Forum Hafızoğlu
Hoşgeldiniz
Ziyaretçi. Kayıt Ol !


E-Kitaplar- Aşagıda Yer Alan Kitap İsimlerine Tıklayarak Sitemiz Üzerinden Okuyabilirsiniz.

| kitapPeygamberimizin Hayati | kitapSevgili Peygamberim | kitapSiyer-i Nebi | kitapKütübü Sitte | kitapZulmün Tarihi | kitapAdabı Muaşeret | kitapAteizm Ve Eleştirisi|
| kitapKıymetsiz Yazılar | kitapYaşayan Hurafeler | kitapNamaz-Oruç-Haç-Zekat-Kurban... | kitapMuhtasar Osmanlı Tarihi | kitapOsmanlıca-Türkçe Sözlük | kitapİslami Sözlük|
| kitapMübârek Gün Ve Gecelerde Yapılması Tavsiye Edilen Duâ Ve İbâdetler|
| kitapSahabelerin Hayatı | kitapDini Bilgiler | kitapYahudiliğin Gerçek Yüzü | kitapAile Saadeti | kitapElmalılı Tefsiri| | kitapÇocuk Eğitimi|
Peygamberimize salavat Getirmenin Faydaları
Konuyu Değerlendir
  • 24 Oy - 2.71 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5


Konu: 10
Mesaj: 15
Cinsiyet:
Kıdem: Aug 2007

SALÂT, SALAVÂT
Tebrik, tezkiye, duâ, Peygamberimiz (s.Aleyna Ve Aleykum Selam)'e yapılan duâ,istiğfar, rahmet gibi anlamlara gelen bir terim, salavât. "Belirlivakitlerde, Kur'an'da emredildiği tarzda ve Hz. Peygamberin tarif ettiğişekilde yapılan ibadettir. Salât'ın çoğulu salavât gelir. Türkçede daha çok Hz.Peygamber'e yapılan duâ mânâsında kullanılır.
Kur'ân-ı Kerim'de bu anlamda şöyle buyurulur: Âllâh ve O'nunmelekleri Peygamber'e hep salât ederler. Ey mü'minler, siz de Ona salât (vedua) ediniz ve samimiyetle selam veriniz" (el-Ahzab, 33/56).
Bu âyeti kerimeyle, Peygamberimize salât ve selamlarımızlahürmetlerimizi sunmak farzdır; her müslüman için yerine getirilmesi gerekli birgörevdir. Her müslüman en kısa şekilde: Âllâhümme salli alâ Muhammed AllâhımMuhammedi rahmetinle tebrik et ve esen kıl" diye salât getirir.
Rasûlü Ekrem Efendimiz de, "Yanında benim adım anılıpda bana salât getirmeyen kişinin burnu sürtünsün, hakarete uğrasın "buyurmuştur (et-Tâc, V, 145).
Namazlarda oturduğumuz zaman tahiyyât * tan sonra okuduğumuz"Allahumma Salli, Bârik..." duâları da, Hz. Peygambere salâtgetirmeyi ifâde eder. Hz. Peygambere salât getirmenin fazileti hakkındaRasûlüllah şöyle buyurmuştur: Kim bana bir salât getirirse, Allah ona on salât(mağfiret) eder" (et-Tâc, Vı 145).
Hz. Peygamber'in ismi her işitildiğinde veya anıldığındasalat getirilip getirilemeyeceği hususunda bazı alimler; bir yerde, Hz.Peygamber'in adı ne kadar anılırsa anılsın bir defa salât edilmesi yeterlidirderken, bilginlerin çoğunluğu ise, Hz. Peygamber'in adı her anıldığında salâtgetirilmesi gereklidir demiştir. Nitekim hadis ilmiyle uğraşanlar, Hz.Peygamberin hadislerini rivayet ederken, sözleriyle, halleriyle en büyüksaygıyı göstermişler; öğretimi sırasında da Hz. Peygamber'in adı ne kadar çokanılırsa anılsın, her anıldıkça, "Sallallahü aleyhi ve sellem"diyerek saygılarını göstermişlerdir (Tecrid-i Sarih Tercümesi, XI,164; Genişbilgi için bk. Salvale).
Şamil İSLAM ANSİKLOPEDİSİ

