Peygamberimizin Hayati
31-08-2014, 12:14
BİR BAŞKA AÇIDAN IŞİD DEĞERLENDİRMESİ – Musa GÜNEŞ
"Böylece sizi insanlara şahid ve örnek olmanız için tam ortada (vasat) bulunan bir ümmet kıldık…" (Bakara 143)
"O halde insanlardan korkmayın, benden korkun, ayetlerimi hiçbir değerle değiştirmeyin. Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler , işte onlar kafirlerin ta kendileridir." (Maide 44)
"Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar zalimlerin ta kendileridir." (Maide 45)
"Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar fasıkların ta kendileridir." (Maide 47)
Yahudilerin hükümleri çok ağır olup buna binaen Hristiyanların hükümleri ise çok ılıman (yumuşak) idi. Nitekim halen daha bu mevcuttur denebilir. Örneğin; Yahudilik inancında bir toplulukta ya da mecliste herhangi birinin elinde bulunan Tevrat yere düştüğü zaman (yanlışlıkla bile olsa) o mecliste bulunan düşüren kişi ile birlikte herkes 30 gün üst üste (aralıksız) oruç tutmalıdır. Yahudilikte bir insanı öldüren kişi daha sert bir şekilde acımasızca öldürülürdü. Hristiyanlıkta ise daha yumuşak olup birini öldüren kişinin diyet vermesi yeterliydi. Bu ve benzer birçok özelliklere binaen Müslümanlara birinci ayet inmiştir. Örneğin; adam öldürme konusunda isteyen affeder diyet ister, isteyen de kısas ister. Bu ayet sadece örneğini verdiğimiz olaylar için değil, hayatımızın her alanında geçerlidir aslında.
Allah ayette "insanlara şahit ve örnek olmanız için sizi vasat (orta) bir ümmet kıldık" diyor. Ayetin birinci bölümü insanlara şahit ve örnek olmakla ilgili.
İnsanlara örnek olabilmek için Müslümanların örnek davranışlarının bulunması gerekmektedir. Ve nitekim bu örnek davranışlarımız ümmet olarak sayılamayacak kadar çoktur. Ama son 4 yılda Suriye'de, son günlerde özellikle Irak'ta katliamlarını sergileyen El-Kaide örgütü IŞİD, Müslüman kimliğine sığınıp küçük yaştaki çocukları bile satırlarla, bıçaklarla doğramaktan çekinmeyip örnek Müslümanların kendileriymiş gibi olduğu algısını vermeye çalışmaktadırlar. Hangi katliamlarını anlatalım diye şaşırmaktayız. Amerika'nın kendi kulelerini vurup 3000 insanını öldürmesi ve El-Kaidenin de bunu kabul etmesini mi? IŞİD’in ESED’in askerlerinden birini öldürüp, göğsünü yarıp, kalbini çıkarıp dişledikten sonra “Beşar bu askerinin kalbini yediğim gibi seninkini de yiyeceğim” demesini mi? ve bunlar gibi onlarcasından hangisini anlatalım bilemiyoruz. IŞİD’in, El-Kaide’nin, Nusra’nın, Boko Haram’ın yaptığı katliamlar Amerika'da-Batıda gazetelerde, dergilerde boy boy gösterilmekte, 11 Eylül olaylarından sonra Amerika'da maalesef halen daha bazı kiliselerde düzenli olarak yıl dönümlerde Kur'an-ı Kerim yakılmaktadır. Siyonist güdümlü olup Müslüman diye görünen tekfircilerin Müslümanlıkla asla bağdaşmayan ama katliamlarını Allah-u Ekber diye yaptıklarından, batıda ya da kendi aramızda bazı kişilerde, örnek Müslümanlık bu imiş, gibi bir algı yaratılmaya çalışılmakta maalesef.
Peygamberimiz yavrularını emziren bir köpeği görünce bütün kervanın yolunu değiştirmekte, ümmetle alakası olmayan bu vahşiler ise peygamberin büyük sahabesinin gelinine yapılan zulmün (hamile kadının karnını deşip, içindeki bebeği doğramaları) misliyle fazlasını devam ettirmektedirler.
