaybı el değiştiren toprak ve ekonomik kayıp olarak yine rakamlarla ifade edilebilir belki ama çok sevdiği eşini kaybedip genç yaşta dul kalan Aliman'ın kaybı nasıl ifade edilebilir? Bunu hangi duygu ifade edebilir? Aytmatov savaşın toplum ve birey açısından anlamına değinir ve adeta savaşla acıyı özdeşleştirir. Savaş acıdır, açlıktır, sevdiklerinin kaybıdır, kolhozdan askere giden birçok yiğitten sadece birinin dönmesidir, ölüm haberi gelmesine rağmen gözü yoldan ayıramamaktır. Bu savaşın iki tarafa da acıdan başka kazandıracağı bir şey olmadığını haykırır.
...........Ve kendine has cansızları da konuşturma sanatını kullandığı eserimizde konuşturmak için seçtiği Toprak Ana'nın konuya uygunluğuna değinmek istiyorum. Geçimini, ekmeğini topraktan sağlayan bir millet, toprakla hasbıhal olmuş bir insan kitlesi. Ve tüm ihtiyaçlarını karşılayan ve acılarına, çektikleri sıkıntılara tanık olan, onlarla birlikte üzülen, acı çeken Toprak Ana. Savaşı, insanları, emeği, gelecek beklentilerini ve acıyı anlatmak için seçilmiş ve bu unsurlar içinde çok anlamlı bir bağlantı kuran mükemmel bir seçimdir. Eserde aynı zamanda Toprak Ana'nın insanlara söylemek istedikleri Tolgunay aracılığıyla dile getirilmektedir.
.........İkinci dünya savaşı sürecinde bir milletin çektiği sıkıntıları ve savaşın toplum ve insan üzerinde bıraktığı etkiyi anlatan duygu yoğunluklu akıcı ve gerçekçi bir eser.
.