SALVELE

Hz. Peygamber (s.Aleyna Ve Aleykum Selam)'e salavât okuma; Allah'a hamd ve senâettikten sonra Hz. Peygamber (s.Aleyna Ve Aleykum Selam) hakkında "... Ve's-Salatü ve's-selâmualâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ecmain" şeklinde yapılandua.
Peygamberimiz (s.Aleyna Ve Aleykum Selam)'e imanın ve muhabbetin bir ifâdesiolan bu duayı mü'minlere Allah Teâlâ emretmiştir. Allah Teâlâ Ahzab süresindeşöyle buyurmaktadır: Hiç şüphesiz, Allah ve melekleri peygambere salatetmektedirler. Ey İman edenler, siz de ona salat edin ve tam bir teslimiyetleona selam verin" (el-Ahzab, 33/56). Bu âyette Allah Teâlâ kendisinin vemeleklerinin Hz. Muhammed'e (s.Aleyna Ve Aleykum Selam) salât getirdiğini bildirmekte, mü'minlerinde salât getirmesini emretmektedir. Ayrıca O'na selam vermemizi de vazifekılmaktadır. Bu âyet-i kerimede Allah Teâlâ, Peygamberinin (s.Aleyna Ve Aleykum Selam) hayatını vemematını şerefli kıldığını, mevkiini yücelttiğini açıklamaktadır.
Ebul-Alâ el-Mevdudî bu âyetle ilgili olarak şunları söyler:"Konunun akışından bu hususa neden deyinildiği kolayca anlaşılabilir. Budönem, bütün İslâm düşmanlarının İslâm'ın başarısını kıskandıkları bir dönemdi.Onu lekeleyerek, onun İslâm ve müslümanların her gün daha da güçlenmesine sebepteşkil eden ahlakî mükemmelliğine gölge düşürmeyi planlıyorlardı. Allah buâyeti gönderdiğinde şartlar böyleydi. Bu âyetle şöyle denilmek isteniyor: Kâfirler,münâfıklar ve müşrikler, Hz. Peygamber'in görevinin başarısızlığa uğraması içinona ne kadar iftira atsalar ve gözden düşürmeye çalışsalar da, sonuçtabaşarısızlık ve rezaletle karşılaşacaklardır. Çünkü ben, Peygamberime karşımerhametliyim ve bütün kainatı idare eden melekler de onundestekleyicileridirler. Onun düşmanları onu suçlayıp aşağılayarak hiç bir şeyelde edemezler, çünkü ben onun ismini yüceltiyorum ve melekler de sürekli onasaygı ve sevgi göstermektedirler. Benim rahmetim ve bereketim onunla birlikteiken ve meleklerim "Ey Alemlerin Rabbi, Muhammed'i daha yüce makamlaraçıkar, onun dinini yay ve geliştir" diye gece gündüz sürekli dua ederken,kâfirler, fitne ve tuzaklarıyla Peygamberime hiç bir zarar veremezler"(Mevdudî, Tefhîmul-Kur'an, İstanbul 1991, IV, 450-451).
İmam Kurtubî de bu âyetin tefsirinde "rivayetolunduğuna göre" diyerek şöyle bir hadis zikretmektedir: Ashab-ı Kiram,Rasûlüllah (s.Aleyna Ve Aleykum Selam)'e: - Ya Rasulallah! Ahzab süresinin "Şüphesiz Allah veMelekleri Peygamber'e salât eder..." ifadeleri ile başlayan âyetininmanasını açıklar mısınız? Diye sormuşlar.
Hz. Peygamber (s.Aleyna Ve Aleykum Selam) buyurdu ki:" - Bu sorduğunuzilm-i meknûndur (Yani insanlara açıklanmamış bilgilerdendir). Eğer bu konudabana sormasaydınız, onu size açıklamazdım.
Allah benim için iki melek vazifelendirdi. Bir mümininyanında anıldığımda bana salat getirirse bu iki melek (ona) Âllah senibağışlaşsın" diye dua ederler. Allah'ın (diğer) melekleri bu iki meleğinduasını pekiştirerek "amîn"derler, Allah da (bu duayı kabul eder)".
Bir müminin yanında anıldığımda bana salat getirmezse bu ikimelek "Âllah seni bağışlamasın" diyerek beddua ederler. (Diğer)melekler de bu iki meleğin beddualarına "âmîn" derler. Allah da (bubedduayı kabul eder) (Kurtubî, el-Câmi' Li Ahkâmil-Kur'an, Beyrut 1985, XIV,233).
Türkçemizde salavât veya salavât-ı şerîfe dediğimiz kelimebu âyette geçen salât kelimesinin çoğuludur. Âyetten de anlaşıldığı gibi salat:Allah'ın salatı, Meleklerin salatı ve müminlerin salatı olmak üzere üç kısmaayrılır.
