Allah sevgisinin alameti yedi şeyde belli olur:
1- Allahü teâlâyı seven, ölümden korkmaz. Seven, daima ölüme hazır bekler. Çünkü ölümle, aşık maşuka, garip öz yurduna kavuşmuş olur. Dinimize bir müddet daha hizmet edeyim düşüncesiyle, ölümün hemen gelmesini istememek Allah sevgisine zıt değildir.
2- Seven, sevdiğinin sevdiklerini, kendi sevdiklerine tercih eder.
3- Seven, her an sevdiğini düşünür, onu anar.
4- Seven, sevgilisinin sevdiği her şeyi sever.
5- Seven, bütün engellerden sıyrılır, sevdiğini çok anar. Uykusundan fedakârlık eder. Allahü teâlâ, Hazret-i Davud’a buyurdu ki:
(Beni sevdiğini söyleyip de, sabaha kadar yatan, yalancıdır. Zira dost, dostla sohbet ister. Gafleti bırakıp beni anar, sohbetime kavuşur.) [M. Name]
6- Sevene, bütün ibadetler kolay gelir. İbadetlere zevkle sarılır.
7- Seven, sevgilisinin dostlarını dost, düşmanlarını düşman bilir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İmanın en sağlam temeli, Allah için sevmek Allah için buğzetmektir.) [Ebu Davud]
İman eden ve imanın tadını bulan, Allahü teâlâyı çok sever. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İman edenlerin Allah sevgisi çok sağlamdır.) [Bekara 165]
Allahü teâlâya tam ve kusursuz tâbi olabilmek için, Onu tam ve kusursuz sevmek gerekir. Tam ve olgun sevginin alameti de, onun düşmanlarını düşman bilmektir. Onu beğenmeyenleri sevmemektir. Sevgiye gevşeklik sığmaz.
Aşıklar, sevgililerinin divanesi olup, onlara aykırı bir şey yapamaz. Aykırı gidenlerle uyuşamaz. İki zıt şeyin sevgisi bir kalbde bulunamaz. iki zıttan birini sevmek, diğerine düşmanlığı gerektirir.
İnsan sevgisi, hayvanlarda olduğu gibi beş duyuya bağlı değildir. Altıncı hissi inkâr eden, insanı hayvan derecesine indirmiş olur. İnsan, akıl, nur, kalb gibi özellikleriyle hayvandan ayrılır. İnsanın kalb gözü, baştaki gözden daha kuvvetlidir. Aklın anladığı güzellik, gözün gördüğünden daha büyüktür. İşte bunun için, beş duyu ile anlaşılamayan ve ancak kalb ile idrak edilen, şerefli şeylerin zevki daha büyüktür. Beş duyudan başka şey olmadığını sanıp, insanı hayvan derecesine düşürenler, Allah sevgisini anlayamaz.
Peygamber efendimizin, (Ya Rabbi, kendi sevgini, sevdiklerinin sevgisini, sevgine kavuşturacak işlerin sevgisini nasip et ve sevgini susuzluktan yanan kimsenin arzuladığı soğuk sudan benim için daha kıymetli kıl!) duası, Allah sevgisinin önemini bildirmektedir. Allah’ı seven, bilmediği bir aşk ile şaşkın haldedir. Uykusu kaçar, gözyaşları dinmez. Her işinde Allah’tan korkar, titrer. Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak işleri yapmak için çırpınır. Sevgi kuvvetli ise buna aşk denir. Allah’ı aşkla sevmek gerekir.
Bu konuda Yunus Emre diyor ki:
Bilmeyenler bilsin ki aşk bir güneşe benzer
Aşkı olmayan gönül misâl-i taşa benzer.
Taş gönülden ne biter dilinde ağı tüter
Çok yumuşak söylese sözü savaşa benzer.
Aşk dolu gönül yanar yumuşar muma döner
Kararır taş gönüller sarp katı kışa benzer.
***
Senin aşkının oku, demirden taştan geçer
Aşkına düşen kişi can ile baştan geçer.
Gece gündüz eder zâr, aşkın ile olur yâr
Endişesi sen olan yemekten aştan geçer.
Aşkına düşenlerin yanar durur yüreği
Sana veren kendini lüzumsuz işten geçer.
Başında aklı olan ücretle amel etmez
Her güzele kapılmaz, göz ile kaştan geçer.
Gerçek âşık olasın, can vermeye ivesin
Dostla pazarlık eden nice bin baştan geçer.
Yunus’un gönül evi doludur Hak sevgisi
Tercih eden sohbeti dosttan tanıştan geçer.
