BANA NE, SANA NE
Neme lazım, nene lazım, sana ne, bana ne diyerek olayların üstüne sünger çektik. Sonunda bu vurdumduymazlık bizi o noktaya getirdi ki sorunların altından kalkamaz hale geldik. Herkes dertli ve herkes birbirinden şikâyetçi, binanın temeli sallanmaya başladı.
Komşunun bir derdi mi var? BANA NE. Filistin’de İsrail Müslümanlara toplu katliam yapıyor. BİZE NE. Ahlaki bozukluklar aldı yürüdü. BEN NE YAPABİLİRİM Kİ. Yiyip içtiklerimizde şüpheli katkı maddeleri var deniyor. BOŞ VEEER. Bolu’da domuz çiftliği kuruluyormuş. Ne diyorsun. AMMADA ABARTTIN HA. Avrupa birliğine giriyoruz. Alışın artık bu işlere. Arkadaşım, komşum senin kızın, oğlun biraz …………………………
…….. SANA NE. İsrail askeri Bolu’da komando tugayında kar kış eğitimi alacakmış. YAHU KARDEŞİM SİZDEN BAŞKASI BU İŞLERİ KARIŞTIRMIYOR. Gidin işinize.
Allah korusun bu ilgisizlik, bu duyarsızlık hayra alamet değil. Müslüman olumsuzluklara duyarsız kalamaz. Mutlaka tepki vermesi gerekir. Allah rasulu bir hadis-i şerifinde “Toplumun derdi ile dertlenmeyen benden değildir.”buyuruyor.
Nasıl bir ümmet ki Peygamberi onu kendinden kabul etmiyor. (Bu kafa ile nasıl gidilir Of’a).
Ve yine peygamberimiz bizi uyararak buyuruyor ki “Bir kötülük görürsen onu elinle düzelt. Buna gücün yetmesse dilinle düzelt. Buna da gücün yetmesse ona kalbinle buğz eyle. Bu ise imanın en zayıf kısmıdır.”
Olumsuzluklar karşısında tepki veremiyoruz, dik duramıyoruz, protesto edemiyoruz bari alkışlamayalım, nefret edelim kalben buğz edelim. Tekasür suresi ayet 8’de Cenab-ı Hak “ Nihayet o gün dünyada kazanıp harcadığınız nimetlerden hesaba çekileceksiniz.” Buyurmaktadır.
(İnsanoğlu dünyada geçirdiği ömürden, sıhhat ve afiyetten, kazanıp harcadığı mal-mülk ve servetten, harcadıklarından, harcamayıp geride bıraktıklarından ve bütün fiillerinden birer birer hesap verecek. Buhari’nin rivayet ettiği bir hadiste <<iki nimet vardır ki insanların çoğu bunların değerinden habersizdir: sağlık ve boş vakit>> denilmiştir. Zira kazanmak ve hayır yapmak bunlara bağlıdır.)
Kendimizi toparlamazsak Allah korusun bu manevi deprem* sonun başlangıcını hazırlar. Vakit henüz geçmiş değil Rabbımız merhametlidir. Hep beraber yanlışların farkına vararak fikir-zikir birliği ile tevbe edersek Cenab-ı Hak bizi inşallah affeder.
Sözü milli şairimiz AKİF’le bitirelim:
Kurt uzaklardan bakar,dalgın görürmüş merkebi,
Saldırırmış ansızın yaydan boşanmış ok gibi.
Lakin aşk olsun ki, aldırmaz da otlarmış eşek
Sanki tavşanmış gelen, yahut kılıksız köstebek!
Kar sayarmış bir tutam ot fazla olsun yutmayı…
Hasmı, derken, çullanırmış yutmadan son lokmayı!...