a. Allah'ın Peygamberi'ne salat etmesi: O'na rahmeti veondan hoşnut olması, O'na yardım etmesi, tebliğ ettiği İslâm dinini yayarakO'nun şanını artırması, O'nun işlerini bereketli kılması, ismini yüceltmesi,ona ahiret mükafatlarını vermesi ve getirilen salatı kabul etmesi anlamınagelir.
b. Meleklerin salatı şu anlama gelir: Melekler Hz.Peygamber'i çok severler; O'na en yüce makamları vermesi, dininin ve şerîatınıngelişmesi ve O'nu yüksek derecelere ulaştırması için Allah'a dua ederler,istiğfar ederler; O'na salat getirenlere Allah'ın rahmetini dilerler.c. Müminlerin salatı: O'na saygı ve tazimde bulunmaları,O'nunla ilgili duada bulunmalarıdır. Allah'tan, tebliğ ettiği diningüçlenmesini, şanının artmasını dilemek ve Cennetteki Makam-ı Mahmud'u veümmetine şefaat etme hakkını ona vermesini istemektir.
Müminlerin Allah'ın Rasûlü (s.Aleyna Ve Aleykum Selam)'ne salat etmeleriningereğini anlatan âyetin şu anlama geldiği kaydedilmektedir: "Ey Allah'ınRasûlü Muhammed vasıtasıyla doğru yola ulaşanlar! O'nun gerçek değerini takdiretmeli ve size olan büyük nimetleri sebebiyle ona şükran duymalısınız. Sizcahiliye karanlıklarında kaybolmuştunuz; size bilgi ışığını ulaştırdı. Ahlâkençökmüştünüz; sizi ahlâkın yüceliklerine ulaştırdı da bu gün çevrenizdekiler buyüzden sizi kıskanıyor. Barbarlık ve vahşete dalmıştınız; o sizi yüksek birmedeniyete ulaştırdı. Kâfirler, size bu nimetleri verdi diye ona düşmanoldular; yoksa şahsen o hiç birine zarar vermemiştir. Bu nedenle, ona şükran veminnetinin ifadesi olarak siz ona bu insanların düşmanlık ve kinlerine eşitveya ondan daha ateşli bir şekilde onu yüceltmeli ve ona saygı duymalısınız;onların kötülük isteklerine karşılık siz daha içten bir şekilde onun iyiliğiniistemeli ve meleklerin gece gündüz ona dua ettikleri gibi siz de dua etmelisiniz:"Ey Alemlerin Rabbi! Senin Peygamberin nasıl bize sayısız nimet velütuflarda bulunmuşsa, sen de ona sınırsız ve sonsuz rahmetini göster, onu budünyada en yüksek makamlara ulaştır ve ahirette de sana en yakın olma şerefinibahşet" (Mevdudî, a.g.e., IV, s. 451).
Ayette geçen "selâm" kelimesi, eksikliklerden veher türlü musibetlerden korunmuş olmayı Allah'tan niyaz etme anlamını taşır.Hz. Peygamber'e selam vermek, müminlerin birbirine verdiği gibi kabr-i şerifiniziyaret ettiğimizde O'na selam vermek, ayrıca zaman zaman ve özellikle ismianıldığında manevi şahsiyetini selamlamaktır. Salat, selam manasını ihtivaediyorsa da, selamda insanların O'na itaat etmeleri ve O'nun şeriatınıyaşamalarını dilemek gibi özel manalar vardır.
Namazların ikinci ve dördüncü rekatlarında okuduğumuz"Et-Tehiyyâtü" diye başlayan duada geçenn "Eyyühennibiyyu verahmetullahi ve berekâtüh" cümlesi Hz. Peygamber (s.Aleyna Ve Aleykum Selam)'e selamdır. Buduayı okuyan mümin, Allah'ın Rasûlü'ne selam vazifesini ifa etmiş olur.
Salavat konusundaki âyet, Hz. Peygamber'e salavât getirmeninfarz olduğunu göstermektedir. Ancak âyette bunun tekrarına deyinilmemektedir.Hz. Peygamber'e salat ve selam getirmenin hükmü konusunda bir kaç görüşbulunmaktadır. Hz. Peygamber'e salat ve selam getirmenin şekli miktarı, hükmü,anlamı vesair konuları, İslâm alimleri bu mevzuda yazmış oldukları özelkitaplara konu yapmışlardır. Bu tür kitaplara iki örnek vermemiz mümkündür.Bunlardan birisi hicrî 751 yılında vefat etmiş olan Allâme İbn Kayyim el-Cevziyye'nin"Cilâul-Efhâm fi's-Salati ve's Selami ala hayril-Enam " adlı eseri,diğeri de hicrî 902'de vefat etmiş olan Şemseddin Muhammed b. Abdirrahmanes-Sehâvî'nin "el-Kavlu'l-Bedî' fı's-Salati alel-Habîbiş-Şefı"'(Kahire 1988) isimli eseridir. Hz. Peygamber'e salat ve selam getirmenin hükmükonusundaki görüşleri şöylece özetlemek mümkündür:

