Parlak Fikirler Üretmenin 10 Yolu
Aşağıda, fikir üretmek için kullanabileceğiniz ve
çalışmalarınızda size faydalı olabilecek 10 yöntem
sıralanıyor.
Sorunu tanımlayın.
İş sorunlarını çözecek fikirler üretmek için, hepimizin bir
başlangıç noktasına ihtiyacımız var. JFK Havaalanı'na gitmeden,
New York'tan Frankfurt'a uçamazsınız. Nerede olduğunuzu tam olarak
bilmiyorsanız, mevcut konumunuzu belirlemek amacıyla bir harita
edinmelisiniz. Daha sonra, JFK Havaalanı'na doğru yavaş yavaş yol
alabilirsiniz.
İlerlemeye çalışmadan önce, nerede bulunduğunuzdan emin olmanız
şarttır. Başka bir deyişle, sizi New York'a götürecek haritayı
çok iyi incelemeniz gerekir.
Beyin fırtınası yapın.
Bu dahiyane yöntemi, büyük ihtimalle daha önce duymuşsunuzdur. En
basit anlatımla, bir grup insan toplanır ve ana hatlarıyla
belirlenen hedeflerle ilgili olarak yazabildiği kadar çok şey yazar.
Stratejik planlama ya da benzeri bir şey için endişelenmeyin.
Yalnızca fikir üretmeye odaklanın. Gruba zaman sınırı getirin.
Ayrıca, zamanı ve yeri iyi seçin ki toplam performansa gerçekten
katkıları olsun.
Herkesin tam formunda olduğundan ve "büyük düşün" mesajını
aldığından emin olun. Sağlıklı bir beyin fırtınası
toplantısının ardından tonlarca fikre sahip olabilirsiniz.
Tamamen istediğiniz şeye odaklanın.
Fikirlerinizin iş çözümleriniz açısından üretken olmasını
istiyorsanız, dış etkenlere duyarsız kalmanız gerekir. Hiçbir
şeyi hoş görmeyin! Sizi oyalayacak konulardan, günlük
asabiyetlerden ve yaşamınızdaki tahmin edilebilir dramlardan sonsuza
dek kurtulun!
Yalnızca sorunu çözmeyin; iş programınızı yeniden tasarlayın ki
tahmin edilebilir tatsızlıklar, bir daha sizi rahatsız edemesin!
Çözmeye çalıştığınız şeye gerçekten ilgi duyun.
Mecbur olduğunuz için yaptığınız, ama kesinlikle nefret
ettiğiniz bir spor (ya da belli ders konuları) çalışmasına
katıldığınız okul günlerinizi hatırlıyor musunuz? Bu
faaliyetlerde ne kadar iyi olduğunuzu anımsıyor musunuz? Muhtemelen
hayır; çünkü bu, hiç de hoş bir anı olarak kalmamış
zihninizde. Yine de iyi performans göstermediğinizi söylemek, daha
güvenli bir yol olabilir.
Büyük ölçüde hoşlanmadığınız bir işi yaparken üstün
başarı göstermek, gerçekten çok zordur. Yapmaya
çalıştığınız işe yönelik içten gelen bir ilginiz varsa,
başarı yüzdesi ciddi biçimde artar. Sizi sıkıntıdan patlama
noktasına getiren bir işi çözmeye çalışıyorsanız, en iyisi, o
işten zevk alan birine devredin. Söz konusu kavram, ekip
çalışmasını kapsar ki bu da apayrı bir konudur.
Serbest meslek sahibiyseniz, (işinizin gelmesini istediğiniz nokta
hakkında bir vizyonunuz olduğunu göz önüne alarak) konuya otomatik
olarak ilgi duyarsınız.
Paralel sorun ve çözümler arayın.
Mevcut sorununuzu geçmişte yaşadığınız bir sorunla
ilişkilendirin ve ikisi arasında paralellik olup olmadığına
bakın. Daha kolay sorunların çözümünde kullanılan yöntem(ler),
sonraki sorunların çözümüne yönelik fikir üretmede size önemli
ölçüde yardımcı olabilir.
