“GÜL”me GONCAM
Sanemâ selvi hıramânın ağyara avreti setret
Ki gonce yaprağın sahibine açılsın anı lutfet
muhyem
Ey kışa baharı müjdeleyen, güzelliğiyle gönülleri cezbeden ve asırlar öncesinin buğusuyla âşıkları mest eden; nuruyla karanlık dehlizlerde boğulanlara yol gösteren goncam, sen açılıp güle devşirme. Sana kapanmak yaraşır, sakın diğer çiçeklere imrenme. Sana farzdır gizlenmek mabedinde. Yapraklarını açıp nice gözlerle meşk etme hevesinde misin? Gel vazgeç gonca gülüm, gel vazgeç! Yaprakların dökülmeye başlarken hangi hayran nefesi duyarsın sinende? O zaman kimse koklamaz ruhunu goncam. Farkına bile varmazlar, üstüne basıp çiğneyiverirler umarsızca. Ve sonra onlar yeni goncalar hevesinde sarhoş olurlar. Gel sen hep gonca kal.
“Örtün” emri karşısında bir an duraksamadan etekliğini başına geçirme aşkında olan silsilenin rind-i şeydası. Senin de ruhunu örten yaprakların varmış, onları açıverme. Ruhsuz beden “et”ten ibarettir. Beden giysin ruhuna dar mı geldi goncam? Lütfen goncam sen bedenini ruhsuzluğa terk “et”me. Yazık edersin kendine.
Hazineler okyanusun derinliklerinde keşfedilmeyi bekler. Binler onu keşfetmeye heves eder de yalnız bir kişi o cevheri elde eder. Bugünden gözleri doyurup değerini düşürme. Bülbülünü tazeliğinden mahrum etme. El, kol, bacak, gövde peki değerin söyle nerede? Bugün övündüklerin yarın çürüdüğünde ruhuna ıstırap basacaksın. Nazenin fıtratın, titrek ruhun bunlara alışkın değilken nasıl bir gafletle bu serginin nadide parçası olma gayretiyle çırpınırsın! Seni senden daha iyi bilen ve o güzellikleri sana verene isyan etme. Gonca gülüm bari sen nisyan etme! Taabbûdi bir itaat başına taç olsun. Gönlünü secdeye eğdir her şeyden önce. Gözyaşlarını yüzdür dua iklimlerinde. Zamanın son diliminde sen diğerlerine benzememekle övün goncam! Sen hayânla övün. Başkalarına benzeme hastalığına senin haysiyetli ruhun da kapılmasın. Yaşadığın gibi inanma. İnan ve yaşa! Gel vazgeç sen “gül”me goncam. Ağırbaşlı bir edayla sen hep saklı kal. Açılma vaktinin duası kabul olur elbet sen sabırla acıyı ruhuna sar.
Giyin, denmedi sana goncam yapraklarınla “örtün”. Anla artık, o senin fıtratına basılmış mührün. Hayadır sana bahşedilmiş en münevvir örtün. Goncam, sen özenme güllere, güller sana özensin. Gonca gülüm bahar bahçelerinde sen binlerce gül-i rânâ’dan daha güzelsin.
Sanemâ selvi hıramânın ağyara avreti setret
Ki gonce yaprağın sahibine açılsın anı lutfet
muhyem
Ey kışa baharı müjdeleyen, güzelliğiyle gönülleri cezbeden ve asırlar öncesinin buğusuyla âşıkları mest eden; nuruyla karanlık dehlizlerde boğulanlara yol gösteren goncam, sen açılıp güle devşirme. Sana kapanmak yaraşır, sakın diğer çiçeklere imrenme. Sana farzdır gizlenmek mabedinde. Yapraklarını açıp nice gözlerle meşk etme hevesinde misin? Gel vazgeç gonca gülüm, gel vazgeç! Yaprakların dökülmeye başlarken hangi hayran nefesi duyarsın sinende? O zaman kimse koklamaz ruhunu goncam. Farkına bile varmazlar, üstüne basıp çiğneyiverirler umarsızca. Ve sonra onlar yeni goncalar hevesinde sarhoş olurlar. Gel sen hep gonca kal.
“Örtün” emri karşısında bir an duraksamadan etekliğini başına geçirme aşkında olan silsilenin rind-i şeydası. Senin de ruhunu örten yaprakların varmış, onları açıverme. Ruhsuz beden “et”ten ibarettir. Beden giysin ruhuna dar mı geldi goncam? Lütfen goncam sen bedenini ruhsuzluğa terk “et”me. Yazık edersin kendine.
Hazineler okyanusun derinliklerinde keşfedilmeyi bekler. Binler onu keşfetmeye heves eder de yalnız bir kişi o cevheri elde eder. Bugünden gözleri doyurup değerini düşürme. Bülbülünü tazeliğinden mahrum etme. El, kol, bacak, gövde peki değerin söyle nerede? Bugün övündüklerin yarın çürüdüğünde ruhuna ıstırap basacaksın. Nazenin fıtratın, titrek ruhun bunlara alışkın değilken nasıl bir gafletle bu serginin nadide parçası olma gayretiyle çırpınırsın! Seni senden daha iyi bilen ve o güzellikleri sana verene isyan etme. Gonca gülüm bari sen nisyan etme! Taabbûdi bir itaat başına taç olsun. Gönlünü secdeye eğdir her şeyden önce. Gözyaşlarını yüzdür dua iklimlerinde. Zamanın son diliminde sen diğerlerine benzememekle övün goncam! Sen hayânla övün. Başkalarına benzeme hastalığına senin haysiyetli ruhun da kapılmasın. Yaşadığın gibi inanma. İnan ve yaşa! Gel vazgeç sen “gül”me goncam. Ağırbaşlı bir edayla sen hep saklı kal. Açılma vaktinin duası kabul olur elbet sen sabırla acıyı ruhuna sar.
Giyin, denmedi sana goncam yapraklarınla “örtün”. Anla artık, o senin fıtratına basılmış mührün. Hayadır sana bahşedilmiş en münevvir örtün. Goncam, sen özenme güllere, güller sana özensin. Gonca gülüm bahar bahçelerinde sen binlerce gül-i rânâ’dan daha güzelsin.
...............................................................................................................
Haksızlığa baş kaldırmayanlar, onlardan gelecek her kötülüğe katlanmalıdırlar. (Hz. Ali (r.a))
.