Ben kalbinin birinci katında oturuyordum. Hani sığınaksız, korunaksız,yağmurlu bir sonbahar günü, başıboş dolaşıyordum sokaklarda.Hani elimden tutacak kimsem yoktu. Hani, işte, tam o an sen çıkmıştın karşıma ve bana kalbinin birinci katını vermiştin.
'Orada güvendesin, ağlamak, üzülmek yok, huzur var.' demiştin. Ben de kalbinin birinci katına yerleşmiştim. Elimden tutup kaldırmıştın,hayatın soğuk kaldırımlarından. Sıcacıktı kalbinin birinci katı. Huzur buldum orada, ısındı yüreğim. Kalbin o kadar büyüktü ki, binlerce kattı. Ama ben sadece birinci kattaydım. Sen bana orayı vermiştin.Kalbinin birinci katında oturuyordum.
Zaman ilerledikçe kalbinin birinci katı yetmedi bana, diğer katları merak etmeye başladım. Oralarda kimler, hangi duygular oturuyordu?Şöyle bir dışarı baktım. Binlerce giren çıkan vardı kalbine.Benim dışımda anne-baba, mal-mülk, yaren, eş-çocuk sevgin oturuyordu üst katlarda. Yerleşmişti bu sevgiler çıkmazcasına yüreğinin değişik katlarına. Sonra giren çıkan binlerce duygu vardı. Kin, nefret, huzur,mutluluk, dostluk, sevgi, düşmanlık... Bazen çok üst katlarda, bazen alt katlarda oturuyordu bu duygular.
Ama en çok merak ettiğim, kalbinin en üst katında oturan, bütün duyguların ve sevgilerin üstünde olandı. Kalbinin asıl sahibiydi merak ettiğim. Bir gün sordum sana kim diye. Sen de O dedin. Sonra açıkladın; beni, kalbimi, seni, kalbini, sevgiyi, nefreti yaratan O dedin. Sanırım anlamıştım. O, beni yaratan ve kalbinin birinci katına yerleştiren. O, bana bu mutlulukları tattıran. O, Yüce Yaratıcı...
Ben O'nu tanıdıktan sonra, kalbinin birinci katında kendimi daha güvende hissettim. O, kalbinin ve kalbimin asıl sahibi. O, kalbini ve kalbimi evirip çeviren. O, kalbimin de en üst katında olan. O, başka sevgi ve duygularla kıyaslanamayacak kadar yüce olan. O, beni kalbinin birinci katına yerleştiren..
'Orada güvendesin, ağlamak, üzülmek yok, huzur var.' demiştin. Ben de kalbinin birinci katına yerleşmiştim. Elimden tutup kaldırmıştın,hayatın soğuk kaldırımlarından. Sıcacıktı kalbinin birinci katı. Huzur buldum orada, ısındı yüreğim. Kalbin o kadar büyüktü ki, binlerce kattı. Ama ben sadece birinci kattaydım. Sen bana orayı vermiştin.Kalbinin birinci katında oturuyordum.
Zaman ilerledikçe kalbinin birinci katı yetmedi bana, diğer katları merak etmeye başladım. Oralarda kimler, hangi duygular oturuyordu?Şöyle bir dışarı baktım. Binlerce giren çıkan vardı kalbine.Benim dışımda anne-baba, mal-mülk, yaren, eş-çocuk sevgin oturuyordu üst katlarda. Yerleşmişti bu sevgiler çıkmazcasına yüreğinin değişik katlarına. Sonra giren çıkan binlerce duygu vardı. Kin, nefret, huzur,mutluluk, dostluk, sevgi, düşmanlık... Bazen çok üst katlarda, bazen alt katlarda oturuyordu bu duygular.
Ama en çok merak ettiğim, kalbinin en üst katında oturan, bütün duyguların ve sevgilerin üstünde olandı. Kalbinin asıl sahibiydi merak ettiğim. Bir gün sordum sana kim diye. Sen de O dedin. Sonra açıkladın; beni, kalbimi, seni, kalbini, sevgiyi, nefreti yaratan O dedin. Sanırım anlamıştım. O, beni yaratan ve kalbinin birinci katına yerleştiren. O, bana bu mutlulukları tattıran. O, Yüce Yaratıcı...
Ben O'nu tanıdıktan sonra, kalbinin birinci katında kendimi daha güvende hissettim. O, kalbinin ve kalbimin asıl sahibi. O, kalbini ve kalbimi evirip çeviren. O, kalbimin de en üst katında olan. O, başka sevgi ve duygularla kıyaslanamayacak kadar yüce olan. O, beni kalbinin birinci katına yerleştiren..
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)
.