Yanal, dikey ve mantıksal düşünün. En iyi fikirler, her zaman,
ortak bir amaç için çalışan gruplardan çıkar. Grubunuza,
konuşmaktan ziyade dinleyerek iki kat yaratıcı olmak için gerekli
fırsatı verin. Bunu mümkün olduğunca gayriresmi bir biçimde
yapın ve geçmiş örnekleri gün ışığına çıkarın.
Böylece, önceki başarıların devamını getirip onları bugünkü
mücadeleyle bir adım ileri götürebilirsiniz.
Her görevi bir mücadele olarak görün.
Bir soruna salt bir "sorun" olarak bakarsanız, pek çok insanla aynı
bakış açısına sahip olursunuz. Elbette, bu bir sorundur ve bu
yüzden, bir çözüme ihtiyaç duyar. Ne var ki, bu "sorunu" bir
"varlığa" dönüştürmeye çalışırken, söz konusu düşünce,
zihnin ön saflarında olmamalıdır.
"Sorun" sözcüğü, genel itibariyle, olumsuz düşüncelerimizi
özetler. Çözüme neredeyse bir engel oluşturan da bu olumsuz
düşüncelerdir. Madalyonun öteki yüzüne bakarsak, (ilk maddedeki
örneğimizde) bulunduğumuz noktadan New York'a seyahati, macera dolu
bir mücadele olarak görebiliriz. Bu yöntem sayesinde, zihnimizde
daha olumlu düşünceler barındırabilir ve potansiyel zorluk
taşıyan bir sorunun aksine, bizi bekleyen ilginç mücadelede daha
zevkli bir süreç yaşayabiliriz.
Yalnızca hedefle ilgilenin. Frankfurt'a vardığınızda ne kadar
mutlu olacaksınız!
Mücadeleyi/sorunu cazip hale getirin.
Tamam, geçmiş örnekleri kullanma ve "mücadelemize yanıt bulmak"
için paralellik yaratma konusunu ele aldık. Bunun bir adım ötesi,
mücadeleyi bir slogan şeklinde sunmaktır.
Aynı örneği kullanırsak:
"Noel'de Jackie Teyze'ye"
"Ya Frankfurt ya da yenilgi"
"Yazın Avrupa'ya"
"Ömür boyunca bir kez yaşanacak rüya seyahat"
"Avrupa kültürünü yaşamak"
"Yarın, saatte 250 km hızla ve yasal olarak seyahat edin"
Böyle davranmak, herkese, eldeki sorunun çözülmesiyle sağlanacak
avantajlar hakkında bir fikir verecektir. Onları, zaten olayın
içinde olduklarına inandıracaktır.
Zihinlerde popüler bir vizyon olduğunda, amaca ulaşmak daha
kolaydır. Siz hangi sloganı önerirsiniz?
Hayal kurun! Yaratıcı bilinçaltınızın size hizmet etmesine izin
verin!
Camdan dışarı sabit bir biçimde bakarak araba kullanırken,
yatağınızda uyurken, ofiste günlük işlerle uğraşırken ya da
buna benzer anlarda bilinçaltınızın size hizmet vermeye devam
etmesi (her zaman tam olarak bunun farkında olmasanız bile), garip
bir rastlantı değildir.
Tamamen alakasız bir iş yaparken birdenbire aklınıza bir fikir
geliverdiği hiç olmadı mı? Sık sık? Ara sıra? Hiç? Her durumda,
sorununuzu çözmek için ciddi miktarda zaman ayırdıktan sonra,
zihninizin sizin için çalıştığını göreceksiniz. Bazen birşeyi
çözmek üzere çok fazla çaba harcarsanız, sinirlenmenin dışında
hiçbir şey elde edemezsiniz.
Öyleyse, "sakin olun", mola verin ve işi demlenmeye bırakın. Bir
süre hiçbir şey yapmamanın ne kadar faydalı olabileceğine
şaşırabilirsiniz.
Rutininizi düzenli olarak değiştirin.
Alışkanlıkları ne kadar kolay edindiğimize hiç dikkat ettiniz mi?
