[SIZE=12pt][COLOR=#NaNNaNNaN]“İyilikten maraz doğar” ve “İyiliğe iyilik olsaydı kara öküze bıçak olmazdı” atasözlerini de beğenmeyenler var. Bu sözlerin iyilik etmeyi engellediğini sanıyorlar. Genel olarak kötü kimseler, kadirşinas değildir, nankördür. Nitekim Kur’an-ı kerimde (Allah ve Resulü kendi lütuflarından onları [kötüleri] zenginleştirdiği için öç almaya kalkıştılar) buyuruluyor. (Tevbe 74)
Demek ki kötü kimselerin, kendilerine iyilik edenlere zararları dokunabilir. Bunun için atalarımız, (İyilik et kele, duyursun seni ele) de demişlerdir. Bu atasözleri, iyiliğin mutlaka zararlı olduğunu göstermiyor, kötülere iyilik edince onlardan bazı zararların gelebileceğini gösteriyor.
Hz. Ali, (Kerim kimse, iyilik görünce yumuşar, kötü kimse de kendisine iyilik yapılınca katılaşır) buyuruyor.
Hz. Ömer de, (Kötü insanları mürüvvetsiz veya mürüvvetlerinin az olduğunu gördüm) buyurmaktadır.
Ebu Amr bin Ala buyuruyor ki: (İyiye ihanet edince, kötüye iyilik edince, akıllıyı sıkıntıya sokunca, ahmağa acıyınca, kötü ile düşüp kalkınca şerrinden sakın!)
Allahü teâlâ, (Kendisine iyilik edene kötülük eden, benim nimetime nankörlük etmiş olur, kendisine kötülük edene iyilik eden de, bana şükretmiş olur.) buyuruyor. Bir menfaat elde etmek için seninle arkadaşlık edenin şerrinden sakın! Çünkü beklediği şey kesilince; özür kabul etmez. (Şuab-ül-iman)
Genel olarak bir kimse, hiçbir menfaat beklemeden Allah rızası için, kötü birine de iyilik ederse, ondan zarar gelmez. Eğer, bir menfaat karşılığı iyilik ediyorsa, iyilik ettiği kimseden zarar gelebilir.
Hiçbir menfaat beklemeden, sırf Allah rızası için iyilik etmekten korkmamalıdır. Kötü kimse, buna zarar vermeye kalksa da fazla başarılı olamaz. İyilik eden, kendine iyilik etmiş olur. Onun için atalarımız, (İyilikten kötülük gelmez), (İyilik eden iyilik bulur), (İyilik et, denize at, balık bilmezse Hâlik bilir) demişlerdir. Demek ki, iyilik balık için değil, Hâlik için, yani Allah rızası için yapılırsa zararı olmaz.
Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki: İhsan eden, iyilik eden sevilir. Hadis-i şerifte, (İhsan sahibi kimseyi sevmek, insanların yaratılışında vardır) buyuruldu. (Deylemî)
İnsan, ihsanın, iyiliğin kölesidir. Gönül, kendine iyilik edeni sever, kötülük edenden nefret eder.
İnsan, ister istemez iyilik edene karşı sevgi duyar. Bunun için Peygamber efendimiz şöyle duâ ederdi:
(Ya Rabbi, kötü birinin, bana iyilik etmesini nasip etme!) [Deylemî]
Allahü teâlânın kullarına hizmet etmekle, dünya ve ahirette çeşitli nimetlere kavuşulur. İnsanlara iyilik etmek, onların işlerini güler yüzle ve tatlı dille ve kolaylıkla yapmak, insanı Allah sevgisine kavuşturur. Ahiret azaplarından kurtulmaya ve cennet nimetlerinin artmasına sebep olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, nimetlerini kullarına ulaşmasına vasıta olanları çok sever.) [Deylemî]
(Her iyilik sadakadır.) [Tirmizî]
(İnsanların iyisi, insanlara iyilik eden kimsedir.) [İ. Ahmed]
(En iyiniz, kendisinden hep iyilik beklenilen ve şerrinden emin olunandır. En kötünüz, kendisinden iyilik beklenilmeyen ve şerrinden emin olunmayandır.) [Tirmizî]
(Layık olana da, olmayana da iyilik et! İyilik ettiğin kimse, buna layıksa ne iyi. Layık değilse, sen iyilik ehlinden olursun.) [İbni Neccar]
(İyilik zayi olmaz, kötülük unutulmaz, herkes ettiğini bulur.) [Beyhekî]
O hâlde, maddi bir menfaat beklemeden herkese iyilik etmeye çalışmalıdır.[/COLOR][/SIZE]
Demek ki kötü kimselerin, kendilerine iyilik edenlere zararları dokunabilir. Bunun için atalarımız, (İyilik et kele, duyursun seni ele) de demişlerdir. Bu atasözleri, iyiliğin mutlaka zararlı olduğunu göstermiyor, kötülere iyilik edince onlardan bazı zararların gelebileceğini gösteriyor.