1. Sahih olan görüşe göre Hz. Peygamber'in ismi anıldıkçasalat getirmek farzdır. Bu hususta bir çok hadis rivayet olunmuştur. Az evvelsözünü ettiğimiz eserlerde bu tür hadisleri bir arada görebilmek mümkündür. Buhadislerden bir kısmı şöyledir: Hz. Peygamber buyuruyor: "Kıyamet günündebana halkın en yakın olanları ve şefaatime hak kazananları, bana en çok salâvâtgetirenleridir" (Tirmizi, Vitir, 21); "Yanında ben anıldığım haldebana salavat getirmeyenin yüzü yere sürülsün, hakarete uğrasın" (Tirmizi,Deavât, 100; Müsned, II, 254); Kim bana bir salavat getirirse Allah Teâlâ buyüzden o kimseye on misli mağfiret eder" (Müslim, Salat, 70); En cimri (bahîl)olan yanında anıldığım halde bana salat-u selam getirmeyendir" (Tirmizî,Deavât, 100; Müsned I, 201); "Günlerinizin en faziletlisi Cum'a günüdür. Ogünde bana çok salavat getirin; zira sizin salat ve selamlarınız (meleklervasıtasıyla) bana arzolunur". Âshab-ı Kiram sordu: "Ya Rasulallah!Getirdiğimiz salavat size nasıl arz olunur; halbuki siz çürümüşbulunacaksınız?". Rasûl-i Ekrem (s.Aleyna Ve Aleykum Selam) Efendimiz: "Allah TeâlâPeygamberlerin cesetlerini yer yüzüne haram kılmıştır" cevabını verdi (EbuDavud, Salat, 201; Vitr, 26; Nesâî, Cum'a, 5; İbn Mace, İkame, 79, Cenâiz, 65;Darimî, Salat, 306; Müsned, IV, 8 );
"Şüphesiz ki, benim üzerime salavat getiren kimseninselamını almak için Allah bana ruhumu iade eder" (Ebu Davud, Menâsik, 96).
İbn Ebî Leylâ şöyle demiştir: Ka'b b. Ucre ile bir defasındakarşılaştım, bana şöyle dedi: Sana Peygamber (s.Aleyna Ve Aleykum Selam)'den işittiğim bir hediyevereyim mi? Peygamber (s.Aleyna Ve Aleykum Selam) bizim yanımıza çıktı. Biz O'na:
- Ya Rasulallah! Bizler Sana nasıl selam okuyacağımızıöğrendik. Fakat Sana nasıl salat okuyacağız? Dedik. Rasûlüllah (s.Aleyna Ve Aleykum Selam) bize:
Âllahümme sallî alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin. Kemasalleyte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrahime inneke Hamîdun Mecîdun.
Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin. Kemâbârekte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrahime inneke Hamidun Mecîdun ".
(Allahım! Muhammed'e ve Muhammed'in âli üzerine, İbrahim'inâli üzerine salât ettiğin gibi salât et: Şüphe yok ki, Sen Hamîd'sin,Mecîd'sin. Allahım! Muhammed'e ve Muhammed'in âline, İbrahîmin âline bereketihsan ettiğin gibi bereket ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen Hamîd'sin Mecîd'sin)(Buharî, Enbiyâ,10; Daavât, 31, 32; Müslim, Salat, 65, 66, 69).
Namazda okunan teşehhüd duası bu hadiste açıklananlafızlardan daha farklı lafızlarla da rivayet olunmuştur. Bütün bu salavatlar,lafızları farklı olmakla birlikte aynı anlamı taşımaktadır. Bu salavatlarlailgili şu bir kaç noktanın çok iyi anlaşılması gerekmektedir:
Birincisi, salavatların hepsinde Hz. Peygamber (s.Aleyna Ve Aleykum Selam)müslümanlara, kendisine selam ve salat göndermenin en iyi yolunun, Allah'a"Allahım Muhammed'e salat eyle" diye dua etmek istediğinisöylemektedir. "Allahümme salli alâ Muhammedin" diye dua eden birkimse aslında Allah karşısında kendi acizliğini kabul ediyor ve "Allah'ım,ben Rasûlüne gerektiği gibi salat gönderemem. Bu yüzden sana yalvarıyorum;benim yerime sen ona salât et ve bu hususta benden dilediğin hizmeti al"(Mevdudî, Tefhîmul-Kurân, IV, 453).
İkincisi, Hz. Peygamber (s.Aleyna Ve Aleykum Selam) bu duayı sadece kendisinehasretmemiş; ashabını, hanımlarını ve soyundan gelenleri de buna dahiletmiştir. Hanımları ve soyundan gelenlerle ne kastedildiği bellidir."Âl" kelimesi ise sadece Hz. Peygamber'in ev halkını değil, onu takibeden ve onun sünnetine uyan herkesi içine alır (Mevdûdî, a.g.e., IV, 453).