Çoğu alışkanlık, aslında yaratıcılığınızın önünü
tıkar. İşte birkaç örnek:
• Her gün aynı güzergahta gidip gelmek
• Her gün aynı masada aynı işi yapmak
• Düzenli olarak aynı insanlarla iç içe olmak
• Her yıl izinde aynı yere gitmek
İşimizi, çevremizi, ailemizi, vb. daha iyi bir konuma ulaştırmak
amacıyla sağlıklı fikirler üretmeye devam etmek için, sürekli
olarak "yenilik" peşinde koşmalıyız. Aşinalık, kendimizi son
derece güvende hissetmemizi sağlaması nedeniyle iyidir. Zihnimizi
değişime kapatan ve yaratıcı yeteneklerimizi körelten de işte bu
güvenlik hissidir.
Zaman zaman şehrin içinden geçen, hatta belki de tamamen farklı bir
rota izleyen otobüse ya da trene binin; mesleki sorumluluklarınızı
genişletin; başka bir spor dalı ya da hobi ile ilgilenin; farklı
bir dış görünüme bürünerek farklı insanlarla bir araya gelin.
Yukarıda özetlenen küçük şeyleri yaparak ne kadar çok olumlu
enerji kazandığınıza sessizce şaşıracaksınız.
Bir not defteri taşıyın.
Yanımda her zaman bir not defteri taşırım. Öyle ki, insanoğlunun
bildiği en basit eşyalardan biri olan not defteri olmadan yaşayamaz
hale geldim. Büyük ihtimalle, neredeyse "mağara adamı"ndan bu yana
not defteri vardı.
Cebe sığacak ölçüde bir defter ve bir kaleminiz olması
harikadır. Böylece, aklınıza gelen her fikri kaydedebilirsiniz.
"Sonra yazarım" demek, kesinlikle işe yaramaz; çünkü bunu
gerçekten yapma şansınız çok azdır.
Onlar sizin fikirleriniz olacaktır. Onları kaydedin, saklayın ve
uygulayın.
Aşağıda, fikir üretmek için kullanabileceğiniz ve
çalışmalarınızda size faydalı olabilecek 10 yöntem
sıralanıyor.
Sorunu tanımlayın.
İş sorunlarını çözecek fikirler üretmek için, hepimizin bir
başlangıç noktasına ihtiyacımız var. JFK Havaalanı'na gitmeden,
New York'tan Frankfurt'a uçamazsınız. Nerede olduğunuzu tam olarak
bilmiyorsanız, mevcut konumunuzu belirlemek amacıyla bir harita
edinmelisiniz. Daha sonra, JFK Havaalanı'na doğru yavaş yavaş yol
alabilirsiniz.
İlerlemeye çalışmadan önce, nerede bulunduğunuzdan emin olmanız
şarttır. Başka bir deyişle, sizi New York'a götürecek haritayı
çok iyi incelemeniz gerekir.
Beyin fırtınası yapın.
Bu dahiyane yöntemi, büyük ihtimalle daha önce duymuşsunuzdur. En
basit anlatımla, bir grup insan toplanır ve ana hatlarıyla
belirlenen hedeflerle ilgili olarak yazabildiği kadar çok şey yazar.
Stratejik planlama ya da benzeri bir şey için endişelenmeyin.
Yalnızca fikir üretmeye odaklanın. Gruba zaman sınırı getirin.
Ayrıca, zamanı ve yeri iyi seçin ki toplam performansa gerçekten
katkıları olsun.
Herkesin tam formunda olduğundan ve "büyük düşün" mesajını
aldığından emin olun. Sağlıklı bir beyin fırtınası
toplantısının ardından tonlarca fikre sahip olabilirsiniz.
Tamamen istediğiniz şeye odaklanın.
Fikirlerinizin iş çözümleriniz açısından üretken olmasını
istiyorsanız, dış etkenlere duyarsız kalmanız gerekir. Hiçbir
şeyi hoş görmeyin! Sizi oyalayacak konulardan, günlük
asabiyetlerden ve yaşamınızdaki tahmin edilebilir dramlardan sonsuza
dek kurtulun!