1- Allahü teâlâyı seven, ölümden korkmaz. Seven, daima ölüme hazır bekler. Çünkü ölümle, aşık maşuka, garip öz yurduna kavuşmuş olur. Dinimize bir müddet daha hizmet edeyim düşüncesiyle, ölümün hemen gelmesini istememek Allah sevgisine zıt değildir.
2- Seven, sevdiğinin sevdiklerini, kendi sevdiklerine tercih eder.
3- Seven, her an sevdiğini düşünür, onu anar.
4- Seven, sevgilisinin sevdiği her şeyi sever.
5- Seven, bütün engellerden sıyrılır, sevdiğini çok anar. Uykusundan fedakârlık eder. Allahü teâlâ, Hazret-i Davud’a buyurdu ki:
(Beni sevdiğini söyleyip de, sabaha kadar yatan, yalancıdır. Zira dost, dostla sohbet ister. Gafleti bırakıp beni anar, sohbetime kavuşur.) [M. Name]
6- Sevene, bütün ibadetler kolay gelir. İbadetlere zevkle sarılır.
7- Seven, sevgilisinin dostlarını dost, düşmanlarını düşman bilir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İmanın en sağlam temeli, Allah için sevmek Allah için buğzetmektir.) [Ebu Davud]
İman eden ve imanın tadını bulan, Allahü teâlâyı çok sever. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İman edenlerin Allah sevgisi çok sağlamdır.) [Bekara 165]
Allahü teâlâya tam ve kusursuz tâbi olabilmek için, Onu tam ve kusursuz sevmek gerekir. Tam ve olgun sevginin alameti de, onun düşmanlarını düşman bilmektir. Onu beğenmeyenleri sevmemektir. Sevgiye gevşeklik sığmaz.
Aşıklar, sevgililerinin divanesi olup, onlara aykırı bir şey yapamaz. Aykırı gidenlerle uyuşamaz. İki zıt şeyin sevgisi bir kalbde bulunamaz. iki zıttan birini sevmek, diğerine düşmanlığı gerektirir.
İnsan sevgisi, hayvanlarda olduğu gibi beş duyuya bağlı değildir. Altıncı hissi inkâr eden, insanı hayvan derecesine indirmiş olur. İnsan, akıl, nur, kalb gibi özellikleriyle hayvandan ayrılır. İnsanın kalb gözü, baştaki gözden daha kuvvetlidir. Aklın anladığı güzellik, gözün gördüğünden daha büyüktür. İşte bunun için, beş duyu ile anlaşılamayan ve ancak kalb ile idrak edilen, şerefli şeylerin zevki daha büyüktür. Beş duyudan başka şey olmadığını sanıp, insanı hayvan derecesine düşürenler, Allah sevgisini anlayamaz.
Peygamber efendimizin, (Ya Rabbi, kendi sevgini, sevdiklerinin sevgisini, sevgine kavuşturacak işlerin sevgisini nasip et ve sevgini susuzluktan yanan kimsenin arzuladığı soğuk sudan benim için daha kıymetli kıl!) duası, Allah sevgisinin önemini bildirmektedir. Allah’ı seven, bilmediği bir aşk ile şaşkın haldedir. Uykusu kaçar, gözyaşları dinmez. Her işinde Allah’tan korkar, titrer. Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak işleri yapmak için çırpınır. Sevgi kuvvetli ise buna aşk denir. Allah’ı aşkla sevmek gerekir.
Bu konuda Yunus Emre diyor ki:
Bilmeyenler bilsin ki aşk bir güneşe benzer
Aşkı olmayan gönül misâl-i taşa benzer.
Taş gönülden ne biter dilinde ağı tüter
Çok yumuşak söylese sözü savaşa benzer.
Aşk dolu gönül yanar yumuşar muma döner
Kararır taş gönüller sarp katı kışa benzer.
***
Senin aşkının oku, demirden taştan geçer
Aşkına düşen kişi can ile baştan geçer.
Gece gündüz eder zâr, aşkın ile olur yâr
Endişesi sen olan yemekten aştan geçer.
Aşkına düşenlerin yanar durur yüreği
Sana veren kendini lüzumsuz işten geçer.
Başında aklı olan ücretle amel etmez
Her güzele kapılmaz, göz ile kaştan geçer.
Gerçek âşık olasın, can vermeye ivesin
Dostla pazarlık eden nice bin baştan geçer.
Yunus’un gönül evi doludur Hak sevgisi
Tercih eden sohbeti dosttan tanıştan geçer.
.