Düşmanlık ancak zalimleredir. Ayetine binaen "mü’minlere karşı şefkatli, kafirlere (zalimlere) karşı şiddetlidirler". (Maide 54) evet, düşmanlık ancak zalimedir. Zalim Müslümanda olsa, kafir de olsa bu konuda fark etmez. Ama IŞİD gibi örgütler kendileri dışında herkesi zalim-kafir-müşrik kabul etmekte ve onları acımasızca katletmektedirler.
Ayetin ikinci bölümü vasat (orta) bir ümmet kılınması. Bu ayete binaen "bugün dininizi kemale erdirdim (tamamladım)" (Maide 3). Ümmetin nasıl olması gerektiği kesin hatlarla belirlenmiştir. Haşa Allah'ın "siz orta ümmetsiniz" ayetini beğenmeyip fiiliyatta veya sözle Allah'ın ayetlerinin niceliklerini beğenmeyip, "dininizi kemale erdirdim" ayetine muhalif olarak dini kendilerine göre çok sertleştiren IŞİD, NUSRA, EL-KAİDE… gibi örgütler, onun tam zıddında Allah'ın ayetlerini sert bulup, "dininizi kemale erdirdim" ayetine muhalefeten Allah'ın ayetlerini kendince yumuşatmaya çalışan, GÜLEN ekibi… gibi CIA laboratuvarlarında üretilen CIA‘nın sağ ve sol akımları olup insanları bir şekilde gerçek dinden, Muhammedi İslam'dan uzaklaştırmaya çalışmaktadırlar. Birinden kaçan diğerine sığınmaktadır. Bir kısmı da İslamdan soğumaktadır maalesef. Çözüm ise Muhammedi İslam olan İnkılaba koşmaktır.
Bu iki kesimde Allah'ın hükümleriyle değil, kendi hükümleriyle (kendilerine göre ılımlaştırıp-sertleştirdikleri için) hükmettikleri için; kafirlerin, zalimlerin, fasıkların ta kendileri olmuşlardır.
Ek olarak şunlara değinmeden geçemeyeceğim. Bazı satılık gazeteciler IŞİD ‘i Esad’ın desteklediğini dile getiriyorlar. Soruyoruz onlara, peki dediğiniz gibiyse Esad 4 yıldır kime karşı savaşıyor, kim Esad’ın bakanlarını, ordu komutanlarını öldürüyor, Zevahiri kimlere birleşin-birbirinize düşmeyin diyor. (IŞİD ve Nusra’ya demişti.) Eğer Türkiye bunlara destek vermiyorsa nasıl olur da İranlı ziyaretçileri, Fransız gazetecileri bizzat Türkiye'nin kendisi IŞİD’ten alabilmektedir. Nasıl oluyor da Irak'taki teröristlerin başı olduğu bütün belgelerle ispatlanan Tarık El-Haşimi Türkiye'de MİT tarafından korunuyor. 4 ülkenin arasında bulunan (Türkiye, Irak, İran, Suriye) IŞİD’in kafir ilan ettiği Irak, İran, Suriye dışında bir tek Türkiye bulunmaktadır. Türkiye dışında bunlara yardım gitmesi olasılığı bile düşünen zihinler için çok saçmadır. Kuduz köpek gibi ortalığa saldıran IŞİD, besle kargayı oysun gözünü sözünü de gerçekleştirebilmekten uzak görünmemektedir.
"Düşmanlık ancak zalimedir" ayetine binaen, IŞİD gibi zalim olan bütün örgütlere, kurumlara, cemaatlere düşman olmayı bir emir olarak algılamakta, "Allah zalim kimseleri hidayete (amaçlarına) erdirmez" (Bakara 258) ayetine müteakiben bu zalimlerin sonunun bir an önce gerek Irak'ta, gerek Suriye'de, gerek Nijerya'da, daha ismini sayamadığımız birçok ülkede sonlarının geldiğini görmeyi, ikinci Harici zihniyetinin silindiğini görmeyi ve Süfyanilerin yok olmasını bizim elimizle gerçekleştirmeyi Allah nasip etsin. Amin.
Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuhu
Alıntıdır. Kaynak: Halk Haber
"Böylece sizi insanlara şahid ve örnek olmanız için tam ortada (vasat) bulunan bir ümmet kıldık…" (Bakara 143)
"O halde insanlardan korkmayın, benden korkun, ayetlerimi hiçbir değerle değiştirmeyin. Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler , işte onlar kafirlerin ta kendileridir." (Maide 44)
"Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar zalimlerin ta kendileridir." (Maide 45)
"Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar fasıkların ta kendileridir." (Maide 47)
Yahudilerin hükümleri çok ağır olup buna binaen Hristiyanların hükümleri ise çok ılıman (yumuşak) idi. Nitekim halen daha bu mevcuttur denebilir. Örneğin; Yahudilik inancında bir toplulukta ya da mecliste herhangi birinin elinde bulunan Tevrat yere düştüğü zaman (yanlışlıkla bile olsa) o mecliste bulunan düşüren kişi ile birlikte herkes 30 gün üst üste (aralıksız) oruç tutmalıdır. Yahudilikte bir insanı öldüren kişi daha sert bir şekilde acımasızca öldürülürdü. Hristiyanlıkta ise daha yumuşak olup birini öldüren kişinin diyet vermesi yeterliydi. Bu ve benzer birçok özelliklere binaen Müslümanlara birinci ayet inmiştir. Örneğin; adam öldürme konusunda isteyen affeder diyet ister, isteyen de kısas ister. Bu ayet sadece örneğini verdiğimiz olaylar için değil, hayatımızın her alanında geçerlidir aslında.
Allah ayette "insanlara şahit ve örnek olmanız için sizi vasat (orta) bir ümmet kıldık" diyor. Ayetin birinci bölümü insanlara şahit ve örnek olmakla ilgili.
İnsanlara örnek olabilmek için Müslümanların örnek davranışlarının bulunması gerekmektedir. Ve nitekim bu örnek davranışlarımız ümmet olarak sayılamayacak kadar çoktur. Ama son 4 yılda Suriye'de, son günlerde özellikle Irak'ta katliamlarını sergileyen El-Kaide örgütü IŞİD, Müslüman kimliğine sığınıp küçük yaştaki çocukları bile satırlarla, bıçaklarla doğramaktan çekinmeyip örnek Müslümanların kendileriymiş gibi olduğu algısını vermeye çalışmaktadırlar. Hangi katliamlarını anlatalım diye şaşırmaktayız. Amerika'nın kendi kulelerini vurup 3000 insanını öldürmesi ve El-Kaidenin de bunu kabul etmesini mi? IŞİD’in ESED’in askerlerinden birini öldürüp, göğsünü yarıp, kalbini çıkarıp dişledikten sonra “Beşar bu askerinin kalbini yediğim gibi seninkini de yiyeceğim” demesini mi? ve bunlar gibi onlarcasından hangisini anlatalım bilemiyoruz. IŞİD’in, El-Kaide’nin, Nusra’nın, Boko Haram’ın yaptığı katliamlar Amerika'da-Batıda gazetelerde, dergilerde boy boy gösterilmekte, 11 Eylül olaylarından sonra Amerika'da maalesef halen daha bazı kiliselerde düzenli olarak yıl dönümlerde Kur'an-ı Kerim yakılmaktadır. Siyonist güdümlü olup Müslüman diye görünen tekfircilerin Müslümanlıkla asla bağdaşmayan ama katliamlarını Allah-u Ekber diye yaptıklarından, batıda ya da kendi aramızda bazı kişilerde, örnek Müslümanlık bu imiş, gibi bir algı yaratılmaya çalışılmakta maalesef.
Peygamberimiz yavrularını emziren bir köpeği görünce bütün kervanın yolunu değiştirmekte, ümmetle alakası olmayan bu vahşiler ise peygamberin büyük sahabesinin gelinine yapılan zulmün (hamile kadının karnını deşip, içindeki bebeği doğramaları) misliyle fazlasını devam ettirmektedirler.