Yalnızca sorunu çözmeyin; iş programınızı yeniden tasarlayın ki
tahmin edilebilir tatsızlıklar, bir daha sizi rahatsız edemesin!
Çözmeye çalıştığınız şeye gerçekten ilgi duyun.
Mecbur olduğunuz için yaptığınız, ama kesinlikle nefret
ettiğiniz bir spor (ya da belli ders konuları) çalışmasına
katıldığınız okul günlerinizi hatırlıyor musunuz? Bu
faaliyetlerde ne kadar iyi olduğunuzu anımsıyor musunuz? Muhtemelen
hayır; çünkü bu, hiç de hoş bir anı olarak kalmamış
zihninizde. Yine de iyi performans göstermediğinizi söylemek, daha
güvenli bir yol olabilir.
Büyük ölçüde hoşlanmadığınız bir işi yaparken üstün
başarı göstermek, gerçekten çok zordur. Yapmaya
çalıştığınız işe yönelik içten gelen bir ilginiz varsa,
başarı yüzdesi ciddi biçimde artar. Sizi sıkıntıdan patlama
noktasına getiren bir işi çözmeye çalışıyorsanız, en iyisi, o
işten zevk alan birine devredin. Söz konusu kavram, ekip
çalışmasını kapsar ki bu da apayrı bir konudur.
Serbest meslek sahibiyseniz, (işinizin gelmesini istediğiniz nokta
hakkında bir vizyonunuz olduğunu göz önüne alarak) konuya otomatik
olarak ilgi duyarsınız.
Paralel sorun ve çözümler arayın.
Mevcut sorununuzu geçmişte yaşadığınız bir sorunla
ilişkilendirin ve ikisi arasında paralellik olup olmadığına
bakın. Daha kolay sorunların çözümünde kullanılan yöntem(ler),
sonraki sorunların çözümüne yönelik fikir üretmede size önemli
ölçüde yardımcı olabilir.
Yanal, dikey ve mantıksal düşünün. En iyi fikirler, her zaman,
ortak bir amaç için çalışan gruplardan çıkar. Grubunuza,
konuşmaktan ziyade dinleyerek iki kat yaratıcı olmak için gerekli
fırsatı verin. Bunu mümkün olduğunca gayriresmi bir biçimde
yapın ve geçmiş örnekleri gün ışığına çıkarın.
Böylece, önceki başarıların devamını getirip onları bugünkü
mücadeleyle bir adım ileri götürebilirsiniz.
Her görevi bir mücadele olarak görün.
Bir soruna salt bir "sorun" olarak bakarsanız, pek çok insanla aynı
bakış açısına sahip olursunuz. Elbette, bu bir sorundur ve bu
yüzden, bir çözüme ihtiyaç duyar. Ne var ki, bu "sorunu" bir
"varlığa" dönüştürmeye çalışırken, söz konusu düşünce,
zihnin ön saflarında olmamalıdır.
"Sorun" sözcüğü, genel itibariyle, olumsuz düşüncelerimizi
özetler. Çözüme neredeyse bir engel oluşturan da bu olumsuz
düşüncelerdir. Madalyonun öteki yüzüne bakarsak, (ilk maddedeki
örneğimizde) bulunduğumuz noktadan New York'a seyahati, macera dolu
bir mücadele olarak görebiliriz. Bu yöntem sayesinde, zihnimizde
daha olumlu düşünceler barındırabilir ve potansiyel zorluk
taşıyan bir sorunun aksine, bizi bekleyen ilginç mücadelede daha
zevkli bir süreç yaşayabiliriz.
Yalnızca hedefle ilgilenin. Frankfurt'a vardığınızda ne kadar
mutlu olacaksınız!
Mücadeleyi/sorunu cazip hale getirin.
Tamam, geçmiş örnekleri kullanma ve "mücadelemize yanıt bulmak"
için paralellik yaratma konusunu ele aldık. Bunun bir adım ötesi,
mücadeleyi bir slogan şeklinde sunmaktır.