Üçüncüsü, Hz. Peygamber (s.Aleyna Ve Aleykum Selam) tarafından öğretilen tüm bu(dua ve selamlar) ile, ona Hz. İbrahim ve onun Âline salât, rahmet ve bereketinaynısını indirmesi için Allah'a dua edilmektedir. Allah, Hz. İbrahim'e (Aleyna Ve Aleykum Selam)yer yüzünde başka hiç kimseye ihsan etmediği bir nimet vermiştir.Peygamberliği, vahyi ve Kitab'ı hidayet kaynağı olarak kabul eden Müslüman,Yahudi yahut Hıristiyan olsun, bütün insanlar Hz. İbrahim'in önderliğini kabuletmiştir. O halde Hz. Peygamber'in (s.Aleyna Ve Aleykum Selam) söylemek istediği şudur:"Allah'ım! Hz. İbrahim'i bütün peygamberlere inananların sığınağı yaptığıngibi, beni de bütün peygamberlerin sığınağı yap ki; risalete inanan hiç kimsebenim peygamberliğime inanma nimetinden mahrum olmasın" (Mevdudî, a.g.e.,IV, 454-455).
Rasûl-i Ekrem (s.Aleyna Ve Aleykum Selam)'e salat ve selam getirmenin hükmü ilediğer görüşler de şöyledir:
Ömürde bir defa salât getirmek farzdır. İsmi her anıldığındasalat getirmek vacibtir. Ancak bir mecliste ismi çok defa anılsa da bir defasalat getirmek yeterlidir.
Namazda salat getirmek gereklidir. Namazda salat getirmekHanefi, Malikî ve Cumhur'a göre sünnet; İmam Şafi ve Ahmed b. Hanbel'e göre isefarzdır. Onlara göre salat terkedilirse namaz bozulur.
Duanın başında ve sonunda salat getirmek vacib olup, duanınkabulü için şarttır.
Burada, "Allah'ın Rasûlü (s.Aleyna Ve Aleykum Selam) bizim salat veselâmımıza muhtaç mıdır" şeklinde bir soru akla gelebilir. Elbette kibunun cevabı "hayır!" olacaktır. Ancak bazı sebeplerden ötürüinsanlar O'na salat ve selam getirmeye muhtaçtırlar.
Allah O'na salat ve selam getirmemizi emrediyor. Bizim içingerekli olmasaydı emretmezdi.
Bize Kur'an'ı tebliğ eden, dünya ve âhirette mutlu olmanınyollarını gösteren Yüce Peygamberimiz salat ve selam O'na bir teşekkürdür.
Her Peygamberin kabul olunan bir duası vardır. O bu duasınıümmetine şefaat etme hakkını elde etmede kullanacağım bildirdiği ve ümmetininyarısından fazlasının şefaati ile Cennet'e gireceğini açıkladığı için, O'nasalat ve selam, bu hakkı elde etmesinde O'na manevî bir yardımdır; aslındanefsimiz için şefâat talebinde bulunmaktır. O'na salat ve selam, O'nunla gönülrâbıtasını kuvvetlendirmek ve feyzimizi arttırmaktır ki, buna bir kullarınihtiyacı vardır.
Allah'ın Rasûlü Hz. Muhammed'e salat ve selam getirmekAllah'ın emri olduğu için, özellikle ismi anıldığında ona salat ve selamgetirmemek günahtır. Peygamberimiz (s.Aleyna Ve Aleykum Selam) kendisi ile ilgili bu gerçeği birhadislerinde şöyle açıklamaktadır: "Yanında ben anıldığımda bana salatgetirmeyenin yüzü yere sürülsün, hakarete uğrasın " (Tirmizi, Daavât, 100,Müsned, II, 254).
Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Allah'ın Rasûlü(s.Aleyna Ve Aleykum Selam) şöyle buyurmuştur: "Bana salat getirdiğiniz zaman benim içinAllah'dan "vesîle'yi" isteyiniz. "Sahabiler tarafından soruldu:
Ya Rasulallah! Vesîle nedir?
"Vesîle, Cennet'in en yüksek derecesidir. Oraya ancakbir kişi yükselecektir. O kişinin de ben olacağını ümit ediyorum" (Müsned,II, 265).
Peygamberimiz (s.Aleyna Ve Aleykum Selam) için Vesîle'yi istemek O'nun şefaatineermemize vesîledir. Nitekim ezan okunduğu zaman ezandan sonra kendisine salatgetirip Vesile'yi isteyene Allah'ın izni ile şefaat edeceğini peygamberimizmüjdelemektedir ve sallallahu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi va sahbihive sellim.