Bir hakikattir bu, şaşmaz, bildiğin üsluba sok:
Halimiz merkeple kurdun aynı, asla farkı yok.
alıntı
Neme lazım, nene lazım, sana ne, bana ne diyerek olayların üstüne sünger çektik. Sonunda bu vurdumduymazlık bizi o noktaya getirdi ki sorunların altından kalkamaz hale geldik. Herkes dertli ve herkes birbirinden şikâyetçi, binanın temeli sallanmaya başladı.
Komşunun bir derdi mi var? BANA NE. Filistin’de İsrail Müslümanlara toplu katliam yapıyor. BİZE NE. Ahlaki bozukluklar aldı yürüdü. BEN NE YAPABİLİRİM Kİ. Yiyip içtiklerimizde şüpheli katkı maddeleri var deniyor. BOŞ VEEER. Bolu’da domuz çiftliği kuruluyormuş. Ne diyorsun. AMMADA ABARTTIN HA. Avrupa birliğine giriyoruz. Alışın artık bu işlere. Arkadaşım, komşum senin kızın, oğlun biraz …………………………
…….. SANA NE. İsrail askeri Bolu’da komando tugayında kar kış eğitimi alacakmış. YAHU KARDEŞİM SİZDEN BAŞKASI BU İŞLERİ KARIŞTIRMIYOR. Gidin işinize.
Allah korusun bu ilgisizlik, bu duyarsızlık hayra alamet değil. Müslüman olumsuzluklara duyarsız kalamaz. Mutlaka tepki vermesi gerekir. Allah rasulu bir hadis-i şerifinde “Toplumun derdi ile dertlenmeyen benden değildir.”buyuruyor.
Nasıl bir ümmet ki Peygamberi onu kendinden kabul etmiyor. (Bu kafa ile nasıl gidilir Of’a).
Ve yine peygamberimiz bizi uyararak buyuruyor ki “Bir kötülük görürsen onu elinle düzelt. Buna gücün yetmesse dilinle düzelt. Buna da gücün yetmesse ona kalbinle buğz eyle. Bu ise imanın en zayıf kısmıdır.”
Olumsuzluklar karşısında tepki veremiyoruz, dik duramıyoruz, protesto edemiyoruz bari alkışlamayalım, nefret edelim kalben buğz edelim. Tekasür suresi ayet 8’de Cenab-ı Hak “ Nihayet o gün dünyada kazanıp harcadığınız nimetlerden hesaba çekileceksiniz.” Buyurmaktadır.
(İnsanoğlu dünyada geçirdiği ömürden, sıhhat ve afiyetten, kazanıp harcadığı mal-mülk ve servetten, harcadıklarından, harcamayıp geride bıraktıklarından ve bütün fiillerinden birer birer hesap verecek. Buhari’nin rivayet ettiği bir hadiste <<iki nimet vardır ki insanların çoğu bunların değerinden habersizdir: sağlık ve boş vakit>> denilmiştir. Zira kazanmak ve hayır yapmak bunlara bağlıdır.)
Kendimizi toparlamazsak Allah korusun bu manevi deprem* sonun başlangıcını hazırlar. Vakit henüz geçmiş değil Rabbımız merhametlidir. Hep beraber yanlışların farkına vararak fikir-zikir birliği ile tevbe edersek Cenab-ı Hak bizi inşallah affeder.
Sözü milli şairimiz AKİF’le bitirelim:
Kurt uzaklardan bakar,dalgın görürmüş merkebi,
Saldırırmış ansızın yaydan boşanmış ok gibi.
Lakin aşk olsun ki, aldırmaz da otlarmış eşek
Sanki tavşanmış gelen, yahut kılıksız köstebek!
Kar sayarmış bir tutam ot fazla olsun yutmayı…
Hasmı, derken, çullanırmış yutmadan son lokmayı!...
Bir hakikattir bu, şaşmaz, bildiğin üsluba sok:
Halimiz merkeple kurdun aynı, asla farkı yok.
alıntı
beni bir ben bilirim birde yaradan,bana bir ben lazımım birde anlayan.hz mevlana----------------------------------------------------------------------------------
.