Aynı örneği kullanırsak:
"Noel'de Jackie Teyze'ye"
"Ya Frankfurt ya da yenilgi"
"Yazın Avrupa'ya"
"Ömür boyunca bir kez yaşanacak rüya seyahat"
"Avrupa kültürünü yaşamak"
"Yarın, saatte 250 km hızla ve yasal olarak seyahat edin"
Böyle davranmak, herkese, eldeki sorunun çözülmesiyle sağlanacak
avantajlar hakkında bir fikir verecektir. Onları, zaten olayın
içinde olduklarına inandıracaktır.
Zihinlerde popüler bir vizyon olduğunda, amaca ulaşmak daha
kolaydır. Siz hangi sloganı önerirsiniz?
Hayal kurun! Yaratıcı bilinçaltınızın size hizmet etmesine izin
verin!
Camdan dışarı sabit bir biçimde bakarak araba kullanırken,
yatağınızda uyurken, ofiste günlük işlerle uğraşırken ya da
buna benzer anlarda bilinçaltınızın size hizmet vermeye devam
etmesi (her zaman tam olarak bunun farkında olmasanız bile), garip
bir rastlantı değildir.
Tamamen alakasız bir iş yaparken birdenbire aklınıza bir fikir
geliverdiği hiç olmadı mı? Sık sık? Ara sıra? Hiç? Her durumda,
sorununuzu çözmek için ciddi miktarda zaman ayırdıktan sonra,
zihninizin sizin için çalıştığını göreceksiniz. Bazen birşeyi
çözmek üzere çok fazla çaba harcarsanız, sinirlenmenin dışında
hiçbir şey elde edemezsiniz.
Öyleyse, "sakin olun", mola verin ve işi demlenmeye bırakın. Bir
süre hiçbir şey yapmamanın ne kadar faydalı olabileceğine
şaşırabilirsiniz.
Rutininizi düzenli olarak değiştirin.
Alışkanlıkları ne kadar kolay edindiğimize hiç dikkat ettiniz mi?
Çoğu alışkanlık, aslında yaratıcılığınızın önünü
tıkar. İşte birkaç örnek:
• Her gün aynı güzergahta gidip gelmek
• Her gün aynı masada aynı işi yapmak
• Düzenli olarak aynı insanlarla iç içe olmak
• Her yıl izinde aynı yere gitmek
İşimizi, çevremizi, ailemizi, vb. daha iyi bir konuma ulaştırmak
amacıyla sağlıklı fikirler üretmeye devam etmek için, sürekli
olarak "yenilik" peşinde koşmalıyız. Aşinalık, kendimizi son
derece güvende hissetmemizi sağlaması nedeniyle iyidir. Zihnimizi
değişime kapatan ve yaratıcı yeteneklerimizi körelten de işte bu
güvenlik hissidir.
Zaman zaman şehrin içinden geçen, hatta belki de tamamen farklı bir
rota izleyen otobüse ya da trene binin; mesleki sorumluluklarınızı
genişletin; başka bir spor dalı ya da hobi ile ilgilenin; farklı
bir dış görünüme bürünerek farklı insanlarla bir araya gelin.
Yukarıda özetlenen küçük şeyleri yaparak ne kadar çok olumlu
enerji kazandığınıza sessizce şaşıracaksınız.
Bir not defteri taşıyın.
Yanımda her zaman bir not defteri taşırım. Öyle ki, insanoğlunun
bildiği en basit eşyalardan biri olan not defteri olmadan yaşayamaz
hale geldim. Büyük ihtimalle, neredeyse "mağara adamı"ndan bu yana
not defteri vardı.
Cebe sığacak ölçüde bir defter ve bir kaleminiz olması
harikadır. Böylece, aklınıza gelen her fikri kaydedebilirsiniz.
"Sonra yazarım" demek, kesinlikle işe yaramaz; çünkü bunu
gerçekten yapma şansınız çok azdır.
Onlar sizin fikirleriniz olacaktır. Onları kaydedin, saklayın ve
uygulayın.
her kum tanesi bir özlemse ben seni dünyalar kadar özledim...
.