Sabahaddin YILDIRIM

Kaynak: Şamil İslam Ansiklopedisi
NE İSTERSEN ONU YAP! AMA ALLAH'IN HER ZAMAN SENİN YANINDA HAZIR VE NAZIR OLDUĞUNU HİÇ UNUTMA!

Alıntı
.
Konu: 1,019
Mesaj: 3,528
Cinsiyet:
Kıdem: Apr 2006

Emeğinize sağlık....
Allah razı olsun...
Bol Salavat okuyanlardan oluruz İnşallah
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.


Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)


Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan

Alıntı
.
Konu: 10
Mesaj: 15
Cinsiyet:
Kıdem: Aug 2007

*ALEmD@R* demiş ki:Emeğinize sağlık....
Allah razı olsun...
Bol Salavat okuyanlardan oluruz İnşallah

Rabbim cümlemizden Razı olsun.

Sağ olun ALEmD@R kardeşim.
NE İSTERSEN ONU YAP! AMA ALLAH'IN HER ZAMAN SENİN YANINDA HAZIR VE NAZIR OLDUĞUNU HİÇ UNUTMA!

Alıntı
.


Foruma Git:


Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 1 Ziyaretçi

Türkçe Çeviri : MyBB Türkiye
MyBB, © 2002-2024 MyBB Group.