Hz. Ali, (Kerim kimse, iyilik görünce yumuşar, kötü kimse de kendisine iyilik yapılınca katılaşır) buyuruyor.
Hz. Ömer de, (Kötü insanları mürüvvetsiz veya mürüvvetlerinin az olduğunu gördüm) buyurmaktadır.
Ebu Amr bin Ala buyuruyor ki: (İyiye ihanet edince, kötüye iyilik edince, akıllıyı sıkıntıya sokunca, ahmağa acıyınca, kötü ile düşüp kalkınca şerrinden sakın!)
Allahü teâlâ, (Kendisine iyilik edene kötülük eden, benim nimetime nankörlük etmiş olur, kendisine kötülük edene iyilik eden de, bana şükretmiş olur.) buyuruyor. Bir menfaat elde etmek için seninle arkadaşlık edenin şerrinden sakın! Çünkü beklediği şey kesilince; özür kabul etmez. (Şuab-ül-iman)
Genel olarak bir kimse, hiçbir menfaat beklemeden Allah rızası için, kötü birine de iyilik ederse, ondan zarar gelmez. Eğer, bir menfaat karşılığı iyilik ediyorsa, iyilik ettiği kimseden zarar gelebilir.
Hiçbir menfaat beklemeden, sırf Allah rızası için iyilik etmekten korkmamalıdır. Kötü kimse, buna zarar vermeye kalksa da fazla başarılı olamaz. İyilik eden, kendine iyilik etmiş olur. Onun için atalarımız, (İyilikten kötülük gelmez), (İyilik eden iyilik bulur), (İyilik et, denize at, balık bilmezse Hâlik bilir) demişlerdir. Demek ki, iyilik balık için değil, Hâlik için, yani Allah rızası için yapılırsa zararı olmaz.
Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki: İhsan eden, iyilik eden sevilir. Hadis-i şerifte, (İhsan sahibi kimseyi sevmek, insanların yaratılışında vardır) buyuruldu. (Deylemî)
İnsan, ihsanın, iyiliğin kölesidir. Gönül, kendine iyilik edeni sever, kötülük edenden nefret eder.
İnsan, ister istemez iyilik edene karşı sevgi duyar. Bunun için Peygamber efendimiz şöyle duâ ederdi:
(Ya Rabbi, kötü birinin, bana iyilik etmesini nasip etme!) [Deylemî]
Allahü teâlânın kullarına hizmet etmekle, dünya ve ahirette çeşitli nimetlere kavuşulur. İnsanlara iyilik etmek, onların işlerini güler yüzle ve tatlı dille ve kolaylıkla yapmak, insanı Allah sevgisine kavuşturur. Ahiret azaplarından kurtulmaya ve cennet nimetlerinin artmasına sebep olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, nimetlerini kullarına ulaşmasına vasıta olanları çok sever.) [Deylemî]
(Her iyilik sadakadır.) [Tirmizî]
(İnsanların iyisi, insanlara iyilik eden kimsedir.) [İ. Ahmed]
(En iyiniz, kendisinden hep iyilik beklenilen ve şerrinden emin olunandır. En kötünüz, kendisinden iyilik beklenilmeyen ve şerrinden emin olunmayandır.) [Tirmizî]
(Layık olana da, olmayana da iyilik et! İyilik ettiğin kimse, buna layıksa ne iyi. Layık değilse, sen iyilik ehlinden olursun.) [İbni Neccar]
(İyilik zayi olmaz, kötülük unutulmaz, herkes ettiğini bulur.) [Beyhekî]
O hâlde, maddi bir menfaat beklemeden herkese iyilik etmeye çalışmalıdır.[/COLOR][/SIZE]
Ey Nefsim! Görüyorum ki tamamen dünya ile haşır neşir oldun tamamen ona bağlandın. Ondan hiç ayrılmak istemiyorsun. Gittikçe dünya muhabbeti ve mal hırsı her yanını sarıyor. Bir gün ölüm gelip seni biriktirdiğin maldan ve sevdiğin dünyadan ve dostlarından, arkadaşlarından ayıracağını düşünemez oldun. Öfke ile kalp kirdin, bilmezmisinki bir kalp kirmak kabeyi yikmak gibidir?
bilmezmisin???
bilmezmisin???
.