Şükür secdesi, kendisini sevindirip mutlu edicek bir haber alan ya da arzu ettiği nimete kavuşan bir insanın, Allah’a şükür için secde etmesi demektir. Şükür secdesi yapmak, dinimizce müstehaptır. Hz.Peygamber(s.Aleyna Ve Aleykum Selam.) ve ashabı, sevinçli zamanlarında şükür secdesi yaparlardı.
Şükür secdesi, kıbleye yönelip “Allahu Ekber” diyerek secdeye varmak, secde halinde iken, Allah’a hamd ve senada bulunmak, “Subhane Rabbiye’l Ala” cümlesiyle Allah’ı tesbih ettikten sonra, yine “Allahu Ekber” diye tekbir getirerek secdeden kalkmakla yapılmış olur.
İnsan, Allah’ın lütuf ve nimetlerini dile getirip, “Elhamdulillah” diyerek, Allah’a hamd ve sena ederse şükretmiş olur. Ancak asıl şükür verilen nimetleri yerli yerince kullanmak, o nimetleri vereni ve nimetin değerini bilmek, ilahi bir lütuf olan o nimetten dolayı sevinç duymak, nimete karşılık olarak yapılması gerekenleri dil, beden ve kalp ile yerine getirmektir. Her bir uzvun şükrü, onu iyi ve güzel işlerde kullanmak ve günahlardan uzak tutmakla eda edilir.
Şükreden ŞAKİR, Allah’a yeterli şükürde bulunamayacağının idrakiyle çok şükreden kimseye de ŞEKUR denir. Şükür, nimetin artmasına vesile olur.(İbrahim 14/7) Azab edilmeme sebebidir.(Nisa 4/147) Bir kişinin yaptığı iyiliğe karşı teşekkür etmek ahlaki bir görevdir. İyilikte bulunanı övmek ve ona dua etmek de bir teşekkürdür. İnsanlara teşekkür etmeyen Allah’a da şükretmemiş olur.(Ebu Davud, Edeb,12)
Şükür secdesi, kıbleye yönelip “Allahu Ekber” diyerek secdeye varmak, secde halinde iken, Allah’a hamd ve senada bulunmak, “Subhane Rabbiye’l Ala” cümlesiyle Allah’ı tesbih ettikten sonra, yine “Allahu Ekber” diye tekbir getirerek secdeden kalkmakla yapılmış olur.
İnsan, Allah’ın lütuf ve nimetlerini dile getirip, “Elhamdulillah” diyerek, Allah’a hamd ve sena ederse şükretmiş olur. Ancak asıl şükür verilen nimetleri yerli yerince kullanmak, o nimetleri vereni ve nimetin değerini bilmek, ilahi bir lütuf olan o nimetten dolayı sevinç duymak, nimete karşılık olarak yapılması gerekenleri dil, beden ve kalp ile yerine getirmektir. Her bir uzvun şükrü, onu iyi ve güzel işlerde kullanmak ve günahlardan uzak tutmakla eda edilir.
Şükreden ŞAKİR, Allah’a yeterli şükürde bulunamayacağının idrakiyle çok şükreden kimseye de ŞEKUR denir. Şükür, nimetin artmasına vesile olur.(İbrahim 14/7) Azab edilmeme sebebidir.(Nisa 4/147) Bir kişinin yaptığı iyiliğe karşı teşekkür etmek ahlaki bir görevdir. İyilikte bulunanı övmek ve ona dua etmek de bir teşekkürdür. İnsanlara teşekkür etmeyen Allah’a da şükretmemiş olur.(Ebu Davud, Edeb,12)
Ey Nefsim! Görüyorum ki tamamen dünya ile haşır neşir oldun tamamen ona bağlandın. Ondan hiç ayrılmak istemiyorsun. Gittikçe dünya muhabbeti ve mal hırsı her yanını sarıyor. Bir gün ölüm gelip seni biriktirdiğin maldan ve sevdiğin dünyadan ve dostlarından, arkadaşlarından ayıracağını düşünemez oldun. Öfke ile kalp kirdin, bilmezmisinki bir kalp kirmak kabeyi yikmak gibidir?
bilmezmisin???
bilmezmisin???
.