Düşmanlık ancak zalimleredir. Ayetine binaen "mü’minlere karşı şefkatli, kafirlere (zalimlere) karşı şiddetlidirler". (Maide 54) evet, düşmanlık ancak zalimedir. Zalim Müslümanda olsa, kafir de olsa bu konuda fark etmez. Ama IŞİD gibi örgütler kendileri dışında herkesi zalim-kafir-müşrik kabul etmekte ve onları acımasızca katletmektedirler.
Ayetin ikinci bölümü vasat (orta) bir ümmet kılınması. Bu ayete binaen "bugün dininizi kemale erdirdim (tamamladım)" (Maide 3). Ümmetin nasıl olması gerektiği kesin hatlarla belirlenmiştir. Haşa Allah'ın "siz orta ümmetsiniz" ayetini beğenmeyip fiiliyatta veya sözle Allah'ın ayetlerinin niceliklerini beğenmeyip, "dininizi kemale erdirdim" ayetine muhalif olarak dini kendilerine göre çok sertleştiren IŞİD, NUSRA, EL-KAİDE… gibi örgütler, onun tam zıddında Allah'ın ayetlerini sert bulup, "dininizi kemale erdirdim" ayetine muhalefeten Allah'ın ayetlerini kendince yumuşatmaya çalışan, GÜLEN ekibi… gibi CIA laboratuvarlarında üretilen CIA‘nın sağ ve sol akımları olup insanları bir şekilde gerçek dinden, Muhammedi İslam'dan uzaklaştırmaya çalışmaktadırlar. Birinden kaçan diğerine sığınmaktadır. Bir kısmı da İslamdan soğumaktadır maalesef. Çözüm ise Muhammedi İslam olan İnkılaba koşmaktır.
Bu iki kesimde Allah'ın hükümleriyle değil, kendi hükümleriyle (kendilerine göre ılımlaştırıp-sertleştirdikleri için) hükmettikleri için; kafirlerin, zalimlerin, fasıkların ta kendileri olmuşlardır.
Ek olarak şunlara değinmeden geçemeyeceğim. Bazı satılık gazeteciler IŞİD ‘i Esad’ın desteklediğini dile getiriyorlar. Soruyoruz onlara, peki dediğiniz gibiyse Esad 4 yıldır kime karşı savaşıyor, kim Esad’ın bakanlarını, ordu komutanlarını öldürüyor, Zevahiri kimlere birleşin-birbirinize düşmeyin diyor. (IŞİD ve Nusra’ya demişti.) Eğer Türkiye bunlara destek vermiyorsa nasıl olur da İranlı ziyaretçileri, Fransız gazetecileri bizzat Türkiye'nin kendisi IŞİD’ten alabilmektedir. Nasıl oluyor da Irak'taki teröristlerin başı olduğu bütün belgelerle ispatlanan Tarık El-Haşimi Türkiye'de MİT tarafından korunuyor. 4 ülkenin arasında bulunan (Türkiye, Irak, İran, Suriye) IŞİD’in kafir ilan ettiği Irak, İran, Suriye dışında bir tek Türkiye bulunmaktadır. Türkiye dışında bunlara yardım gitmesi olasılığı bile düşünen zihinler için çok saçmadır. Kuduz köpek gibi ortalığa saldıran IŞİD, besle kargayı oysun gözünü sözünü de gerçekleştirebilmekten uzak görünmemektedir.
"Düşmanlık ancak zalimedir" ayetine binaen, IŞİD gibi zalim olan bütün örgütlere, kurumlara, cemaatlere düşman olmayı bir emir olarak algılamakta, "Allah zalim kimseleri hidayete (amaçlarına) erdirmez" (Bakara 258) ayetine müteakiben bu zalimlerin sonunun bir an önce gerek Irak'ta, gerek Suriye'de, gerek Nijerya'da, daha ismini sayamadığımız birçok ülkede sonlarının geldiğini görmeyi, ikinci Harici zihniyetinin silindiğini görmeyi ve Süfyanilerin yok olmasını bizim elimizle gerçekleştirmeyi Allah nasip etsin. Amin.
Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuhu
Alıntıdır. Kaynak: Halk Haber
.
