Her sevdiğimizde ruhumuzun farklı bir rengi yansır. Yavuklular albümümüz, pembeleşen, yeşeren, sararan, kanayan, katranlaşan aşklarımızdan bir ebemkuşağıdır.
Attilâ İlhan son şiir kitabında "Kimi sevsem, sensin" diyor;
"Kimi sevsem sensin/ senden ibaret/ Hepsini senin adınla çağırıyorum/
Kimi sevsem sensin/ hayret/ in misin cin misin anlamıyorum."
Elbette Attilâ ilhan gibi bir aşk gurusunun onca bilgeliğiyle anla*madığını ben anlayacak değilim; lâkin hissettiğim odur ki, her sevdiğinde bir unutulmazdan izler yakalayanlar ola ki, "o"nda aslen kendilerini bulmuşlardır ve filhaki*ka her yeni sevda masalında asıl arayıp durdukları kahraman da o unutulmazda ziyade kendileridir.
Binaenaleyh, malum mısraı, "Kimi sevsem, ben" diye yazmak ziyadesiyle mümkündür.
* * *
Mısrayı virgülsüz ve sonunda soru işaretiyle okursak "Kimi sevsem ben" diye düşünür ademoğlu...
Sorduğu soru kendisidir aslında; o yüzden sonunda bulduğu cevap da kendine benzer.
Sevdiğini kendi gibilerden seçer.
O yüzden sevdalılarımızın herbirinde bizden izler vardır.
"Kimi sevsek," onda ruhumuzun farklı bir rengi yansır.
Yavuklular albümümüz, pembeleşen, yeşeren, sararan, kanayan, katranlaşan aşklarımızdan bir ebemkuşağıdır.
İster "kırbaç dili tutam tutam alevlenen" bir şehvet rüzgârı olsun, ister "bırakılınca korkudan gözleri sislenen" bir şefkat limanı...
Her biri biziz; cümleten bileşkemiz...
* * *
İnanmazsanız ispatlamama izin verin.
İki ayrı kağıda 10 isim yazıp, Türkiye'yi hiç bilmeyen birine götürün.
İlk kağıtta Süleyman, Bülent, Tansu, Mesut, Necmettin isimleri olsun; öbür kağıtta Rahşan, Özer, Nazmiye, Nermin, Berna...
Sonra bu isimlerin özel*liklerini anlatın ona...
Ve bunları eşleştirmele*rini isteyin...
5'te 5 tutturduklarını hayretle göreceksiniz.
Daha basitini yapın:
Onlara iki ayrı Semra anlatın; hangisini Turgut Özal'a, hangisini Ahmet Necdet Sezer'e yakıştırdık*larını sorun.
Yine doğrusunu bileceklerdir.
Öyledir; her aşkta kendini aradığından, her sevdada bir benzerini bulur insan...
Yoko Ono'da John Lennon'dan, Eva Braun'da Hitler'den, Havva'da Adem'den izler vardır.
Latife'nin bir yanı Mustafa Kemal'dir, Mevhibe'nin bir yanı İsmet...
* * *
Ama sonunda kendinden de sıkılır insan elbet...
Gün gelir, terk edebilir en sevdiklerini bile...
Bir tek yalnızlığımız, ömür boyu yalnız bırakmaz bizi...
O yüzden bence aşk. tek kişiliktir.
<!-- / message --><!-- edit note -->
Attilâ İlhan son şiir kitabında "Kimi sevsem, sensin" diyor;
"Kimi sevsem sensin/ senden ibaret/ Hepsini senin adınla çağırıyorum/
Kimi sevsem sensin/ hayret/ in misin cin misin anlamıyorum."
Elbette Attilâ ilhan gibi bir aşk gurusunun onca bilgeliğiyle anla*madığını ben anlayacak değilim; lâkin hissettiğim odur ki, her sevdiğinde bir unutulmazdan izler yakalayanlar ola ki, "o"nda aslen kendilerini bulmuşlardır ve filhaki*ka her yeni sevda masalında asıl arayıp durdukları kahraman da o unutulmazda ziyade kendileridir.
Binaenaleyh, malum mısraı, "Kimi sevsem, ben" diye yazmak ziyadesiyle mümkündür.
* * *
Mısrayı virgülsüz ve sonunda soru işaretiyle okursak "Kimi sevsem ben" diye düşünür ademoğlu...
Sorduğu soru kendisidir aslında; o yüzden sonunda bulduğu cevap da kendine benzer.
Sevdiğini kendi gibilerden seçer.
O yüzden sevdalılarımızın herbirinde bizden izler vardır.
"Kimi sevsek," onda ruhumuzun farklı bir rengi yansır.
Yavuklular albümümüz, pembeleşen, yeşeren, sararan, kanayan, katranlaşan aşklarımızdan bir ebemkuşağıdır.
İster "kırbaç dili tutam tutam alevlenen" bir şehvet rüzgârı olsun, ister "bırakılınca korkudan gözleri sislenen" bir şefkat limanı...
Her biri biziz; cümleten bileşkemiz...
* * *
İnanmazsanız ispatlamama izin verin.
İki ayrı kağıda 10 isim yazıp, Türkiye'yi hiç bilmeyen birine götürün.
İlk kağıtta Süleyman, Bülent, Tansu, Mesut, Necmettin isimleri olsun; öbür kağıtta Rahşan, Özer, Nazmiye, Nermin, Berna...
Sonra bu isimlerin özel*liklerini anlatın ona...
Ve bunları eşleştirmele*rini isteyin...
5'te 5 tutturduklarını hayretle göreceksiniz.
Daha basitini yapın:
Onlara iki ayrı Semra anlatın; hangisini Turgut Özal'a, hangisini Ahmet Necdet Sezer'e yakıştırdık*larını sorun.
Yine doğrusunu bileceklerdir.
Öyledir; her aşkta kendini aradığından, her sevdada bir benzerini bulur insan...
Yoko Ono'da John Lennon'dan, Eva Braun'da Hitler'den, Havva'da Adem'den izler vardır.
Latife'nin bir yanı Mustafa Kemal'dir, Mevhibe'nin bir yanı İsmet...
* * *
Ama sonunda kendinden de sıkılır insan elbet...
Gün gelir, terk edebilir en sevdiklerini bile...
Bir tek yalnızlığımız, ömür boyu yalnız bırakmaz bizi...
O yüzden bence aşk. tek kişiliktir.
<!-- / message --><!-- edit note -->
.